Bankacılık, zorlu bir yılın ardından yeniden büyüme hesabı yapıyor. 2010’da sektör aktiflerinin yüzde 10, kredilerinse yüzde 15’e yakın artması öngörülüyor. Bazı bankalarda hedeflenen oranlar, yüzd...
Bankacılık, zorlu bir yılın ardından yeniden büyüme hesabı yapıyor. 2010’da sektör aktiflerinin yüzde 10, kredilerinse yüzde 15’e yakın artması öngörülüyor. Bazı bankalarda hedeflenen oranlar, yüzde 20’leri aşıyor. Beklenen büyümenin lokomotifininse bireysel krediler olacağı konuşuluyor. Özellikle tüketici kredileri ve konut kredilerinde canlılık bekleyen bankalar, KOBİ kredileri ile proje finansmanı tarafında da yüksek büyüme hedefliyor.
Son 5-6 yıldır hızlı büyüme trendindeki bankacılık sektörü, 2009 yılında ivme kaybetse de büyümesini sürdürdü. Ekim 2009 itibarıyla sektörün aktif büyüklüğü, önceki yılın sonuna göre yüzde 8,6 artarak 796 milyar TL’ye ulaştı. Bu performansta Hazine bonosundan elde edilen yüksek getirilerin rolü büyük oldu. Bankaların aktiflerinde, menkul kıymetler portföylerinin payı arttı. Buna karşın kredilerin ağırlığı ise azaldı. Ekonomideki daralmayla beraber kredi hacminin toplam aktifler içindeki payı geriledi. Bu dönemde, takipteki kredilerin toplam krediler içindeki payı da yüzde 3,7’den yüzde 5,4’e yükseldi. Mevduat faizlerinin yatırımcı açısından cazip olmaması ise mevduat hacmindeki artışın sınırlı kalmasına sebep oldu.
2009 yılına başlarken yazılan senaryolar, tablonun bugünkünden çok daha olumsuz olacağına işaret ediyordu. Ancak yılın ikinci yarısından sonra, tüketici kredisi faiz oranlarındaki gerileme ve iç talebi canlandırmaya yönelik vergi teşvikleri, başta tüketici kredileri ve kredi kartları olmak üzere bireysel kalemlerde hacmi artırmaya başladı.
2009 yılının ilk 10 ayında tüketici kredileri yüzde 8,4 artarken konut kredilerinde yüzde 12,7, ihtiyaç kredilerinin ise yüzde 9,7 oranında büyüme yaşandı. Yıl sonu rakamları henüz açıklanmış değil. Ancak sektör profesyonellerinin tahmini konut kredilerinin yılı yüzde 13 büyüme ile tamamlayacağı yönünde. Büyümenin ihtiyaç kredilerinde yüzde 15, kredi kartlarında yüzde 10, KOBİ kredilerinde ise 0-3 arasında olması bekleniyor.
Taşıt kredilerinde gerileme 2009 boyunca devam etti. Bu segmentin de yılı yüzde 20’ye yakın daralma ile kapatması bekleniyor. İhracat kredileri de yılı daralması ile kapatacak alanlardan. Buradaki daralmanın da 2009 sonunda yüzde 5 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bir takım gayrimenkul ve özellikle enerji projeleri sayesinde 2009’da proje finansmanı büyüme trendini sürdürdü. Proje finansmanın alanında sektörün yarattığı hacmin, 2009’da yüzde 11,4 düzeyinde büyümüş olacağı öngörülüyor. Mevduat hacminin ise 2009’da, bir önceki yıla göre yüzde 8 ile 12,5 aralığında bir oranda büyüme göstermiş olması bekleniyor.
2010’da ise her alanda büyüme hedefi var.
En Yüksek Büyüme Nerede Olacak?
Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Ömer Baktır, bankacılık sektöründe mevduat ve kredi gelişiminin, genel olarak ekonominin büyümesi ya da küçülmesi yönünde trend izlediğine dikkat çekiyor. Bu nedenle 2010 yılında kredilerde ve mevduatlardaki büyüme tahminlerini, ekonomideki büyüme beklentilerine göre yapmak gerektiğini söylüyor.
Türkiye ekonomisi 2006, 2007 ve 2008 yıllarında sırasıyla yüzde 6,9, 4,7 ve 0,9 oranlarında büyüdü. 2009’un ilk 9 ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,4 oranında küçülme oldu. Orta vadeli plana göre 2009 yılı için GSYH beklentisi yüzde -6 düzeyinde. IMF’nin tahminlerine göre Türkiye’nin 2009 yılını yüzde -6,5’lik küçülmeyle kapatması, 2010 yılında ise yüzde 3,7 büyümesi bekleniyor.
İş Bankası yetkilileri 2010 yılında bankacılık sektörünün toplam kredilerinin yüzde 15 civarında artacağını tahmin ediyor. Tüketici kredileri içinde konut ve ihtiyaç kredilerinde son dönemde yaşanan hızlı artışın devam edeceği düşünülüyor. Buna karşılık taşıt kredilerinin tüketici kredileri içerisindeki payının gerilemeye devam edeceği öngörülüyor. Yurtiçi talepteki toparlanma paralelinde kredi kartları bakiyesinin 2010 yılında güçlü bir seyir izlemesi bekleniyor. Bu tablo, toplam bireysel kredi hacminin toplam kredi hacminin üzerinde artış göstereceğine işaret ediyor.
Hem ekonomik aktivitedeki artış hem Kredi Garanti Fonu’nun devreye girmesiyle KOBİ kredilerinin de 2010 yılında yeniden artış eğilimine girmesi bekleniyor. Türkiye’nin ihraç pazarlarındaki büyümenin dış talebi olumlu etkilemesine paralel 2010’da ihracat kredilerinde de önemli artış yaşanacağı tahmin ediliyor.
Bankaların proje finansman kredilerine ilgisi de 2010’da artarak devam edecek. İş Bankası yetkilileri, bu alanda verilen kredilerin, sektör ortalamasının üzerinde yükseliş gösterebileceğini söylüyor.
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, 2010 rakamlarına yönelik beklentilerini şöyle özetliyor:
“2010 yılında sektörün mevduatında yüzde 15,5, konut ve ihtiyaç kredilerinde yüzde 19, taşıt kredilerinde yüzde 11, kredi kartlarında yüzde 15, KOBİ kredilerinde yüzde 13 ve ihracat kredilerinde yüzde 14 düzeyinde büyüme bekliyoruz.”
Rekabet Artacak
Hedeflenen büyüme rakamları, sektörde rekabetin yeniden zorlu bir dönemece girdiğinin de göstergesi. Başta krediler olmak üzere bankaları, her alanda kıyasıya bir rekabet bekliyor. Sektörde en yoğun rekabetin, büyümenin lokomotifi olacak bireysel krediler tarafında yaşanacağı öngörülüyor.
Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Faiz düşüşlerine bağlı karlılığın azalacağı 2010 yılında, krediler kaleminde çetin bir rekabet yaşanmasını bekliyoruz. Krediler içinde tüketici kredileri, konut kredileri ve ticari krediler segmentleri pazar payı kazanımına yönelik rekabetin yoğunlaşacağı alanlar olarak öne çıkacak. Bunun yanında dış kaynaklara erişimin sınırlı seviyede gerçekleşebileceği önümüzdeki yıl, bankalar mevduat kazanımına yönelik de sıkı bir rekabet içinde olacak.”
Önümüzdeki yıl bankacılık sektörünün genelinde net faiz marjının düşmesi bekleniyor. Bu da gelecek yıl komisyon geliri yaratma potansiyeline sahip kredi kartları, varlık yönetimi ve sigorta ürünleri gibi alanlarda da yoğun rekabet anlamına geliyor.
Hakan Ateş yeni dönemde bankaların, kârlılıklarını sürdürebilmek için faiz marjlarındaki düşüşü, hacimlerdeki artışla telafi etmek zorunda olduğuna dikkat çekiyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Bankaların likiditelerini yavaş yavaş reel ekonomiye yönlendirecekleri süreç başladı. Yeni dönemde ağırlık, büyüme potansiyeli daha yüksek olan perakende ve küçük ticari (KOBİ) segmentlere verilecek. Perakende içinde de mortgage ve ihtiyaç kredileri daha ön planda olacak. Ayrıca 2010 boyunca maliyetler de kontrol altında tutulacak.”
Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, bankaların bundan sonraki dönemde planlarını, ekonominin gidişatına bağlı olarak yeniden değerlendirmeleri gerektiği görüşünde. Uluşahin, “Çok hızlı ve agresif büyüme stratejileri yerine sağlam, istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme hedeflenebilir” yorumunu yapıyor.
Bankaların Planı
Bankalar, genel olarak sektör ortalamasının üzerinde büyüme hedefliyor. Bazı alanlarda kendi ortalamalarının da üzerine çıkmayı planlıyor. Bu alanlar ise konut, ihtiyaç kredileri ve proje finansmanı olarak dikkat çekiyor. Yapı Kredi, toplam kredilerinde yüzde 18 büyüme hedefliyor. Yapı Kredi Genel Müdürü Faik Açıkalın, 2010’da bireysel kredilere yoğunlaşacaklarını, proje finansmanında sektörde daha etkin rol oynayacaklarını söylüyor ve ekliyor:
“Likidite ve yüksek fonlama maliyetleri sebebiyle proje finansman kredilerinde özellikle yılın 2’nci yarısında daralma yaşandı. 2010 yılı büyüme rakamları da yine ekonomik büyüme oranları ile paralellik gösterecek. Biz Yapı Kredi olarak 2010 yılında proje finansmanda hacimde yaklaşık yüzde 25, gelir olarak ise bir önceki yıla oranla yüzde 47 civarı bir büyüme hedefliyoruz.”
İş Bankası, orta vadeli stratejileri paralelinde kârlı ve sağlıklı büyüme eksenli olarak piyasadaki güçlü konumunu sürdürmek niyetinde. Banka yetkilileri, 2010 yılı ve sonrasında gerek aktif büyüklüğünde gerek kredi ve mevduat hacminde bankanın pazar payındaki istikrarın sürdürülmesini planlandıklarını söylüyor ve ekliyor:
“Tüketici kredileri ve kredi kartları en yüksek pazar payı artışı hedeflediğimiz alanlar. Portföyü büyütürken verimlilik ve kalite iyileştirme çalışmalarımıza da devam edeceğiz.”
Fortis, 2010 yılında kredilerinde ortalama yüzde 15-20 oranında büyüme planlıyor. Fortis Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Mendi, yeni dönem planını şöyle özetliyor:
“2009’da KOBİ kredileri, bireysel nakit krediler, konut kredileri, kredi kartları ve mevduat ürünleri olmak üzere bilançomuzu oluşturan tüm kalemlerde 50’den fazla yeni ürünü hayata geçirdik. Yine bu dönemde uygulama, geliştirme ve fiyatlama stratejilerimize, kriz yönetimi politikalarımıza ve mevcut müşterilerimizi öncelikli kılan yaklaşımlara ağırlık verdik.
2010’da da bu iş politikalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.”
Denizbank da 2010 yılında sektörün üzerinde büyüme hedefliyor. Sektörde aktiflerin yüzde 15,8, kredilerin yüzde 16,3 büyüyeceğini tahmin ettiklerini söyleyen Hakan Ateş, Denizbank’ta beklenen rakamları şöyle özetliyor:
“Mevduatımızı yüzde 23,5, konut kredilerimizi ve ihtiyaç kredilerimizi yüzde 24 artırmak hedefindeyiz. Taşıt kredilerinde yüzde 23, kredi kartlarında yüzde 20, KOBİ kredilerinde yüzde 16 büyüme hedefliyoruz.”
Ziya Akkurt/ Akbank Genel Müdürü
“Ertelenmiş Tüketim Büyümeye Destek Olacak”
Yeni Dönem
Krizde en kötünün geride kaldığını düşünmekle birlikte krizden çıkışın ve düzelmenin de kademeli olacağını öngörüyorum. Buna bağlı olarak global finansal piyasalarda da temkinli bir toparlanma süreci yaşanmasını bekliyorum. Türkiye ile ilgili ekonomik ve finansal görünüm, diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha olumlu olacak. Güçlü bankacılık sektörü, toparlanma sürecinde reel sektöre daha fazla destek sağlama potansiyeline sahip. Kriz nedeniyle ertelenmiş tüketim, düşük faiz oranlarının da yardımıyla kredi talebini artırarak büyümeye destek olacak.
Büyüme Ne Kadar Olur?
Önümüzdeki yıl kredilerde, ortalama yüzde 12-13 civarında bir büyüme bekliyorum. Burada iki temel faktör öne çıkıyor. Öncelikle sağlam bankacılık sistemi, toparlanma sürecinde reel sektöre daha fazla destek sağlayacak. İkinci olarak kriz nedeniyle ertelenmiş tüketimin, düşük faiz oranlarının da yardımıyla kredi talebini artıracağını ve büyümeye destek olacağını bekliyorum. Aktiflerdeki büyüme de en az yüzde 10 olarak gerçekleşebilir.
Akbank’ın Hedefi
Akbank olarak biz sektörün üzerinde bir büyüme hedefliyoruz. Global finansal çalkantının yaşandığı bir dönemde, çok net ve tutarlı bir strateji izleyerek hem aktif kalitemizden hem finansal performansımızdan ödün vermedik. Sürdürülebilir kârlılığı korduk. Önümüzdeki dönem de sağlıklı, sürdürülebilir ve kârlı büyüme performansımızı devam ettirmek hedefindeyiz.
Sinan Şahinbaş/Finansbank Genel Müdürü
“En Yüksek Büyümeyi Bireysel ve KOBİ’de Bekliyoruz”
Kredi Hacmi 350 Milyara Ulaştı
2009 yılının 9 ayında kredilerdeki artış 2,4 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,7’lik bir artış anlamına geliyor. Türleri itibarıyla kredilerin yüzde 22,3’si KOBİ, yüzde 35,3’i bireysel ve yüzde 42,4’si ticari kurumsal kredilerden oluşuyor. 2009 sonu sektör kredi hacmi katılım bankaları hariç 350 milyar TL olarak öngörülmekte. Mevduat tarafında ise 2008 yılı sonunda 162,2 milyar TL olan toplam mevduat hacmi yüzde 5,5'lik yükselişle 171,1 milyar TL'ye çıkacak.
Gelecek Projeksiyonu
2009 yılında kriz nedeniyle bankacılık sektörünün sorunlu kredilerinin oranında artış yaşadık ancak bu artış şu dönemde gerilemeye başladı. Yeni dönemde iç piyasanın da hareketlenmesi ile gerek ticari, gerekse bireysel kredilerde ciddi canlanma olacak. 2010 yılında reel sektöre daha fazla kredi verileceğini öngörüyoruz. Bizim projeksiyonumuz, bankacılık sektöründe kredilerin 2010’da yüzde 12-15 civarında büyüyeceği yönünde.
Hedefte Yüzde 25 Büyüme Var
Bizim Finansbank olarak kredilerde büyüme beklentimiz yüzde 25 civarında. Önümüzdeki yıl her zaman olduğu gibi sektörün en faal oyuncuları arasında olmayı istiyoruz. Bireysel segmentten kurumsala kadar tüm kredilerde aktif olacağız. En çok öne çıkacak olanlar bireysel ve ticari segment olacak. Buna ek olarak sendikasyon ve proje finansman kredilerinde, dış ticaret ve işletme sermayesi finansmanında lider bankalardan biri olmak hedefindeyiz.
Ömer Baktır /Halkbank Genel Müdür Yardımcısı
“Normalleşme Sürecine Girdik Makul Performans Hedefliyoruz”
Marjlardaki Daralma Sürecek
2009 yılının ilk yarısında en yüksek seviyeye ulaşan faiz marjları, üçüncü çeyrekte hafif bir düşüş gösterdi. Son çeyrekte bir miktar daha daralabilir. Marj daralmasını kompanse edebilecek unsur ise ağırlıklı olarak kredi hacmindeki genişleme olur. Ancak kredi talebinde kriz öncesi döneme göre yeterli canlanma yok. Bu durum, marj daralmasıyla birlikte kaçınılmaz olarak 2010 yılının kârlılık ve verimlilik açısından 2009’a göre daha zor olacağına işaret ediyor. Aynı şekilde bankaların 2009 yılı son çeyreğinde de yılın önceki çeyreklerine kıyasla daha makul düzeyde performans göstermeleri bekleniyor. Bu, bir nevi normalleşme süreci olarak algılanmalıdır.
Portföy Yönetimi Önem Kazanacak
2010’un, 2009’a kıyasla çok daha olumlu göstergelere sahip olmasını bekliyorum. Sektörün yüzde 15 düzeyinde bir kredi artışını gerçekleştirmesi için önünde bir engel görünmüyor. Risk maliyetinin diğer bir ifadeyle takibe intikal eden veya edecek kredilerin daha makul seviyelere gerilemesini ve geri dönüşlerin sağlıklı bir yapıya kavuşmasını öngörüyorum. Ancak 2010 içinde kredilerde portföy yönetiminin her zamankinden biraz daha fazla ön plana çıkacağını düşünüyorum.
Halkbank Ne Hedefliyor?
Böyle bir ortamda sektör payımızı artırmak öncelikli hedefimiz olacak. Bireysel krediler ve KOBİ kredilerindeki yoğun çalışmalarımızı kurumsal alanda da sürdürmeyi planlıyoruz. Dış ticarette daha aktif rol alacağız. Bankacılık sisteminin daha rekabetçi ama daha dar marjlar altında çalışacağını düşündüğümüzde, kârlılıkta 2009’da olduğu gibi önemli artışlar beklemek rasyonel değil. Portföyümüze katılacak yeni müşteriler, kredi hacminde sağlanacak artışlar ve müşterilerle çalışma alışkanlıklarımız marjlardaki daralmanın etkilerini bertaraf edecek. Mevduat ve kredilerde ortalama yüzde 15 büyüme bekliyoruz. Halkbank olarak her yıl olduğu gibi sektördeki payımızı artırmak amacıyla sektörün üzerinde büyüme hedefliyoruz.
Hande D.Süzer
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?