Bir zamanlar bankaların en önemli bölümlerinden biriydi. Adeta bankacılık fidanlığı gibi anılır, genel müdürler oradan yetişirdi. Teftiş kurulları bugün de önemini kuruyor. Ancak değişen bankacılık...
Bir zamanlar bankaların en önemli bölümlerinden biriydi. Adeta bankacılık fidanlığı gibi anılır, genel müdürler oradan yetişirdi. Teftiş kurulları bugün de önemini kuruyor. Ancak değişen bankacılık anlayışı yapılarını önemli ölçüde değiştirdi. Teftiş kurulları artık, daha kurumsal bir anlayışla, bilimsel yöntemler ve bilgi teknolojilerinden yararlanan, risk odaklı yapılara dönüşmüş durumda. Doğrudan yönetim kuruluna bağlı olarak çalışıyor, bankanın stratejisine katkı sağlıyorlar. Türkiye genelinde bankaların teftiş kurullarında çalışan yaklaşık 2 bin kişilik bu dev ordunun işi, eskisinden çok daha zor…
Akbank Teftiş Kurulu Başkanı Erkut Ulaş, iş hayatına müfettiş yardımcısı olarak başladı. Tam 21 yıldır da teftiş kurulu başkanı olarak görev yapıyor. Türkiye’de bu işin duayenlerinden… Erkut Ulaş, teftiş kurullarından yetişen pek çok profesyonel gibi burayı bir okul olarak tarif ediyor. Bankacılığın her türlü inceliğini öğreten bu okuldan, yıllardır pek çok genel müdür, genel müdür yardımcısı yetiştiğini söylüyor.
Teftiş kurulları, okul gibi olmaya bugün de devam ediyor. Ancak, geçmiştekinden çok farklı bir anlayışla çalışıyor. 2001 yılından bu yana doğrudan yönetim kuruluna bağlı olarak görev yapan teftiş kurullarının işlev ve sorumlulukları da artmış durumda. İç denetime geçmişte olduğundan daha fazla önem veren bankalar, teftiş kurullarına da eskisinden farklı yaklaşıyor. Burada görev yapanların bu işi geçici olarak görmeyip, bir meslek olarak kabul etmelerini istiyor. Bu nedenle teftiş kurulları artık bankacıların kariyer planında bir basamak değil, zirvelerden biri olarak kabul görüyor. Finansbank Teftiş Kurulu Başkanı Bülent Yurdalan şöyle diyor:
“Teftiş kurullarının bankalar içinde üst yönetime aday olacak şekilde eleman yetiştirmeleri bir gelenektir. Ancak, bankalar doğal olarak dönemin gereklerine, kısa sürede büyüme hedeflerine göre diğer bölümlere de önem vermeye başladı. Bugün örneğin pazarlama kadroları da etkin bir şekilde eleman yetiştiriyor. Teftiş kurullarının okul vasıflarını paylaşıyorlar”.
Bankacılık fidanlığı, yönetici okulu, kariyer fırsatı… Yıllardır bu sıfatlarla anılan teftiş kurullarının son yıllarda yaşadığı değişimi, sektörün önde gelen bankalarının teftiş kurulu başkanlarına sorduk. İşte teftiş kurullarının değişen yüzü:
İki Bin Kişilik Dev Ordu
Haziran 2006 tarihli verilere göre, Türk bankacılık sektöründe 47 adet banka faaliyet gösteriyor. Bunlardan 34’ü mevduat bankası, 13’ü kalkınma ve yatırım bankası.
Bu bankaların teftiş kurullarında görev yapan müfettiş sayısının banka personel sayısına oranı ortalama yaklaşık yüzde 1,18 düzeyinde. Yani sektörde toplam personel sayısının yüzde 1,18’i kadar müfettiş istihdam ediliyor. Finansbank Teftiş Kurulu Başkanı Bülent Yurdalan şöyle diyor:
“Dünya genelinde istihdam edilmesi gereken ideal denetim elemanı sayısı toplam personelin yüzde1’i oranındadır. Bizim sektörümüzde ulaşılan oranın yüzde1’in az farkla üzerinde çıkmasının, son 2 yılda istihdam edilen yeni mezun müfettiş yardımcılarının artan sayısından kaynaklandığını söyleyebiliriz.”
2005 sonu itibariyle bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 47 bankanın toplam personel sayısı 138 bin 666 düzeyinde. Bu rakamın yüzde 1,18’inin banka müfettişlerinden oluştuğu düşünülürse sektörde toplam müfettiş sayısını 1.636 olarak hesaplamak mümkün. Bankaların bünyesinde faaliyet gösteren iç kontrol merkezi elemanlarını da bu sayıya dahil ettiğimizde ise teftiş kurullarında görev yapanların sayısı toplam yaklaşık 2 bine ulaşıyor.
Kurullar Nasıl Çalışıyor?
Denizbank’ın teftiş kurulunda 58 müfettiş görev yapıyor. Denizbank Teftiş Kurulu Başkanı Suat Albayrak, teftiş kuruluna eleman seçerken çok titiz bir eleme süreci kullandıklarına dikkat çekiyor. Albayrak, teftiş kurulunun nasıl çalıştığını şöyle anlatıyor:
“Denizbank’taki teftiş politika ve prosedürlerini oluştururken uluslararası genel kabul görmüş iç denetim standartlarını referans alıyoruz. Bu standartlarla denetim yapmak, birçok yöneticinin, alışık olmadığı raporlar kaleme almayı, uygulamalar yapmayı gerektiriyor. Bundan teftiş kurulu olarak biz de muaf değiliz. Yani teftiş kurulu olarak bizim de yaptığımız iş, denetime açık.”
Garanti Bankası Teftiş Kurulu’nda ise 1 başkan ve 2 başkan yardımcısı liderliğinde 29 müfettiş, 8 yetkili müfettiş yardımcısı ve 45 müfettiş yardımcısı görev yapıyor. Ayrıca kurulun, 5 kişiden oluşan bir operasyon servisi var. Garanti Bankası Teftiş Kurulu Başkanı
Mehmet Emin Alkan, bu büyük organize yapının çalışma biçimini şöyle aktarıyor:
“Teftiş kurulumuz içinde, şube denetimi, birim-iştirak denetimi, merkezi denetim, bilgi sistemleri denetimi, yeni ürün ve süreçlerin uygulama öncesi denetimi ve soruşturma faaliyetleri ile görevli bölümler var. Teftiş kurulu olarak risk odaklı denetim anlayışını benimsiyoruz. Buna göre bankanın maruz kaldığı riskler belirleniyor, kaynakları tespit ediyor, değerlendiriliyor ve önceliklendiriyoruz. Ayrıca bazı banka işlemlerinin günlük incelenmesi de bu kapsamda yapılıyor. Bunların yanı sıra bankaya karşı girişilen kurum içi ve kurum dışı sahtecilik ve dolandırıcılık eylemlerinin önlenmesi, ortaya çıkarılması ve soruşturulması görevini de üstleniyoruz.”
Değişen Anlayış Ve Yapı
Türkiye’de bankacılık anlayışı gibi bankaların organizasyon yapılarında ve bu yapıların işleyiş biçimlerinde de son yıllarda önemli değişiklikler oldu. Bankaların bazı bölümleri hızlı büyüme planlarıyla öne çıkarken, bazıları geçmişte olduğundan daha geri planda kaldı. Teftiş kurulları da bu süreçten etkilendi. Halen bankaların önemli birimlerinden biri konumunda ama eskisinden çok farklı bir anlayışla çalışıyor. Örneğin, bugün teftiş kurulları daha bilimsel yöntemlerle hareket ediyor. Denetimde bilgi teknolojilerinden yararlanılıyor. Daha çok kritik eden detaycı bir yaklaşım izliyor. En önemli değişim ise 2001’den bu yana genel müdür yerine yönetim kuruluna bağlı çalışmaları. Üst yönetime doğrudan rapor etmelerinden dolayı teftiş kurullarının bankanın vizyonuna ve gelecek planlarına katılımı eskisinden çok daha yüksek.
Yapı Kredi Bankası Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Süleyman Kıyar, yaşanan krizin ve global gelişmelerin de değişen yapıda büyük rol oynadığını söylüyor ve ekliyor:
“Aralık 2001 Enron Corporation’daki çöküş gibi ABD’de meydana gelen şirket iflasları, İtalyan gıda grubu Parmalat’ın milyarlarca dolara mal olan skandalı, tüm dünyada şirketlerdeki iç denetimin önemini artırdı. Bu değişimler 2001 yılında Türkiye’de yaşanan ve bankacılık sektörünü derinden etkileyen ekonomik kriz ile yan yana gelince teftiş kurullarının önemi arttı. Basel Komitesi’nin iç denetim ile ilgili çalışmaları da BDDK tarafından yakından takip ediliyor. Türkiye’de çıkarılan iç denetime yönelik yönetmelikler de bu uluslararası normlara paralel hazırlanıyor.”
Yabancı Başkanlar Geldi
Teftiş Kurulları, 2001 yılında yayımlanan iç denetim ve risk yönetmeliği ile kurala dayalı denetim sisteminden riske dayalı denetim sistemine geçti. Risk odaklı denetim müfettişlerin daha verimli ve etkin çalışmasını gündeme getirdi. Bu süreçte teftiş kurullarının görevlerine yenilerinin eklendiğini söyleyen Süleyman Kıyar, şöyle devam ediyor:
“Daha çok geçmiş dönemde yapılan eksiklikler ve aksaklıkların tespitini içeren denetim şeklinden, bankanın gelecek dönemdeki faaliyetlerine ilişkin öneriler de teftiş kurullarının görevleri arasına girdi. Teftiş Kurullarının yönetim kurullarına bağlı olmaları, banka içi kontrol ve iç denetim sistemlerinde yönetim kuruluna daha fazla sorumluluk verilmesi, teftiş kurullarının daha bağımsız ve daha objektif denetim yapma güçlerini artırdı.”
Teftiş kurulları için çok önemli bir diğer gelişme de sektöre giren yabancıların etkisiyle oldu. Bankacılık sektöründe, satın almalar ve ortaklıklar yoluyla son birkaç yılda yabancı payının artması teftiş kurullarının yapısına ve organizasyonuna da yansıdı. Yapı Kredi Bankası Teftiş Kurulu Başkanı Stefano Perazzini gibi sektörde yabancı teftiş kurulu başkanları bu değişimin en somut göstergesi oldu.
Erkut Ulaş/Akbank Teftiş Kurulu Başkanı
“Teftiş Kurulları Bankacılığın Yapıtaşlarıdır”
Radikal Değişim Türk bankacılığında son 10 yılda ve özellikle 2000-2001 krizleri sonrasında sektörde ciddi bir yapısal değişim yaşandı. Buna paralel olarak teftiş kurulları da değişti. Teftiş kurullarının yaşadığı radikal değişimi iradi ve gayri iradi olarak görmek mümkün… Çünkü kimi bankalar sektördeki denetim sistemlerini de değiştirme zorunluluğu görerek sistemlerini revize ederlerken, bir kısım bankalar ise sektördeki denetim ve gözetim otoritesi BDDK’nın getirdiği zorunluluklardan hareketle denetim sistemlerini yeniden yapılandırdılar.
Yeni Görünüm Günümüz banka iç denetim sistemlerine baktığımızda gerçekten eskisiyle mukayese edilemeyecek kadar ciddi bir değişim yaşandığını, esasen bunun yaşanmasının da gerekli olduğunu söyleyebiliriz. Daha önceki dönemlerde ve sektör genelinde teftiş kurulları çok klasik anlamda, şube ve departman teftişi yapan, olay bazlı inceleme-soruşturmaları yürüten, icranın vesayetinde kurullardı. Çok hızlı ve yapısal bir değişim ile günümüzde uluslararası denetim standartlarına yaklaşan bir görüntüye kavuştular.
21 Yıldır Görevdeyim Ben, son 21 yılı Akbank Teftiş Kurulu Başkanı olmak üzere, 1972’den beri Akbank Teftiş Kurulu’nda görev yapmaktayım. Geçmiş yıllarda, 10 yıl süre ile teftişe ilaveten bankanın stratejik planlama ve araştırma departmanının da genel müdür yardımcısı sorumluluğunu üstlendim. Tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki, denetimin bir organizasyonun hedeflerini başarıyla gerçekleştirebilmesinde ve sürdürülebilir büyümenin sağlanmasında kritik bir rolü var.
İç Denetimin Önemi İç denetime önem veren ve organizasyonlarında öne çıkartan kuruluşlar, banka olsun olmasın, zaman içerisinde gelişmelerini başarıyla sürdürüyor. Denetime görece önem vermeyen ve denetimi ekstra iş yükü olarak gören kurumlar ise kısa veya orta vadede kesinlikle ciddi sorunlarla karşılaşıyor. Denetim, bankacılığın olmazsa olmaz bir gerekliliği. Teftiş kurulları da risk yönetimi ve iç kontrol sistemleri ile birlikte banka kontrol ve denetim sisteminin en önemli yapıtaşlarıdır.
Mehmet Emin Alkan/ Garanti Bankası Teftiş Kurulu Başkanı “Riski Tespit Ediyor, Başarıya Katkı Sağlıyoruz”
17 Yıllık Tecrübe 1989 yılında müfettiş yardımcısı olarak başladığım Garanti Bankası’nda edindiğim deneyim, risk yönetimi ve kontrol fonksiyonlarının, sektörümüz için vazgeçilmez öneme sahip unsurlar olduğunu gösteriyor. Ulusal ve uluslararası düzeyde yaşadığımız krizler sonrasında sektörümüzde meydana gelen kayıplar, bu fonksiyonların önemini açıkça ortaya koydu. Her iş alanında ama özellikle de bankacılıkta, iş amaçlarına ulaşılmasına engel olabilecek tehditlerin, yani risklerin tespiti ve bunlara karşı tedbirlerin geliştirilmesi, başarıya ulaşılmasında büyük önem taşıyor.
Kritik Görevler Bu noktada, teftiş kurulları, kritik bir görev üstleniyor. Teftiş kurulları, görev yaptıkları kurumların risk yönetim ve kontrol uygulamalarını bağımsız ve tarafsız bir şekilde değerlendirerek, bunların etkinliği ve verimliliği konusunda görüşlerini yönetime aktarır. Yönetim kurulu ve banka yönetimine belirlenmiş amaçlara ulaşılıp ulaşılamayacağı konusunda güvence verir. Teftiş kurulları, bankaların maruz kalabileceği tüm risklere karşı uygun aksiyonların geliştirilip geliştirilmediğini değerlendirir. Riske karşı tasarlanan ve uygulanan kontrollerin etkinliği ve yeterliliğini ölçerek, bunlara ilişkin öneriler geliştirir.
Yönetici Okulu Bunlara ek olarak teftiş kurulları, bankacılık sektörü için yönetici yetiştiren kurumlar olarak da hizmet eder. Teftiş kurullarında görev yapan çalışanların sahip oldukları yüksek nitelikler, işlerinin doğası gereği bankacılık ve kurum uygulamaları hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmaları ve teftiş kurullarında edindikleri çalışma disiplini, bu kişilerin yöneticilik için uygun adaylar olarak görülmesini sağlar. Nitekim sektörde pek çok kademede teftiş kurulu kökenli yöneticilerin görev yaptığını görüyoruz.
Bülent Yurdalan / Finansbank Teftiş Kurulu Başkanı
Teftiş Kurulları Son 10 Yılda Nasıl Değişti?
Daha Bağımsız Yapı Kurumsallaşma yolunda önemli adımlar atmış olan bankalarda yaşanan krizle birlikte teftiş kurullarının ne derece bağımsız oldukları konusu tekrar gündeme geldi. Ancak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, kriz sonrası getirdiği düzenlemelerle bankalarda teftiş kurullarının daha bağımsız bir şekilde görev almalarını sağlamayı amaçladı. Bu amaca sektör genelinde tam anlamıyla ulaşılıp ulaşılamadığını zaman gösterecek. Yine de en azından teftiş kurullarının denetimden sorumlu yönetim kurulu üyesi vasıtasıyla artık doğrudan yönetim kurullarına bağlı olması bağımsızlık adına atılan çok önemli bir adım. Ayrıca teftiş kurullarının bugün eskiye nazaran daha fazla kurumsal yönetim anlayışı ile hareket ettiğini söylemek mümkün.
Stratejiye Katkısı Teftiş kurulları yakın zamana kadar Bankalar Kanunu’nda mutlaka kanuni zorunluluk olarak yer verilen, “Bankalar banka faaliyetlerine ve işlem hacimlerine göre yeterli sayıda müfettiş çalıştırır” şeklinde ibarelerle bahsi geçen birimlerden birisi olarak yer aldı. Ancak son 10 yılda yaşanan gelişmeler, teftiş kurullarının artık sadece kanuni bir zorunluluğun yerine getirilmesi için görevlendirilen birimler olmaktan çıktığını gösterdi. Teftiş kurulları bankaların hedef ve stratejilerine katkıda bulunan, banka faaliyetlerine değer katan ve bu yönde ihtiyaç duyulan birimler haline geldi.
Teknolojik Gelişmeler 10 yıl öncesine göre değişim gösteren diğer bir konu da teknolojide yaşanan gelişmelerin bankacılık sektörüne yansımaları oldu. Bu bağlamda teftiş kurulları da bu değişime ayak uydurarak denetim tekniklerinde teknolojiye daha fazla yer vermeye başladılar. Bankacılık faaliyetleri artık çok büyük bir oranda bilgi işlem sistemleri üzerinden yürütülüyor. Bu durum hem çeşitli kolaylıklar sağıyor hem de diğer yandan işlemlerin gittikçe daha karmaşık bir platformda yürütülmesine sebep oluyor. Bu nedenle bugün yeni mezun olan ve teftiş kurullarında istihdam edilen personel bilgi teknolojileri konusunda yetkinlikleri kapsamında değerlendirilmeye başlandı.
Risk Odaklı Denetim Son 10 yılda yaşanan bir diğer değişim de denetim yaklaşımının farklılaşması oldu. Daha önceki anlayışa göre müfettişler sadece şubelerde teftiş yaparlardı. Bu teftiş çalışmaları da şubede denetim dönemine giren muhasebe ve krediler gibi tüm işlemlerin tek tek elden geçirilmesi suretiyle yürütülürdü. Yani kontrol bazlı olarak tüm işlemlerin gözden geçirilmesi şeklinde bir denetim anlayışı mevcut idi. Ancak bu anlayış zamanla risk odaklı denetim anlayışına doğru kaydı. Yani tüm bankacılık faaliyetleri büyüteç altına alınmaya başlandı. Ayrıca bu denetim anlayışı belirli kurallara sıkı bir şekilde bağlı olmaktan çıkarılıp, günün değişen koşullarına ve değişen risklere göre şekil alabilen daha esnek bir yapıya kavuşturuldu.
Hande D. Süzer
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?