IMKB,
2012’de şu ana kadar yüzde 22 yükselişle en iyi getiri sağlayan
borsalar arasında yer alıyor. Bundan sonraki süreçte yukarı hareketin ve
endeksin 70.000 seviyesini aşmasının AB ve not artırımı beklentilerine
bağlı olduğunu söyleyen Finans Yatırım Genel Müdürü ZAFER ONAT, kurum
olarak “al” tavsiyesi verdikleri 10 hisseyi şöyle sıralıyor: “Akbank,
Enka şöyle sıralıyor: “Akbank, Enka İnşaat, THY, Emlak Konut, Türk
Telekom, Garanti, Turkcell, Akfen, DO&CO ve Turcas.” Yılın ilk
çeyreğini Avrupa’da ve dünya piyasalarında yaşanan iyimserlikle olumlu
kapatmışken ikinci çeyreğin ilk yarısında Avrupa’da artan endişelerle
Türk piyasaları da olumsuz bir seyir izledi. Mayıs sonundan bu yana ise
Türkiye yılın ilk çeyreğindeki gibi gelişen piyasalar endeksinden daha
olumlu bir performans gösteriyor. İMKB’nin yıl başından bu yana yüzde 22
civarında daha iyi bir relatif performansı var. Bundan sonraki süreçte
İMKB’deki ve diğer piyasalardaki beklentileri ve yatırımcı
stratejilerini Finans Yatırım Genel Müdürü Zafer Onat’la konuştuk.
İMKB’de son dönemde yaşanan olumlu ayrışmaya dikkat çeken Onat, 71.000
endeks seviyelerinin AB senaryolarına ve not artırımına bağlı olduğunu
kaydediyor. Onat’ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
Capital: İMKB, bugüne kadar dünya piyasalarında getiri açısından öne çıktı. Bu ayrışma nasıl yaşandı?
- Ekonominin frene basmasıyla ve düşen petrol fiyatlarıyla gerilemeye
başlayan cari açık, Türkiye’nin risk primini düşürdü. Üzerine haziran
sonunda gelen not artışı ve hızla gerileyen bileşik faizler de olumlu
katkı yaptı. Avrupa’daki durgunluk ortamında, ekonomisi büyümeye devam
eden, bütçe dengesi (kısmi bozulma olsa da) ve borç stoku verileri daha
sağlıklı olan Türkiye’ye diğer gelişen piyasalarla birlikte para girişi
devam ederken hem TL’nin değer kazanması hem faizlerde yaşanan ciddi
düşüş özellikle bankalar öncülüğünde İMKB’yi yukarı çekti.
Capital: Bundan sonra piyasaları etkileyebilecek gelişmeler neler olur?
- Türkiye ekonomisinde yurtiçi gelişmelerden ziyade yurtdışı gelişmeler
belirleyici olmaya devam edecektir. Bu doğrultuda, ekonomimiz için en
önemli riski, Euro Bölgesi kaynaklı belirsizlikler oluşturuyor. Euro
Bölgesi’nde krizin yeniden derinleşerek bankaların bilanço küçültme
hareketi doğrultusunda, Türkiye’nin dış finansman erişimini kısıtlaması
ihtimali, büyümek için dış finansmana bağımlı olan Türkiye ekonomisi
için aşağı yönlü risk oluşturuyor. Olumlu faktör olarak ise gelişmiş
ülke merkez bankalarının yeni parasal genişleme adımları atması,
Türkiye’ye yönelik finansman akışını olumlu etkileyerek ekonomik büyümeye destek olacaktır.
Capital: Borsada yılrn geri kalanında beklentiniz nedir? 71.000 tarihi zirveleri tekrar test edilir mi?
- Lehmanvari bir krizin çıkmadığı, buna bağlı olarak 2013 yılına ilişkin
öngörülerin bugüne kıyasla daha aşağılarda oluştuğu bir senaryoyu
tamamen dışlamamakla birlikte kısa vadede Avrupa Bölgesi’ndeki riskleri,
piyasa üzerinde kısıtlayıcı en büyük unsur olarak görüyorum. 71.000
endeks seviyesi ise Avrupa’da krizin çözülmese de belirsizliklerin
nispeten azaldığı ve belki de ABD’de bir üçüncü parasal gevşemenin
sonbaharla birlikte hayata geçtiği az da olsa daha ağırlıklı bir
senaryoda ulaşılabilir. Her iki senaryoda da Türkiye’nin performansının
diğer gelişen piyasalara kıyasla daha iyi olacağını düşünüyorum.~
Capital: İMKB’de yabancı pozisyonunu değerlendirir misiniz? İMKB gelişen piyasalara göre iskontolu mu?
