Steve Bideshi, Citigroup Türkiye’nin genel müdürü. Türkiye’de 30’uncu yılını kutlayan Citigroup’un, 2006 yılında bireysel bankacılıkta büyük atılım yapacağını söylüyor. Sıklıkla gündeme gelen...
Steve Bideshi, Citigroup Türkiye’nin genel müdürü. Türkiye’de 30’uncu yılını kutlayan Citigroup’un, 2006 yılında bireysel bankacılıkta büyük atılım yapacağını söylüyor. Sıklıkla gündeme gelen banka satın alma söylentilerine ise “Kısa dönemde böyle bir niyetimiz yok. Ancak, bana göre Citigroup önümüzdeki 5 yıl içinde ilk 5 banka içinde olmalı. Nasıl oraya ulaşacağımız ise şu anda soru işareti.” diyor. Bideshi, Citigroup için Türkiye’nin Brezilya, Çin ve Hindistan ile birlikte öncelikli 4 pazar içinde yer aldığına dikkat çekiyor. Bu nedenle hiçbir koşulda Türkiye’den çıkmayı düşünmediklerini vurguluyor.
Citigroup Türkiye finans sektörünün sessiz oyuncularından biri. Bu yıl sektördeki 30’uncu yılını kutlayan banka, 2004 yılında kârını 7 kat artırmasıyla dikkatleri üzerinde topladı. Citigroup Genel Müdürü Steve Bideshi, bankanın sektördeki ilerlemesinin emin adımlarla devam ettiğini düşünüyor. Citigroup’un esas büyümesini 2006 yılında gerçekleştireceğini belirtiyor. 2004 yılının ise mevcut müşterilere yönelik hizmetlerle geçtiğine dikkat çekiyor.
Türkiye’nin Citigroup için öncelikli pazarlar arasında yer aldığını söyleyen Bideshi, “Bu nedenle hiçbir sıkıntılı zamanımızda Türkiye’den çıkmayı düşünmedik” diye konuşuyor. Türkiye pazarını Brezilya, Çin ve Hindistan gibi pazarlarla aynı gördüklerine değinen Bideshi, önümüzdeki 5 yıl içinde ilk 5 büyük banka arasında yer almayı hedeflediklerini söylüyor.
Sektördeki yeni girişleri de değerlendiren Bideshi, bu girişlerin rekabeti artırdığını fakat kendileri için sorun teşkil etmediğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Türk ekonomisi ve Türkiye’nin geleceğine inanıyoruz. Türkiye’nin demografik özelliklerini ve ekonomik gelişmeleri göz önüne aldığımızda Avrupa’nın son derece önemli bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Citigroup açısından baktığımızda ise Türkiye, EMEA Bölgesi’ndeki (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) büyük pazarlardan biri ve Citigroup için son derece önemli bir pozisyona sahip.”
Steve Bideshi, Citigroup’un Türkiye operasyonunu, bankanın sektör içindeki pozisyonunu ve gelecek hedeflerini Capital’e anlattı.
Citigroup Türkiye 2004 yılını nasıl geçirdi?
Citigroup Türkiye’nin aktif büyüklüğü 1 milyar 921 milyon 745 bin YTL. 2004 yıl sonundaki net kârımız 28 milyon 860, özkaynaklarımız ise 359 milyon 218 bin YTL’ydi. Sermaye yeterlilik rasyomuz ise yüzde 26,54 olarak gerçekleşti.
2005 yıl sonu hedefleriniz neler?
2005 yıl sonu için en azından yüzde 15-20 büyüme hedefliyoruz diyebilirim.
Citigroup’un Türkiye’deki hizmetleri ve operasyonu hakkında bilgi verir misiniz?
Citigroup, Türkiye’de 1975 yılında temsilcilik ofisi olarak kuruldu ve bu yıl Türkiye’deki 30’uncu faaliyet yılını kutluyor. 1996 yılında bireysel bankacılık hizmeti vermeye başladık. Küçük ve orta ölçekli firmalara ise 1998 yılından bu yana hizmet sunuyoruz. Şu anda Citigroup’un Türkiye’de 24 şubesi, 49 ATM’i ve bir bölge eğitim merkezi bulunuyor. 1250’yi aşan personelimizle bireysel, ticari ve kurumsal bankacılık alanlarında faaliyet gösteriyoruz.
Bireysel bankacılıkta hizmet vermeye oldukça yeni başladınız. Bunun nedeni nedir?
Bizim aslında farklı bir modelimiz var. Biz bir ülkeye ilk girişimizde kurumsal bankacılık hizmetiyle faaliyetimize başlarız. Türkiye’de de aynı modeli izledik. Bundan 30 yıl önce kurumsal bankacılıkla Türkiye’de sektör içinde yer aldık.
1996 yılında ise bireysel bankacılık hizmetlerimiz başladı. Bunun en önemli nedeni ise pazarı daha iyi tanımak istememiz. Bizim modelimizin ikinci ayağını da bu oluşturuyor zaten. Pazarı daha iyi tanıdıktan sonra farklı hizmetler sunmaya başlıyoruz. Son olarak da farklı bankacılık hizmetlerine yöneliyoruz. Burada da 1998 yılında KOBİ’lere yönelik sunmaya başladığımız hizmetleri örnek verebiliriz.
Şu anda kaç adet bireysel ve kurumsal müşteriye sahipsiniz?
Bireysel müşteri olarak yarım milyon kredi kartı müşterisine hizmet veriyoruz. Kurumsal tarafta ise 200 büyük ölçekli şirketle çalışıyoruz. Orta seviyede ise 2 bin müşteriyle iş yapıyoruz.
2005 yılında da müşteri sayımızı geliştirmeye yönelik çalışmalarımız sürüyor. Ama büyük atılımı 2006 yılında gerçekleştirmek istiyoruz. 2003 yılındaki ekonomik durgunluktan dolayı hala mevcut müşterilerimizle olan ilişkilerimiz üstüne yoğunlaşmış durumdayız. Daha köklü ilişkiler kurmak için çalışıyoruz diyebiliriz. Özellikle 2004 yılını böyle geçirdik.
Citigroup’un müşteri profili nasıl? Kimler Citigroup’la çalışıyor?
Bireysel anlamda Citigroup’un genel olarak her türlü müşteriyle ilişki içinde olduğunu söyleyebiliriz. Kurumsal taraftaki müşteri profilimiz ise, kurumsallaşmasını tamamlamış, büyük şirketlerden oluşuyor. Yerel şirketlerin yanı sıra, uluslararası şirketler de müşteri portföyümüzde yer alıyor. Bu yelpazeye rahatlıkla hizmet verebilmemizin nedeni ise global bir yapımızın olması. Kurumsal alanda bu nedenle her çeşit müşteriye en iyi hizmeti sunabiliyoruz.
Önümüzdeki dönemde yeni segmentler olacak mı?
Birinci hedefimiz, mevcut alanlarda müşteri kazanmak olacak. Özellikle bireysel ve KOBİ bankacılığında yeni müşteriler kazanmak için çalışacağız. Kurumsal tarafta ise rakiplerimize oranla oldukça büyük kuruluşlara hizmet veriyoruz. Bu şirketlerle de daha derin ilişkiler içinde olmamız gerekiyor.
Aynı zamanda Avrupa’ya ihracat yapmak isteyen Türk şirketleri de var. Bunun için Citigroup’tan sermaye ve büyük miktarda dolar kredisi talep ediyorlar. Biz de bu tür hizmetleri bu şirketlere sağlamak için hazır durumdayız. Lokal pek çok bankaya da sendikasyon kredisi sağladık. Üstelik bu kredi desteğini ekonominin her koşulunda sürdürdük.
Kredi kartı pazarında Citigroup’un yeri nedir?
Bu alanda büyümeye devam ediyoruz diyebiliriz. Yatırımlarımız sürüyor. Müşteri adetimizi artırmak için çalışıyoruz. Şu anda 500 bin müşteriye hizmet sunuyoruz fakat bunu daha da artırmamız gerekiyor.
Bu konuda bir büyüme oranı vermek oldukça zor. Sonuçta şu anda kredi kartı segmentine sunabileceğimiz ürünleri araştırıyoruz. Bu nedenle net planlarımız yok.
Finans piyasalarına yeni girişler bekliyor musunuz peki?
Türkiye, gelecek vaat eden bir pazar olması nedeniyle birçok sektörde fırsatlar sunuyor. Aynı zamanda dünyanın en büyük ve hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olması da önemli. Özellikle Türk bankacılık sektörüne Avrupa bankalarının ilgisi olduğunu da biliyoruz. Sonuçta Türkiye’nin konumu, Avrupa piyasaları ve çevre ülkeler için stratejik önem taşıyor. Örneğin Citigroup,Türk Cumhuriyetleri’ndeki müşteri ilişkilerini Türkiye üzerinden yönetiyor. Ayrıca, Citigroup’un bölgedeki 30 ülkeye hizmet veren bölgesel eğitim merkezi de İstanbul’da yer alıyor.
Son dönemde de sektöre çok fazla giriş oldu. Bu yeni girişler Citigroup’u nasıl etkileyecek?
Bu yeni girişlerle rekabetin daha yoğunlaşacağı bir gerçek. Biz de bu nedenle daha hızlı hareket etmek zorunda kalacağız. Yeni müşteriler kazanmak burada önemli. Aslında daha da önemlisi mevcut müşterin elde tutulması. Bu sayede pazar payımızı koruyabiliriz. Müşterilerimize de hizmetlerimizde en yüksek hizmeti ve ürünü sunmak zorundayız.
Bundan 5 yıl sonra Citigroup nerede olacak?
Bu aslında öngörmesi çok zor bir durum. Ama bana göre Citigroup önümüzdeki 5 yıl içinde ilk 5 banka içinde olmalı. Nasıl oraya ulaşacağımız ise şu anda soru işareti. Ama ben Citigroup’u ilk 5 içinde görmek istiyorum.
Pek çok Avrupa ülkesinde zaten bu konumdayız. Fakat gelişen pazarlarda büyük pay almak biraz daha zor. Bu nedenle birinci olmasak da ilk 5 içinde yer alacağımızı umuyorum.
Yeni alanlara girmeyi planlıyor musunuz?
Şu anda koşullar çok da uygun değil. Yasal düzenlemeler ve vergi konusunda farklı gelişmeler olursa, yerel pazarda daha farklı bir konuma ulaşabiliriz. Biz zaten büyük kurumsal müşterilerimizi TL cinsi finansal enstrümanları kullanmaları yönünde teşvik ediyoruz. Bu da sermaye piyasalarının gelişmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Fakat belirttiğim gibi yasal düzenlemeler ve vergi konusu, bankacılık sektöründe kritik önem taşıyor. Bu noktaların netleşmesi önemli. Bunlar netleştiği zaman biz de kendimizi sermaye piyasasının önemli bir oyuncusu olarak görmeye başlayacağız.
KOBİ pazarındaki konumunuz nedir?
Şu anda hala küçük oyuncuyuz diyebiliriz. Bu pazarda büyük yerel bankaların hakimiyeti söz konusu. Her banka şu anda bu pazara odaklanmış durumda. Çok büyük potansiyel olduğu için bu çok da doğal. Pek çok sektörden şirket bu pazarda faaliyet gösteriyor. Bu nedenle oldukça çekici bir pazar.
Citigroup bu alandaki konumunu güçlendirmeyi planlıyor mu peki?
Citigroup dünya çapında yatırım bankası olarak bilinir. Bunun yanında büyük şirketlere verdiği hizmetlerle ön plandadır. Bu nedenle dünya genelinde KOBİ’lere yönelik hizmet sunduğumuz ülkeler oldukça azınlıkta. KOBİ’lere yönelik hizmet sunduğumuz ülkelerin bazılarında büyümeyi hedefliyoruz. Türkiye de bu pazarların başında geliyor. Buradaki potansiyel nedeniyle buradaki hizmetlerimizi önümüzdeki dönemde geliştireceğiz.
ENFLASYON VE FAİZLER DÜŞÜK SEYİRDE DEVAM EDECEK
Türkiye ekonomisinin bugününü ve Citigroup’un bu ekonomi içindeki şu anki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
MERKEZ OFİSTEN TAKDİR GÖRÜYORUZ Türkiye’deki çalışmalarımız ve ekibimiz, Citigroup merkez ofisi tarafından takdir görüyor. Aynı zamanda Türkiye’deki başarılarımızı Citigroup’un faaliyet gösterdiği diğer ülkelere de taşıyoruz. Bunun en güzel örneği de şu anda 100’ün üzerinde Citigroup Türkiye elemanının yurtdışındaki Citigroup ofislerinde çalışması. Aynı zamanda Citigroup üst düzey yetkililerinin iki yıldır düzenlenen Yatırım Danışmanları Konseyi'ne katılmasının da ülkeye verilen önemin bir göstergesi olduğunu düşünüyorum.
YAPISAL REFORMLAR BAŞARILI Tek parti hükümetinin ekonomi ve politika alanındaki yapısal reformları sürdüreceğine inanıyoruz. Türkiye'ye özgü dinamiklerin de sürekli olarak gelişme kaydettiği görülüyor. Yurt içindeki bireylerin TL’ye güveninin artması ve ters para ikamesinin enflasyondaki düşüşle beraber sürmesi, mali disiplin ve reel faizlerdeki düşüşle düzelen borç dinamikleri bizim olumlu görüşümüzün ardında yatan en önemli sebepler. Yapısal reformlardaki başarı ve hükümetin IMF ile yürütülen ekonomik programa verdiği önem de piyasalar tarafından oldukça olumlu algılandı.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME MODELİ İhracat performansındaki iyileşme ve üretkenlikteki belirgin artış, 2005 ve 2006 yıllarında Türkiye'nin büyüme modelinin çok sert iniş çıkışlardan ziyade daha sürdürülebilir bir yapıya dönüşmesini sağlayacak. Citigroup olarak gayrisafi yurt içi hasılanın reel olarak 2005'de yüzde 5, 2006'da da yüzde 6,5 büyümesini bekliyoruz. Türkiye'de kişi başına düşen gelirin ise 2006’da 5 bin doları geçmesini bekliyoruz. Verimlilik oranlarındaki artışa paralel olarak enflasyon ve faizlerin düşük seyrini koruyacağını düşünüyorum.
CİTİBANK’IN SATIN ALMA PLANLARI
2002 yılında Citigroup Türkiye’de banka satın almak için girişimde bulunmuştu. Fakat bir sonuç alınamadı. Bu anlamda yeni hedefleriniz var mı?
Biz aslında kısa dönemde organik büyümeyi hedefliyoruz. 2002 yılında böyle bir girişimimiz olmuştu. Fakat sonuçlanmadı. Uzun dönem için de satın almalarla ilgili açıklama yapmayı sevmiyoruz. En azından şu anda böyle bir durum olmadığını söyleyebilirim.
Eğer ilerde banka satın almayı düşünürseniz ne tür kriterlere bakarsınız. Nasıl bir banka sizin için uygundur?
Müşteri portföyü tabii ki oldukça önemli. Pazar payı ve yönetim kalitesi de seçimimizde kritik rol oynar. Bunlar aslında her uluslararası şirketin şirket satın alırken dikkat edeceği konular. Biz de farklı kriterlere bakmıyoruz açıkçası. P&G Türkiye’de bir şirket almak istese nelere bakarsa biz de bu kriterlere bakıp ona göre seçim yaparız.
TÜRKİYE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Türkiye geçmişte oldukça zor günler geçirdi. Siz bu dönemlerde hiç pazardan çekilmeyi düşündünüz mü?
Hayır, hiç düşünmedik. Türkiye bizim için oldukça önemli. Bulunduğumuz ülkelerde ekonomin kötüye gidebileceği zamanları tahmin etmeye çalışıyoruz. Aslında benim işimin bir parçası bu. Bu sayede inisiyatifi elimize alıp kendi hissedarlarımızı ve müşterilerimizi koruyabiliyoruz. Aynı zamanda banka aktiflerini de böyle korumuş oluyoruz. Bunun için kriz dönemlerinde radikal kararlar almamız gerekmiyor. Bizim dünyadaki stratejimiz de bu yönde. Arjantin’de mesela pek çok uluslararası banka büyük para kaybetti. Bu pazara bir daha yatırım yapmak istemediler. Biz ise yatırım yapmaya devam ettik ve Arjantin’de kalmayı sürdürdük. Türkiye’yle kıyaslandığında Arjantin’de yaşanan finansal kriz 10 kat daha büyüktü. Bu nedenle Citigroup’u hiçbir koşulda pazarın dışına çıkmış göremezsiniz.
Citigroup için Türkiye’nin önemi nedir? Buradaki operasyonu dünyanın diğer ülkeleriyle kıyasladığınızda nasıl bir sonuç ortaya çıkıyor?
Türkiye, dünyada bizim için önem taşıyan pazarların başında geliyor. Aslında Citigroup için öncelikli 4 pazar var; Brezilya, Türkiye, Çin ve Hindistan. Biz bu alanlarda büyük gelecek görüyoruz. Zaten bu nedenle Türkiye’ye yatırım yaptık. Türk ekonomisi ve Türkiye’nin geleceğine inanıyoruz.
Türkiye’nin demografik özelliklerini ve ekonomik gelişmeleri göz önüne aldığımızda Avrupa’nın önemli bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Citigroup açısından baktığımızda ise Türkiye, EMEA Bölgesi’ndeki (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) büyük pazarlardan biri ve Citigroup için son derece önemli bir pozisyona sahip.
KURUMSAL BANKACILIKTA YENİ HİZMETLER NELER?
Büyük şirketlere sunduğunuz hizmetlere önümüzdeki dönemde yeni hizmetler ekleyecek misiniz?
Şirketler büyüdükçe daha fazla danışmanlık hizmetine ihtiyaç duyuyor. Biz de şirketlere bu hizmeti sunuyoruz. Özellikle yurtdışındaki şirketler yatırım yapmak istiyorlarsa bu danışmanlığı almaları faydalı oluyor. Büyük Türk müşterilerimiz özellikle son dönemde lokal pazarın dışındaki fırsatlara daha fazla ilgi göstermeye başladı. Bu nedenle desteğe ve danışmanlık hizmetine ihtiyaçları oluyor. Bu sayede bu pazarlar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olabiliyorlar. Bir Türk şirketinin Amerika’da ya da Avrupa’daki bir işi satın almaması için hiçbir neden yok. Örneğin IBM’in PC işini Çin’deki bir oyuncu satın aldı. Ben şahsen buradaki büyük şirketlerin de markalarını dış ülkelerde duyurmak adına yurtdışındaki yabancı üretim şirketlerini satın alabileceklerini düşünüyorum. Burada Citigroup’un uluslararası piyasalardaki deneyimi ve bilgisi oldukça yardımcı oluyor.
Citigroup’la bu konuda iletişime geçen kaç şirket var peki?
Aslında yoğunluklu olarak Türkiye’den şirket satın almak isteyen yabancı şirketler bizimle bağlantıya geçiyor. Biz de bu şirketlere yardım ediyoruz.
Hangi sektörler daha fazla ilgi gösteriyor?
Son zamanlarda en fazla bankalar bizimle iletişim halinde. Risk sermayesi şirketleri de oldukça fazla ilgi gösteriyor. Bu risk sermayesi şirketleri Türkiye’deki şirketlere yatırım yaparken çoğunluğu ellerinde tutmamaya da dikkat ediyorlar. Biz de bu şirketlere danışmanlık hizmeti sunuyoruz. Bu hizmetimiz Londra operasyonumuz tarafından yönetiliyor.
Şeyma Öncel
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?