Dünyanın önde gelen yönetim uzmanlarıyla konuşup 2020 ve sonrasında iş dünyasına hâkim olacak 8 yönetim trendini belirledik...
Aslı Sözbilir
Çılgın bir rekabetin ve baş döndüren bir değişimin yaşandığı iş dünyasında ayakta kalmak isteyenlerin trendleri takip etmesi şart. Biz de bu gerçekten hareketle dünyanın önde gelen yönetim uzmanlarıyla konuşup 2020 ve sonrasında iş dünyasına hâkim olacak 8 yönetim trendini belirledik. Yeni dönemde şirketlerin kârlılıktan öte sürdürülebilirliğe, teknolojiye, iş kültürüne, maliyetleri azaltacak yeniliklere ve değer odaklı yönetime kafa yorması gerekecek.
Her dönemin kendine özgü yükselen yönetim konseptleri, yönetim trendleri var. 1980’ler küreselleşme ve neo-liberalizm dalgasıyla pazarda var olmanın zorlaştığı, “rekabet avantajı” kavramının şirketler için hayati önem kazandığı bir dönem oldu. Şirketler, temel yetkinliklerini koruyup, bunlar üzerinden rekabet avantajı kazanmaya çalıştı. 1990’lı yıllar TKY, Six Sigma, yalın üretim kavramlarının önemini koruduğu senelerdi. Çünkü kalite, artık farklılaştıran bir rekabet avantajı değil, beklenen bir standart haline dönüşmüştü. Ayrıca “süreç optimizasyonu trendi” ile birlikte örgütsel değişim, küçülme, yeniden yapılandırma son derece popüler uygulamalar haline geldi.
2000’li yılların ilk 10 yılı ise dünyadaki değişim hızının bir önceki 10 yılı, 5’e katladığı bir dönem oldu. Özellikle teknolojideki müthiş değişimlerle yenilik, yaratıcılık, inovasyon ve farklılaşma bu dönemde oyunun kuralı haline geldi. Daha iyi veya kaliteli üreten değil, daha farklı olan, pazara hızlı tepki veren kazanmaya başladı. 2010’un başından günümüze ise 2000’lerin ilk yarısındaki gelişmelerin de etkisiyle “proaktif yönetim” tarzı öne çıktı. Değişime anlık tepki verebilmek için iş yapış şekillerini dijital ortama taşımak, veriye hızlı ulaşıp bu veriyi hızlı şekilde anlamlı bilgiye dönüştürmek şirketlerin önceliği oldu.
Öte yandan sosyal medya ile tüketiciyle kurulan bağ, müşterinin sadece ürüne değil “sorumlu marka”ya da önem verdiğini gösterdi. Böylece sürdürülebilirlik de başat yönetim trendlerinden biri oldu. Peki denklemlerin iyice karmaşıklaştığı, 2020 ve sonrasında yönetimde yeni trendler nasıl olacak? Sizin için bu soruyu ünlü yönetim gurularına sorduk ve onların perspektifinden yanıtları 8 maddede özetledik.
1. MALİYETLER AZALIRKEN MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ARTACAK
“Costovation” (maliyet odaklı inovasyon) kavramınının mucidi, “Costovation: Innovation That Gives Your Customers Exactly What They Want-And Nothing More” (Maliyet Odaklı İnovasyon: Müşterilerinize Daha Fazlasını Değil, Sadece İstediklerini Veren İnovasyon) kitabının yazarı, inovasyon ve strateji uzmanı Stephen Wunker, 2020’de şirketlerin “baz maliyetleri azaltma” stratejisi izleyeceğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “2020’de iki sorunumuz olacak: Yüksek belirsizlik ve küresel ekonomik yavaşlama.
Bu sorunlar senaryo planlama ve bizim Costovation (maliyet inovasyonu) adını verdiğimiz konulara olan ilgiyi artırıyor. Senaryo planlama; değişik senaryolar oluşturma, senaryoların gerçekleşmekte olduğunu gösteren erken işaretleri algılama ve her senaryoda nasıl davranılması gerektiğini belirlemeyi içeren zorlu bir teknik. Bundan sonra hangi stratejilerin mantıklı olduğuna ve nasıl önlemler alabileceğinize karar verebilirsiniz. Mesela iyi senaryo planlama birçok üreticinin Çin’e bağımlılığını azaltması gerektiğini gösterdi.
Maliyet inovasyonu ise inovasyon araçlarını kullanmak baz maliyeti iyice azaltmak anlamına geliyor. Bu, muhtemelen zaten yapılan marjinal maliyetteki iyileştirmeler gibi bir şey değil. Yeni iş modelleri veya maliyet unsurları belirleyip tamamen yeni bir bakış açısıyla maliyetleri azaltırken bir yandan da önemli müşterilere en iyi hizmet verebilmeye devam etme anlamına geliyor. Bu, kolay bir şey değil ve zaman gerektiriyor. Bu yüzden de bu yöntemi uygulamak için bir ekonomik resesyonu beklememek lazım. 2020, bunu yapmak için iyi bir yıl. Samsung bu yaklaşımları iyi kullanan şirketlere güzel bir örnek. Çeşitlendirilmiş bir tedarik zincirleri ve beklenmedik müşteri trendlerine karşı planları var. Bir yandan da işlerini belirleyen unsurları dikkatle oluşturdukları için maliyetleri de çoğu rakibinden daha az.”
Silikon Vadisi merkezli bir inovasyon ve liderlik danışmanı olan, ünlü “Frugal Innovation” (Tutumlu İnovasyon) kitabının yazarı Navi Radjou ise 2020 ve sonrasında yönetimde “regeneration” (yenilenme) trendinin hakim olacağını söylüyor. Radjou, “Giderek kötüleşen iklim değişikliğiyle, şirketlerin sürdürülebilirlik peşinde koşacağını ve ‘regeneration’ kavramını kucaklayacağını göreceğiz. Regeneration insanlara, topluma ve gezegene daha az zarar vermek yerine daha fazla fayda sağlamakla ilgili. Bu kavramı benimseyenler, iş modellerini ve süreçlerini radikal şekilde yeniden tasarlamak için ‘tutumlu inovasyon’ gibi araçlar kullanıyor. Daha büyük sosyal değer yaratacak ulaşılabilir ürünler ve hizmetler yaratıyor ve pozitif ekolojik etki sağlıyor. Unilever, General Mills, Danone, Procter & Gamble, Interface ‘yenilenme ekonomisini’ inşa eden öncü şirketler.”
2. HIZLI BÜYÜYENLER KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VERECEK
Dünyanın en ünlü girişimcilik düşünürlerinden, London Business School öğretim üyesi Prof. John W. Mullins, 2020’de “ani yükselen girişimlere dair endişenin” hâkim olacağını söylüyor. Mullins, “Bu yıl muhtemelen hızlı büyüyen ama zarar eden şirketler hakkında daha fazla konuşulacak. WeWork, Uber ve benzerleri gibi şirketlerden bahsediyorum. Yakın zamanda oluşan halka arz fırsatları 2020’nin bir noktasında ortadan kaybolacak. Girişimciler ve yatırımcılar arasında hızlı ama kârsız büyümenin uzun vadeli başarı için bir yol olmadığına dair farkındalık oluşabilir. Bu da risk sermayesiyle fonlanmış şirketlerin daha yavaş büyümesine ve bu şirketlerin birim ekonomilerinin mantıklı olup olmadığına daha fazla dikkat gösterilmesine yol açabilir.”
