Ceo’ların Yeni Karnesi

Son 3 yıldır, 5 önemli göstergeye göre bankaların yıllık performanslarını çıkarıp, CEO’larının karnelerini ortaya koyuyoruz. Bu yıl da yine 5 önemli göstergeye göre bankaların son 1 yıllık performa...

1.04.2008 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Son 3 yıldır, 5 önemli göstergeye göre bankaların yıllık performanslarını çıkarıp, CEO’larının karnelerini ortaya koyuyoruz. Bu yıl da yine 5 önemli göstergeye göre bankaların son 1 yıllık performansını inceledik. Geçtiğimiz 3 yıl boyunca büyüme trendinde olan bankalar, 2007 yılını da büyüme ve kârla kapattılar. Aktif ve mevduat büyüklüklerinde, kredilerde ve piyasa değerlerinde yüksek sonuçlar aldılar. Son 1 yılın performansını açıkça ortaya koyan analizimiz, CEO’ların 2007’de de sınıfı geçtiğini gösteriyor.

Dünya finans devleri 2007 yılında mortgage krizi nedeniyle şimdiye kadar tarihlerinde görmedikleri kadar büyük zararlar açıkladılar. Oysa 2007 Türk bankaları için parlak bir yıl oldu. Sektörün ekonomiden aldığı pay yüzde 90’lar düzeyine yükselirken, aktif büyüklüğü 581, kredi hacmi 296 ve toplam mevduatı da 367 milyar YTL’ye ulaştı.

2007 yılını aynı zamanda son derece kârlı kapatan bankacılık sektörünün net kârı 2006 yılına göre yüzde 31 artarak 14,9 milyar YTL olarak gerçekti. Sektörün özkaynak kârlılığı yüzde 19,9’dan yüzde 22’ye, aktif kârlılığı da yüzde 2,5’den yüzde 2,8’e çıktı.

Diğer yandan 2006 yılında ivme kazanan şubeleşme 2007 yılında da devam etti. Sektörün istihdamı arttı. 2007 yılında sektör genelinde toplam 823 yeni şube açıldı, yaklaşık 17 bin yeni personel istihdam edildi.

Sektör geneli için geçerli olan bu olumlu tablo ve rakamlar, ayrı ayrı bankalara baktığımızda da çok farklı değil. Önde gelen bankalarının 2007 bilançoları da büyüme ve kâra işaret ediyor. Aralarında bazıları bazı kalemlerde diğerlerinden öne çıksa da genel olarak hemen her bankanın 2007 yılı performansının yüksek olduğu görülüyor.

Başarıyı elbette sadece banka genel müdürlerine mal etmek söz konusu değil. Ancak, banka genel müdürlerinin liderlik ve yöneticilik becerilerinin, banka performanslarını doğrudan etkileyen çok önemli bir unsur olduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Ekonomik ortam ve piyasaların yönü desteklese bile bankaların performanslarında banka genel müdürlerinin rolü çok büyük. Resesyonla başladığımız, belirsizliklerin ve risklerin yüksek olacağı öngörülen 2008 gibi zor bir yılda bu etkiyi kuşkusuz çok daha fazla hissedeceğiz.

Capital’de en son 2007 yılı şubat ayında yer verdiğimiz ve bankaların son 1 yıllık performansını ortaya koyan analizi yeniledik. 2006-2007 döneminde bankaların karnesini ortaya koyan bu analiz, CEO’ların da son 1 yılda neler yaptığını özetliyor.

Aktif Artışının Lideri
Bu yıl yine 11 büyük bankanın son 1 yıllık performansını değerlendirdik. Aktifler, krediler, mevduat, net kâr ve piyasa değeri açısından 2006-2007 döneminde bankaların ne kadar büyüdüklerini inceledik.

Ancak, geçtiğimiz yıldan farklı olarak bu yıl Ziraat Bankası ve Halkbank gibi kamu bankalarını da değerlendirme kapsamına aldık. Bankaların performanslarına göre yaptığımız sıralamada ise aktif büyüklüğüne öncelik verdik. Sıralamayı 2006-2007 döneminde aktif büyüklüğündeki artışa göre gerçekleştirdik. Ortaya çıkan tabloda ilk sırayı Şekerbank aldı.

2006 ve 2006 yıllarını durgun geçiren, bu dönemde tüm diğer bankalar büyürken zaman ve para kaybeden Şekerbank, 2007’de yeni ortağı Kazak Turan Alem Securities ile toparlandı. Bununla da kalmadı ve sektörde 2007 yılının rekorunu kırdı. 2007 yılında 2006 yılına göre aktif büyüklüğünü yüzde 52 oranında artıran bankanın piyasa değeri de aynı dönemde yüzde 250 yükseldi. Şekerbank 2007 yılında net kârını da yüzde 136,3 oranında artırdı. Kredilerde yüzde 81’in üzerinde büyüme yakalayan banka, 2007 yılında mevduatını da yüzde 36,4 oranında artırdı. Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, “2008 yılına yönelik hedefimizde tüm bilanço kalemlerimizde yüzde 50 büyüme var” diyor ve ekliyor:

“Özellikle krediler tarafında iddialıyız. 2007’de kredilerimizin yarısından fazlasını KOBİ’lere kullandırdık. 2008’de de kredilerimiz toplamının 5,5 milyar YTL’ye ulaşacağını, bunun da yüzde 60’ını KOBİ’lerin kullanacağını öngörüyoruz.”

Grafiği Yükselenler
Aktif büyüklüğüne göre yaptığımız sıralamada Şekerbank’ın ardından ikinci sırada TEB yer alıyor. 2007’de aktif büyüklüğünü bir önceki yıla göre yüzde 42,5 oranında artıran banka, son birkaç yıldır yükselen grafiğiyle sektörün parlayan yıldızlarından.

2005-2006 döneminde de yüksek performansıyla göz dolduran TEB, geçtiğimiz yıl yaptığımız değerlendirmede aktif büyüklüğünde yakaladığı yüzde 64,4’lük artışla ilk sırada yer almıştı. TEB, 2007 yılında mevduatını yüzde 30,5, kredilerini yüzde 38,6 oranında artırdı. Piyasa değeri yüzde 66 oranında yükselen bankanın net kârı da yüzde 23,3 artış gösterdi.

Garanti Bankası da, yükselen grafiğiyle sektörde öne çıkan bir diğer banka…
Geçtiğimiz yıl yaptığımız değerlendirmede, 2005-2006 döneminde aktif büyüklüğünde yakaladığı yüzde 46,9’luk büyüme ile 3’üncü sırada yer alan Garanti, bu yıl da sıralamadaki yerini korudu. 2007 yılında aktiflerini 2006 yılına göre yüzde 34,4 oranında büyüten Garanti Bankası, aynı dönemde kredilerini yüzde 36,1, mevduatını da yüzde 29,7 oranında artırdı. Yine 2006-2007 döneminde piyasa değeri yüzde 124 gibi bir oranda yükselen Garanti, net kârını ise yüzde 117,7 gibi rekor bir oranda artırmayı başardı. 2005-2006 döneminde de Garanti Bankası’nın net kârı yüzde 50,4 oranında artış göstermişti.

Kamudan Gelen Atak
Bu yıl bankaların son 1 yıllık performansını ortaya koyduğumuz analize kamu bankalarını da dahil ettik. Geçmişte nispeten muhafazakar yapılarıyla dikkat çeken kamu bankaları, son yıllarda daha esnek ve büyüme konusunda daha iştahlı. Sektörün yakaladığı performansta kamu bankalarının bu yaklaşımının etkisi de açıkça görülüyor.

Örneğin Halkbank, geçtiğimiz yıl bireysel bankacılık alanında yaptığı atılımlar ve güçlenen KOBİ bankacılığı performansı ile net kârını 1,131 milyon YTL’ye ulaştırdı. Böylece bankanın net kârı, bir önceki yıla oranla yüzde 30,98 oranında arttı. Halkbank diğer bilanço kalemlerinde de 2007’de yüksek bir performans gösterdi. Bankanın aktif büyüklüğü yüzde 16,88, mevduatı yüzde 13,44 artarken, kredilerindeki büyüme de yüzde 55,6 oranında gerçekleşti.

Ziraat Bankası’nın 2007 karnesi de Halkbank kadar başarılı. Toplam aktiflerini 2007 yılında yüzde 13 oranında büyüyen Ziraat Bankası, yine aynı dönemde kredilerinde yüzde 24, mevduatında yüzde 14 büyüme gösterdi. Bankanın net kârı da yüzde 12 oranında yükseldi. Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, “Sektörde kamu bankası olarak sağlıklı bir rekabet içinde payımızı korumayı hedefliyoruz” diyor ve ekliyor:

“Bu çerçevede önceliğimiz uzmanlık alanımız olan tarımsal krediler, bireysel krediler ve KOBİ kredileri olmaya devam edecek.”

Piyasa Değerlerine Dikkat
Bankalar, 2007 yılını büyüme ve kârla kapattılar. Bu performans halka açık olanların piyasa değerlerine de büyük ölçüde yansıdı. Piyasa değerinde en yüksek performansı ise Şekerbank, Garanti ve Yapı Kredi gösterdi. 2007 yılında bir önceki yıla göre Şekerbank’ın piyasa değeri yüzde 250, Garanti Bankası’nınki yüzde 124, Yapı Kredi’ninki ise yüzde 83 oranında yükseldi.

Diğer yandan bilanço kalemlerinde büyüme olsa da piyasa değeri düşen bankalar da oldu. Örneğin, 2007 yılında aktif büyüklüğü 2006 yılına göre yüze 29,7 oranında artan, kredilerinde yüzde 52,4, mevduatta yüzde 27,7 büyüme yakalayan Denizbank’ın, aynı dönemde piyasa değeri yüzde 4 oranında düştü.

hed

2005-2006 döneminde piyasa değerleri sırasıyla yüzde 13,9 ve yüzde 3,8 düşüş gösteren İş Bankası ve Fortis ise 2006-2007 döneminde tabloyu yeniden pozitife çevirdi. 2007 yılında İş Bankası’nın piyasa değeri yüzde 13, Fortis’in piyasa değeri de yüzde 9 oranında yükseldi.

Fortis CEO’su Yvan De Cock, 2007’de çok başarılı bir yıl geçirdiklerini, hızlı büyümeyi sürdürüp, kârlılıklarını artırdıklarını söylüyor. De Cock şöyle devam ediyor:
“2007’de sektörün hızlı büyüyen ve en çok kâr eden bankaları arasında yer aldık. Bu başarıda yenilikçi ürün ve hizmetlerimizin payı büyük oldu. Ayrıca şube ağımızı genişletmemiz ve 35 milyon dolar yatırımla açtığımız yeni operasyon merkezimiz de 2007 performansımızı etkileyen diğer önemli gelişmelerdi.”

2008’de Rekabet Artacak
2007 yılında bankacılık sektörünün hemen her alanında pazar payı artırma amaçlı yoğun bir rekabet vardı. 2008 yılında da bu rekabetin devam etmesi bekleniyor. Bankaların büyümede öncelikli hedeflerinin ise 2007 yılında olduğu gibi bu yıl da kredi portföyünün büyütülmesi yönünde olacağı düşünülüyor. Özellikle konut kredileri, KOBİ kredileri, özelleştirme ve satın alma finansmanları gibi alanlarda hizmet yarışına girecek bankaları, buralarda büyümeyi finanse etmek için kaynak ve özellikle mevduat tarafında yoğun bir rekabet bekliyor.

Diğer yandan bankacılar 2007 sonlarında başlayan ve 2008’de şiddeti daha fazla hissedilen global dalgalanmanın Türk bankacılık sektöründe büyümeyi yavaşlatacağı görüşünde.

Bu yavaşlamanın 2007’de de kendini hissettirdiğini söyleyen Vakıfbank Genel Müdürü Bilal Karaman şöyle diyor:

“Global piyasalarda yaşanan dalgalanma sonucu yurtdışından sağlanan ilave kaynakların azalmasının da etkisiyle 2007 yılında sektördeki büyüme yavaşladı. Ancak yine de ekonomik büyümenin 3 katı bir büyüme yakalandı. Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü halen çok büyük bir büyüme potansiyeli vaat ediyor. Global dalgalanmanın kısa vadede yerini toparlanmaya bırakacağına ve ekonomimizin hızlı büyümesine devam edeceğine inanıyorum.”

