Türkiye, Birkaç Yılda Avrupayı Yakalar

Hans Der Velde / Visa'nın AB Bölgesi Başkanı    Hans Der Velde, Visa’nın AB Bölgesi Başkanı… Türkiye’nin, kart pazarı açısından çok cazip bir ülke olduğuna dikkat çekiyo...

1.05.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hans Der Velde / Visa'nın AB Bölgesi Başkanı  
 
Hans Der Velde, Visa’nın AB Bölgesi Başkanı… Türkiye’nin, kart pazarı açısından çok cazip bir ülke olduğuna dikkat çekiyor. Bu yönüyle Avrupa’da önemli bir yeri olduğunu söylüyor. “Kart sayı açısından Avrupa’nın dördüncü, kredi kartı sayısında da üçüncü büyük pazarı” diye konuşuyor. Ona göre, kart sayısı ve harcamada, büyüme oranı Avrupa’nın iki katı düzeyine ulaştı. Üstelik bu düzeye, çek kullanımı olmadan ulaştı. Der Velde, “Böyle devam ederse, Türkiye, 1-2 yıl içerisinde, Avrupa ortalamasını yakalayacaktır” diyor.  
 
Türkiye, 2003 yılında Visa AB Bölgesi kapsamındaki 26 ülke içerisinde, kart adetleri açısından en fazla büyüyen ülke oldu. Toplam kart kullanımı açısından da en fazla büyüyen ikinci pazar olarak dikkatleri üzerine çekti. Yerinde sayan Avrupa ekonomisine karşın Türkiye’nin son derece dinamik ve potansiyel oluşturan bir pazar olması, özellikle ödeme sistemleri kuruluşları açısından büyük önem taşıyor. Visa da bunlardan biri.  
 
Visa AB Bölgesi Başkanı Hans Der Velde, 2003 yılı sonuçlarına göre, gelecekte Türkiye’nin kendi bölgelerinde çok daha önemli bir yeri olacağının görüldüğünü söylüyor. Türkiye'nin 2007 yılında Avrupa için belirlenen hedef olan yüzde 16'lık büyümeyi yakalayacağını ifade ediyor. Velde’ye göre Türkiye’nin en önemli değerleri genç nüfusu ve hızlı büyüyen ekonomisi. Bu nedenle kart pazarının en fazla kontrole ve esnekliğe ihtiyacı olduğunu vurguluyor. Bu durum nedeniyle de Türkiye’de taksit kartların ve ön ödemeli kartların çok başarılı olacağını iddia ediyor.    
 
Visa AB Bölgesi olarak 2003 yılını nasıl tamamladınız? 2004 yılına ilişkin hedefleriniz nasıl?  
 
Geçen yıl tüm olumsuzluklara rağmen Visa açısından oldukça iyi bir yıldı. Terör korkusu, Irak Savaşı, Güneydoğu Asya’daki SARS salgını ve genel olarak zayıflamış Avrupa ekonomisi göz önünde bulundurulduğunda, istikrarsız bir yıl olmasına rağmen 2003’ü başarıyla tamamladık. Visa AB Bölgesi’ndeki tüm pazarlarda alışveriş noktalarında gerçekleşen harcamalardaki artış oranları, toplam büyüme oranlarının üzerinde gerçekleşti.  
Visa kartlarıyla 2002 yılına oranla yüzde 9.7 artışla toplam 12.3 milyar işlem yapıldı. Toplam harcama ise yüzde 11.2 artarak, 824 milyar Euro oldu. Avrupa’daki toplam kart adedi de 229.5 milyona ulaştı. Bu dönemde e-ticarette de önemli aşama kaydettik. E-ticaret harcamaları yaklaşık yüzde 100 artarak 12.6 milyar Euro’ya ulaştı.    
 
Visa Türkiye’nin sonuçlarından memnun musunuz?  
 
Evet, oldukça memnunuz. Türkiye kart sayıları açısından Avrupa’nın dördüncü, kredi kartı sayısı açısından da üçüncü büyük pazarı konumunda. 2003 yılında Türkiye’de Visa kartları aracılığı ile gerçekleştirilen kullanım hacmi bir önceki yıla göre yüzde 42 oranında artarak, 42 katrilyon liraya ulaştı. Toplam harcamalardaki yüzde 42’lik büyüme, yüzde 18 oranındaki yıl sonu enflasyon rakamı göz önünde bulundurulduğunda, yüzde 24 oranında reel büyümeyi ifade ediyor. Bu oran da geçen yıl Visa Türkiye’nin, Visa AB ortalamasının 2 katı bir büyüme kaydettiği anlamına geliyor. Bu çok iyi bir başlangıç.  
Türkiye, çoktan Visa’nın önemli bir parçası haline geldi. 2003 yılı sonuçları da gelecekte Türkiye’nin, Visa AB Bölgesi içinde çok daha önemli bir yeri olacağını gösteriyor.  
 
Visa olarak Türkiye kart pazarındaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle kredi kartlarında kart sayısı hızla artmasına rağmen, kullanım genele yayılmadı. Bunu aşmak için neler yapılabilir?  
 
Türkiye'de kredi kartı sektörü Avrupa'nın diğer ülkelerine kıyasla daha geç oluştu. Türkiye, kredi kartı sayısı açısından İngiltere ve İspanya'nın ardından üçüncü sırada yer alıyor. Özellikle satış noktalarındaki kart kullanımında Türkiye'nin diğer Avrupa ülkelerine kıyasla büyüme potansiyeli çok daha fazla.  
 
2003 yılında Türkiye'deki büyüme oranları bazı Avrupa ülkelerinden daha yüksek oldu. Mesela, Almanya, İtalya, Yunanistan gibi ülkelerdeki penetrasyon oranları şu anda Türkiye'den daha düşük. Az önce de belirttiğim gibi, geçen yıl kart sayısı ve harcama ortalaması bakımından Türkiye'nin büyüme oranları Avrupa'nın 2 katı seviyesinde gerçekleşti. Üstelik Türkiye bu seviyeye çek kullanımı olmadan geldi. Böyle devam ederse, 1-2 yıl içerisinde Türkiye, Avrupa ortalamasını yakalayacaktır.  
 
Türkiye, Avrupa'nın diğer ülkeleriyle karşılaştırdığında, bazı sektörlerde Visa kartın penatrasyonu yüksek değil. Yeni sektörlere girildiğinde ve nakit para yerine Visa kart daha fazla kullanılmaya başlandığında çok daha büyük bir büyüme olacak.  
 
Türkiye’deki büyüme planlarınız hakkında bilgi verir misiniz? Türkiye pazarı için nasıl bir strateji izleyeceksiniz? Daha çok hangi kartlara, hangi alanlara yöneleceksiniz?    
Aslında, bütün alanlarda, bütün kartlarda büyümek istiyoruz. Debit kartlara, on-line satışlara çok önem veriyoruz. Artık internette kredi kartı kullanımı çok daha güvenli. Bizim de Visa olarak geniş güvenlik önlemlerimiz var. Bu alanı Türkiye’de daha da geliştirmeyi planlıyoruz.    
 
Bizim için diğer bir önemli alan da ticari kartlar. Şirketlerin ve hükümetin satın almalarında bu kartların kullanımını artırmayı planlıyoruz.  
 
Ön ödemeli kartlar da Türkiye’nin yapısı açısından büyük önem taşıyor. Türkiye’de nüfusun büyük bir bölümü genç. Buna uygun olarak yeni ödeme sistemleri geliştirilebilir. Okula giden genç bir insana belki kredi kartı veremezsiniz, ama harçlığını ön ödemeli kartlar yoluyla  kullanmasını sağlayabiliriz. Şu anda ön ödemeli kartları daha popüler hale getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.    
 
Türkiye pazarına dair orta ve uzun vadeli hedefleriniz neler?  
 
Türkiye'de tüketici harcamalarında halen yüzde 6 seviyesinde olan pazar payımızı 2007’ye kadar yüzde 12'ye çıkarmayı hedeflemiştik. Ancak, mevcut büyüme oranları, bunu 2007'den çok daha önce gerçekleştirebileceğimizi gösteriyor. Türkiye'nin 2007 yılında Avrupa için belirlenen hedef olan yüzde 16'lık büyümeyi yakalamasını bekliyoruz. Özellikle satış noktalarındaki nakit harcamaların yerini almak için yeni projeler hazırladık. Öncelikle kart hacmini artırmaya, yeni segmentlere ve sektörlere girmeye çalışıyoruz. Yeni ödeme fırsatları yaratacağız. Ayrıca, meblağları çok yüksek olmayan alışverişlerde de ödemelerin karttan yapılması için çalışmalarımız var.  
 
Türkiye ile Avrupa arasında kart kullanımı ve tüketici profili açısından ne gibi farklar var? Bu farklar nerden kaynaklanıyor?  
 
