“BNP’nin Desteğiyle Payımızı Artıracağız”

Global krize direnemeyen Fortis, geçtiğimiz ay Avrupa’nın büyük bankacılık guruplarından BNP’ye satıldı. Bankanın yüzde 75’ini Belçika Hükümeti’nden satın alan BNP, böylece Fortis Türkiye’nin de ko...

1.06.2009 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Global krize direnemeyen Fortis, geçtiğimiz ay Avrupa’nın büyük bankacılık guruplarından BNP’ye satıldı. Bankanın yüzde 75’ini Belçika Hükümeti’nden satın alan BNP, böylece Fortis Türkiye’nin de kontrolünü üstlenmiş oldu. Fortis Türkiye CEO’su Yvan de Cock, “BNP Türkiye’nin potansiyeline çok inanıyor ve burada büyümek istiyor. Önümüzdeki dönem onların desteğiyle daha yüksek pazar payı hedefliyoruz” diye konuşuyor. Merak edilen TEB-Fortis birleşmesine ilişkin ise “Ana hissedar önümüzdeki 1-2 ay içinde karar alacak” demekle yetiniyor.

 

Fortis, Türkiye’ye 2005 sonunda Dışbank’ı satın alarak girdi. Fortis Türkiye CEO’su Yvan De Cock, aradan geçen 3 yılın oldukça tatminkar olduğunu söylüyor. De Cock,

“120 yeni şube açtık. 2005 sonunda 8 milyar TL olan kredi hacmimiz, 13 milyar TL’ye ulaştı. Özkaynağımız 1 milyar TL düzeyindeydi. 1.9 milyar TL’ye ulaştı. Kârımız da yaklaşık iki kat arttı” diye konuşuyor.

Fortis’in gündeminde yeni hissedarı BNP’nin bundan sonrası için ortaya koyacağı yol haritası var. Geçtiğimiz dönemde bankanın yüzde 75’ini Belçika Hükümeti’nde alan BNP, Fortis Türkiye’nin de kontrolünü üstlenmiş durumda. Yvan de Cock, henüz Türkiye’de nasıl yola devam edileceği konusunun netlik kazanmadığını söylüyor ve ekliyor:

“Ancak BNP, Türkiye pazarıyla çok ilgileniyor. Pazarın uzun vadeli potansiyeline inanıyor. Onlardan çok iyi bir destek alacağımızı düşünüyorum. Yaptığım ilk görüşmelerde de son derece destekleyici olduklarını ve buradaki işi büyütmek niyetinde olduklarını gördüm”.

Asıl merak edilen ise BNP’nin Türkiye’deki iki ayrı banka operasyonunu birleştirip birleştirmeyeceği. Yvan de Cock, bunun hissedarın alacağı bir karar olduğunu söylüyor.

Yvan de Cock ile Fortis Türkiye’nin performansını, merkezdeki problemlerin Türkiye’ye yansımalarını ve yeni dönemi konuştuk:

*Fortis Türkiye’ye geldiğinden bu yana nasıl bir performans yakaladı. Bu performans tatminkar oldu mu?
-Fortis Türkiye pazarına gireli 3 yıl oldu. Bu dönemde 120 yeni şube açtık. 2005 sonunda kredi hacmimiz yaklaşık 8 milyar TL idi. Şimdi 13 milyar TL’ye ulaştık. Bu yüzde 70 büyüme anlamına geliyor. Kârımız 2005’te 100 milyon TL idi. Geçtiğimiz yıl 185 milyon TL’ye ulaştı.

Kazancımızı yatırıma dönüştürdüğümüzü düşünüyorum. Özkaynağımız 1 milyar TL düzeyindeydi, şimdi 1.9 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Açılan çok sayıda şubeye, alınan 10-15 bin düzeyinde yeni elemana rağmen özkaynaklarımızı, kârımızı artırdık. Bu oldukça tatminkar bir performans.

Yılın ilk çeyreği nasıl geçti? Son dönem rakamlarınız ne yönde?
Rakamlarımız, zor ekonomik konjonktüre rağmen oldukça başarılı. İlk çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre kârımız yüzde 11 arttı. Bankaların geneli için de ilk çeyrek başarılı geçti. Bu performansın arkasında aslında teknik bir takım nedenler var. Faizlerin düşmesi bankaların kârlılığını olumlu etkiledi. Toplam gelirlerimiz yüzde 5 artışla 281 milyon TL’ye ulaştı. Geçtiğimiz yıl kredi portföyünün kalitesiyle ilgili endişe duyuyordum. Bu bankaların geneli ve elbette Fortis Türkiye için de en büyük riskti. Evet hali hazırda geçtiğimiz yıla oranla karşılıklarımız daha yüksek ama hala kabul edilebilir ve kontrol edilebilir düzeyde. Geçtiğimiz yıl eylül-ekim döneminde çok daha yüksek olabileceğini öngörüyorduk. Gelirlerimiz geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre azaldı çünkü kredi hacimleri yükselmedi hatta bir miktar azaldı. 2008’in ilk çeyreğinde 30.8 milyon TL olan kredilerimiz yüzde 48’lik azalma göstererek 16 milyon TL olarak gerçekleşti.

