Nisan
başından bu yana özellikle AB kaynaklı sorunlarla birlikte piyasalarda
ibre tersine döndü. Dolar yükselirken diğer yatırım araçlarında kayıplar
var. Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü GÜLSEVİN YILMAZ, “Sabırlı olunması
gereken bir dönem. Dalgalanmalar olacaktır. Yaz aylarında bu sıkıntılar
devam edecek. TL ağırlıklı daha defansif portföyler tercih edilmeli”
diyor. Yönetici, orta ve uzun vade için hisse değerlemelerine bakılarak
fırsatların değerlendirilebileceğine dikkat çekiyor. Yılın ilk 5 ayında
önce ‘boğa’ ardından ‘ayı’ piyasasının hakim olduğu bir süreç yaşandı.
Dünyada parasal genişleme operasyonlarının etkisiyle boğa piyasasının
yaşandığı yılın ilk üç ayında İMKB, gösterdiği yüzde 21’lik yukarı
performansla dünyada en çok kazandıran borsalardan biri oldu. 2011
yılındaki kayıplarını telafi etti. Faizler yüzde 11’lerden yüzde 9’lara
geriledi. Dolar kuru, 1.75’lere doğru hareket etti. Ancak daha aşağılara
salınmadı. Altının ons fiyatı ise 1.550 dolarlardan 1.1750 dolar
seviyelerine doğru hareket etti. Ardından nisan başından itibaren, başta
AB olmak üzere global piyasalarda önce parasal genişlemeden istenilen
sonuçların alınmadığı görülmeye başlandı. Bunların üzerine Yunanistan’da
seçim sonrası yaşanan sıkıntılar, hükümet kurulamaması ve yeni bir
seçime gidilecek olması, İspanya’nın dördüncü büyük bankasına el
konulması gibi gelişmeler, piyasaları olumsuz etkiledi.
Tüm bu gelişmelerden Türkiye’deki piyasalar da nasibini aldı. Dolara
karşı tüm para birimleri ve yatırım araçları olumsuz performans
sergiledi. İMKB, ilk üç aydaki kazanımlarının yarısını geri verirken
dolar 1,83’lerin üzerini test etti. Altının ons fiyatı 1.550 dolarları
gördü. Faizdeki hareket ise daha sınırlı oldu ve yüzde 9,5 seviyeleri
test edildi. İşte piyasaların geldiği bu kritik noktada, yatırım
araçlarındaki beklentiyi ve yatırım stratejilerini Yapı Kredi Portföy
Genel Müdürü Gülsevin Yılmaz ile konuştuk.
Capital: Yılın ilk 5 ayında yatırım araçlarının getirilerini değerlendirir misiniz?
- Yılın başında global ortama ek olarak teknik göstergeler de olumlu
havayı destekliyordu, İlk üç ayda borsa endeksi, yüzde 21 artış
kaydetti, Sonrasında ise düşüş trendine girildi, Faiz tarafı biraz daha
iyi görünüyor, Zira oradaki dinamikler biraz daha farklı, Halen yüzde 11
seviyesinin üzerinde bulunan enflasyonun, yıl sonunda yüzde 7 civarına
inebileceğini düşünüyoruz, Emtia fiyatlarındaki gerileme buna destek
olabilir, Bu nedenle verim eğrisinin kısa tarafında zaman zaman sert
hareketler olurken uzun tarafta talebin daha fazla olduğunu
gözlemliyoruz, Gösterge faiz ise yüzde 9,5-10 aralığında seyrediyor,
Büyük itfa kalmamış olması nedeniyle bu durumun sürmesi beklenebilir,
Döviz tarafında ise TCMB’nin istisnai gün uygulamalarının TL’nin görece
güçlü kalmasına yol açtığı anlaşılıyor, TCMB’nin bu piyasayı kontrol
gücü çok fazla, İstisnai gün uygulamaları TL’nin aşırı hareketlerine
engel olacaktır.~
Capital: Global ekonomik krizde gelinen noktayı değerlendirir misiniz? Yunanistan’ın Euro’dan ayrılması ihtimali nedir?
- Bu, artık yüksek bir ihtimal, Ancak konu sadece Yunanistan’ın Euro’dan
ayrılması ile sona ermeyebilir, Yunanistan’ı, başka ülkeler de takip
edebilir, Bu tip radikal değişiklikler daha önce çok fazla test
edilmemiş ve kontrol altına alınması çok zor olan piyasa şartlarıyla
karşı karşıya kalmamamıza yol açabilir, Euro’dan ayrılan ülkede hiper
enflasyon söz konusu olacaktır, Bunun borç ve ödemeler sistemini nasıl
etkileyeceği ise büyük bir soru işareti.
“YAZI DEFANSİF PORTFÖYLERLE GEÇİRMEKTE YARAR VAR”
SIKINTILI BİR SÜREÇ
Yaz aylarının daha ziyade sıkıntılı bir şekilde geçeceğini düşünüyoruz.
Bu nedenle yatırımcıların, daha dikkatli, daha defansif davranacağı bir
dönemdeyiz. Risk iştahı yüksek bir yatırımcının, hisse senetlerinde
olası düşüşlerde sabırlı şekilde pozisyon alması gerektiğini
düşünüyoruz. Ancak mevcut faiz seviyesi, risk sevmeyen yatırımcı için
dahi cazip görünüyor. TL, şu anki seviyeler itibariyle daha avantajlı
duruyor.
FON TERCİH EDİLEBİLİR
Yatırımcılar, faiz tarafında özel oluşturulmuş fonları da tercih
edebilir. Örneğin bizim bir temettü fonumuz var. Yine piyasa faizinin
1-2 puan üzerinde faiz veren güvenilir şirketlerin fonlarından
oluşturulmuş bir özel sektör tahvil fonumuz bulunuyor. Bunların
getirileri piyasa faizinin üzerinde. Yatırımcılar, bu tarz oluşturulmuş
fonları tercih ederek piyasa faizinin üzerinde getiriler elde edebilir.
Anaparasını garanti altında tutmak isteyenler için yine korumalı fonlar
yatırımcıların tercih edebileceği enstrümanlar olarak öne çıkıyor.
Capital: Yabancı yatırımcıların İMKB’deki payı yüzde 62,5 seviyesinde, Bu oranın artmasını bekliyor
musunuz? İMKB 100, tekrar yönüne yukarı çevirir mi?
- Son dönemde piyasalarda volatilite çok artmış durumda, Zaman zaman
yabancı yatırımcı alımları gelse de kısa süre içinde tekrar satışa
geçildiği anlaşılıyor, Uzun vadeli yabancı yatırımcının yokluğu, yabancı
takas oranının da kalıcı şekilde artmasını engelliyor, Bir süre zayıf
seyrin devam etmesi beklenmeli, Bu süre zarfında 55,000’in altına düşmek
mümkün olsa da yıl sonu kapanışının 65,000 üzerinde gerçekleşmesini
olası görüyoruz,
Capital: İMKB’de nasıl bir strateji tavsiye ediyorsunuz? Yatırımcı nasıl hareket etmeli? Ne tarz hisse senetleri portföylere konmalı?
- Sabırlı olunması gereken bir dönemdeyiz, Dalgalanmalar olacaktır,
Olası düşüşlerde temel verileri güçlü olan hisselere yatırım yapılması
gerekli. ~
Bu pozisyonların uzun vadeli tutulması kazanç sağlayacaktır,
Defansif olabilecek gıda-içecek gibi sektörlerin yanında, düşen emtia ve
özellikle enerji fiyatlarından olumlu etkilenecek sektörler dikkate
alınmalı, Ancak, marjlardaki iyileşme, satış hacmindeki düşüş nedeniyle
finansal rakamları istenildiği ölçüde olumlu etkilemeyebilir, Endekste
düşüşün devam etmesi durumunda, belli bir noktada tekrar banka
hisselerinin gündeme geleceğini düşünüyoruz.
“FARKLI BİR ROTA İZLEMESİ ZOR”
“Fiyat/kazanç bazında baktığımızda Türkiye, 2012 yılı başında yaklaşık
9x ile işlem görüyordu. Bu, teknik olarak da önemli bir seviyeydi. Zira
2010 yılı ortalarında düşülen noktaydı. O noktadan itibaren de İMKB
100’ün yukarı yönlü hareketi devam etmişti. Şu anda ise yaklaşık 11x
civarındayız. ABD piyasaları 13x, Avrupa piyasaları 15x, Asya ise
yaklaşık 14x ile işlem görüyor. Dolayısıyla Türkiye piyasası pahalı
değil, ancak kısa vadede global trendden çok farklı bir rota izlenmesi
zor."
Capital: Banka hisselerinden sanayi hisselerine doğru bir kayma söz konusu mu?
- Şu anda bankacılık endeksi, 2011 maksimum seviyesine göre yüzde 26,
2012 maksimum noktasına göre yüzde 11 daha düşük seviyede bulunuyor.
Sektör endeksleri içinde bu anlamda en fazla satış yapılmış olan ikinci
sektör konumunda. Bu rakamlar sanayi endeksi için sırasıyla yüzde 13 ve
yüzde 5 seviyesinde.
Capital: Cari açık konusunda atılan adımlar yeterli olacak mı?
- Cari açık, Türkiye’nin yapısal bir sorunu. Mevcut durumda Türkiye’nin
72 milyar dolarlık cari açığının yaklaşık 49 milyar dolarlık kısmı
enerji maliyetlerinden oluşuyor. Enerji dışı kısım ise sadece 23 milyar
dolar seviyesinde. Petrol ve genel olarak enerji fiyatlarının da 2011
yılı başlarından itibaren arttığı dikkate alınmalı. Ülke içinde çok
büyük enerji kaynakları bulunmadığı ve bunlar kullanılmadığı sürece,
açığın aniden düşmesi söz konusu değil. Bazı tedbirler tabii ki
alınabilir. Yerli kömür santralleri kurulması ile ilgili projeler olduğu
biliniyor. Bu şekilde doğalgaza bağımlılık azaltılabilir. Ancak bu tip
tedbirlerin sonuç vermesi yıllara yayılacaktır. Yüksek cari açık bir
veriyken ekonomi yönetiminin dikkat etmesi gereken en önemli konu, bütçe
dengelerinin sağlam olması. Mevcut durumda GSYİH’nin yaklaşık yüzde
1,5’ikadar bir bütçe açığı veriliyor. Rakamın bu seviyelerde kalması,
cari açıktan kaynaklanan kırılganlığı azaltır.
YATIRIMLARIN YÖNÜ NASIL OLMALI?
FAİZİ OLUMLU ETKİLEYECEK
Döviz ve faiz piyasasını etkileyecek en önemli konular, enflasyon ve
cari açıkla ilgili gelişmeler. Mevcut yıllık TÜFE oranı yüzde 11
seviyesinde olsa da yıl sonu rakamının yüzde 7 civarında
gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Bu durum, faizleri olumlu etkileyecektir.~ CARİ AÇIK ETKİLİ OLABİLİR
Döviz tarafında ise cari açıktaki gerileme etkili olabilir. Zira mart
ayında yıllık bazdaki rakamın, geçen yıl sonundaki 78 milyar dolardan 71
milyar dolara kadar indiği görüldü. İstisnai gün uygulamalarının döviz
piyasası üzerinde etkili olacağını düşünüyoruz. Böylelikle döviz
piyasasında aşırı hareketler engellenmiş olur. Euro/dolar paritesine
bakıldığında temel verilerin dolar lehine olduğu zaten biliniyor. Teknik
olarak baktığımızda ise 1,26’nın daha önce ağustos ve ocak ayında test
edilen kritik dip
seviyeleri olduğunu görüyoruz. Şu anda da buraya yakınız. Kırılması
durumunda 1,20’lere hızlı şekilde gelinebileceğini düşünüyoruz.
Dolayısıyla mutlaka döviz yatırımı yapmak isteyen yatırımcı için dolara
yatırım daha cazip görünüyor. ALTIN ŞU AN RİSKLİ
Altın şu için riskli bir yatırım aracı. Zira hem dolar bazında altın
fiyatına, hem de TL/dolar kuruna bağlı. Yatırımcı açısından her ikisini
de doğru tahmin ederek pozisyon almak çok kolay değil. Dolayısıyla altın
içerikli fonlar, yatırımcı açısından daha doğru ürünler. Üçüncü parasal
genişleme kararının gelmediği bir ortamda, piyasalardaki genel satış
dalgasından altın da payını alıyor. Öte yandan doların diğer para
birimlerine karşı güçlenmesi de dolar bazında altın fiyatını olumsuz
etkiliyor. Ancak işlerin kötüye gitmesi durumunda güvenli liman alımları
gündeme gelebilir.
Capital: Son dönemde yatırımcının en çok izlediği yatırım araçlarından biri kur. Kur için TCMB’nin elinde ilave silahlar neler olabilir?
- TCMB ’nin kur konusunda belirgin bir taahhüdü yok. Zaten enflasyon
hedeflemesi uygulanırken kur hedefi olması da mümkün değil. Zira bir
yandan böyle bir hedefin test edilmesi tehlikesi oluşurken diğer
taraftan hedef kur seviyesinin gerçekten istenen enflasyon seviyesiyle
uyumlu olup olmadığı garanti edilemez. Bu nedenle TCMB, kur
hareketlerinin ancak ikincil etkilerini dikkate alacaktır. TCMB’nin
ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin gelişimine bakıldığında ciddi bir
volatilite olduğu izleniyor. Söz konusu vo-latilite aslında döviz
piyasasını da kontrol altında tutuyor. TCMB istisnai gün uygulaması ile
piyasa likiditesini ciddi etkileme gücüne sahip. Bunun ötesinde daha
fazla sıkılaştırmaya gitmeyecektir. Zira özellikle yurtdışı piyasalardan
olumsuz haberler geldiğinde kurların bir miktar yükselmesi aslında
tercih edilen bir durum.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?