Bankacılık dışı finansın her alanında rekabetin yönü değişiyor. Bu değişimde regülasyonlar ve teknoloji etkili oluyor...
Elçin Cirik
Çok değil 10 yıl önce, bankacılıkta en iyi kâr getiren ve oyuncuların pay almak için kıyasıya yarıştığı alan bireysel bankacılıktı. Ancak regülasyonlar, düşen ücret ve komisyonların etkisiyle bireysel bankacılığın toplam kârdaki payı zaman içinde yüzde 30’lara kadar geriledi. Bu nedenle bankalar, kendilerine büyüme için yeni alanlar seçmeye başladı. Sektördeki rekabet de bugün olduğu gibi ticari bankacılığa ve KOBİ bankacılığına kaydı. Değişim, sadece bankacılıkta yaşanmadı. Faktoring, sigorta, leasing gibi finansın diğer kategorilerinde de kaymalar yaşandı, yeni rekabet alanları oluştu. Bunu da yeni gelen düzenlemeler ve teknoloji etkiledi.
TRAFİK CAZİBESİNİ KAYBETTİ
Hayat dışı sigortada rekabet denince yıllardır akla zorunlu trafik branşı geliyordu. Ancak sektörün prim üretiminin yüzde 30’dan fazlasını yazan bu branşta, 2017 yılında tavan prim ve riskli sigortalılar havuzu uygulamaları gelince oyunun rengi değişti. Çünkü bu iki yönetmelik, trafikte yazılan ortalama primin yüzde 20’nin üzerinde düşmesine neden oldu. Bu doğrultuda kâr odaklı şirketlerin stratejilerinde bu branşın rolü değişti. “Biz trafik sigortalarında bugünkü konjonktürde, pazarda artık yüzde 10’ları aşan bir pay almama kararındayız. Hedefimiz, yüzde 7-8” diyen Axa Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, buradaki belirsizlikler nedeniyÇ le hiçbir şirketin pazar payının yüzde 10’u geçmediğinin altını çiziyor. Bu ortamda rekabet, yeni branşlara doğru kayıyor. Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Levent Sönmez, son yıllarda en yoğun rekabetin kasko, sağlık ürünleri ve yangın branşında özellikle konut ve KOBİ’lere yönelik ürünler arasında yaşandığını vurguluyor. Konut tarafında Generali Sigorta CEO’su Maurizio Pescarini’nin verdiği bilgilere göre, 2017 sonunda ülkemizde 17,7 milyon konuttan ancak 6,2 milyonu sigortalı. KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektörü Lideri Sinem Cantürk, 2017 sonunda yüzde 35’lerde olan konut sigortası penetrasyonunun 1-2 yıl içinde yüzde 50’leri bulacağını öngörüyor. 2017’de trafik sigortalarında gittikleri küçülmeden kaynaklı bir müşteri sıkıntısı yaşadıklarını açıklayan Ölken, sağlık sigortaları ve kurumsal ticari sigortaları önemli birer büyüme alanı olarak görüyor.
SAĞLIK VE YANGIN YÜKSELİŞTE
Hayat dışında sağlık tarafında da asıl rekabet, tamamlayıcı sağlık branşında yaşanıyor. Çünkü özel sağlık sigortaları artık yaşlanan portföylere sahip ve beyaz yakalıların satın alma eğilimleri değişiyor. Bu nedenle daha uygun fiyatla satılan tamamlayıcı sağlık sigortası ürünleri, şirketler için pazar payı almada öne çıkıyor. Yavuz Ölken, “Sigorta şirketleri olarak bazı illeri bu çıkmabranşta yatırım bölgesi olarak görüyoruz. Kâr elde etmeden tamamlayıcı sağlığı büyütmek için hareket ettiğimiz Samsun gibi çeşitli iller var” diyor. Bu branşta özel sağlık sistemiyle tamamlayıcı sağlık ürünü örtüştükçe poliçe fiyatları da düşecek. Sektörde 2020 yılında tamamlayıcı sağlıkta en az 2 milyon sigortalıya ulaşılacağı tahmin ediliyor. Ayrıca kurumsal ve ticari tarafta sigortalama oranları düşük seyrediyor. Bu da yangın branşı başta olmak üzere sorumluluk, mühendislik gibi sigortalarda rekabeti artırıyor. Unico Sigorta Genel Müdürü Cenk Tabakoğlu, “Özellikle fırtına ve sel gibi doğa olaylarının eskiye göre daha sık yaşandığı günümüzde, bu risklerin teminat altına alınması önemli” diyor. Bunlara ek olarak son dönemde kurumlara yönelik farklı kâr kaybı sigortaları da rekabete konu oluyor. Bu arada 2019 başında trafik branşı yine ilgi çekici bir ürün olabilir. Tavan prim uygulamasında aylık artışlarla 2018 sonlarında ortalama prim yeniden Nisan 2016’daki iyi seviyelerine gelecek. Tabakoğlu, sigorta şirketlerinin bu artışa dayanarak 2016-2018 arası ortaya çıkan kur artışları, asgari ücret artışları gibi hasar enflasyonu etkisini dikkate almadan bu alanda rekabete başlama ihtimallerini yüksek görüyor.
LEASİNGİN KÂR ARAYIŞI
Leasing tarafında şirketler, yıllardır süregelen iş ve inşaat makineleri alanının ötesinde yeni alanlarda rekabete giriyor. “Yatırım ortamının giderek zorlaştığı güncel konjonktürde ve bizim gibi yatırım finansmanı yapan sektörlerde rekabetin tüm işlem çeşitlerinde artmasının son derece doğal olduğunu düşünüyoruz” diyen Burgan Leasing Genel Müdürü Cüneyt Akpınar, son dönemde ürün alanından bağımsız olarak satıcı kaynaklı, küçük tutarlı işlemlerde satıcıların da etkisiyle rekabetin arttığına dikkat çekiyor. Garanti Leasing Genel Müdürü Ünal Gökmen, ilginç bir tespit yapıyor: “Kurlardaki yükseliş ve faiz oranlarındaki maliyet artışının firmaların yatırım iştahını etkilediğini gözlemliyoruz. İşlem hacminde yaklaşık yüzde 50 daralma var.” Bu durum, sektördeki dengeleri kökten değiştiriyor. Geçtiğimiz yıllarda sektördeki işlem hacminde ilk sırayı yüzde 25-30 ağırlıkla iş ve inşaat makineleri alıyordu. Ancak taahhüt ve konut sektörlerinde son dönemde görülen yavaşlama nedeniyle bu alandaki işlem hacimleri düşmeye başladı. ING Leasing Genel Müdürü Nikola Sarrafgil, 2018’in ilk çeyreğinde iş ve inşaat makinelerinin hala yüzde 25 pay aldığını belirtiyor. Yönetici, “Üretim ve tekstil makineleri işlemlerinde bir önceki yıla göre belirgin artış var. İnşaat sektöründeki yatırımın yavaşlamasıyla rekabet, üretici firmaların finansmanına kaydı” diyor. Şeker Leasing Genel Müdürü Latif Latifoğlu, sektörde bu yıl sat geri kiralama işlemlerinden oluşan boşluğun tekstil ve metal işleme makinelerinde ortaya çıkan talep artışıyla doldurulacağını belirtiyor. “Leasing sektöründe rekabet en çok hız ve fiyat odaklı yürüyor. Şirketler işlem sürecini en kolay ve en hızlı hale getirerek rekabette öne çıkmaya çalışıyor” diyen Yapı Kredi Leasing Genel Müdürü Fatih Torun da otomotiv, tekstil ve üretim makineleri sektörlerinde hareketliliğin daha fazla olduğunun altını çiziyor. Torun, “Bu makinelerin ikinci el değerliliğinin ve firmaların diğer sektörlere göre kredibilitesinin yüksek olması kredi değerlendirmelerinde sürecin kısa olmasını ve fiyat avantajını getiriyor” diyor.
FAKTORİNGDE İBRENİN YÖNÜ
Faktoring sektöründe ise Finansal Kurumlar Birliği’nin kurduğu platformla hayata geçirilen tedarik zinciri finansmanı, rekabetin yeni yönü olacak gibi duruyor. Yeni yeni işlemlere başlanan bu platformda, işler giderek sertleşecek. QNB Finans Faktoring Genel Müdürü Nergis Ayvaz Bumedian, tedarik zinciri finansmanının büyüklüğünü şöyle aktarıyor: “Avrupa’da toplam alacak finansmanı içindeki payı, neredeyse yüzde 50’ye geldi.” İşte yüksek büyüme potansiyeli taşıyan bu alan için Kapital Faktoring Genel Müdürü Yiğit Özkes, özkaynağı güçlü, kredibilitesi yüksek faktoring şirketleri arasında çok yoğun rekabet olacağını aktarıyor. Özkes, “Tedarik zinciri finansmanında çek-senet gibi bir teminat olmadığından temliklerin faktoring şirketi tarafından fonlanabilmesi gerekiyor. Bu durum küçük faktoring şirketlerini ilk aşamada rekabette zorlayacak” diyor. Bumedian da aynı fikirde: “110 bin müşterili sektörümüz yurt içi ve yurt dışı ticarette sadece alacak finansmanı değil garanti ve tahsilat hizmetlerini sunuyor. En yoğun rekabet, şimdilik finansman alanında yaşanıyor. Tedarik zinciri finansmanı da önemli rekabet yaşanacak alanlardan olacak.” Tabii bu rekabet, müşteri tarafında hem alıcı büyük şirketler hem tedarikçilerinin avantajına sonuçlanacak, daha uygun fiyatlara finansman bulabilecekler. Ulusal Faktoring CEO’su İzak Koenka, platformun uygulamaya alınmasıyla tedarik zinciri finansmanı işlemlerinin hızlanması ve böylece sektör işlem hacminin 2019’da ivmelenmesini bekliyor. Bunun yanında Yapı Kredi Faktoring Genel Müdürü Bozkurt Çöteli, yurt içi faktoring işlemlerinde de ağırlıklı olarak çekli işlemlerde hareketlilik olduğunun altını çiziyor. Son dönemde faktoring şirketleri, rekabette kısa vadeli işlerini almak için yarışıyor. Özkes, müşterilerin de yüksek faizlere katlanmamak için kısa vade işlemleri tercih ettiklerini vurguluyor.
İHRACATÇILAR KAPIŞILACAK İKİ SEKTÖR ÖNDE Garanti Leasing Genel Müdürü Ünal Gökmen de aynı fikirde… Gökmen, “Kur avantajı nedeniyle ihracatta talep devam ediyor. İhracat yapan firmalardan gelen taleplerle bu alandaki rekabet arttı. Böylelikle tekstil, savunma sanayi, otomotiv ve beyaz eşya sektörlerindeki yeni ve yenileme yatırımlarının leasing işlemleri içindeki payı arttı” şeklinde konuşuyor. Bu ortamda Burgan Leasing rekabette yenilenebilir enerji, tekne ve sat-geri kirala ürünlerine öncelik veriyor. ING Leasing, ihracatçı üretici firmalara yöneliyor ve özellikle tekstil, otomotiv gibi ihracatı destekleyen sektörlerde yer alıyor. Garanti Leasing’in stratejisi ise kapasite artırımı ve yenileme yatırımlarının finansmanından daha fazla pay almak. HEDEFTEKİLER Leasingde rekabet ortamı önümüzdeki günlerde daha da kızışacak. Çünkü son olarak 32. sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle döviz geliri olmayan firmaların döviz borçlanmasının önü kesildi. Burgan Leasing Genel Müdürü Cüneyt Akpınar, toplam işlem hacminin yüzde 75’inin döviz olduğu sektörde, dövizli işlem yapabilen kiracı şirketler tarafında rekabetin artacağını öngörüyor. ING Leasing Genel Müdürü Nikola Sarrafgil, “İhracata yönelik üretim yapan firmaların makine/ekipman yatırımlarında daha yoğun bir rekabet var. Hem bu firmaların döviz gelirlerinin olması hem ekonomik dalgalanmalardan daha az etkilenmeleri nedeniyle leasing firmaları için de hedef müşteri niteliğindeler” diyor. |
HER ŞİRKETİN PLANI FARKLI YENİ ÜRÜNLERLE REKABET “Son yıllarda sigorta sektörü, ürün çeşitliliği anlamında büyük gelişim gösteriyor” diyen Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Levent Sönmez, rekabet stratejilerini şöyle aktarıyor: “Ürün sayısındaki bu çeşitlilikte, klasik sigorta ürünleri yerine sadece hasar olduğunda değil her an ihtiyaç duyulan hizmetlerin sunulmaya başlanması ve dijital gelişmeler etkili. Rekabette dijitalleşen müşteri profillerine farklı hizmet verebilmek öne çıkıyor. Ayrıca dijital ortam ve yeni teknolojilerle yaratılan şeffaflık ve çeşitlilik, elbette fiyatları da etkileyerek rekabete sebep oluyor. Biz burada sürekli yeni ve daha önce sunulmamış ürünlerle yenilikçi dijital uygulamaları hayata geçiriyoruz.” REKABET ALANI Hayat dışı sigortacılıkta her şirket, kendine farklı rekabet sahaları yaratma iddiasında. Unico Sigorta Genel Müdürü Cenk Tabakoğlu, sektörde yoğun rekabet ettikleri alanları ve planlarını şöyle anlatıyor: “Türkiye’de yangın branşında hem kurumsal hem konut tarafında kullanım oranı düşük. Fırtına ve sel gibi doğa olaylarının eskiye göre çok daha sıklıkla yaşandığı günümüzde yangın sigortası öne çıktığımız bir branş. Ayrıca lokomotif ürünümüz UniKasko ile kasko da odağımızda. Sürekli yeni ürün geliştiriyoruz, bu yıl ‘nesnelerin interneti’ çözümlerine odaklandık. Bu teknolojiyi kullanarak müşterilerimizi her anlamda koruyabileceğiz. Örneğin hırsızlık sonrası eşyaların yeniden alınmasını sağlayan ürün düzleminden çıkıp hırsızlığın önlenmesini de sağlayacağız.” |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?