Vakıfbank’ın 2007 yılında, bir önceki yıla göre aktiflerini yüzde 15, mevduatını yüzde 16,2 ve kredilerini yüzde 30 oranında artırdığına dikkat çeken Bilal Karaman, yeni döneme yönelik hedeflerini ise şöyle özetliyor:

“2008’de 100 yeni şube açacağız. Bu yeni şubelerle daha çok noktada daha fazla sayıda müşteriye ulaşmayı, hizmet kalitemizi artırarak müşteri memnuniyetini artırmayı planlıyoruz. Kredi, mevduat, kâr gibi temel büyüklüklerde sektörden daha hızlı büyüyerek pazar payımızı artırmak hedefindeyiz.”

Can Akın Çağlar/Ziraat Bankası Genel Müdürü

“Bu Yıl 2007 Kâr Rakamlarına Ulaşmak Mümkün Olmayabilir”

Resesyon Tedirginliği 
2008, belirsizliklerin ve risklerin daha yüksek olduğu zor bir yıl olacak. Türkiye’de bankacılık sektöründe mortgage ve türev piyasaların gelişmemiş olması, son dönemde ABD ve Avrupa bankalarının yaşadığı sorunların Türk bankalarına yansımasına engel oldu. Ancak, bu gelişme finans piyasalarında bir risk unsuru olarak yerini aldı. Bugün için karşı karşıya olduğumuz en önemli risk dünya ekonomisindeki büyüme trendinin duraklamaya uğraması ve küresel enflasyon.

hed

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Strateji Belirlemek Zor
Gelişmiş ülkelerin finans piyasalarını etkileyen gelişmelerin ister istemez Türk finans piyasalarına da yansımaları olacak. Bugün için Türk bankacılık sektörünün global krizden ne kadar etkileneceği konusu belirsizliğini koruyor. Bu da bankalar açısından strateji belirlemeyi güçleştiriyor. Bankacılık sektörü olarak, ekonominin tüm unsurlarıyla yakın bir etkileşim içinde olduğumuzdan hem iç hem de dış gelişmeleri yakından takip etmek durumundayız. Son dönemde yaşanan sıkıntılar global gelişmelerin yakından izlenmesinin önemini bir kez daha ortaya koydu.

Yeni Dönem Öngörüsü
Sektör açısından önümüzdeki dönemde likidite ve özkaynak yeterliliği en önemli konular olacak. Bankalar yurtdışından kaynak bulmakta zorluk yaşayabilir. Yurtiçi kaynak temininde de kıyasıya bir rekabet yaşayacağımızı düşünüyorum. Bu durum maliyetlere de yansıyacak. Kâr marjlarımızın daralacak olması, kredi fiyatlaması konusunda, daha dikkatli olmamızı gerektirecek. Önümüzdeki dönemde bankalar kredi konusunda seçici davranacaklar. Bu durum reel sektörün desteklenmesini olumsuz etkileyebilir. Bankaların takipteki alacaklarında artış yaşanabilir. Bütün bu gelişmelere bağlı olarak sektörün 2007 yılındaki kâr rakamlarına ulaşması mümkün olmayabilir.

Zafer Kurtul/Akbank Genel Müdürü

2008 Rakamları Nasıl Olacak?

“Hacimleri Artırmalıyız”
Artan rekabet ve düşen faizlerle birlikte sektörün kâr marjları düşüyor. Bu durumda kârlılığımızı korumak için tek çare hacimlerimizi artırmalıyız. Büyümenin ve verimliğinin önemi önümüzdeki dönemde daha da artacak. Son 3 yıldır bankacılık sektörü kârlılığını sürdürüyor. Sektörün mali yönden kuvvetli olması, özellikle gelişmiş ülkelerdeki bankacılık sektöründe problemlerin olduğu bir dönemde oldukça önemli.

 “2008’de Aktifler  Küçülecek”
Ancak 2008 maalesef birçok belirsizliğin olduğu bir yıl gibi gözüküyor. Birçok uluslararası büyük banka sermaye sıkıntısı çekiyor. Bu bankalar 2008 yılında aktiflerini küçültmek zorunda. 2008 yılında daha önceki yıllarda olduğu gibi likidite bolluğu göremeyebiliriz. Ekonomik ve politik istikrarın korunması bu yıl çok önemli olacak.

“Krediler 2008’de Yüzde 24 Büyür”
 2008 yılında enflasyonun yüzde 6, büyümenin yüzde 4 olmasını, Merkez Bankası gecelik faiz oranının yıl sonunda yüzde 14,25’e düşeceğini tahmin ediyoruz. Faiz oranlarının düşmesinin ekonomik büyüme ve istihdama olumlu katkı yapacağını düşünüyoruz. Bize göre 2008 yılında bankacılık sektörü kredilerde yüzde 24, tüketici kredilerinde yüzde 34, mevduatta ise yüzde 16 oranlarında artış kaydedecek.

“Hedefimiz Sektörden Hızlı Büyümek”
Akbank’ın da hedefi bu oranların üzerinde büyüme sağlamak, pazar paylarını artırmak yönünde. 2008 yılında da tüketici kredilerinin diğer segmentlere göre daha yüksek oranlı büyüme kaydedeceğini tahmin ediyoruz. Örneğin konut kredilerinde sektörde yüzde 38 oranında büyüme bekliyoruz.

Yenilikçiliğe Önem Veriyoruz”
Akbank’da yenilikçiliğe çok önem veriyoruz. Bu konuda en büyük katkıyı çalışanlarımızdan ve müşterilerimizden alıyoruz. Gelen önerileri değerlendiriyoruz ve projelendiriyoruz. Sağlıklı büyümemizde yenilikçi ürün ve hizmetlerimizin, süreçlerimizin çok önemli katkısı olduğunu görüyoruz.
 
Tayfun Bayazıt/Yapı Kredi Bankası Ceo

“2007 İstikrar Dönemiydi, Bu Yıl Büyüme Hedefliyoruz”

Geçen Yılın  Performansı
Tümüyle birleşme ve entegrasyona odaklanılan 2006 yılının ardından 2007 yılı, YKB’nin gerçek gücünü ortaya çıkarmaya başladığı bir istikrar dönemi oldu. Ticari hedeflerimizi gerçekleştirmeye, finansal performansımızı iyileştirmeye ve büyüme için gerekli altyapıyı tamamlamaya yoğunlaştık. Bu dönemde, liderlik hedefimizi tüm iş kollarımıza yansıtmaya başladık. Kredi kartları gibi zaten lider olduğumuz sektörlerde rekabet üstünlüğümüzü perçinledik. KOBİ bankacılığı, konut kredileri ve bireysel ihtiyaç kredileri gibi alanlarda da piyasada etkin bir şekilde rol almaya başladık.

Yeni Dönem Stratejisi
2008 yılını ise YKB’nin yeni işkolu temelli hizmet modeli ve ticari odaklı strateji doğrultusunda sektörden ve rakiplerinden daha hızlı bir şekilde büyümeye kendini tam anlamıyla adadığı ilk tam yıl olarak görüyoruz.

Yapı Kredi, bankacılığın tüm kollarında koymuş olduğu liderlik hedefine ulaşmak için var gücüyle çalışmaya devam edecek. Büyüme odağımızı artırarak bankamızın pazar payını tüm alanlarda yükseltmek için atılımlarımızı sürdüreceğiz.

Öne Çıkan 4 İş Hedefi
Önümüzdeki dönemde stratejik önceliklerimizi 4 ana iş hedefine odaklanma olarak belirledik. Bunların başında şube ağını hızlı bir şekilde genişletmek, kredi kartlarında liderliği pekiştirmek ve KOBİ bankacılığında büyümek geliyor. Ayrıca mevcut geniş müşteri tabanına erişip, daha zengin hizmet sunumu ve mortgage öncelikli olmak üzere tüketici kredilerinde büyüme yoluyla bireysel bankacılık alanındaki kârlılığı geliştireceğiz. Bir diğer önceliğimiz de etkin gider yönetimi ve verim odaklık olacak.

Hande D. Süzer
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz