Bankacılık sektöründe, rekabetin zemini değişti. Bir zamanlar Hazine bonosu ve devlet tahvilleri üzerine yoğunlaşan bankaların gündeminde artık krediler var. Faizlerin düşüşüyle bir anlamda “asli” ...
Bankacılık sektöründe, rekabetin zemini değişti. Bir zamanlar Hazine bonosu ve devlet tahvilleri üzerine yoğunlaşan bankaların gündeminde artık krediler var. Faizlerin düşüşüyle bir anlamda “asli” görevlerine dönen bankalar, birbiri ardına faiz indirerek adeta bir yarış içindeler. 2001 yılında aktifler içinde kredilerin aldığı pay yüzde 21’di. Bu rakam, 2005’in ilk altı ayında yüzde 37’ye ulaşmış durumda. Bu arada krediler liginde, bankaların sıralaması da değişiyor. Şu ana kadar aktiflerin kredilere oranına göre liderlikte ilk üç sırayı HSBC, Tekstilbank ve Finansbank alıyor. En hızlı yükselenler ise Abank, TEB ve Denizbank…
Son 3 yıldan beri düşen faiz oranları ile birlikte bankacılık sektöründeki rekabet başka alanlara kaydı. Eskiden ağırlıklı olarak Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili işlemleri ile yüksek faiz ortamında para kazanmaya alışmış olan bankalar, faizlerin yüzde 15’lere kadar düşmesiyle birlikte popüler ifadeyle “asli işlevlerine geri dönmek” zorunda kaldılar.
Bankacılık sisteminin doğası olan, tasarrufları yatırımlara yönlendirme, topladığı mevduatı kredi olarak kullandırma işlevi artık eskiye oranla daha fazla öne çıkmış durumda. Son 5 yılın sektör rakamlarına baktığımızda, bankaların kredi kullandırımındaki artış net şekilde görülüyor.
Kredi konusundaki en önemli gösterge olarak kabul edilen, sektörün toplam aktifleri içinde kredilerin payı, 2001 yılından bu yana istikrarlı bir yükseliş trendi sürdürüyor. Bu durum rekabeti de krediler üzerine odakladı. Bankalar arası “faiz indirme” yarışı adeta günlük periyotta gerçekleşiyor. Bir bankanın faiz indirim kararını ertesi gün bir başka banka izliyor. Özellikle konut kredileri, rekabetin en yoğun olduğu kredi kalemlerinden biri… Bu hızlı yarış devam ederken, Capital, “kredi kullandırma” açısından bankalar arası sıralamada son durumu ortaya koyan bir çalışma yaptı. Araştırmada, 2005 yılının ilk 6 aylık sonuçlarıyla, geçen yılın aynı dönemine ait rakamlar kullanıldı.
Kredi ligini oluştururken, aktif büyüklüğüne göre ilk 20 içindeki sıralamayı dikkate aldık. Ayrıca, özel bankalar ile kamu bankalarını da ayrı ayrı değerlendirmenin daha doğru olacağını düşündük. Her banka kendi büyüklüğü ölçüsünde kredi kullandırıyor. Dolayısıyla, örneğin, İş Bankası ile Denizbank’ı, parasal miktarlar ile karşılaştırmak çok rasyonel değil. Hangi bankanın kredi kullandırma konusunda daha istekli olduğunu, aktif büyüklüğü içindeki kredi payına bakarak görebiliriz.
Sektörün kredisi yükseliyor!
2001 yılında bankacılık sektörünün toplam aktifleri içinde, kullandırılan kredilerin aldığı pay sadece yüzde 21 düzeyinde idi. Bu oran, seçimlerin olduğu 2002 yılında yüzde 26’ya, 2003’te yüzde 28’e, 2004’te yüzde 33’e ve bu yılın ilk 6 ayında da yüzde 37’a kadar yükseldi. Yani toplam 337,2 milyar YTL’lik aktif büyüklüğü içinde, kullandırılan kredilerin payı 125,3 milyar YTL’ye ulaştı. Aslında bankacılar, faiz oranlarının bu düzeyde olduğu bir ortamda, toplam aktiflerin içindeki kredi payının bu seviyelerini bile yetersiz buluyor.
Ancak, aktif büyüklüğü olarak sektörün ilk 20 bankasındaki oranlar sektör ortalamasının bir hayli üzerinde. Büyük bankalardan sadece İş Bankası yüzde 35’lik aktif/kredi oranıyla sektör ortalamasının da altında seyrediyor. Ancak, İş Bankası’nın mali sektör dışı iştiraklerinin çok fazla olduğunu düşündüğümüzde, bu oranın çok daha yüksek olabileceğini söylemek mümkün. Çünkü, kullandırılan kredi miktarı olarak baktığımızda, İş Bankası, Akbank’tan sonra en fazla kredi kullandıran banka durumunda.
Kredi liginde son durum
HSBC, Türkiye’de faaliyet gösteren özel bankalar arasında, 2005 Haziran sonu itibariyle oransal olarak en fazla kredi kullandıran banka durumunda. HSBC’nin toplam aktifleri içinde kredilerin aldığı pay yüzde 71,96 düzeyine ulaşıyor. Geçen yılın aktif/kredi oranlarına baktığımızda ise HSBC’nin ilk sırada olduğunu dikkati çekiyor. Ancak, burada önemli bir nokta dikkati çekiyor. Geçen yıl sektörün oransal birincisi olan HSBC’nin kredilerinin aktifler içindeki payı yüzde 63 düzeyindeyken, bu oran 2005 yılının ilk 6 ayı itibariyle 8 puan artmış durumda.
GSD Holding bünyesindeki Tekstilbank ise yüzde 65,63’lük aktif/kredi oranıyla kredi liginin ikincisi durumunda. Tekstilbank da son 1 yılda kredi hacmini yüksek oranda artıran bankalardan. Geçen yıl aktiflerinin içindeki payı yüzde 50 olan bankada bu oran 1 yılda 16 puan yükseliş göstermiş durumda. Tekstilbank’ı ise Finansbank izliyor. Üçüncü sıradaki Finansbank’ın aktiflerinin içinde kredilerin oranı yüzde 61,36. Finansbank’da bu oran geçen yıl yüzde 55,2’ydi.
En hızlı yükselenlerde ilk üç
Abank, Türk Ekonomi Bankası (TEB) ve Denizbank, geçen yıla oranla aktiflerinin içindeki kredi miktarını önemli miktarda artırarak, kredi liginde sıçrama yapan 3 banka… Abank, geçen yıl yüzde 43 ile 9’uncu sıradayken, aktif/kredi oranını yaklaşık 10 puan artırarak, bu yıl yüzde 53,2 ile 5’inci sıraya yükseltmiş durumda.
TEB ise geçen yıl 40,6 seviyesindeki aktif/kredi oranını bir yılda 11 puan yükseltti. Bu performans da bankayı 11’incilikten, 5’inciliğe taşıdı.
Denizbank ise lig ikincisi Tekstilbank’tan sonra en iyi kredi performansı gösteren banka olarak öne çıkıyor. Denizbank geçen yıl yüzde 36,5 olan aktif / kredi oranını yaklaşık 12 puan artırarak yüzde 48,16’ya yükseltti. Bu artış ile birlikte geçen yılki kredi liginde 15’inci sırada olan Denizbank, bu yılın ilk 6 ayında 8’inciliğe oturdu.
Düşüşteki bankalar ve kamu
Aktif/kredi oranında düşüş gösteren bankalara baktığımızda ise sektörün en büyüklerinin ilk sıralarda yer aldığı görülüyor. Yapı Kredi ve Koçbank, geçen yıla oranla kredi liginde önemli ölçüde düşüş göstermiş durumda. Yapı Kredi’nin aktif/kredi oranı geçen yıl yüzde 41,7 düzeyinde idi. Geçen yıl 10’uncu sırada bulunan Yapı Kredi, bu oranı 2 puan artırmasına karşılık 14’üncülüğe geriledi. Koçbank ise 8’incilik yerine 15’incilik koltuğuna oturdu. Bu gerilemede, aktiflerinin içindeki kredi payını yaklaşık 1 puan düşürmesinin etkisi büyük.
Kamu bankalarına gelince… Vakıfbank, Ziraat Bankası ve Halk Bankası’nın aktif/kredi oranına baktığımızda, bu 3 banka arasında Vakıfbank’ın açık ara önde olduğunu görüyoruz. Vakıfbank’ın toplam aktifleri içinde kullandırdığı kredilerin oranı yüzde 32,5 düzeyinde. Bu oran diğer iki kamu bankasının yaklaşık 15 puan üzerinde, ancak yine de sektör ortalamasının altında. Ziraat Bankası’ndaki aktif/kredi oranı yüzde 20’de seyrediyor. Kamu liginin üçüncüsü Halk Bankası’nda ise bu oran yüzde 18,7 olarak gerçekleşti.
Uzun vadeli krediler artıyor
Sektörde kullandırılan kredilerin miktarı ve aktif içindeki payının yanında, vadesinin nasıl olduğu da önemli. 2005 haziran sonu itibariyle, bankacılık sektöründe kullandırılan kredilerdeki vadede de artış görülüyor.
Söz konusu dönemde sektörde kullandırılan kısa vadeli kredilerin toplam aktiflere oranı yüzde 20,4 seviyesine yükselmiş durumda. Geçen yılın aynı döneminde bu oran yüzde 18.8 seviyesindeydi. Yani aktif/kredi oranında 1,6 puanlık artış dikkati çekiyor.
Diğer taraftan ödeme güçlüğü nedeniyle takibe alınan kredinin oransal karşılığında geçen bir yılda değişim yok. Piyasadaki takipteki kredilerin sektör içindeki hacmi yüzde 2,1 seviyesinde.
Mevduattan fazla kredi
Bu arada Türkiye’de 2005 haziran sonu itibariyle mevduat/kredi oranı yüzde 100’ün üzerinde olan yani, topladığı mevduattan daha fazla kredi kullandıran 5 banka bulunuyor. Bu sıralamada Tekstilbank, yüzde 114,3 ile birinci sırada bulunuyor. Yani Tekstilbank topladığı her 100 liraya karşılık 114,3 lira kredi kullandırmış.
Mevduatından fazla kredi kullandıran diğer dört banka ise Finansbank, HSBC, Abank ve Dışbank… Sektör lideri durumundaki ilk 5 bankanın mevduat/kredi oranları ise yüzde 60’lar seviyesinde.
KREDİ AKTİF ORANLARI DAHA DA ARTACAK
KONUT HIZLI BÜYÜYOR Konut kredisinde bankalar arasında kıyasıya bir rekabet söz konusu. Toplam tüketici kredileri ve konut kredilerindeki gelişmelere bakıldığında, 2004 yılına göre tüketici kredilerinde Ağustos 2005’te yüzde 54 artış olurken, konut kredilerindeki yüzde 197 büyüdü. Türkiye’de konut kredileri henüz tabana yayılmamış olmasına rağmen kredi hacmindeki büyümenin oldukça hızlı olduğunu düşünüyoruz.
AGRESİF FAİZ POLİTİKASI Güçlü dezenflasyon süreci ve devam eden yapısal reformlar, faiz oranlarında kalıcı bir düşüşü beraberinde getirecektir, getirmektedir. Bu genel çerçevede, faiz hadlerindeki düşüşün devam etmesi beklenebilir. Rekabetçi baskılar altında bankaların kredi faiz oranlarında agresif fiyatlama eğilimi içine girmeleri şaşırtıcı olmamalıdır. Ancak, faiz oranlarında uzun dönemde makro trend belirleyici olacaktır ve dolayısı ile fiyatlar da rasyonel bir seviyeye oturacak.
GERÇEK BANKACILIK DÖNEMİ Bankaların temel işlevlerini, yani tasarrufların yatırıma dönüşme sürecinde aracı rol oynamaları, yerine getirmesi için gerekli makro ortamın şekillenmeye başladığını düşünüyoruz. Güçlenen istikrar ortamı ve derinleşen yapısal reform süreçlerinin de desteği ile, bankaların daha etkin bir biçimde reel sektörü desteklemeye başlayacağını düşünüyoruz. Bu anlamda “Kredi/Aktif” oranlarında daha belirgin artışlar göreceğiz. Genel ekonomik konjonktür paralelinde, sektördeki gelişmeleri de yakından izleyerek, konut kredilerinde önemli bir paya sahip banka olarak gerek pazar payında gerek de konut kredisi hacminde sektördeki ana bankalardan biri olmayı hedefliyoruz.”
KREDİ REKABETİ HAD SAFHADA
“Özellikle son bir yıldır piyasadaki kurumsal ve ticari kredilerde rekabet bir hayli artmış durumda. Eskiden sadece büyük hacimli kredilerde rekabet varken, şu anda kredi rekabeti küçük ve orta ölçekli şirketlere de inmiş durumda. Bu nedenle bankaların spread olarak tanımladığımız kâr marjları da önemli oranda düştü.
Şu anda küçük ve orta ölçekli bankalarda uygulanan spread’ler, büyük hacimli şirketlerle neredeyse aynı düzeye inmiş durumda.
Sektörde kullandırılan kredilerin toplam aktifler içindeki payı hala yüzde 37 seviyesinde. Ancak son yıllarda önemli bir artış var. Ben önümüzdeki yıl bu oranın yüzde 50 seviyelerine yükseleceğini tahmin ediyorum.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?