Başarı hikayesi
“KİŞİYE ÖZEL FAİZ BÜYÜME GETİRDİ”
ING Bank, 2013 yılı Ekim ayı itibariyle ihtiyaç kredilerinde tüketicilerin Findeks Kredi Notu’nu baz alarak faiz oranı belirlemeye başladı. Kişiye özel faiz sistemi, Türkiye için bir ilk oldu. Banka bu projeyle 100 bin müşteriye ulaştı. Projenin sorumlusu ING Bank Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Barbaros Uygun, bu uygulamayla yakaladıkları artıları ve geleceğini anlattı: ETKİN PORTFÖY YÖNETİMİ “Findeks Kredi Notu” bazlı fiyatlandırma modeliyle müşterilerimize en uygun şartlarda finansman sağlamak için sektörde ilk kez “Herkese aynı faiz oranına son” dedik. Borcuna sadık müşterilerimizin faiz oranını düşürmek amacıyla Findeks Kredi Notu 1.600 ve üzeri olan müşterilerimize daha düşük faizli kredi imkanı sağlıyoruz. Uygulamanın olumlu sonuçlarını gördük. Bu şekilde çok daha etkin portföy yönetimi yapmaya başladık. Etkin fiyatlama stratejimizin de sayesinde, ihtiyaç kredilerinde 2014 yılı içinde yüzde 20 büyüme gösterdik. 1,2 MİLYAR TL KULLANDIRDIK 2014 sonu itibariyle 100 bin müşterimize risk bazlı fiyatlama stratejimizle ulaştık ve bu müşterilerimize yaklaşık 1,2 milyar TL ihtiyaç kredisi kullandırdık. Mevcutta devam eden “Çan Eğrisi” kampanyamızla Findeks Kredi Notu 1.700 üzeri olan müşterilerimize, 7.000 TL ve 36 ay vadede ilk yıl 89 TL’den başlayan taksitlerle ihtiyaç kredisi sunuyoruz. Şu an için sadece ihtiyaç kredilerinde başlattığımız bu uygulamamızı ilerleyen dönemlerde diğer bireysel kredi türlerinde de kurgulayabiliriz.” MERAK EDİLEN
YENİ TREND SİBER SİGORTALAR
Teknoloji, getirdiği sayısız nimetle tüm iş dünyası ve finans sektörünün iş yapma biçimleri değiştiriyor. Ama büyük bir riski de beraberinde getiriyor: ABD Washington merkezli “Center for Strategic and International Studies”’in araştırmasına göre siber suçların global ekonomiye yıllık zararı 445 milyar doları buluyor. Data Breach Today’e göre de 2014’te dünyada 740 bin bilgi dosyası çalındı. İşte sigorta şirketleri de bu riski keşfetti. Türkiye’de bu alanda sadece 1-2 sigorta şirketi iş dünyasına ürün sunuyor. Henüz alan, emekleme döneminde. Bu yıl Türkiye’de yabancı sermayeli sigorta şirketleri, bireyler için de siber riskleri teminat altına alan ürün çıkarmaya hazırlanıyor. HACMİ NE KADAR? Siber sigortalar, hem şirketlerin çalışan ve müşteri verilerini hem bireylerin özel finansal bilgilerini korumak için önemli çözümler sunuyor. Bu alanda en gelişmiş pazar, 10 yıl önce bu branşta çalışmaya başlayan ABD. Amerikan sigorta pazarında siber sigortaların prim üretimi, 2010 yılında sadece 600 bin dolardı. 2013 yılındaysa Betterly Raporu’na göre prim üretimi 1,3 milyar doları buluyor. 2014 yıl sonunda bu rakamın, yüzde 60 büyüme ile 2 milyar dolar olması bekleniyor. Bu tabii 1,1 trilyon dolarlık ABD sigorta pazarında oldukça küçük bir rakam ama burada üretiminin her yıl katlanarak artması bekleniyor. Avrupa’da da siber sigortalar oldukça küçük bir pazara sahip. Marsh’a göre Avrupa’da siber sigortaların toplam prim üretimi 150 milyon doları buluyor; yıllık büyümesiyse yüzde 50’yi geçiyor. ÖNCE FİNANS VE SAĞLIK Siber sigortalarda prim, şirketin büyüklüğü, faaliyet gösterdiği sektör ve ne kadarlık bir bilgi havuzunu güvenceye almak istediğine göre değişiklik gösteriyor. ABD ve Avrupa’da siber sigortaların gelişimleri Türkiye’ye de örnek olacağa benziyor. İş dünyasında ilk olarak teknoloji, finans ve sağlık şirketleri siber sigortaları satın alıyor. Amerikan Travelers sigorta şirketinin yöneticilerinden Tim Francis, “Ardından perakende ve sanayi şirketlerinin talebi yükseldi. Şimdi KOBİ ve mikro işletmelere de bu ürünü yoğun olarak satıyoruz” diyor. Tabii burada bireysel siber sigortalar da önemli bir fırsat olarak görülüyor. Türkiye’de de trendin aynı şekilde mi ilerleyeceği çıkan yeni ürünlerle yakın zamanda göreceğiz.
CEOTWEET
MEHMET ŞİMŞEK “Japonya Merkez Bankası yıllık 80 trilyon yen (yaklaşık 670 milyar dolar) parasal genişlemeye gidecek! Gelişmekte olan ülkeler için iyi haber…” ATİLLA KÖKSAL Forex piyasası kaldıraçlı işlemlerin risklerini bilenlere mükemmel bir teknolojik ortam sunuyor. Bilmeyenler içinse tam bir para tuzağı.” MURAT SAĞMAN “Orta vadede risklerin çok azalmadığı bir dönemde Euro/doların ana yönünün aşağı olduğunu ve 1.10’un altının hedef olduğunu söyleyebilirim.”
GÖSTERGE
2014’te dünya ekonomisinde tasarruf oranı yüzde 25,5 olarak gerçekleşti. Türkiye’de GSYH’nin Yüzde 14,9’u Tasarrufa ayrılırken gelişmekte olan ülkeler ortalamasında bu oran yüzde 33,4 oldu.
Lider Ajanda
Karlar nasıl olacak?
Bankacılıkta tüm yöneticiler, gelen regülasyonlar ve global ekonomik gelişmelerle gittikçe düşen kârları artırmaya odaklanıyor. Burada en yakından izlenen gösterge, sektörün özkaynak kârlılık oranları… TBB verilerine göre 2012’de yüzde 14,5 olan özkaynak kârlılığı, 2013 yılında yüzde 13,1’e ve geçtiğimiz kasım ayı sonundaysa yüzde 11,4’e geriledi. Biz de iki önemli bankacıya, bu yıl sektör için kârlılık öngörülerini sorduk. “Özkaynak kârlılığında 2014 yılı rakamları yakalanır mı yoksa artış beklemeli miyiz” sorusuna yanıt aradık. 2014’E YAKIN OLACAK “2015’te kârlılığın genel olarak 2014 yılına yakın olacağını öngörüyoruz” diyen BurganBank Genel Müdürü Murat Dinç, bir sefer mahsus gelirler dışarıda bırakıldığında yüzde 12 civarı bir özkaynak kârlılığına ulaşılacağını tahmin ediyor. Dinç, şöyle devam ediyor: “Net faiz marjı, eğer faizlerde bir düşme gerçekleşirse bir miktar yukarı gelebilir. Buna karşılık ücret ve komisyon gelirlerindeki büyümenin geçen yılın sonlarında yürürlüğe giren düzenleme sonrası yavaşlamasını bekliyoruz. Aktif kalitesi tarafında beklenen büyüme hızı gerçekleşirse ve kurlarda büyük bir dalgalanma olmazsa bir bozulma öngörülmüyor ve kredilerin risk maliyetinin geçen yıldan bir miktar fazla olması beklenebilir.” HEDEFİMİZ YÜZDE 13 “2015’te bir sürü olumlu ve olumsuz faktör söz konusu. Hem kuzey hem doğumuzda ciddi problemli bölgeler var” diyerek bu yılın risklerine değinen DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş de “2015’in Türkiye’nin büyümesinde biraz daha pozitif olacağını düşünüyorum. 2015’te enerji ve emtia fiyatlarının geri gelmesiyle ekonomimizde ekstradan 8-10 milyar dolarlık tasarruf olacak. Bugün 45 milyar dolar olan cari açık, 35 milyar doların altına inecek. Bu gerçekleşirse döviz baskısı azalacak ve enflasyon nedeniyle yüksek olan faizlerin 150-250 baz puan geri gelmesi söz konusu olacak. Faizlerin düşmesi, sanılanın aksine bankacılık sektörünü daima olumlu etkiler ve bankaların kârı artar. Bankacılık zorlu 1-2 yıldan sonra nefes alabilecek. Sektörün 2015’te aktiflerde yüzde 13,4, mevduatta yüzde 9,1 büyüme yapacağını öngörüyoruz. Mevduatlar, maalesef tasarruf eğilimi artmadığı için çok hızlı büyümüyor. Kredilerde de bu yıla göre biraz daha iyi bir büyüme olacak, yüzde 14,3’ler civarında büyüme öngörüyoruz. Sektörün kârlılığı da yine yüzde 10’lar civarında olacak. Bizim de 2015 için aktifler, mevduat ve kredilerde büyüme hedefimiz yüzde 14. 2015 için özvarlık getirisinde konsolide kâr hedefimizi de yüzde 13’ün üstünde belirledik” şeklinde konuşuyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?