Son 5 yılda hammadde tedarikinde ve tedarikçi sayısında önemli bir yaklaşım değişikliği söz konusu…
Hande Yavuz
Güriş Holding’de hammadde sayısı 2018’de 714’ken 2022’de 916’ya yükseldi. Hammadde tedarikçi sayısı da 115’ten 135’e çıktı. LC Waikiki de 5 yıl önce yaklaşık 60 bin farklı siparişi 800 farklı ürün tedarikçisinden alırken bugün 105 bin farklı siparişi 1.100 tedarikçiden alıyor. Kısacası yoğun rekabette hammadde sayısı artarken çeşitlilik adına tedarikçi sayısında da önemli bir yükseliş göze çarpıyor. Ancak bu artışların yüksek maliyetler ışığında orta vadede sorun yaratabileceği görüşü de var. Kısacası en büyük sorun bu dev ekosistemi doğru yönetmek olarak görülüyor. Yeni dengeye göre hızlı konumlananların ise rekabette bir adım öne çıkması bekleniyor.
Yeni dönemde şirketlerin temin ettiği hammadde sayısında önemli bir artış var. Bunda şirketlerin yoğun rekabette ürün sayısını artırmasının ve kapasite artışlarının etkisi büyük. Bu durum ise pandemiden bu yana konuşulan tedarik yönetimini daha da kritik hale getiriyor. Zira bu kadar fazla hammaddeyi sorun yaşamadan temin etmek şirketlerin ajandasındaki en kritik konulardan biri. Stratejiler değişse de genel olarak şirketlerin tedarikçi sayısını artırarak hammadde alımlarını desteklediği görülüyor. Çeşitlendirme yaklaşımı ise ticaret savaşları, milliyetçilik dalgasının yayılması, tek bir pazara bağlı kalmama stratejisi ve doğal afetler gibi nedenlere dayanıyor. Ancak bu çeşitlendirmenin olası maliyetleri de orta vadede sorun yaratabilecek en önemli konulardan biri olarak görülüyor. Küresel olarak yükselen enflasyon ve artan maliyet endişesi ise şirketlerin tedarikte iç pazara dönmelerini tetikliyor. Hammaddede dışa bağımlılığın az olduğu sektörlerde bu yönelim hızlanırken zorunlu olarak hammaddeyi dışarıdan temin edenler ise farklı stratejilerle tedarikçi ekosistemini yeniden ele alıyor. Hammadde tedarikinde yurt içi ve yurt dışı dengesini yeniden yapılandırıyorlar. Bunun yanında tedarikçi sayısını yeni dönemde azaltmayı planlayanlar hatta azaltanlar da var. Kısaca üretimlerinin hiçbir koşulda aksamaması için ideal formül peşinde tedarikçilerini belirlemeye çalışan şirketler, yereli ön plana koyuyor, yurt dışında da maliyetler açısından kendilerini zorlamayacak tedarikçilerle güçlü iş birlikleri kurmaya çalışıyorlar.
BAKIŞ DEĞİŞTİ
Birçok şirkette son 5 yılda hammadde tedarikindeki önemli bir yaklaşım değişikliği oldu. Örneğin, Güriş Holding’de hammadde çeşit sayısı 2018’de 714 iken geçtiğimiz yıl sonunda 916’ya yükseldi, hammadde tedarikçi sayısı da 115’ten 135’e çıktı. Toplam tedarikçi sayısındaki artış daha yüksek oldu. 2018 yılında toplam 1.836 tedarikçisi olan grup 2022 yılında 2 bin 130 tedarikçiyle çalıştı. Son 5 yılda tedarikçi sayısında kapasite artışı kaynaklı yüzde 15 civarında bir artış olduğunu ifade eden Güriş Holding Yetkilileri, “Sektör gerekliliği nedeniyle de sürekli yeni tedarikçi arayışımız bulunuyor” diye konuşuyor. Kayalar Kimya, 2018 yılında 522 hammaddeyi 181 farklı tedarikçiden alırken 2022’de 618 hammaddeyi 230 farklı tedarikçiden temin etmeye başladı. Hammadde sayısı böylelikle 5 yılda yüzde 18, tedarikçi sayısıysa yüzde 27 arttı. Özellikle pandemiyle birlikte tedarikçi ve hammadde çeşitliliğini daha da artırdıklarını belirten Kayalar Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Kayalar, “Sadece alternatif hammadde değil alternatif lokasyonları da devreye aldık. Örneğin Çin’den gelen gemilerin navlunlarının yüksek olması nedeniyle alternatif diğer hammaddelere ve bölgelere yöneldik. Bu yolla navlun maliyetlerinin fiyatlarımıza yansımasına izin vermedik” diyor.
YÜKSELTENLER DE VAR
Otomotiv yan sanayi şirketi ORAU’da daha önce hammadde referans sayısı 1.931 iken bu sayı 1.501’e geriledi. Tedarikçi sayısı da 146’dan 135’e düştü. ORAU Satın Alma Direktörü Sebahattin Bilgin, satın alma stratejisinde takip edilen yerlileştirme ve maliyet azaltma çalışmaları kapsamında tedarik referanslarının ortak tedarik noktalarında toplandığını söylüyor. “Buradaki amaç sistem içerisinde sürdürülebilir bir şekilde tedarik zinciri faaliyetlerini yöneterek kritik lokasyonlardaki lojistik ve kalite süreçlerinde oluşabilecek riskleri minimize etmek. Bu kapsamda yıllar içerisinde tedarikçi sayımızda artış değil azalma gözlemlendi” diye konuşuyor. Özellikle pandemi döneminde ilaca kesintisiz erişim ilaç şirketlerinde de tedarikçiye ve hammaddeye bakışı değiştirdi. Sanofi de bu doğrultuda son 5 yıl içinde tedarikçi sayısında yüzde 10 artış sağladı. Sanofi Türkiye Ülke Başkanı ve Türkiye, Afrika ve Ortadoğu Temel Ürünler Başkanı Cem Öztürk, “Geldiğimiz noktada yaklaşık 500 hammadde ve yardımcı malzemeyi 150 tedarikçiden temin ediyoruz” diyor.
ALIM STRATEJİLERİ
Şirketler tedarik zincirindeki kırılmayla birlikte hammaddeyi yurt içinden temin etmeyi de öncelikli konulardan biri haline getirdi. Tedarik lokasyonlarını globaldeki alım stratejilerine göre şekillendirdiklerini belirten Yeşim Group CEO’su Şenol Şankaya son yıllarda pandemi, lojistik sorunlar ve deprem gibi birçok etkenin bu stratejilerin belirlenmesinde etkili olduğunu söylüyor. “Bu nedenlerden dolayı son yıllarda, toplam alımımız içindeki tedarikçilerimizden yüzde 10’u yurt dışında yer alıyor” diyor. ORAU’da yüzde 60 yerli yüzde 40 yabancı tedarikçiyle çalışıyor. Ancak yine de birçok hammaddede dışa bağımlılık bu oranda istenen noktalara gelmeyi zorlaştırıyor. Kayalar Kimya’da 2022 itibarıyla yurt dışı tedarikçi sayısı 76. Şirket hammaddesinin yaklaşık yüzde 55’ini yurt dışından tedarik ediyor. Dardanel, Hint ve Atlantik okyanuslarının sularında yetişen ton balıklarından üretim yapıyor. Tüm hammadde alımlarının yüzde 60’ını da ithal ürünler oluşturuyor. “Ana işimiz olan su ürünlerinin ise neredeyse yüzde 90’ını ithal ediyoruz” diyen Dardanel Yönetim Kurulu Üyesi ve Önen Gıda Genel Müdürü Ayşe Önen Özoğuz, “Toplam yurt dışı tedarikçi sayımız 22” diyor. Sanofi de yüksek oranda yerel üretime odaklanan bir şirket. Şu anda kutu bazında portföyünün yüzde 86’sını Türkiye’de üreten şirket, söz konusu kullanılan hammadde olduğunda dışarıya bağımlı. Sanofi Türkiye Ülke Başkanı ve Türkiye, Afrika ve Ortadoğu Temel Ürünler Başkanı Cem Öztürk, “Üretimde kullandığımız hammaddenin yüzde 97’sini yurt dışından tedarik ediyoruz. Tedarik ettiğimiz hammaddeler etkin ve yardımcı hammaddeden oluşuyor. Yurt dışındaki toplam tedarikçi sayımız 145” diye konuşuyor.
EKOSİSTEM YÖNETİMİ
Yurt içi ve yurt dışındaki tedarikçileriyle çalışırken aynı zamanda dev bir ekosistemi yöneten şirketler, bu konuda da özel bir stratejiye ve ajandaya sahip. Kayalar Kimya, bu yönetimi yaparken özellikle operasyonel verimlilik konusuna büyük önem veriyor. Farklı pazarlarda faaliyet gösteren global bir şirket oldukları için değişen koşullara hızlı şekilde adapte olup, karar alıp aksiyona geçme yeterliliği ve tecrübesine sahip olduklarını belirten Kayalar Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Kayalar, “Yeniliğe açık ve değişim yönetimi konusunda uzman ekiplerimizle güçlü Ar-Ge merkezimiz tüm ekosistemi en iyi şekilde yönetmemizi sağlıyor” diyor. Güriş Holding, eğitim ve yetkin çalışanla ekosistem yönetimini daha etkin yapmaya çalışıyor. Yurt içi ve yurt dışındaki tedarikçileriyle sıkı iş ilişkileri kurduklarını da dile getiren şirket yetkilileri, “Piyasayı yakından takip ediyor, güvenilir bir tedarik zinciri oluşturuyoruz. Otomotiv endüstrisi kalite standartlarına uyuyor, müşteri beklentilerini yakından takip ediyor, tedarikçilerimizi eğitiyoruz” diyor.
YURT İÇİNE YÖNELİŞ
Doğanlar Mobilya ise pandemi sürecindeki kısıtlamalar ve günümüzde de devam eden yüksek lojistik maliyetler nedeniyle genel olarak alımlarda yurt içi tedarikçilere ve düşük lojistik maliyetli alternatiflere yöneltti. Doğanlar Mobilya Grubu CEO’su Mustafa Karamemiş, “Tedarik zincirinde sürekliliği sağlamak için ana tedarikçilerle uzun vadeli iş ortaklıkları kurarak süreci yönetmeyi tercih ediyoruz. Arzın talebi karşılamadığı dönemlerde malzeme tedarikinin devamlılığı bu şekilde sağlandı” diye konuşuyor. ORAU satın alma faaliyetlerini merkezi yönetim sistemiyle tüm lokasyonları için ürün grubu bazında uzmanlaşmış satın alma mühendisleri tarafından gerçekleştiriyor. ORAU Satın Alma Direktörü Sebahattin Bilgin, bu sayede çok çeşitli ürün gruplarını etkin bir şekilde yönetebildiklerini söylüyor. Sanofi, uzun vadeli ilişkilerle global tedarikçileriyle iş birliği geliştiriyor. Böylece operasyonlarını daha sade ve etkili şekilde yönetmeye odaklanıyor.
GÜVENCE FORMÜLÜ
Tedarikçi ağırlığında da yeni formüller geliştiriliyor. Doğanlar Mobilya, ürün grubuna ve sektör dinamiklerine göre değişmekle birlikte sunta, sünger gibi kritik ürünlerde 3-4 güçlü tedarikçi oluşturup ana tedarikçinin yüzde 50 mertebesinde pay almasını tercih ediyor. Yüksek hacimli ancak kritik olmayan ürünlerde ise daha fazla sayıda tedarikçiyi sistemde tutup aralarında yüksek rekabet yaratarak maliyetleri kontrol altına almayı hedefliyor. Dardanel, alternatif tedarikçi ve kaynak geliştirmeye önem veriyor. Şirket, yeni ilişki geliştirdiği tedarikçilerle en az birkaç yıl çalışmayı planladığı bir stratejiyle hareket ediyor. ORAU öncelikli olarak tedarik parçaları için parçanın fonksiyonuna göre kritikliği ve risk seviyelerini belirliyor. Belirlenen kritiklik seviyesinin tedarikçilerin kalite sistem seviyesiyle uyumlu olması gerektiğini belirten ORAU Satın Alma Direktörü Sebahattin Bilgin, “Buradaki amacımız, parçaların kalite sürekliliğini güvence altına almak. Diğer prensibimiz ise tedarikçilerimizle olan ilişkilerimizi sınıflandırarak yönetmek. Alanında teknik yeteneği yüksek çözüm ortaklarımızı belirliyoruz. Kritik ürün grubuna giren referanslarımız için tedarik zinciri sürekliliğini güvence altına almak adına minimum 1 alternatif tedarikçiyi potansiyel tedarikçi havuzumuzda bulunduruyoruz” diyor.
UZUN VADELİ İLİŞKİ
Tedarikte uzun vadeli ilişki de önemli… Yeşim Grup, müşterileri ve tedarikçileriyle uzun vadeli partnerlik ilişkisi kurma stratejisini benimseyen şirketlerden. Yeşim Group CEO’su Şenol Şankaya “Tedarik stratejimiz; tedarikçilerimizin kapasite, yetenek, kalite ve fiyat dengesine dayalı oluşturuluyor ve sürekliliği sağlanıyor. Rekabet avantajı, tüm bu faktörlerin birleşiminden doğuyor. Bu denklemin ideal olduğu partnerlerimizle birlikte rekabet avantajımızı artırmak için her projeyi geliştirebilir ve uygulayabiliriz” diye konuşuyor. Güriş Holding, hem rekabetçi fiyat alabilecek kadar miktarı düşürmeden hem tek tedarikçiye çok fazla bağlı kalmamak adına miktarı artırmadan dengeli bir şekilde yürütmeye çalışıyor. Mümkünse globalde 4-5 tedarikçiyle çalıştıklarını anlatan yetkililer, “Böyle bir çalışmada ideal bir oran belirlemenin mümkün olduğunu düşünmüyoruz. İdeal yaklaşım olarak sektördeki tüm tedarikçilerle her zaman iletişim ve ilişki içinde olup dönemsel olarak rekabeti fiyat veren 4-5 şirketle çalışmayı uygun görüyoruz” diyor.
“TEDARİKÇİ AĞIMIZI DARALTACAĞIZ” YASEMİN TAMER LC WAİKİKİ TEDARİK ZİNCİRİNDEN SORUMLU GENEL MÜDÜR YURT DIŞI ORANI 5 yıl önceye baktığımızda, yaklaşık 60 bin farklı siparişi 800 farklı ürün tedarikçimizden alıyorduk. Bugünse yaklaşık 105 bin farklı siparişi 1.100 farklı tedarikçimizden alıyoruz. Bu tedarikçilerimizden 370 tanesi yurt dışından. Hammadde tedarikinde yurt dışının oranı bugün yaklaşık yüzde 30 civarında. Yurt dışında faaliyette bulunduğumuz ülkelerde, her geçen gün mağazacılık kanalı veya online satışla birçok yeni marka pazarlara dahil oluyor. Bu da rekabetin içinde kalmamız için bizi farklı stratejiler üretmeye zorluyor. KAPASİTE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ Modayı sunabilmek konusunda kumaş ve siluet çeşitliliği üzerine trendler doğrultusunda çalışırken rekabetçi fiyatı koruyabilmek için de hem vergi avantajlarına göre üretim ağımızı, üretim yaptığımız ülkeleri genişletmek hem güçlü olduğumuz pazarlarda lokal üretimlerle daha iyi fiyata ve daha hızlı üretim yapma stratejisini uyguluyoruz. Bu çerçevede yurt dışında bir artış olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’ye baktığımızda tedarikçi sayısını genişletmek yerine, performans odağında tedarikçi sayımızı konsolide ederek kapasite sürdürülebilirliğini sağlamayı önemsiyoruz. RİSKLERİ PAYLAŞMAK LC Waikiki olarak tedarikçilerimizle performans bazlı kapasite yönetim stratejisini uyguluyoruz. Riskleri paylaşmayı çok değerli buluyoruz, onları yaptığımız işin en değerli parçası olarak görüyoruz. Önümüzdeki yıllarda kaynaklarımızı daha verimli kullanabilmek adına tedarikçi ağımızı daraltıp bizimle aynı yolda yürüyen tedarikçilerimizle büyümeyi hedefliyoruz. |
“TERMİN SÜRELERİ ÇOK UZADI” CEM KÜÇÜKCAN DANONE TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ ALTERNATİF TEDARİKÇİ GELİŞTİRME 5 yıl öncesinde toplamda 20 ana kategoride, 1.200’e yakın farklı malzeme kodu ve 85’e yakın tedarikçiden alım sağlanırken şu anda ürün çeşitliliğimiz, alternatif tedarikçi geliştirme, küresel krizin önceliklendirdiği lokalizasyon çalışmalarıyla onaylı tedarikçi sayısı 120’ye yükseldi. Türkiye’deki yeni yatırımımızla birlikte 2 bin 500‘e yakın malzeme koduyla operasyon yönetiliyor. “AKSİYON KAÇINILMAZ OLDU” Pandemi sürecinde ve sonrasında lokal ve global ölçekte tedarik ettiğimiz tüm malzemeler dikkate alındığında termin süreleri çok uzadı. Bunun sonucu olarak hem operasyonel hem maliyetlerin ciddi olarak etkilendiği bir sürecin yönetilmesi için aksiyonların alınması kaçınılmaz oldu. Tedarik güvenliği ve lokalleşme projelerini önceliğimize alarak özellikle ithal ve single source olarak nitelendirdiğimiz kategorilerde kısa ve uzun vadeli BCP (Business Contingency Plan) planlarımız doğrultusunda aksiyonlarımızı aldık ve tedarikçi sayımızda artış gerçekleşmiş oldu. Giderek daha bağlantılı hale gelen bu dünyada partner ekosistemi oluşturarak kendi güçlü yönlerimizi partnerlerimizle beraber geliştireceğimiz ekosistemle ortak değerler yaratılması önceliklendirildi. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?