Merkezde olanlar Türkiye’de büyümeyi engelledi mi? Olumsuz ne gibi yansımaları oldu?
Ana hissedarımız Fortis Group bu problemleri tüm dünyada kamuoyuyla paylaşmış durumda. Merkezdekiyle aynı adı kullandığımız için elbette burada da söz konusu problemler insanların dikkatini çekti. Ekim ayının başlarında bir miktar zorlandık. Mevduatını çeken müşterilerimiz oldu ama yine çok dramatik bir kayıp yaşanmadı. Birkaç yüz milyonluk mevduat kaybettik. Bu kaybı da özellikle kurumsal tarafta yaşadık. Perakende tarafta daha az kayıp oldu.

Sonra biliyorsunuz, Belçika Hükümeti bankanın yüzde 99’ını aldı. Biz de müşterilerimize her şeyin kontrol altında olduğunu anlatabilme imkanı bulduk. Müşterilerimize ayrıca Fortis’in burada aynı zamanda kendi başına bir mevcudiyeti olduğunu da anlattık. Çok güçlü bir sermayemiz var. Sermaye yeterliliğimiz yüzde 15,5 düzeyinde. Likiditemiz yüksek. BDDK tarafından kontrol altındayız. Hazine bonolarından oluşan 2 milyar TL’lik bir portföyümüz var. Bu, kaybedilen mevduatı çok rahatlıkla kompanse edecek bir rakam.

Sonuç olarak bunları müşterilerimize anlattık ve onlar da anlayınca kasımın ortalarından itibaren her şey yeniden normale dönmeye başladı. Hatta bazı müşterimiz geri geldi. 2008’in sonunda mevduat büyüklüğümüz, 2008’in başında olduğundan çok daha yüksek gerçekleşti. Bu bir krizdi ve yönetmeyi başardığımızı düşünüyorum.

Kısa süre önce BNP Fortis’i satın aldı. Hissedar değişikliği ne getirecek? Bundan sonraki süreçte Fortis Türkiye’de yoluna nasıl devam edecek?
Fortis’in BNP’ye satış işlemi mayıs başında tamamlandı. BNP Fortis’in yüzde 75’ini satın aldı. Geriye kalan yüzde 25 Belçika Hükümeti’nde kaldı. Fortis Belçika, Fortis Türkiye’nin de yüzde 90’ına sahipti. Dolayısıyla Fortis Türkiye’de de ana hissedar değişmiş oldu.

BNP, Türkiye pazarıyla çok ilgileniyor. Pazarın uzun vadeli potansiyeline inanıyor. Onlardan çok iyi bir destek alacağımızı düşünüyorum. Yaptığım ilk görüşmelerde de son derece destekleyici olduklarını ve buradaki işi büyütmek niyetinde olduklarını gördüm.

Türkiye’de TEB ve FORTİS birleşmesi olacak mı? Bu konuda bir adım atıldı mı?
Bu konuda yorum yapamam. Bu hissedarın alacağı bir karar. TEB’de yüzde 42 gibi bir payı var. Fortis Türkiye’ninse yüzde 94’ünü doğrudan kontrol ediyorlar. Bu tabloya bakarak karar vereceklerdir.

Bu durumu diğer hissedarla, TEB ile görüşecekler. Ben bu görüşmelere dahil değilim. Sadece izleyip, kararlarını bekleyeceğim. Herkes gibi ben de merakla bekliyorum. Ama şunu söyleyebilirim bu iş çok uzun sürmeyecektir. Önümüzdeki 1-2 ay içerisinde netleşir diye düşünüyorum.

Yıl sonuna yönelik hedefler nasıl? 2009 sonunda Fortis’in aktif, mevduat ve kredi büyüklükleri ne kadara ulaşır?
Kredi hacmi, müşterilerin ihtiyaçlarına ve aldıkları kredilerin ne kadarını geri ödeyebileceklerine bağlı. Sonuçta biz bankayız ve mevduat müşterimizi korumak durumundayız. Bunu geçtiğimiz yıl yaşadığımız büyük krizle hepimiz öğrendik. İçinde bulunduğumuz konjonktürde geleceğe yönelik tahmin yapmak hakikaten zor. Türkiye’de GSYİH’nın yüzde 5-6 oranında küçüleceği, tüketimin ve ihracatın daha az olması bekleniyor. Fiyatlar düşüyor, müşterinin ihtiyaçları azalıyor. İşsizlik artıyor. Dolayısıyla tüm kredi pazarı için daralma öngörüyoruz.

Bankalar kredi vermiyor diyorlar. Hayır öyle değil, hala kredi vermek istiyoruz. Kredi vermek bizim ana işimiz. Kredi vermezsek gelirlerimizin önemli bir bölümünü kaybederiz, neden kredi vermeyelim. Ancak, kredi verebilmemiz için müşterilerimizin talebinin olması, iş yapabilmesi lazım.

hedKredi hacmimiz ilk 3 ayda hemen hemen aynı kaldı. Çok az bir düşüş oldu. Bu durum sektörün geneli için de geçerli. Bana kalırsa sektör yapması gerekeni yapıyor. Fortis de öyle. Müşterilerimizi desteklemeye devam ediyoruz. Bu yıl bence durağan bir yıl olacak. Yıl sonu rakamları en iyi ihtimalle geçen yıl ile hemen hemen aynı olur.

Şube sayısı ya da pazar payına yönelik hedefiniz var mı?
Bu yıl 100’lerce şube açılacak bir yıl değil. Bu yıl konsolidasyon yılı. Geçtiğimiz 2 yılda biz de çok sayıda şube açtık. Fortis’in Dışbank’ı satın aldığı 2005 yılında, bankanın 160 şubesi vardı. Bugün bu sayı 300’e ulaştı. Büyük bankalar çok daha fazlasını açıyor ama bizim ölçeğimizde bir banka için bu oldukça iyi bir rakam.

Şimdi bu şubelerin kârlılığını korumaya çalışıyoruz. İçinde bulunduğumuz koşullar zorlu ve bu iş eskisi kadar kolay değil. Açtığınız bir şubenin kâra geçmesi, 2 yıl öncesine göre çok daha fazla zaman alıyor. Bu, bir miktar konsolidasyon yaratacak diye düşünüyorum.

Bu yılın sonuna ilişkin plan ve hedeflerimiz biraz da yeni hissedarımızın kararlarıyla şekillenecek. Ama bu yıl kesinlikle büyüme yılı olmayacak. Bu yıl riski iyi yönetme, müşterilerine iyi hizmet verme yılı olacak.

Bu yıl planladığınız yeni ürünler var mı?
Son olarak işsizlik sigortası ürününe aracılık ettik. Ürün tarafında tamamen yeni bir şey yapmak zor. En fazla bir ürünü değişik biçimlerde paketliyorsunuz. Tıpkı bir hamburger gibi düşünün. Özünde yine hamburger oluyor ama kiminin içine peynir kimine soğan koyuyorsunuz. Kredi kartlarında, mortgage ya da KOBİ tarafında bu tür paketlemeler yapıyoruz.

Uzun vadede Fortis Türk bankacılık sektöründe kendine nasıl bir konum hedefliyor?
Uzun vadeli plan ve hedeflerimiz yine ana hissedarımıza bağlı ama uzun vadede çok şey değişmeyecek diye düşünüyorum. Öncelikli hedef yine pazar payını artırmak olacak. Bugün hala pazarda küçük bir payımız var. Bugüne kadar yeni şube açmaya ve aynı zamanda kârlı olmaya çalıştık. Bundan sonraki adım, krizden sonra, pazar payı anlamında da büyümek olacaktır. Bunu da yapabileceğimizi düşünüyorum.

Bugünlerde bankayı yeni hissedarımız için şeklinde tutmaya çalışıyoruz. Ama BNP Group girdiği ülkelerde hep üst sıralarda yer alma hedefiyle hareket ediyor. Bugün Fransa’da, Belçika’da oldukça büyükler. Türkiye’de de öyle olmak isteyeceklerini düşünüyorum.

Pazar payı anlamında gelecek için ne hedef konulmuştu?
Açıkçası bu dönemde net bir hedef işaret etmekten kaçınmak gerektiğini düşünüyorum. Bence bu dönemde bankaları, özellikle de banka CEO’ları mütevazı olmalı. Krizden öğrendiğimiz bir şey varsa o da budur.

Geçmiş dönemde yapılan açıklamalara bakıyorum. Bugünkü tabloyla hiçbir şekilde uyum sağlamıyor. Biz büyümeye devam etmek için elimizden geleninin en iyisini yapacağız. Hissedarımızın hangi ritimde büyüme istediğini öğrendikten sonra elbette bir hedef koyacağız.

“Sektörde Bu Yıl Büyüme Beklemiyorum”

İlk Çeyreği Kıstas Almamalı
Bu yıl sektörün geneli için de çok büyük bir büyüme beklemiyorum. İlk çeyrek rakamlarını tüm yıla yakıştırmamak gerekiyor. Bu konuda bir miktar yanlış anlama olduğunu düşünüyorum. Ekonomi çok iyi gitmezken bankalar ilk çeyrekte yüksek kâr yaptılar. Bu teknik bir etki. Merkez Bankası sağ olsun faizleri düşürünce marjlar yükseldi. Bu da bize kâr olarak yansıdı. Ancak yılın geri kalanında karşılıkların yüksek olmaya devam edeceğini, büyüyeceğini düşünüyorum.

Dolayısıyla ilk çeyrek sonuçlarını alıp bunu 4 katıyla çarparak yıl sonunda bankalar bunu yapacak demek doğru değil.

Krizin Üstesinden Geliriz
Diğer yandan bankacılık sektörünün çok kontrollü ilerlediğini düşünüyorum. Türkiye’de bankalar 2001 krizinden sonra Avrupa ve Amerika’nın bugün aldığı birçok dersi önceden aldı. BDDK son derece güçlü ve Türkiye’de bankacılık sektörü çok ileride. Kötü ekonomik koşullara rağmen bu yıl Türkiye’de bankacılık sektörünün bu güçlü yapısını koruyacağını ve krizin üstesinden geleceğini düşünüyorum.

“Hiçbir Bankanın Payı Yüzde 15’i Geçmiyor Türkiye’de Konsolidasyon Bekliyorum”

Nereden Para Kazanılacak?
Bankalar içinde bulunduğumuz dönemde parayı, risk yönetimi ve maliyet kontrolü ile kazanacak. Gelirler artmayacak. Bu süreçte komisyonlardan kazanılabilir. Bazı yaratıcı ürünler gelirlere bir miktar katkı sağlayabilir. Örneğin son dönemde işsizlik sigortası ürünü çok kazandırdı. Diğer yandan kredi daralmasını minimize etmek gerekiyor. Bu en önemli maliyet kalemi. Ayrıca operasyonel maliyetleri de kontrol etmek gerekiyor. Bunun yarısı ekibiniz yarısı da diğer harcamalarınızdır.

Konsolidasyon Olabilir
Sektörde her ölçekte banka kârlılığını artırıyor. İlk çeyrekte Şekerbank, TEB gibi bizim ölçeğimizde tüm bankaların kârı yüksek oldu. Tüketici finansmanı, kredi kartları gibi alanlarda elbette ölçek önemli. Biz de zaten bu nedenle kredi kartlarında World Card ile işbirliğine gittik. Ancak, pazarda hala küçük ölçekli niş oyunculara yer var.

Diğer yandan uluslararası bankacılık, son 10-20 yılda ciddi konsolidasyon yaşadı. Ben Türkiye’de de bunu bekliyorum. Çünkü, bugün hiçbir bankanın pazar payı yüzde 15’i aşmıyor. Gelişmiş ülkelerde büyük oyuncuların çok daha yüksek pazar payları var.

“Kimse, ‘Bankalar Kasıtlı Kredi Vermiyor’ Diyemez”

Talep Yoksa Kredi de Yok
Her durum için aynı konuşmak zor. Belki hak edip de kredi alamayan şirketlerin olduğu bazı durumlar olabilir. Ancak, genel olarak işin aslı çok basit ve mantıklı. Kredi talebi yoksa, kredi de yoktur. Bankacılık bir dengeleme işidir. Bir yanda kredileri büyütmek ana işinizin bir parçasıyken öte yandan paranızı biriktirmezseniz kredi veremezsiniz. Bugün pek çok Avrupa ülkesinde ya da Amerika’da bankalar mevduat sahiplerinin parasını düzgün değerlendiremedikleri için zor duruma düştü.

İhtiyatlı Olmak Normaldir
Hiç kimse, “bankalar kasıtlı olarak kredi vermiyor” diyemez. Bu işimizin doğasında var. Bir yandan mevduat toplarız, diğer yandan kredi veririz. Bu ikisi arasında da bir marj vardır ve biz buradan para kazanırız. Kredi vermezsek para kazanamayız. Bu, bu kadar basit ve mantıklı.

Olumsuz Bakıyorlar
Açıkçası sektörde kredilerin çok daha fazla daralmamasına şaşırdım. Evet sektörde bugün bir daralma var ama bu yüzde 20-30 gibi dramatik bir daralma değil. Sektör her şeye rağmen hala iyi miktarda kredi veriyor. Yazdan önce çok büyük bir hareketlilik beklemiyorum. Ancak yılın son çeyreğinde bir toparlanma olabilir. Birkaç ay öncesi gerçekten kötüydü ama bugün bazılarının ben çok olumsuz baktığını düşünüyorum. Bence yaz aylarında iyileşmenin ilk sinyallerini almaya başlayacağız. Dünyada yemeğe, kıyafete ve daha pek çok şeye ihtiyaç duyan 6,5 milyar insan olduğunu unutmamak lazım. Dünya durmayacak.


Hande D.Süzer
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz