Bankalar yıllarca yüksek faizden gelir elde etti. 2000’li yıllara gelindiğinde ise yeni bir dönem başladı. Büyük bankaların öncü olduğu bu dönemle birlikte, banka bilançolarında hizmet gelirleri hı...
Bankalar yıllarca yüksek faizden gelir elde etti. 2000’li yıllara gelindiğinde ise yeni bir dönem başladı. Büyük bankaların öncü olduğu bu dönemle birlikte, banka bilançolarında hizmet gelirleri hızlı bir yükselişe geçti. 2000 yılında 880 milyon YTL olan bu rakam, geçen yılı yaklaşık 6 milyar YTL ile tamamlandı. Bankacılar, önümüzdeki yıllarda büyümenin, yeni ürün ve hizmetlerle hızlanacağına dikkat çekiyorlar.
Bir bankanın üst düzey yöneticisi, “Bütün dünyadaki bankalarda hizmetlerden ücret alınmaya başlanmıştı. Bunu görmemek mümkün değildi. Bizim de altyapımızı buna göre oluşturmamız gerekiyordu. Ancak, bazı patronlar karşı çıktığı için, hazırlıksız yakalananlar yarışta geri kaldı” diye konuşuyordu. Aynı bankacıya göre, bilançolara bakıldığında, hazırlıklı olanların durumunun daha iyi anlaşıldığına dikkat çekiyor.
Bazı bankalar hazırlıksız yakalanırken, Akbank ve Garanti gibi, yurtdışı örneklerini inceleyip, banka bazında model çalışanlar da oldu. Ancak, hazırlıklı ya da hazırlıksız, son yıllarda Türk bankacılığında “hizmetten gelir” sağlamada ciddi bir atak görülüyor. Uzun yıllar “ücretsiz hizmet” almaya alışık olan müşteriler de, yavaş yavaş bedelini ödeyip işlemlerini yaptırmayı kabulleniyorlar. Zaten bilançolarda görülen rakamlar da bunun işareti. Rakamlar hızla yükselirken, geleceğe yönelik beklentiler de artıyor.
2000’li yılların başında net komisyon ve ücret gelirleri 880 milyon YTL düzeyinde olan Türk bankacılık sektörü, 2005 sonunda bu rakamı yüzde 463’lük bir artışla 4,96 milyar YTL’ye çıkardı. 2006 yılında da trend devam etti. BDDK’nın yayınladığı son verilere göre Kasım 2006 itibariyle Türk bankacılık sektörünün hizmetlerden elde ettiği gelir 5,93 milyar YTL’ye ulaştı. Yıl sonunu 6 milyar dolar düzeyinde tamamlayacağı tahmin ediliyor.
Bankacılık hizmetlerinde “ücretlendirme” eğilimi büyük bankalar tarafından başlatılmıştı. Ancak, zaman içerisinde orta ölçekli bankalar da bu trende dahil oldu. Halka açık 10 bankanın verilerine göre, 2003 yılından 2006’nın sonuna kadar hizmet gelirlerini en çok artıran bankalar arasında orta ölçekliler yer alıyor. Örneğin, TEB, 2003 yılında 13 milyon dolar olan hizmet gelirlerini 2006 sonunda, yüzde 305 artışla, 54 milyon dolara çıkardı. Denizbank da benzer bir çıkış gösterdi. Bankanın 2003 sonunda 33 milyon dolar olan net komisyon ve ücret gelirleri, 2006 bilançosunda, yüzde 219 artışla 106 milyon dolara yükseldi.
Diğer yandan büyük bankalar, hizmet gelirlerinden en çok kazanan olmaya devam ediyor. IMKB’nin verilerine göre 2006 sonunda İş Bankası’nın hizmet gelirleri 726 milyon dolara, Garanti Bankası’nın 705 milyon dolara, Yapı Kredi Bankası’nın 592 milyon dolara ve Akbank’ın da 561 milyon dolara ulaşmış durumda.
Giderleri Karşılıyor
Bankalar yeni dönemde de hizmet gelirlerini artırma konusundaki çabalarına devam edecek. Bilançolarda ücret ve komisyon gelirlerinin ağırlığı yükselecek. Sektörde verdikleri bazı hizmetlerden henüz ücret almayan bankalar da ücret talep etmeye başlayacak. Ayrıca devreye girecek olan yeni ürün ve hizmetler de gelirlerdeki artışı olumlu etkileyecek.
Diğer yandan ücret ve komisyon gelirlerini artırırken, pek çok banka bugün operasyonel giderlerini, hizmet gelirleri ile karşılar hale geldi. Sektör genelinde komisyon gelirlerinin operasyonel giderlere oranı 2000 yılında yüzde 22 idi. 2006 yılının Kasım ayında bu oran yüzde 45’e yükseldi. Bazı bankalarda bu oranın daha da yüksek seviyelere çıktığı görülüyor.
DenizBank’ta operasyonel giderlerin yüzde 40’ının ücret ve komisyon gelirleri ile sağlandığını söyleyen Mali İşler Grubu Genel Müdür Yardımcısı Suavi Demircioğlu, bunun kârlılığa da önemli etkisi olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor:
“Son yıllarda faiz oranlarının düşmesi ve kâr marjlarının azalması bankacılık hizmetlerine ağırlık verilmesinde önemli bir faktör oldu. Denizbank da müşteri ve hizmet odaklı çalışmaya ağırlık vererek, ürün ve hizmet çeşitliliğini artırırken, operasyonel maliyet yaratan işlemlerden komisyon almaya başladı. Komisyon gelirlerinin kârlılığa etkisi çok olumlu oldu”.
En Çok Artış Nerede Oldu?
Yapı Kredi Bankası’nda hizmet gelirleri 2006 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 18 oranında artış göstermiş. Komisyon ve ücret gelirlerindeki artışın olumlu etkilerine Yapı Kredi Bankası yetkileri çarpıcı bir örnek gösteriyor ve şu rakama işaret ediyor:
“Bugün bankacılık hizmetlerinden elde ettiğimiz gelirler, Yapı Kredi’nin insan kaynağı giderlerinin yüzde 108’ini karşılıyor”.
Bankalar genel olarak havale, EFT işlemleri, yatırım ve kredi işlemleri, çek ve senet işlemleri, kredi kartı, sigorta ve kiralık kasa işlemleri ile internet ve telefon bankacılığı üzerinden gerçekleştirilen işlemlerden ücret ve komisyon alıyor.
Yeni dönemde bankada oluşan operasyonel sürecin yarattığı maliyeti karşılayacak komisyon gelirleri alma yönünde geçmiş yıllara göre daha agresifler. Zaten rakamlar da bunu gösteriyor. Ancak geçtiğimiz dönemde özellikle bazı alanlarda daha fazla yükseliş var. Örneğin DenizBank’ın 2006 yılında ücret ve komisyon gelirleri altında en çok yükseliş yaşanan kalemlerin, havale komisyonları ve sigorta hizmetlerinden alınan komisyon artışları olduğu görülüyor. Sektör genelinde de benzer bir trend var.
Avrupa’ya Yaklaşıyoruz
Genel olarak Avrupa Birliği ülkelerinde bugün, ücret ve komisyon alınan işlemler Türkiye’dekilerle benzer. Ancak hem adedi, hem de komisyon oranı ya da ücret tutarı bakımından Avrupa’daki rakamlar Türkiye’deki rakamların üzerinde. Avrupa Birliği bankalarında faiz dışı gelirlerin toplam gelirlere oranı 2006 yılının ilk yarısından yüzde 48 iken, bu rakamın Türkiye’de yüzde 24 seviyesinde olduğu görülüyor.
Fortis Genel Müdürü Faik Açıkalın şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Türkiye’de sektörün operasyonel giderlerini komisyon gelirleriyle karşılama oranı 2005 yılında ortalama olarak yüzde 33,9’a ulaşırken, Avrupa bankalarında bu oran aynı dönemde yüzde 54,7 olarak gerçekleşti. Ancak Türkiye’de de 2006 yılı Eylül sonu verileri baz alındığında, bu oranın geçen yıllara göre giderek artan trendi sürdürerek yüzde 45,6’ya ulaştığı görülüyor. Dolayısıyla, bu alanda, Türk bankacılık sektörünün Avrupa bankalarına hızla yaklaştığını söyleyebiliriz.”
Citibank Nakit Yönetimi ve Dış Ticaret Finansmanından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emre Karter ise Avrupa ile karşılaştırma yaparken, Türkiye’de ücret ve komisyon uygulanmasına daha geç başlandığını unutmamak gerektiğine dikkat çekiyor.
Faik Açıkalın/Fortis Genel Müdürü
“Komisyonlar Kârlılığı Destekliyor”
Bankaların gelirleri içerisinde her zaman önemli bir paya sahip olacak olan net faiz gelirlerinde marjların daraldığını görüyoruz. Dolayısıyla, söz konusu kalemde gelişim, ancak net faiz geliri sağlayan ürünlerde daha yüksek büyüme ile hacimlerin büyütülmesiyle mümkün olacak. Bu, Türkiye gibi, gelişmekte olan ülkeler arasında ön planda olan bir ülkenin bankacılık sektörünün büyüklüğünün Gsmh’ya oranının gelişmiş ülkelerden hala geride bulunmasından da açıkça görülüyor. Bu oran gelişmiş ülkeler seviyesine çıktıkça bankalar da daralan marjlara rağmen net faiz geliri üretebilecekler.
Hizmet Gelirleri Yüzde 55’e Ulaşır
Bankaların kârlılığında bu gelişimin komisyon gelirleri ile de desteklenmesi ve bankaların hizmet süreçlerinden de para kazanır hale gelmesi piyasadaki varlıklarını ve değerlerini korumaları açısından önemli olacak. Önümüzdeki 10 yıllık dönemde, bu iki temel gelir kalemi arasındaki dengede Türkiye’de bankaların net komisyon gelirlerinin toplam gelirlere oranının şu ana kadar gösterdikleri eğilim doğrultusunda yüzde 50-55’ler seviyesinde sürdürülebilir bir düzeyde olacağını ve bu sayede AB bankaları seviyesine geleceğini söyleyebiliriz.
Bankalara Haksızlık Yapılmamalı
Unutmamak gerekir ki bankacılık sektörü, gerek insan kaynağı kalitesi ile, gerek hizmet kanalları ile son derece yatırım ağırlıklı bir sektördür. Kalitesiz insan çalıştıramazsınız, kötü yerde şube açamazsınız. Her yıl, müşteri kanal ve zaman tercihlerine yanıt verebilmek için çağrı merkezinden internete ve ATM’ye yüz milyonlarca dolar yatırım yapılıyor. Tüm bu yatırım kullanılarak, sunulan hizmetin bedelini istemek son derece normal. Gidilen restoranda aldığınız hizmet karşılığı bıraktığınız bahşişin veya kaldırım boyuna yola park ettiğiniz arabanız için ödediğiniz park bedelinin tartışma konusu olmadığı bir ortamda, bunca yatırımdan sonra müşterinizden talep ettiğiniz hizmet bedelinin spekülasyona konu olması, bankacılığa yapılan bir haksızlıktır.
Emre Karter / Citibank A.S. Nakit Yönetimi Ve Dış Ticaret Finansmanından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Rakamlar Ne Gösteriyor?
Yıllık Yüzde 25 Büyüme
TBB verilerine göre Türk bankacılık sektörünün 2006 yılı üçüncü çeyrek itibariyle faiz dışı hizmet gelirleri (net ücret ve komisyon gelirleri) 4.68 milyar YTL’ye ulaştı. Yine bu verilere göre hizmet gelirleri 2000- Eylül 2006 aralığında YTL bazında yıllık ortalama yüzde 25.4 artmıştır.
Bankacılık sektörünün önümüzdeki 5 yılda, yıllık yüzde 20 büyüyeceğini öngörüyoruz. Hizmet ve komisyon gelirleri de bankacılık sektöründeki büyümeye paralel olarak artacak.
Piyasa Dinamiklerine Dikkat
Genel olarak ücret ve komisyonları, bugün olduğu gibi gelecekte de piyasa dinamikleri belirleyecek. 2002 yılından bu yana hizmet gelirlerinin faaliyet gelirleri içindeki payının artmasının, bankaların gelirlerindeki dalgalanmayı azaltıcı etkisi oldu. Banka gelirlerinin faiz dışı gelirlerle desteklenmesi bankaların kârlılığını olumlu etkiledi. Avrupa bankacılık sektörü göz önüne alındığında önümüzdeki dönemde bu trendin devam edeceğini düşünüyorum.
Hande D. Süzer
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?