Türk ve Avrupalı tüketiciler arasındaki en önemli fark yaş. Türkiye’de nüfusun yüzde 60’ı genç ve bu açıdan bakıldığında Türkiye, Fransa, Almanya, İngiltere gibi ülkelere hiç benzemiyor. İnsanlar genç olunca, doğal olarak farklı bir profil oluşuyor. Nüfus genç ve ekonomi hızlı büyüyor. İnsanlar kredi kartı kullanımında çok rahat. İnternet veya mobil telekomünikasyon gibi yeni teknolojilere son derece açık. Bu Türkiye’nin en olumlu özelliklerinden biri. Ancak bir taraftan da Türkiye’de para harcamayı kontrol etme ihtiyacı, diğer ülkelere göre çok daha fazla. Sadece bankalar için değil, aileler için de aynı durum söz konusu. Aileler çocuklarının gerektiğinden daha fazla para harcamasını kontrol etmek durumunda. Bunun için de Türkiye pazarında taksit kartların ve ön ödemeli kartların çok başarılı olacağını düşünüyorum. Çünkü Türkiye’nin esnekliğe ve kontrole ihtiyacı var. Bu kartlarda da çok daha fazla kontrol, özgürlük ve esneklik var. Bu nedenle Türkiye’yle Avrupa’nın diğer bölgelerine göre daha yakından ilgilenmemiz gerekiyor.  
 
Visa olarak önümüzdeki dönemde büyümeyi ve daha etkin olmayı planladığınız pazarlar hangileri?  
 
Visa, global bir şirket. Doğasında evrensellik var. Bundan dolayı bizim stratejilerimiz arasında belli pazarlara öncelik tanımak yer almıyor. Biz Avrupa’da bu işi bir bütün olarak geliştirmeyi planlıyoruz. Ama tabii ki farklı ülkelere farklı uygulamalar gerekiyor. Çünkü her ülkenin kültürü, yasaları, ekonomisi farklı. O ülkenin siyasi, ekonomik durumuna bağlı olarak Visa’nın penetrasyonu daha az ya da fazla olabilir. Bizim için boyut önemli değil. Mesela Almanya oldukça büyük bir pazar, ama burada Visa’nın penetrasyonu oldukça düşük.  
 
Yani Visa’nın büyük ülkelerle daha çok ilgilendiğini söyleyemem. Ama elbette büyüme potansiyelimizin daha fazla olduğu ülkeler var. Mesela Portekiz’de yüzde 95 pazar payımız var ve orada daha fazla büyümemiz mümkün değil, ama Türkiye’de potansiyel fazla, daha gidilecek çok mesafe var.  
 
“ÇİPLİ KARTLAR DAHA EMNİYETLİ”  
 
Önümüzdeki dönemin yeni kart teknolojileri neler olacak? Yeni kart teknolojileri kullanıcıları nasıl etkileyecek, harcama alışkanlıkları değişecek mi?
 
 
Aslında bu konuda öngörüde bulunmak çok zor. Teknoloji açısından bundan birkaç yıl öncesine baktığımızda, şu anda, o zaman düşünemeyeceğimiz bir yerdeyiz. Telefonlarla ödemeler yapılıyor, ATM’ler tüm dünyaya yayılmış durumda, internet yoluyla birçok işlem yapılabiliyor. Birkaç yıl önce dünya çapında milyonlarca ATM olabileceğini kim tahmin edebilirdi ki…  
 
Tabii teknolojinin gelişimi geçmişe bakıldığında çok daha iyi anlaşılıyor. Ama yakın geleceği düşünürsek en önemli yenilik çip sistemleri olacak diye düşünüyorum. Biz şu anda kart sahteciliğini önleyen çip sistemine geçiş aşamasındayız. Çipli kartlar, plastik kartların üzerine bir çip (işlemci) oturtulmasıyla oluşturuluyor. Bu çip sayesinde kart, diğer kartlara oranla bir çok fonksiyon kazanıyor. Kart kişisel oluyor ve kaybolsa dahi başkaları tarafından kullanılamıyor. Bunun için de diğer kartlara oranla çok daha emniyetli. Bunun yanı sıra çok büyük başka avantajları da olacak. Mesela çipli kartlarla 1-2 milyon liralık düşük değerli ödemeler de yapılacak. Çipe talimat verilerek, harcamalara sınır koyulabilecek. Belli bir rakamın üzerine çıkıldığında kart sınır koyacak ve o ödemeyi gerçekleştirmeyecek.  
 
Talimatlarına göre harcamalarının ilk 6-7 tanesi yapılacak ve bundan sonrasına banka izin vermeyecek. Çipli kartları MC Donalds’ gibi yerlerde kullanmak çok daha ucuz ve avantajlı olacak. Şu anda İngiltere’de bu doğrultuda bir pilot projemiz var. Bu kartlar yolculuklarda bilet olarak da kullanılabilecek. Sonuçta kart teknolojilerinde mutlaka değişimler olacaktır. Bu gelişmeler, prosesleri hızlandırmak ve zamandan kazanmak açısından olumlu gelişmeler olacak.  
 
“KART BAŞINA HARCAMA 2 MİLYAR”  
 
Visa Türkiye Genel Müdürü Berna Ülman, 2003 yılı boyunca banka kartının alışverişte kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla üye bankalarla yoğun çalışmaların başlatıldığını söylüyor. Ülman sözlerine şöyle devam ediyor:  
 
*2003 yılında bir önceki yıla oranla alışveriş noktasındaki Visa Electron banka kartı harcamaları yüzde 82 oranında, işlem adetleri ise yüzde 48 oranında artış gösterdi.  
 
*Satış noktasında her bir Visa kartı ile ortalama 2 milyar lira harcandı.  
 
*Visa kartları dakikada yaklaşık bin 87 kez kullanıldı.  
 
*Kart adetleri yüzde 20’lik artışla 22,5 milyona ulaştı.  
 
*2003 yılında Visa AB Bölgesi kapsamındaki 26 ülke içerisinde Türkiye, kart adetleri açısından en fazla büyüyen pazar, toplam kart kullanımı açısından da en fazla büyüyen ikinci pazar oldu.  
 
Kamuya Yönelik Çözümler De Var  
 
Visa International Ticari Çözümler Ürün Bölümü yöneticisi Paulo Fernandes, Visa’nın kartlı sistemlerin kamuda kullanımını Türkiye’de de yaygınlaştırmak için çeşitli projeler yürüttüğünü söylüyor. Fernandes, sözlerini şöyle sürdürüyor;  
 
Amerika’da Çok Eski  
 
Visa’nın kamu sektöründe, maliyetlerinin azaltılması ve verimliliğin artırılmasına yönelik olarak geliştirdiği satın alma kartları, Amerika’da 1989 yılından beri uygulanıyor. 2002 yılında ABD’nin satın alma harcamalarından sorumlu olan birimin Visa’nın bu programını kullanarak Amerika Birleşik Devletleri’ndeki vergi mükelleflerinin 1.3 milyar dolar daha az vergi ödemelerini sağladı.  
 
Türkiye’de Yok  
 
Türkiye’de ise henüz kamu kuruluşlarında satın alma kartları kullanılmıyor. Sadece vergi ya da trafik cezalarının tahsisi kartlı sistemlerle yapılıyor. Visa Türkiye de çalışmalarını bu doğrultuda sürdürüyor. Hedef, kamuoyunu bilinçlendirmek, bu konuda ileriye yönelik ne tip adımlar atılabileceğini ortaya koymak.  
 
Kayıt Dışı Ekonomiye Engel  
 
Hükümet de kayıt dışı ekonomiyle savaşmak, vergi gelirlerini artırmak ve şeffaflık konusunda oldukça hassas. Bu nedenle kısa sürede, dünyanın birçok yerinde uygulanan ve başarıya ulaşan kart sistemlerinin Türkiye’de de uygulamaya geçeceğini düşünüyorum.    
 
“ELEKTRONİK CÜZDAN İÇİN BEKLEYECEĞİZ”  
 
Bir kartın üzerine kullanıcı ile ilgili tüm bilgileri yazılıp, bu kartın sağlık, fatura ödemesi, ehliyet gibi farklı alanlarda kullanılması mümkün olacak mı?  
 
Evet tabii bu mümkün. Fakat olur mu olmaz mı bilemiyorum. Benim şahsi fikrim müşterinin bu kadar çok özelliğin bir kartta toplanmasını istemeyeceği yönünde. Ben kişisel olarak sağlık bilgilerimin bir ödeme kartında bulunmasını istemem. Bence çoğu insan bu fonksiyonları ayırmak isteyecektir. Tabii bazı ülkeler, bazı kültürler bunu isteyebilir. O zaman buna kimse dur demez.  
 
Elektronik cüzdan uygulamaları daha çok bekleyecek miyiz?  
 
Evet, bekleyeceğiz... Bence bunun başarılı olup olmayacağı gelecek talebe bağlı. Tüketicinin bunu kullanmak isteyip istemeyeceğini bilmiyorum. Aslında bana göre çipli, ön ödemeli kartlar elektronik cüzdan uygulamaları ihtiyacını karşılıyor. Az önce de bahsettiğim gibi çipli kartların üzerinde tüm bilgiler oluyor ve talimatlarınızı yerine getirebiliyor. Aynı zamanda düşük değerli ödemeleri de bu yolla yapabiliyorsunuz.  

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz