Kârlılıkta hız düşer

TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici ile yaptığımız söyleşinin detayları şöyle...

15.02.2018 12:27:000
Paylaş Tweet Paylaş
Kârlılıkta hız düşer

Elçin Cirik

[email protected]

2017, bankacılık için beklenenden daha iyi geçti. Orta ligin önemli bankalarından TEB’in genel müdürü Ümit Leblebici, sektörün 2017’yi yüzde 20’nin üzerinde bir kredi büyümesiyle bitireceğini öngörüyor. “2018’de kredilerde bu oranda büyümeler olmaz; bunlar bir kerelik artıştı” diyen Leblebici, gelecek yıl için enteresan bir tespitte bulunuyor ve bankaların bireysel bankacılıkta da büyümeyi hedefleyeceğinin altını çiziyor. Bu yıl Türkiye’de 1 milyonun üzerinde yeni iş yaratılması nedeniyle 2018’de bireysel bankacılıkta hareket bekleyen yönetici, bireysel bankacılıkta 2018’i optimumu yakalama yılı olarak görüyor. “Bankalar bireyselde daha zayıf olduğu yerlere odaklanacak” diyor. TEB de bu anlayışla iyi olduğu konut ve taşıt kredilerinin yanında tüketici kredilerine odaklanmayı planlıyor. Leblebici’ye göre yılın ikinci yarısında yatırım iştahının artmasıyla kurumsal bankacılıkta oluşacak projeler için de bankalar rekabete girecek. Bankacılık sektörünün Eylül 2017 döneminde net kârı 37 milyar TL olarak açıklandı. Geçen yıl aynı dönemde rakam 29 milyar TL’ydi. Yalnız Leblebici, bu kâr artışının 2018’de vites küçülteceğini öngörüyor. “Önümüzdeki yıl bankaların kârlılıklarında artış hızı daha düşük olur” diyen yönetici, 2018’de sektörde kredi büyümesinin de yüzde 17- 20 aralığında gerçekleşeceğini söylüyor. TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici ile yaptığımız söyleşinin detayları şöyle: 

  • 2017 beklenenden iyi geçti. Bizi nasıl bir 2018 bekliyor?

 Bu yılı Türkiye ekonomisi, yüzde 5,5, hatta biraz da iyi bir büyümeyle kapatacak gibi duruyor. Türkiye 2017’de iyi bir momentum kazandı. 2017’de hem yerel piyasadaki hem dışarıdaki gelişmelerin pozitif etkileri var. Dışarıda Avrupa ekonomik olarak toparlanmaya başladı. İhracatın bu yıl büyümeye yüzde 1,5-2 kadar katkısı var. Ben gelecek yıl da Avrupa’dan gelen taleple ihracattan yine minimum yüzde 2’lik bir katkı gelmesini bekliyorum. Üzerine bizim içeride büyümelerimiz devam edecekse ki onla ilgili önlemler alınıyor, edecektir. Bu durumda 2018’de de yüzde 3,5-4 arası bir büyüme olacak. Bu yıla göre 2018 rakamı daha yavaş olabilir ama 2017’de yüzde 6’ya yakın bir oranla biz büyümeyi öne çektik. 2018 yılının problemli geçeceğini düşünmüyorum. Sektör 2017’yi yüzde 20’nin biraz üzerinde bir kredi büyümesiyle bitirecek. Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) yardımıyla sermaye getirisinde düzelme yaşandı. 2018’de kredilerde bu oranda büyümler olmaz, bunlar bir kerelik artıştı.

  •  Bankacılık sektörünün Eylül 2017 döneminde net kârı 37 milyar TL olarak gerçekleşti. Geçen yıl bu rakam 29 milyar TL’ydi. 2018’de kârlılık nasıl olur? 

 Önümüzdeki yıl bankaların kârlılıklarında artış hızı daha düşük olur. Yıl sonunda sektörün kâr artışı ne olursa 2018 sonunda da bu oranın yarısı kadar bir büyüme hızı olur. Buradan bakınca da sektör olarak momentumumuzu koruyarak büyürüz. 2018’de sektörde krediler de yüzde 17-20 aralığında büyür. 

  •  2018’de KGF desteği bu kadar yüksek olmazsa ekonomi ve sektör olumsuz etkilenir mi? 

 Hayır. Çünkü ekonomi bir momentum kazandı. Başta ilk etki olarak para akımının sağlanması, insanların birbirlerine güven vermesi için itici bir güce ihtiyaç vardı ve KGF bunu sağladı. KGF ne zaman geldi, harekete geçtik. Şimdi KGF olmasa da aynı hareketi devam ettireceğimize dair sinyaller var. Ancak zaten büyük ihtimalle KGF, ihracata daha fazla yönelik endüstrileri teşvik eden bir şekilde kullanılacak. Bu da kötü bir strateji değil, ana problemimiz olan katma değer yaratma stratejimize destek olacak bir finansman altyapısına doğru gelişeceğiz. KGF form değiştiriyor. Bu da bizim zaten kazandığımız momentumunun ilerlemesine neden olur. 

~

  •  Gelecek yıl bankalar için büyüme alanları neler olacak? 

 Bu yıl Türkiye’de yeni işe katılım oranları 1 milyonun üzerinde gidiyor. Yıl sonunda bu rakam 1,2 milyona çıkabilir, yani yeni istihdam yaratılıyor. O nedenle tüketici tarafında bir hareketlilik olacak. Bireysel bankacılıkta 2018, bankalar için optimumu yakalama yılı olacak. Bankalar bireyselde daha zayıf olduğu yerlere odaklanacak. Örneğin kredi kartı ağırlıklı olan bankalar, konut kredilerine odaklanacak ya da taşıt kredilerinde iyi olan bankalar tüketici kredilerine ağırlık verecek gibi… Tabii her bankanın stratejisi farklı olur. Ancak özet olarak 2018, bireysel bankacılıkta optimizasyon yılı olacak. KOBİ bankacılığında büyümeler devam edecek, kurumsalda da iyi işlerde yine rekabet olacak. 

  •  2018’de yatırım ajandasında hangi büyük projeler var? 

 Öncelikle yatırım ortamının hareketlenmesi lazım. Halkta ertelenmiş bir talep var ve bunu karşılayacak şekilde yatırımlarda da ertelenmiş talep söz konusu. Dış piyasada talep devam ederse yatırımlar sürer. Ben 2018’in ikinci yarısından itibaren yatırımların hareketleneceğini düşünüyorum. O zaman daha fazla proje gelecek ve sektör bu işleri yapmak istiyor. 

  •  Son dönemde 6 bankaya yüklü cezalar geleceği ve Türk Telekom ödemesi sıkıntısının sorunlu alacak oranına yansıyacağına dair çeşitli endişeler var. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? 

 Endişelere çok kapılmamak gerekiyor. Türk bankacılık sisteminin gerçekten tüm uluslararası kurallara göre hareket ettiğini düşünüyorum. Bunu denetleyen kurumumuz MASAK da var. Bu nedenle buralarda Türkiye’yi rahatsız edecek bir risk yok. Gerisi spekülasyon… Türk Telekom işinde de Türk bankacılık sistemi büyük bir özveriyle çalışarak hem riskini optimize ediyor hem ülke ekonomisine katkı yapacak her şeyi yapıyor. Bugün sistemde sorunlu alacak oranı yüzde 3,1. Bu oran bozulsa bozulsa en yüksek yüzde 3,5 olur. Daha yüksek bir oran olmaz. Bu nedenle ben hala bankacılığın sağlıklı olduğunu ve böyle devam edeceğini düşünüyorum. 

  • Gelecek yıl bankalar hangi noktalarda zorlanabilir?

 Bankacılığın ana problemi, tüm diğer şirketlerde olduğu gibi verimsizlik. Verimsiz çalışan bankalarda geçtiğimiz ekonomik şartlarda sorun olacaktır. Bunun dışında önemli bir risk beklemiyorum. Ben dış piyasalarda likiditenin aniden kesilmesinden ve Türkiye’ye gelecek paranın ortadan kaybolacağından korkmuyorum. FED bilançosunda birtakım küçülmeye gidiyor ama küçülmenin boyutu o kadar büyük değil. Avrupa ve Japonya’daki likiditeyle aslında büyük riskler görünmüyor. Riskler anlamında 2018, 2017’nin kopyası olur. İçeride de bir risk görmüyorum, seçimin denilen vakitte yapılacağını düşünüyorum. Ayrıca sistemde kredi- mevduat oranının yüzde 120’lere geldiği bir ortamda, dış kaynak girişi iyi olmasına rağmen mevduatta bir baskı yaşıyoruz. Gelecek yıl dış kaynak girişi aynı şekilde devam edecek mi göreceğiz. Mevduattaki durum, 2018’de de kolay kolay düzelmez. Bu dönemde banka çalışma modellerinde çok farklılaşma olacak. Sektörde yeni işe alımlar yavaşlayacak. Çalışma saatlerinde esneme olacaktır. Çünkü müşteri de zamanın esnek kullanılmasını istiyor.

~


“FİZİKİ ŞUBELERE DİJİTALİ GETİRECEĞİZ”

ŞUBE İŞİNİ ÇÖZMEK ÇÖZMEK İSTİYORUZ 
Bankacılıkta ana strateji, şube işini çözmek. Hayatımıza mobil teknoloji giriyor. Ancak burada da regülasyon bizi bazı yerlerde sınırlıyor. Hala fiziki şubelere gitmeliyiz o zaman bizim fiziki şubelerde dijital işleri yapmamız lazım. Buraya odaklanacağız. Türk bankacılık sistemi sürekli kendine bir iş yapış modeli belirleme çabasında. Bizim kafamızda da şubelerde ağırlıklı olarak kendi geliştirdiğimiz ve kabiliyeti yüksek ATM’leri kullandırdığımız bir model var, bunu deneyeceğiz.
YAPAY ZEKA KONUSUNDA ÇALIŞIYORUZ Müşterinin genel ihtiyaçları bu işi yönlendirecek. Burada zamanı iyi kullandıran bankalar bir adım öne çıkacak. Bankanın kendini transforme etmesi için ekosistemi iyi bilmesi gerekiyor, bu amaçla fintech’ler çok çalışıyoruz. Fintech’lerle sürekli bankanın içinde sürati artırabilecek, doğru analitiği çıkarabilecek noktalarda iş birliği yapıyoruz. Ana stratejimiz hız, ne kadar hızlı yapabiliyorsak o kadar iyiyiz. Bu amaçla yapay zekaya öncelik veriyoruz, daha hızlı olmamızı sağlayacak yapay zeka formüllerine bakıyoruz.



“2018’DE FARKI KAPARIZ”

PARALEL GİDECEĞİZ 
Sektörde bu yıl krediler yüzde 20 büyürken TEB olarak bizim kredi artışımız yüzde 17 olacak. Mevduatta ise sektör yılı yüzde 15 büyümeyle kapatırken TEB yüzde 16 gibi bir oranla bitirecek. Bu şekilde yüzde 116’da olan kredi mevduat dengemizi koruyacağız. 2018’de sektörle aramızdaki büyüme farkını kapatırız. Kredi ve mevduatta gelecek yıl sektör paralelinde büyürüz.
YATIRIM İŞTAHI AZDI Bu yıl kurumsal kredilerimizde azalma yaşadık, perakende dışı tarafta küçülmeler yaşadık. Kurumsal tarafta bu yıl yatırım iştahları azaldı, bu da bizi etkiledi. Bizim kurumsalda payımız daha yukarılara giderdi, ancak kredilerde kapamalar olduğu için denge bu noktada oluştu. Aslında TEB, KGF’nin büyük bankalarından biri. Bu şekilde KOBİ tarafıyla büyümeyi doldurduğumuz noktalar oldu.



TEB NEREYE ODAKLANACAK?

KURUMSAL BANKACILIKTAKİ HEDEF 
Bugün toplam kredilerde KOBİ kredilerimizin payı yüzde 35-40. KOBİ kredilerinde sektör pazar payımız yüzde 6. Kurumsal bankacılık kredilerimizin payını da yüzde 30’a getirdik, bu oranda tutuyoruz. Biz global ticaret konusunda uzman bir bankayız. Dış ticaretin finansmanında Türk ihracatçıların ana pazarı Avrupa piyasasında ve global ortağımız BNP Paribas’ın yardımıyla Afrika piyasasında odaklandığımız işler var. 2018 yılında dış ticaretin gelişmesiyle ihracatın finansmanında bizim kaslarımızın güçlü olduğu yerlerde daha fazla pazar payı alacağımızı düşünüyorum. Buralara daha fazla odaklanacağız. Kurumsal alanda iyi projeler gelirse onlarda da yer almak istiyoruz.
TÜKETİCİ KREDİLERİNDE BÜYÜME 2018’de bireysel bankacılığa biraz daha odaklanacağız. Aslında her üç alanda da yüzde 33 oranını yakalayarak sürdürülebilir dengeyi sağlamaya çalışıyoruz. Bireysel bankacılıkta konut dışındaki tüketici ve taşıt gibi kredi alanlarında büyümek istiyoruz. Biz tüm bankacılık alanlarında yüzde 5’in üzerinde bir pazar payına sahip olmak istiyoruz. Konut kredilerinde bugün pazar payımız yüzde 6’ya yakın. Bu payı yüzde 5-6 arasında koruruz; 5’in altına düşürmeyiz. Taşıtta yüzde 8-9 gibi yüksek bir paya sahibiz. Önümüzdeki yıl tüketici kredilerinde de büyüyerek bu alanlar arasında denge kuracağız.



2018 NASIL GEÇECEK? 


1 Türkiye 2017’de iyi bir momentum kazandı. Sektör bu momentumunu korur.
2 2018’de sektörde kredi büyümesi de yüzde 17- 20 aralığında gerçekleşir.
3 Yıl sonunda kâr artışı ne olursa, 2018 sonunda bunun yarısı kadar bir kâr artışı olur.
4 KGF olmasa da aynı hareketi devam ettiririz. KGF form değiştiriyor.
5 Bu yıl 1 milyondan fazla yeni istihdam yaratılıyor. O nedenle tüketici kredileri tarafında bir hareketlilik olacak.
6 Bireyselde 2018, optimumu yakalama yılı olacak. Bankalar daha zayıf olduğu yerlere odaklanacak.
7 KOBİ bankacılığında büyümeler devam edecek, kurumsalda iyi işlerde yine rekabet olacak.
8 Mevduattaki durum, 2018’de de kolay kolay düzelmez. Baskı devam edecek.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz