“3 Yılda 50 Şubeye Ulaşıp, Kobi’ye Odaklanacağız”

Med ve Arab Bank ortaklığına satılan MNG Bank’ın adı Turkland Bank olarak değişti. Bankanın önümüzdeki 3 yıla yönelik plan ve hedefleri de netleşti. İlk hedefte sermaye artırımı ve şube sayısını artırma var. Genel Müdür Dinçer Alpman, 10 olan şube sayısını, 2009’a kadar 50’ye çıkaracaklarını söylüyor. “İlk 3 yılda bireysel bankacılıktan uzak duracağız. Ticari bankacılık ve KOBİ alanına odaklanacağız” diyor ve ekliyor: “ Türkiye’de çok farklı KOBİ tanımı var. Biz KOBİ bankacılığı veya küçük işletme bankacılığı tarafında, yıllık cirosu 1 ile 6 milyon dolar arası olan işletmeleri hedefliyoruz.”

Mehmet Nazif Günal’a ait MNG Bank, geçtiğimiz yılın sonunda Lübnanlı BankMed ve Ürdünlü Arap Bank’a 160 milyon dolara satıldı. Daha önce Türk Telekom’u satın alarak Türkiye pazarına güçlü bir giriş yapan Hariri Ailesi’nin sahibi olduğu BankMed ve yine ailenin yüzde 14 hissesini elinde bulundurduğu Arab Bank, Ortadoğu ve Körfez ülkelerinde finans sektöründe oldukça önemli bir paya sahip.

MNG Bank’ın adı satıştan sonra Turkkland Bank (T Bank) olarak değişti. Genel müdür koltuğuna ise Denizbank’tan tanıdığımız Dinçer Alpman getirildi.

Dinçer Alpman, bankanın ilk 3 yıl için mütevazı hedefler koyduğunu söylüyor. “İlk 3 yılda bireysel bankacılıktan uzak duracağız. Ticari bankacılık ve KOBİ alanına odaklanacağız” diye konuşuyor.

T Bank’ın uzun dönem hedefinde ise 300-350 şubeli, kitle bankacılığı yapan büyük bir banka olmak var. Alpman, “Turkland Bank bugün çok küçük bir banka. Ama sahibi dev bir grup... Bu dev grubun bankasının da büyük olması beklenebilir. Dolayısıyla gelecek için yukarıyı hedeflediğimiz bir gerçek. Bu hedefi gerçekleştirirken grup şirketlerimiz olan Türk Telekom ve Avea’nın sinerjilerinden faydalanacağız” diyor.

Turkland Bank’ta isim değişikliğinden başka henüz değişen bir şey yok. Ancak ilk 3 yıllık plan ve hedeflerin başında ise yeni şubeler açmak geliyor. Hali hazırda 10 olan şube sayısı 2009 sonuna kadar 50’ye çıkarılacak. Bankanın yeni aktivasyonuna uygun olarak organizasyon, altyapı, iş yapma biçimlerine yönelik değişiklikler ise yine 3 yıllık dönem içerisinde devreye alınacak. Sermaye artırımının da gündemde olduğunu söyleyen Dinçer Alpman, “Büyümeye yönelik tüm yenilikler 2007’nin üçüncü çeyreğinden itibaren süratle devreye girecek” diyor.

Turkland Bank Genel Müdürü Dinçer Alpman ile, bankanın yeni dönem hedeflerini, gelecek planlarını ve büyüme stratejisini konuştuk:

-MNG Bank’ın satış süreci nasıl gerçekleşti. BankMed ve Arap Bank’tan başka hangi bankalar talip oldu?
MNG Bank uzun bir süre satış sürecinde kaldı. İlk talibi Dubai İslamic oldu. Hatta talip olmanın ötesinde, bankayı satın almak ve İslami bankacılık yapmak üzere BDDK başvurusunu yapıp, onay aldı. Hatta içeriye girip yerleşti. Ancak, son anda vazgeçtiler. Onlar vazgeçtikten sonra 2006’nın Temmuz ayında Hariri Grubu ile ilk temaslar başladı. Görüşmeler yıl sonuna kadar devam etti. Aralık ayında el sıkışıldı. 28 Ocak’ta tüm süreç tamamlandı ve hisselerin yüzde 91’i BankMed ve Arap Bank tarafından satın alındı.

Arap Bank, eski MNG, yeni Turkland Bankası’nın yüzde 50’sine sahip. Bankanın yüzde 41’i de Hariri Ailesi’nin yüzde 100 sahibi olduğu Bank Med’e ait. Geriye kalan yüzde 9’u ise hala Mehmet Nazif Günal’da.

Bankanın adı T Bank olarak değişti; bu isim değişikliği neden yapıldı. Başka ne gibi değişiklikler oldu?
Bankanın adı MNG yerine, daha jenerik bir isim olsaydı, belki korunurdu. Ancak, MNG, Mehmet Nazif Günal’ın adının harflerini taşıyor ve onunla özdeşleşmiş.

Bir de tabi Hariri Grubu, MNG’nin diğer iştiraklerini satın almadı. MNG Leasing, MNG Faktoring ve MNG Yatırım hala MNG Holding bünyesinde kaldı. Bu da isim değişikliğine gidilmesinin bir sebebi oldu. Hariri Grubu’nun gelecek dönemde iştirakleri satın almak gibi bir planı yok. Turkland Bank, başta leasing olmak üzere iştiraklerini kendisini kuracak.

Henüz isimle birlikte değişen başka bir şey yok. Yönetim kurulunun tamamen değişmesi ve devreye girmesi zaten Mart ayının sonunu buldu. İlk etapta önümüzdeki 3 yıllık iş planı yapıldı ve yönetim kuruluna sunuldu. Burada bankanın yeni aktivasyonuna uygun olarak gerek organizasyon, gerek altyapı, gerekse iş yapma biçimlerine yönelik değişiklikler olacak.

Hangi alanda önemli değişiklik olacak?
En önemli değişiklik bankanın şubeleşme politikasında yaşanacak. Eski MNG Bank zamanında, bankanın şube sayısı 25’e kadar çıkmış. Sonra farklı nedenlerle, sermayedarın kararları doğrultusunda belli şubeler kapatılarak 10 şubeye kadar düşmüş.

Bizim yapacağımız bankacılık türü de şube yaygınlaşmasını gerektiriyor. Dolayısıyla ilk etapta yeni şubeler açacağız. Sermaye artırımı da gündemde... Büyümeye yönelik tüm yenilikler 2007’nin üçüncü çeyreğinden itibaren süratle devreye girecek.

Bankanın şu andaki aktif, mevduat, kredi, çalışan ve şube sayısı büyüklükleri nasıl?
Şu anda sektöre göre oldukça küçük bir bilançomuz var. 375 milyon dolar büyüklüğünde bir bilançoya sahibiz. 200 milyon dolara yakın kredisi var. 240-250 milyon dolar seviyesinde de mevduatı bulunuyor. Şimdi biz daha yukarıyı hedefliyoruz.

T Bank’ın ticari bankacılık ve KOBİ bankacılığı alanında faaliyet gösterme hedefi var. Burada nasıl bir potansiyel görüyorsunuz?
Türkiye’de son birkaç yıla baktığımızda, artık yavaş yavaş bankacılıktaki rekabetin bireysel ve küçük işletmeler alanına kaydığını görüyoruz. Kurumsal ve ticari bankacılıkta hem işler daralıyor, hem de bu alandaki hizmetleri kullanan işletmeler artık doğrudan yurtdışı bankalardan işlerini hallediyorlar.

T Bank olarak önümüzdeki ilk 3 yıla yönelik hazırladığımız planda ağırlıklı olarak ticari bankacılık var. Zaten şu anda da bankanın odaklandığı ve faal olduğu alan ticari bankacılık… Buna ilave bir iş kolu olarak KOBİ bankacılığı yapmayı planlıyoruz. Biliyorsunuz, Türkiye’de çok farklı KOBİ tanımı var. Biz KOBİ bankacılığı veya küçük işletme bankacılığı tarafında, yıllık cirosu 1 ile 6 milyon dolar arası olan işletmeleri hedefliyoruz.

Bu doğrultuda şube sayımız önümüzdeki 2,5 yılda 50’ye ulaşacak. 2008 ve 2009’da yılda açtığımız şube sayısı 20-25 civarında olacak. Bu şubeleri ağırlıklı olarak İstanbul ve civarında açacağız. Diğerleri de Türkiye’nin sanayileşmiş, ticaretin fazla olduğu şehirlerde olacak. Hedefimizde GSMH’dan en çok pay alan ilk 20 il var.

Piyasadaki diğer bankaların şube sayıları ile karşılaştırdığımızda 50 şube az gibi görülebilir ama bizim bütün şubelerimiz ticari ve KOBİ bankacılığı alanlarında faaliyet gösteriyor olacak. Dolayısıyla, şubelerdeki çalışan sayısı, sektördeki diğer bankaların şube ortalamalarından 2-2,5 kat üzerinde olacak. Açacağımızı şubelerin hepsi belli ticari merkezlerde olacağı için, aslında 50 şube 100-150 şube gibi hareket edecek. Şu anda bankanın çalışan sayısı 270 kişi. Bu rakam kısa süre içerisinde 800’lere tırmanacak.

Bu kadar yoğun rekabetin olduğu, yerli ve yabancı büyüklerin faaliyet gösterdiği sektörde nasıl başarılı olmayı planlıyorsunuz?
Aslında yüzyıllardır bankaların yaptığı tek bir iş var: Kaynakları toplayıp, akılcı bir şekilde yeniden dağıtmak. Bunun sadece biçimi, ürünü, teknolojisi değişiyor.

Bugün her bankanın sunduğu ürün ve hizmetler hemen hemen aynı. Dolayısıyla, artık müşteriyi nasıl yakaladığınız, ona hangi kanaldan ulaştığınız önem kazanıyor.

Bundan 5 yıl önce şube bankacılığı modasını kaybetmişti. Tüm dünyada “şubeler öldü, iş yapma biçimi ADK’lara kayıyor” denilmişti. Ancak, son 1-2 yıldır şubeler yeniden önem kazandı. Şubeler bugün hala bankacılığın en önemli unsuru konumunda. Bu da müşterilerin birebir iletişim talebinden kaynaklanıyor.

Yeni satın alma ve büyüme planı var mı?
Bu tabi sermayedarın yanıt vereceği bir soru. Ancak zaten şu anda piyasada satın alacak bir banka yok. İştiraklerimizi de kendimiz kuracağız. Sigorta tarafında ise exclusive acentelik yapmak gibi bir stratejik planımız var.

Gelecek Planında Neler Var?

İkinci Dalga Bekleniyor
 Türkiye’de yakın bir gelecekte ikinci dalga olarak bir konsolidasyon sürecinin daha yaşanacağını düşünüyorum. Türkiye’de bugün bankacılığın büyüklüğü 400 milyar dolara yaklaştı. Ancak en büyük bankanın bile pazar payı yüzde 15’lerde. Son 1-2 yılda yapılan çok büyük satın almalara baktığınızda, 2-3 milyar dolar ödenen bankaların pazar payları yüzde 2-2,5’larda seyrediyor. Dolayısıyla böyle bir pazar payı ile yetinileceğini düşünmüyorum. Bu nedenle ikinci bir konsolidasyon olacak.

Kitlesel Bankacılık Hedefi
Önümüzdeki 5 yıl ve sonrasında Turkland Bank’ın nerede olacağının cevabını verirken de, satın alan konumda mı olacak, niş bankacılığa devam mı edecek şeklinde düşünmek gerekiyor. Uzun vadeli hedefimiz içerisinde kitlesel bankacılık var. Dolayısıyla gelecekte 300-350 şubeli büyük bir banka olmamız gerekiyor. Bu da satın alma ile inorganik olarak hızlı bir şekilde olabilir. Ya da organik büyüme ile olabilir.

Dev Grubun Küçük Bankası
 Turkland Bank bugün küçük bir banka ama sahibi olan grup, dev bir grup. Bu dev grubun bankasının da büyük olması beklenebilir. Dolayısıyla gelecek için yukarıyı hedeflediğimiz bir gerçek. Ancak ilk etapta sermayedarımızın da aldığı küçük bankayı hızla dev bir banka haline getirmek gibi çılgınca bir planı yok. Belli riskleri ölçerek ve doğru adımlar atarak bu büyümeyi gerçekleştireceğiz.

“İlk 3 Yıl Bireyselden Uzak Duracağız”

Rekabetin Boyutu
Kitlesel bireysel bankacılıkta bugün yaşanan çok ciddi bir rekabet var. Biz ilk 3 yıl bu alanda faal olmayacağız. Ama bankada bütün bireysel ürünler olacak. Bu ürünleri de çalıştığımız firmaların patronlarına, ortaklarına, çalışanlarına sunuyor olacağız. Kitlesel kampanyalar ve benzeri uygulamalar olmayacak.

Altyapı Önemli
Bu kararı verirken tamamen altyapımız etkili oldu. Biliyorsunuz kitlesel bankacılık ciddi bir altyapı gerektiriyor. Mevcut şubelerimiz tamamen ticari merkezlerde. Önümüzdeki yıllarda stratejimize uygun olarak açacağımız şubeler, ticari merkezler olacak. Oysa kitlesel bir kampanya yaptığınız zaman, tüm bölgelerde şubeleriniz olması gerekiyor.

Butik Bankacılık
 Bugün tüm bankalar bireysel bankacılık alanında ciddi bir rekabet içerisinde. Bireysel kredilerde vadeler neredeyse 7 yıla çıktı. Biz ilk etapta bu alana girmeyeceğimizi söyleyerek iş kollarımız daraltmış oluyoruz. Yani bir anlamda ilk 3 yıl butik bankacılık yapacağız. Seçtiğimiz segmentlere uygun ürün ve hizmetlerle kendimize farklı bir pazar yaratmak gayesindeyiz.

Hariri’nin Gücü
Hariri Grubu biliyorsunuz Türkiye’deki en yüksek yabancı sermayedar. 6,5 milyar dolarla Türk Telekom ve Avea’nın kontrol hissesini barındırıyorlar. Bankanın altyapısı ve şubeleşmesi belirli bir seviyeye geldikten sonra bireysel bankacılık ya da kitlesel bankacılık faaliyetlerimizi, bu sinerjileri kullanarak daha süratli ve yaygın hale getirmeyi planlıyoruz. Şimdiden çizilmiş bir iş planı yok ama görüşler bu yönde.

Körfez’in Gücünü Nasıl Kullanacaklar?

T Bank’ın Türkiye dışında bir de Körfez ülkelerinde faaliyet planı var. Bu plan dahilinde nasıl hedefleriniz var?
Direk olarak bir faaliyet planımız yok. Ancak sermayedarlarımız olan Arap Bank ve BankMed oralarda çok güçlüler. Özellikle Arap Bank’in hemen hemen her Körfez ülkesinde şubesi var. Burada çeşitli paslaşmalar yapacağız. Bunu şimdiden yapmaya da başladık. Özellikle Ortadoğu’da müteahhitlik yapan Türklerin ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Zaman zaman biz karşılayamasak bile oradaki sermayedarlarımıza çeşitli müşterileri yönlendiriyoruz. Sonuçta yurtdışında güçlü bir bacağımız var ve bu bize avantaj sağlıyor.

Ortadoğu’da bankalar ikiye ayrılıyor. Bir grup tamamen bizim burada katılım bankacılığı olarak ifade ettiğimiz “islamic” bankacılık yapıyor. Diğer bir grup ise tamamen dünyayla entegre global bankacılık yapıyor. Bizim ortaklarımız olan Arap Bank ve BankMed ikinci grupta yer alıyor ve tamamen dünya bankacılığı yapıyor. Biz de müşterilerimize bu doğrultuda hizmet veriyoruz.

Hande D. Süzer
[email protected]