“Strategies for Declining Businesses” (Düşüşteki İşler İçin Stratejiler) ve “Strategic Flexibility” (Stratejik Esneklik) gibi çok satan yönetim kitaplarının yazarı ve Columbia Business School öğretim üyesi Prof. Kathryn Rudie Harrigan da Mullins gibi yeni dönemde hızlı büyüyen şirketlerin kendilerine çeki düzen verme arayışına gireceğini söylüyor. Harrigan, bunun nedenini ise hayatın içinden şu örnekle anlatıyor:
“Hafta sonu Yönetici MBA’i programımız mezunlarıyla yemek yedim. Mezunlarımız 2020’nin şirketlerin kendilerine çeki düzen vermek ve düşüncelerini hale yola koymak zorunda oldukları yıl olduğundan emin. Bu kanıda olmalarının nedeni, zaten zor olan iş ortamının 2020 sonunda daha kötüye gideceğinden duydukları kaygı. Bunu daha basit bir şekilde şöyle anlatayım: Verdiğim seçmeli dersin adı ‘Revizyon Yönetimi’. Öğrencilerimiz tam da ben 6 aylık bir izin kullanmayı düşünürken, ekstra masrafları yok etmeyi ve önemli müşterilere odaklanmayı öğreten dersime talebin çok fazla olacağını söylüyor. En önemlisi bana, muhtemelen batacak olan şirketlere danışmanlık yapmam için huzurumun kaçırılacağına dair şakalar yapıyorlar. Bu, düşünülmesi keyifli bir düşünce değil ama kaygılandıkları şey bu. Hızlı büyüyen şirketler, talebi karşılamaya çalışırken çoğu zaman kendilerine çeki düzen vermeyi erteler.”
3. ROBOTLAR MI İNSANLAR MI?
Yönetim ve davranış bilimleri hakkında yazdığı 6 kitapla çok satanlar listesinin her daim başlarında olan Daniel H. Pink’e göre bir sonraki 10 yılın ana sorusu şirketlerin içindeki görev dağılımıyla ilgili olacak: “Hangi işler insanlar tarafından yapılmalı? Hangileri makineler, robotlar ve yapay zeka tarafından… Bu soruya kolay bir yanıt elbette yok. Fakat bu soru uzun dönem yönetimsel kaygıların merkezinde kalacak. Şu anda herhangi bir şirketin bu konuya en iyi çözümü bulduğunu düşünmüyorum. Ancak Uber ve Lyft gibi araç paylaşımı platformları bu sorunun nasıl çözülebileceği konusunda enteresan laboratuvarlar denebilir.”
4. TRENDİN KÖLESİ OLMAYANLAR KAZANACAK
“Breaking Bad Habits: Defy Industry Norms and Reinvigorate Your Business”, (Kötü Alışkanlıkları Kırmak: Endüstri Normlarını Aşın ve İşinizi Tekrar Canlandırın) adlı kitabın yazarı, Yönetim Danışmanı ve London Business School öğretim üyesi Prof. Freek Vermeulen, yönetim trendlerinin döngüsel bir işleyişi olduğunu söylüyor: “Akademik araştırmalar da gösteriyor ki yönetim trendlerinde bir mevsimsellik etkisi var. Popülerlikleri diğer trendler gibi artıp azalıyor. Eski trendlerin tekrar popüler olabildiğini (Genelde biraz değişik şekillerde) ve ‘sözel’ ve ‘sayısal’ modellerin sırayla popüler olduğunu bile biliyoruz. Şu anda kesinlikle popüler olan bir trend ‘tasarım bazlı inovasyon’. Şu sıralar açıkça ‘amaç’ ve ‘sosyal inovasyon’ dönemindeyiz. 2020’nin sonlarına doğru bunların modası geçer ve yerlerini mesela teknoloji ve yönetim kontrolü gibi sayısal faktörlere bırakırlarsa açıkçası şaşırmam.”
Vermeulen, başarılı şirketlerin yönetimde modayı takip etmekten ziyade kendisine faydalı olan trendleri harmanlayanlar arasından çıkacağını da şöyle anlatıyor:
“En başarılı şirketler, yeni bir trend gelince eski alışkanlıklarından her şeyiyle vazgeçmeyen ve eskinin en iyi yönlerini yeni edindikleri bilgilerle harmanlayabilen şirketler olacak. Teknoloji ve yönetim kontrolü gibi sayısal yöntemleri benimserken ‘amaç’ ve ‘sosyal sorumluluk’ gibi sözel faktörlerin bazı özelliklerini uygulamaya da devam etmeniz gerek. Köle gibi çoğunluk ne yaparsa onu yapan şirketler hiçbir zaman rekabet avantajı kazanamaz; öne çıkmak için hem kolay adapte olabilmeli hem de inatçı olmalısınız ve sizin için ne en iyi olacaksa onları korumalısınız.”
5. ŞİRKETLER “PARADAN ÖTESİ”NE KAFA YORACAK
“Family Wars” (Aile Savaşları) ve “The ‘I’ of Leadership: Strategies for Seeing, Being and Doing” (Liderlik Gözü: Görmek, Olmak ve Yapmak İçin Stratejiler) kitabının yazarı, aile şirketleri uzmanı, iş dünyası psikoloğu ve London Business School öğretim üyesi Prof. Nigel Nicholson, şirketlerin 2020 ve sonrasında kârdan fazlasına odaklanacağını söylüyor. Önümüzdeki dönemde teknolojik sermayenin, organizasyonda sadeleşmenin ve rekabet yerine iş birliğinin öne çıkacağını söyleyen Nicholson, yeni trendleri 11 başlıkta şöyle özetliyor:
Amaca yönelik işler: Şirketler yeni jenerasyon çalışanlara ulaşabilmek için daha güçlü ve otantik değer önermelere sahip olmak zorunda. Sürdürülebilirlik: Bir sonraki 10 yılda bu gittikçe üzerine daha fazla düşünülen bir şey olacak.
Yapay zekâ ve dijital: Teknolojinin hâkimleri olduğumuzu göstermek zorunda olacağız. Bu da vizyoner, yenilikçi yöneticilere ihtiyaç var demek.
Yetkilendirme: Hem pratik hem de motivasyonel nedenlerle insanlara daha fazla yetki vermemiz ve karışık karar mekanizmalarından uzak durmamız gerekiyor.
Ağlar: Liderler ve şirketler ağların dinamiğini anlamalı ve ağları akıllı ve amacına uygun şekilde kullanabilmeli.
Paradan ötesi: İnsanlar gittikçe daha fazla mal yerine deneyim edinmek istiyor. İnsanların motivasyonlarını kaba ekonomik düşünce tarzıyla yorumlamak artık yeterli değil.
İş birliği: İş birlikleri ve eşsiz yetkinlikler yaratan bağlantılar kurabilmek artık rakipleri dize getirmekten daha önemli.
İnovasyon: Yaratıcılık doğru yönetim stili ve yöntemleriyle ortaya çıkarılabilir. Yaratıcılık adaptasyon, çeviklik ve hayatta kalabilmenin anahtarıdır.
Yeni medya: Paydaşlarla iletişime geçebilmek için sosyal medya ve benzeri araçları kullanmak zorundayız.
Kültür: Bu, şirketler için pazarda gittikçe daha fazla taklit edilemez ve sürdürülebilir bir avantaj haline gelecek.
Big data: Big data konusu daha da büyüyecek. Karışıklığı basitleştirebilen ve analiz edebilen şirketler büyük avantaj sağlayacak.
6 İSTİHDAMDA “MOBİL VE FREELANCER” DÖNEMİ BAŞLAYACAK
ABD merkezli DaVinci Enstitüsü’nün kurucusu, dünyanın en önemli fütüristlerinden Thomas Frey, 2020 ve sonrasında yönetim trendlerinde yapay zeka ve esnek çalışanların belirleyici olacağını söylüyor. Frey yeni yönetim trendlerini şöyle özetliyor: “Gittikçe daha mobil olan çalışanlar görmeye başlayacağız. Mobil aplikasyonlar, mobile göre yaratılmış raporlar ve yeni mobil iletişim kanalları şirketlerin hem çalışanları hem de yöneticilerinden gerçek zamanlı iş yapmalarını beklemesine yol açıyor. Yapay zekâ destekli karar alma da söz konusu olacak. Şirketler yapay zekayı spesifik işlere kanalize ederek çalışanlarına, ürünlere, müşterilere ve ilişkilere yoğunlaşabilecek zaman yaratıyor. Güvenilir bir freelance çalışan ağı yaratmak da yeni dönemde önemli olacak. Freelance çalışanlarla çalışmak daha ucuz, daha esnek ve bazı özel yeteneklere ulaşmayı kolay hale getiriyor. Freelance çalışanların yüzde 69’u teknolojinin iş bulmalarını kolaylaştırdığını söylüyor, aynı şey işverenler için de geçerli. Gözleri geleceğe dönük olan şirketler freelancer’ları da en iyi yönetebilen şirketler olacak.
Bugün en çok freelance kullanan şirketler Amazon, Walmart, Google, Ideo, Vice ve Apple. En iyi çalışan deneyimini yaratan şirketler de ön plana çıkacak. İnsanlar şirketlere katılıyor ama patronlarını terk ediyor. Çalışan deneyimi sadece yöneticiler için önemli olmamalı. Gelecek yıllarda doğru kişileri ve yetenekleri bulmak şirketler için en önemli operasyonel zorluklardan biri olacak. Milenyallerin yükselişine de tanık olacağız. İlk kez yönetici olma ortalama yaşının 30 olmasıyla milenyallerin çağına girdik, bu jenerasyonun yüzde 30’u yönetici konumuna geldi. Bu trendler konusunda liderlik edecek şirketler ürünleri ve servisleri hızla ölçek kazanabilecek teknoloji şirketleri olacak. Bunlardan bazıları LinkedIn, Salesforce, YouTube, Google ve Facebook gibi tanınmış şirketler olacak ama bunların yanı sıra bazı unicorn’lar da bir sonraki jenerasyon şirketlerin nasıl şirketler olacağını belirleyecek. Bunlar Pluralsight, GitLab, DraftKings, Thumbtack ve Houzz gibi şirketler.”
7 “DEĞERLER BAZLI LİDERLİK” BENİMSENECEK
Dünyanın önde gelen aile şirketleri danışmanlarından olan David Bork, 2020’de yönetimde “değerler” konusunun öne çıkacağını söylüyor ve ekliyor: “Daha çok şirketin Değerler Bazlı Liderlik, DBL’yi (Values Based Leadership- VBL) benimsediğini göreceğiz. Kültürü değiştirmeye çalışıyorsanız DBL’yi bir temel olarak kullanmak çabalarınızı çok değerli hale getirebilir. Değerler bazlı bir liderlik geliştirebilen şirketler sonuçlara direkt etki eden yani daha fazla etkileşim, çalışan sadakati ve şirketin amacı ve misyonuna bağlılık gibi etkileşimler yaratabilir. Dikkatlice oluşturulmuş değerler ve onlara destek veren davranışlar, çalışanların birbirleri ve müşterilerle nasıl ilişki kurmaları gerektiği konusunda onlara rehberlik yapar.”
8 GLOBALLEŞME TARTIŞMASI DEVAM EDECEK
Ünlü pazarlama gurusu Al Ries, önümüzdeki dönemde yönetimde “globalleşme” trendinin hakim olacağını söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Ticaret, ülke pazarlarından global pazarlara kayıyor.. Gelecekte hemen tüm kategoriler global hale gelecek. Bunun nedeni basit: İnternet ülke sınırlarını yok ediyor. İnternet sayesinde bir şirket ürünlerini kolayca tüm dünyaya pazarlayabiliyor.”
“Seeing Around Corners” (Öngörülü Olmak), “The End Of Competitive Advantage” (Rekabet Avantajının Sonu) gibi çok satan kitapların yazarı, yönetim stratejisi uzmanı ve Columbia Business School Profesörü Rita Gunther McGrath ise Ries ile karşıt görüşte. Şirketlerin “ters küreselleşme” trendini benimseyeceğini düşünüyor ve şöyle devam ediyor: “Bir dönem globalleşmek ve geniş uluslararası operasyonlara sahip olmak son derece iyi bir şey gibi görünüyordu. Bununla birlikte şirketler tecrübe kazandıkça çoktandır devam eden trendin tersine döndüğü emareleri belirmeye başladı. BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) ülkelerindeki operasyonlardan gelen zenginlik giderek elde edilmesi güç hale geldi. Gelişmekte olan ülkelerden gelen bazı şirketler ürünlerine casusluk teknolojisi entegre etmekle suçlandı. Siber suçlar tüm liderlerin kafasını meşgul etti, hepsi de güvenliğin bu birbirine bağlı zincirin en zayıf halkası kadar iyi olduğunun farkındalar.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?