- Ocak ve şubatta yaşanan net yabancı girişi sonrası; mart, nisan ve
mayısta net yabancı satışı gözlendi. Ancak not artışı ile birlikte
haziran ve temmuz net para girişlerinin yaşandığı aylar oldu ve 1,3
milyar dolara yakın para girişi gerçekleşti. Türkiye’nin hikayesi,
özellikle petrol fiyatlarında gerilemenin de olduğu bir ortamda
cazibesini koruyor. İMKB’nin yüzde 22 relatif olarak fazla getiri
sağlaması, aradaki makası kapatarak İMKB çarpanlarının gelişen
piyasalara yakın seyretmesini beraberinde getirdi. Ancak değerlemelerde
(ve çarpanlarda) 2013’te riskler yukarı yönlü.
Capital: Döviz, faiz ve altın piyasasında yılın geri kalan döneminde beklentiniz nedir?
- MB ’nin parasal gevşeme ihtimali bono piyasasında fiyatlara yansıdı.
Ancak, küresel merkez bankalarında ilave gevşeme olması durumunda
artacak olan küresel likiditeyle bono faizlerinde gerileme görmek
mümkün. Güvenli liman olması sebebiyle Euro Bölgesi ve Amerika
ekonomisine yönelik belirsizlikler altın fiyatları üzerinde yukarı yönlü
baskı oluşturmayı sürdürüyor.
Capital: Dolarda beklentiniz nedir? Yatırım yapılabilir mi?
- Dolar/TL’de 1,80 destek seviyesi olarak gözüküyor. Dövize yatırımı
önermediğimiz gibi dövizle borçlanmayı da önermiyoruz. Eğer döviz
borcunuz ya da kurumsal olarak döviz cinsi ithalatınız varsa onu ‘hedge’
etmek amaçlı
yatırım yapılmalı. Orta ve uzun vadede TL değer kazanmaya devam edecektir.
Capital: Faizde indirim daha devam eder mi? Faiz piyasasını hangi gelişmeler etkiler?
- Son dönemde olumlu seyreden enflasyon verileri ve küresel merkez
bankalarındaki gevşeme hareketleriyle özellikle bono piyasasında
faizlerde belirgin bir gerileme kaydedildi. Bu gelişmelere bakarak,
piyasanın MB’den gelebilecek olası bir gevşemeyi fazlasıyla
fiyatladığını söyleyebiliriz. Nitekim Türkiye’nin 2 yıllık tahvil faizi,
son bir aylı dönemde diğer gelişmekte olan ülke faizlerine kıyasla en
sert gerilemeyi kaydederek 130 baz puanlık düşüş gösterdi. Önümüzdeki
günlerde, MB’nin adımlarına ve enflasyon verilerine bağlı olarak faizde
sınırlı da olsa bir düzeltme ihtimalinin olduğunu görüyoruz ve gösterge
tahvil faizinin yıl sonunda yüzde 8 civarında olmasını bekliyoruz.
Capital: Altında hangi aralıkta hareket bekliyorsunuz? Altına yatırım yapılabilir mi?
- ABD’de nicel gelişmeye yönelik bir sinyalin gelmemesi altın fiyatları
üzerinde baskı yapıyor. Güney Asya kaynaklı fiziki talep devam etmez ve
merkez bankalarından destek alımı gerçekleşmezse soru işaretleri
artacaktır. ~
Saydığımız unsurlarda bir değişiklik olmazsa yaz ayları için 1,550-1,615 dolar aralığında bir bantta kalmasını bekliyoruz.
Capital: Halka arzlar, bu yıl nasıl performans sergiler? Büyük halka arz olur mu?
- Ziraat Bankası halka arzı ve Halkbank’ın ikincil halka arzı çok büyük
halka arzlar olacak. Bu yıl global risk iştahına bağlı olarak bunlardan
birinin denenebileceğini düşünüyorum. Bunun yanı sıra nispeten küçük
Halk GYO ve TAI halka arzı, eğer gerçekleşirse yine önemli halka arzlar
arasında sayılabilir. Halka arzların performansını fiyatlama ve piyasa
koşulları belirleyecektir.
ENDEKSTE BAZ SENARYOSU
İMKB baz senaryomuza göre 2013 başında bir not artışı ve ‘yatırım
yapılabilir’ seviyeye yükselme olasılığı var. Bunun yılın ikinci
yarısında kademeli satın alınarak değerlemelerin ve fiyat seviyelerinin
daha üst seviyelere çıkacağını düşünüyoruz. Teorik 12 aylık endeks hedef
değerimiz ise bugün itibariyle 70.000’in biraz üzerinde.
2012 MAKRO BEKLENTİLERİ
Finans Yatırım Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Büktel, kurumun makro beklentileri ilgili şu bilgileri veriyor: BÜYÜME
Son iki yılda oldukça güçlü büyüme kaydeden (2010 yılında yüzde 9,2,
2011 ’de ise yüzde 8,5) Türkiye ekonomisi, 2011’in son çeyreğinden
itibaren ivme kaybetmeye başladı. Özellikle 2012’nin ilk çeyreğinde iç
talep belirgin bir şekilde yavaşlarken öncü göstergeler yılın ikinci
çeyreğinde, ekonomik aktivitede zayıf bir toparlanma yaşandığına işaret
ediyor. Euro Bölgesi ekonomilerinde süregelen belirsizlikleri de dikkate
alarak yılın tamamı için GSYH büyüme beklentimiz yüzde 2,9 seviyesinde. ENFLASYON
Yaz boyunca yüzde 8-9 bandında dalgalandıktan sonra enflasyonun baz
etkisinin desteğiyle yılın son çeyreğinde belirgin bir düşüş kaydederek
2012 sonunda yüzde 6,7’ye gerilemesini bekliyoruz. DIŞ DENGE
Ekonomideki dengelenmeyle dış açıktaki daralmanın devam edeceğini ve
2011 sonunda yüzde 10 olan cari açık/GSYH oranının yıl sonunda yüzde
7,4’e gerileyeceği görüşündeyiz.
10 HİSSEYE DİKKAT!
AKBANK
İhtiyatlı bir risk yönetim politikası uyguluyor. Aktif kompozisyonunda
TÜFE’ye endeksli menkul değerler önemli yer tutuyor. Yüksek enflasyon
beklentisinin de etkisi ile bankanın marjları, 2012 yılında da
desteklenecek. ENKA İNŞAAT
Güçlü net aktif değere sahip ve aşağı yönlü riskleri de sınırlı. 2012
yılı için şirketin taahhüt portföyüne dair görüşümüz daha muhafazakar
(Abu Dhabi dahil değil) olduğundan yukarı yönlü risk de taşıyor.~ THY
Sürdürülebilir yolcu büyümesini yakalaması ve faaliyet kârlılığının
yükselişe geçtiği düşüncesiyle beğeniyoruz. Giderek artan yolcu
getirileri, artan doluluk oranı ve yakıt fiyatlarındaki görünümün uzun
vadede yatay olması sayesinde, 2012-2015 yılları arasında faaliyet
performansı iyileşecek. EMLAK KONUT GYO
Sektörde aşağı yönlü riski sınırlı. Sektörde potansiyel pozitif
gelişmelerden en olumlu etkilenebilecek şirket. Lüks konut projeleri
inşa edebilecek arazilere sahip. TOKİ bağlantısı sayesinde imar
durumları daha kolay çözülüyor. Belediye altyapı hizmetlerini daha hızlı
sağlıyor. TÜRK TELEKOM
Güçlü ve defansif bir faaliyet yapısına sahip. Makro ekonomik
belirsizlikleri göz önünde bulundurduğumuzda, yatırımcıların
öngörülebilir finansal görünüme sahip güçlü şirketleri tercih edeceğini
düşünüyoruz. 2013 için temettü verimi tahminimiz yüzde 9,8. GARANTİ BANKASI
TÜFE’ye endeksli menkul değerlerinin ağırlıklı
olması, dengeli fonlama yapısı ve kâr çeşitliliği içinde risksiz olan komisyon ve ücretlerin fazla olması nedeniyle öne çıkıyor. TURKCELL
2012 yılında net kâr, geçen yılın baz etkisi sayesinde yüzde 49
artabilir. Piyasadaki volatiliteyi göz önünde aldığımızda Turkcell’in
güçlü bilanço yapısı ve telekom sektörünün defansif yapısı ile İMKB 100
Endeksi’nin üzerinde getiri sağlayabilir. Uzun zamandır beklenen temettü
konusunun çözümü de katalizör görevi görebilir. AKFEN
Devam eden yatırımları (gayrimenkul, enerji ve su imtiyazları) ile
önemli bir büyüme potansiyeli sunuyor. Kurduğu benzersiz iş modeli ile
TAV Havalimanları’nda başarılı bir sicile sahip ve bu başarıyı diğer iş
modellerine de taşıyacak potansiyeli var. DO&CO
Görünümü, birkaç yıl sonra çok farklı olabilir. Şirket yönetimi yüzde
10-15’lik organik büyüme ile önümüzdeki 5 yıl içinde cirosunu iki
katından fazla yükseltip 1 milyar Euro yaparak global bir oyuncu olmayı
hedefliyor. Dahası şirket bölgesel ve global alım fırsatlarını
değerlendirerek hedeflerinden daha hızlı büyüme elde etmeyi de göz
önünde bulunduruyor. TURCAS
Faaliyetleri enerji odaklı olması ile birlikte çeşitlendirilmiş. ileriki
dönemlerde oluşabilecek potansiyel sinerji söz konusu. Kazancı düşük
gibi görünen hisseler, fakat yapısı gereği defansif olan akaryakıt
dağıtım faaliyeti var. Yılda 10 milyon varil işleme kapasitesine sahip
rafineri projesi var. 775 MW doğalgaz santraline sahip elektrik
üretiminde RWE’nin yüzde 30 ortağı.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?