CEO’ların Yeni Karnesi

Son 4 yıldır, 5 önemli göstergeye göre bankaların yıllık performanslarını çıkarıp CEO’ların karnelerini ortaya koyuyoruz. Bu yıl yine, 5 önemli göstergeye göre 11 bankanın son 1 yıllık büyüme perfo...

1.04.2009 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Son 4 yıldır, 5 önemli göstergeye göre bankaların yıllık performanslarını çıkarıp CEO’ların karnelerini ortaya koyuyoruz. Bu yıl yine, 5 önemli göstergeye göre 11 bankanın son 1 yıllık büyüme performansını inceledik. Geçtiğimiz 4 yıl boyunca büyüme trendinde olan bankalar, 2008 yılında aktif ve kredilerde yine büyüme yakaladı. Mevduat ve kârlılıkta bazı bankalar yüksek, bazıları düşük not alırken piyasa değerlerindeki düşüş her bankada yüksek oldu. Son 1 yılın performansını açıkça ortaya koyan analizimiz, CEO’ların 2008’de sınıfı zor geçtiğini gösteriyor.

Dünyada sıkıntı 2007 yılında başlamış, global finans devleri o yıl büyük zararlar açıklamıştı. Türk bankacılık sektörü içinse 2007 parlak bir yıldı. 2008’de kriz hızını artırdı. Bu kez global pazarda sadece zararlar değil batıklar da oldu. Türkiye de fırtınadan üzerine düşeni aldı. Özellikle yılın ikinci yarısında kendini iyiden iyiye hissettiren olumsuz konjonktür, Türk bankalarının performansını kötü etkiledi.

Ancak, olumlu geçen ilk yarının etkisiyle 2008 yıl sonu rakamları beklendiği kadar kötü olmadı. Son 4-5 yıldır hızlı büyüme trendinde olan bankalar, 2008’de de bu trendi sürdürmeyi başardı. Sektörde toplam aktiflerin büyüklüğü bir önceki yıla göre yüzde 26 artışla 732.7 milyar TL’ye, toplam mevduat ise yüzde 27,4 artışla 454.6 milyar TL'ye ulaştı. Mevduatın krediye dönüşüm oranında az da olsa artış göründü.

Sektörün özkaynakları Aralık 2008 itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13,9 oranında artarak 86,4 milyar TL oldu.

2008’de, son birkaç yıldır olduğu gibi, kredilerin toplam aktifler içindeki payı artmaya devam etti. Ancak, büyüme hızı yavaşladı. Geçtiğimiz yıl yüzde 28,7 artışla 368 milyar TL’ye çıkan kredilerin aktif içindeki payı yüzde 50,2’ye yükseldi.

hedDiğer yandan aynı dönemde sektörün takipteki kredilerinde gerçekleşen yüzde 34,2 oranındaki artış, toplam kredi artış oranının üzerine çıktı. 2007 yılında yüzde 3,5 olan kredilerin takibe dönüşüm oranı, 2008 yılında yüzde 3,6 seviyelerinde gerçekleşti.

Krizin etkisi en çok kârlılık ve bankaların piyasa değerleri üzerinde görüldü. Toplam sektörün kârlılığı 2008’de bir önceki yıla göre yüzde 10 oranında düştü. Piyasa değerlerindeki düşüş ise çok daha yüksek oldu. Bazı bankalarda oran yüzde 80’lere dayandı.

2008, sektör için zor bir yıldı. Bankaların genel müdürleri, bu zor yılda kurumlarının performansını korumak için büyük çaba harcadılar. Liderlik ve yönetim becerileri yıl sonu rakamlarına olumlu yansıdı.

Capital, her yılın nisan ayında bankaların, dolayısıyla CEO’ların 1 yıllık performansını analiz ediyor. “CEO’ların karnesi” olarak geleneksel bir şekilde yayınlanan bu araştırmayı, 2008 sonuçları için yeniden gerçekleştirdik. 2007-2008 döneminde bankaların karnesini ortaya koyan bu analiz, CEO’ların da son 1 yılda neler yaptığını özetliyor.

Aktif Artışında Lider Değişmedi
Bu yıl yine 11 bankanın son 1 yıllık performansını değerlendirdik. Aktifler, krediler, mevduat, net kâr ve piyasa değeri açısından 2007-2008 döneminde ne kadar büyüme gösterdiklerini inceledik.

Bankaların performanslarına göre yaptığımız sıralamada aktif büyüklüğüne öncelik verdik. Sıralamayı, 2007-2008 döneminde bankaların aktif büyüklüğündeki artışa göre gerçekleştirdik. Ortaya çıkan tabloda ilk sırayı geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da Şekerbank aldı. Şekerbank aktif büyüklüğünü 2008’de bir önceki yıla oranla yüzde 32,1 düzeyinde artırdı. Yine aynı dönemde bankanın kredileri yüzde 32,8, net kârı da yüzde 17,5 oranında artış gösterdi.

 2008 yılında Şekerbank, mevduatını da yüzde 43’e yakın bir oranla en çok artıran banka oldu. Piyasa değerinde ise yüzde 79 gibi rekor bir gerileme yaşadı. Bunda, 2007’de bankayı satın alan Kazak Turan Alem’in krizde büyük darbe almasının payı büyük.

Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, 2008 yılında koymuş oldukları hedeflere ulaştıklarını söylüyor.

Bu başarıda Şekerbank’ın, tarım ve esnaf kredilerine öncelik vermiş olmasının etkili olduğuna dikkat çeken Uluşahin, 2009 hedefini ise şöyle özetliyor:

“2009 yılında kredilerde yüzde 15, aktiflerde de yüzde 10’luk büyüme öngörüyoruz. Bu tabii tamamen ekonominin gidişi ile ilgili. Bu nedenle alternatif senaryolarımızda var.”

Krediler Yavaşladı mı?
Bankacılık sektörünün genelinde krediler tarafındaki büyüme devam etti. Ancak bir önceki yıla göre yavaşlama dikkat çekiyor. Örneğin 2007’de kredi hacmini, bir önceki yıla oranla yüzde 52,4 oranında artıran Denizbank, 2008’de bir önceki yıla göre yüzde 22,6’lık bir artış sağladı. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, global anlamda “yüzyılın krizi” denebilecek bir ortamda her şeye rağmen başarılı bir yıl geçirdiklerini söylüyor. Denizbank’ın büyüme alanları olarak belirlediği iş kollarında uygun koşullarda kredi vermeyi sürdürdüğüne işaret eden Ateş, bankanın 2008 performansını kısaca şöyle özetliyor:

“Ekonominin can damarı olarak kabul edilen KOBİ’lerin finansal ihtiyaçlarına yenilikçi ürünleri ile çözüm üretmeye devam ederek işletme bankacılığı alanında önemli bir büyüme kaydettik. Tarım bankacılığı alanında özel bankalar arasındaki lider konuma eriştik. Bireysel bankacılıkta da ‘kişiye özel mortgage’ konseptiyle büyük başarı elde ettik.”

TEB de geçtiğimiz yıl kredilerini bir önceki yıla göre daha az büyüttü. Bankanın 2007’de kredi hacmi bir önceki yıla göre 38,6 büyümüştü. 2008’de 2007’ye oranla büyüme yüzde 23,9 seviyesinde gerçekleşti. 2007’de bir önceki yıla göre kredi hacmini yüzde 30,6 oranından Akbank, 2008’de bir önceki yıla göre yüzde 19,9 artış sağladı.

Kamu Bankaları Ne Yaptı?
Geçtiğimiz yıldan bu yana bankaların son 1 yıllık performansını ortaya koyduğumuz analize kamu bankalarını da dahil ediyoruz. Son yıllarda özel bankacılık modeliyle yönetilen ve büyüme konusunda hayli iştahlı hale gelen kamu bankaları 2008’de de yükselen grafikleriyle dikkat çekiyor. Örneğin Halkbank 2008’de, bir önceki yıla göre kredi hacmini en çok artıran banka oldu. Bankanın kredileri yüzde 42,6 oranında arttı. Halkbank aktiflerinde yüzde 27, mevduatında da yüzde 30,6 oranında büyüme kaydetti. Kârlılığı ise sektörle paralel olarak yüzde 10 düzeyinde azaldı.

Vakıfbank 2008 yılında, bir önceki yıla göre aktifini yüzde 23,1, kredilerini yüzde 30, mevduatını da yüzde 30,9 oranında büyüttü. Vakıfbank Genel Müdürü Bilal Karaman,

2008 yılı hedeflerine güçlü bir performansla ulaştıklarını söylüyor ve ekliyor:
“Belirlediğimiz hedeflerin toplam aktiflerde yüzde 103’ünü, mevduatta yüzde 107’sini, kredilerde yüzde 103’ünü gerçekleştirmeyi başardık. Kredi/mevduat oranımız yüzde 81,3’den yüzde 82,2’ye çıktı. Bu rakamlar kriz dönemlerinde de reel sektöre desteğimizi sürdürdüğümüzün kanıtı.”

Vakıfbank sektördeki pek çok banka gibi 2009 yılı için iyi ve kötü senaryolar hazırlayarak bir yol haritası çıkarmış. Karaman, “2009 yılında toplam aktifimizi yaklaşık yüzde 11, kredilerimizi yüzde 16, mevduatımızı yüzde 15 ve kârımızı yüzde 10 düzeyinde artırmayı hedefliyoruz” diyor.

Ziraat Bankası verilerini paylaşmadığı için analizimiz içinde yer almıyor.

Piyasa Değerleri Hızlı Düştü
Bankalar 2008’i krizin yarattığı olumsuz konjonktüre rağmen büyüme ve kârla kapattı. Ancak bu tablo bankaların piyasa değerlerine yansımadı. 2007’deki parlak tablo 2008’de tamamen negatife çevrildi.

Analizimiz kapsamına aldığımız 11 bankanın 11’inin piyasa değeri de 2008’de bir önceki yıla göre düşüş gösterdi. 2007’de piyasa değerini yüzde 250 gibi rekor oranda artıran Şekerbank 2008’de bir başka rekora imza attı ve yüzde 79 ile piyasa değeri en çok düşen banka oldu. Halka açık 11 banka içinde piyasa değeri yüksek düşüş gösteren bankalardan biri de Vakıfbank’tı. Vakıfbank’ın 2008 piyasa değeri 2007’ye oranla yüzde 71,7 oranında azaldı. 2008’de bir önceki yıla oranla aktifini yüzde 20,5, kredilerini yüzde 30,9 artıran Fortis de piyasa değeri en çok düşen bankalardan biri oldu. Fortis’in 2008 sonundaki piyasa değeri, 2007 sonuna oranla yüzde 65,8 azaldı. Fortis CEO’su Yvan De Cock, “2008 yılı son çeyreğinde karşılaştığımız zorlu dış etkenleri dikkate alırsak elde ettiğimiz sonuçları son derece başarılı buluyorum” diyor ve ekliyor:

“2008’in 3’üncü ve 4’üncü çeyreğinde dünyada ve Türkiye’de etkisini hissettiren ekonomik durgunluk, özellikle bankaların kârlılık oranlarını olumsuz etkiledi. Bu nedenle kârlılık oranları 2007’ye göre daha düşük seviyelerde gerçekleşti. Bu olumsuz koşulların, bankacılık sektörü üzerindeki etkilerini 2009 yılında da sürdürmesi bekleniyor.”

2009 Daha Zorlu Olacak
Bankalar için 2009, 2008’den çok daha zorlu olacak. Bu nedenle bankalar yüksek büyüme hedefleri yerine mevcut performansı koruma planı yapıyor.

Dalga dalga yayılan ve ne zaman sona ereceği kestirilemeyen kriz büyüme rakamlarını şüphesiz düşürecek. Bu yıl bankacılar sektör genelinde yüzde 10 düzeyinde büyüme öngörüyor. Finansbank Genel Müdürü Sinan Şahinbaş, bu oranının yüzde 10’un altında da olabileceğini söylüyor ve ekliyor:

“Geçtiğimiz yıl son çeyrekte kredilerin geri dönüşünde başlayan sıkıntı, 2009’da da devam edecek. Bu da bankaların kârını düşürecek.”

Bankacılık sektörü kârlılık anlamında, 2008’den daha iyi bir performans beklemiyor. Aslında faiz oranlarındaki düşüş kâr marjlarını bir süre için yükseltmiş durumda. Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul, 2009 yılı ilk çeyrekte kârlılık açısından daha iyi durumda olduklarını söylüyor ve şöyle devam ediyor:

“Net faiz gelirlerimizde artış var. TL mevduat maliyetlerinin düşüşü kârlılığımızı olumlu etkiledi. Buna mukabil takipteki kredilerimizde bir miktar artış var. Bu artış KOBİ ve kredi kartlarından geliyor.”

Yılın geri kalanında ise kârlılığı korumak bankalar için zorlu bir sınav olacak. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, 2009 yılına ilişkin beklentilerini şöyle özetliyor:

“Global krizle birlikte dünyadaki birçok banka devlet desteği almak zorunda kalırken Türk bankaları likidite ve sermaye yeterlilikleri açısından oldukça olumlu bir görüntü çizdi. Türkiye’nin de içinde yer aldığı dünya üzerindeki belli başlı gelişmekte olan ülkelerin sermaye yeterlilik rasyosu 2008 sonunda yüzde 12.8 iken, Türkiye’de bu oranın yüzde 16.3 olması, bankacılık sektörümüzün yaşanan krize karşı hangi ölçüde dirençli olduğu konusunda önemli ipuçları içeriyor. 2008 yılında aktiflerini yüzde 26 büyüten sektörün bu yıl yüzde 15 büyümesini bekliyorum. Bu süreçte bankaların en önemli gündemi, likidite yönetimi ve düşen kârlılık ortamında kaliteli aktif yaratabilmek olacak.

Zafer Kurtul / Akbank Genel Müdürü

“2009 Büyüme Değil Sağlıklı Olma Yılı”

Akbank’ın 2008 Performansı
Akbank, 2008 yılında 2 milyar 151 milyon TL brüt kâr elde etti. Brüt kârı üzerinden 369 milyon TL vergi karşılığı ayıran bankamızın net kârı 1 milyar 782 milyon TL oldu. 2008 yılında konsolide aktif büyüklüğümüz yüzde 29 artışla 93 milyar TL seviyesini aştı. Nakdi krediler aracılığı ile ekonomiye sağladığımız destek de geçen yıl yüzde 23 artışla 49 milyar TL seviyesinin üzerinde oldu. Müşterilerimizin bankamıza duyduğu güvenin bir neticesi olarak 2008 yılında bankamız mevduatı sektör ortalamasının üzerinde bir artış kaydetti ve yüzde 32 artışla 58 milyar TL’ye ulaştı.

2009’da Nelere Dikkat Etmeli?
2009 yılı büyümeden çok sağlıklı olma yılı. Türk bankacılık sektöründe 2009 yılının risk ve likidite yönetimine önem verilen bir dönem olacağını düşünüyorum. Türkiye’de bankacılık sektörü şu ana kadar diğer ülkelere göre krizden daha az etkilenmiş olsa da ekonomideki düzelme zaman alacak. Önümüzdeki dönemde sektörde kredi genişlemesinin nispeten daha düşük seyredeceğini öngörüyorum. Sektörde geçen yıl sonunda yüzde 3.6 olan kredi takip oranı 2009 yılında yüzde 5-6’lar seviyesine çıkabilir. Daha yüksek bir oranı şimdilik beklemiyoruz. 

Önceliğimiz Kaliteli Portföy
Global ekonomide yaşanan olumsuzlukların yansımalarına karşın takipteki kredi alacaklarımız 2008 sonunda yüzde 3.6 olan sektör ortalamasının oldukça altında kalarak yüzde 2.3 olarak gerçekleşti. Sermaye yeterlilik rasyomuz geçen yıl sonu itibarıyla yüzde 17’dir. Bu, sadece Türk bankacılık sektöründe değil global bankalar arasında da en yüksek oranlardan biri. Bizim için sağlıklı büyüme ve sağlıklı bilanço çok önemli. Etkin risk yönetiminin en önemli koşulunun aktif kalitesinin korunması olduğuna inanıyoruz. Bu yaklaşımla Akbank portföy kalitesi yüksek bir büyümeye öncelik veriyor. Müşteri ilişkilerinde derinleşmek ve stratejik ürünlerde pazar payımızı artırmak da bizim için son derece önemli.

Tayfun Bayazıt / Yapı Kredi Bankası CEO

“Kârımızı Etkin Risk Ve Maliyet Yönetimiyle Artırdık”

Gelirlerimiz Büyüdü
2008 yılı Yapı Kredi açısından hem büyüme hem kârlılık anlamında olumlu bir yıl oldu. Kârlılığımızı yüzde 47 artırmayı başardık. Bu performansımızın arkasında etkin risk yönetimi ve maliyet kontrolündeki başarımız belirleyici oldu. 2008’de yüklü bir şube açılışı programını başarıyla yürütmemize rağmen giderlerimiz yalnızca yüzde 9 artmasına karşın gelirlerimiz yüzde 21’lik ciddi bir büyüme kaydetti.

Mevduatta Rekor Artış
Güçlü sermayemiz ve yüksek likidite pozisyonumuz sayesinde ekonominin ihtiyaç duyduğu finansmanı 2008 yılında sağlamaya devam ettik. Nakdi kredilerimizi bir önceki yıla göre yüzde 35 artırarak bu yolla ekonomiye sağladığımız finansman büyüklüğünü 38,9 milyar TL’ye çıkardık. Toplam aktiflerimiz de konsolide bazda yüzde 26 oranında büyüdü. Bankamız toplam mevduat tabanındaki yüzde 31’lik artışla sektör ortalamasının üzerinde bir büyüme sergiledi.

185 Yeni Şube Açtık
En çarpıcı gelişmelerden birini şubeleşme alanında gösterdik. 2008 yılında 185 yeni şube ile Türkiye’nin en çok şube açan bankası olduk. Bu rakam şube ağımızın dörtte bir oranında genişlediği anlamına geliyor. Yeni şubelerimizden elde ettiğimiz gelirler hedeflerimizin yüzde 32 üzerinde, maliyetleri ise hedeflediğimizden yüzde 16 daha düşük gerçekleşti. Ayrıca alternatif dağıtım kanallarımızın kullanımı, 2007 sonundaki yüzde 65 oranından 2008 sonunda yüzde 69’a yükseldi. 2009 yılı şube ağı genişletme planımız gözden geçirilerek yeni şube açılışları ekonomik koşullar uygun hale gelene dek ertelendi.

2009 Rakamları Nasıl Olacak?
2009 yılına ilişkin yavaşlamanın ışığında, kârlılığımızı korumak amacıyla stratejik önceliklerimizi yeniden düzenlemeye devam edeceğiz. 2009 yılına ilişkin beklentilerimizi belirlerken aşırı dalgalı piyasa koşulları sebebiyle bütçemizde de gerektiğinde çeşitli revizyonlar yapıyoruz. Şu an itibarıyla önümüzde bütçelenenden daha kötümser bir tablo var. Genel olarak bankacılık sisteminde kredi büyümesinin 2009 yılında yüzde 5 civarında olacağını, Yapı Kredi’nin kredilerinin de sektör ortalamasının üzerinde artacağını düşünüyoruz. Mevduat tarafında ise sektördeki büyüme beklentimiz yüzde 5-10 arasında. Burada likiditeye verdiğimiz önem sebebiyle sektörün biraz üzerinde bir artış bekliyoruz. 

Hande Demirel Süzer
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz