Eski ekonomiden gelen ve yeni ekonomi şirketlerine Türkiye’nin en büyük yatırımlarını yapan
HASAN ASLANOBA, bugünlerde tekrar girişimciliğe odaklandı. 2015’in ikinci yarısında kurduğu
Webnak ile milyar dolarlık bir şirket yaratmayı hedefliyor. Karayolu taşımacılığı sektöründen yüzde
10 pay almayı hedeflediklerini söyleyen Aslanoba, bunun 25 milyar dolarlık pazarda 2,5 milyar
dolar olduğunu ifade ediyor. Aslanoba, “Sürekli büyüme hedefimiz var. Kârlı bir şekilde büyümeyi
hedefliyoruz. Pazarın yüzde 10’unu almak istiyoruz. Gittiği yere kadar gideceğiz” diyor.
Son yıllarda Hasan Aslanoba adını çok
daha sık duyar hale geldik. Aslında eski
ekonomiden gelen Aslanoba, yurt dışında
aldığı eğitimden sonra baba işine
dönüp ikinci kuşak temsilci olarak Erikli
Su’yun başına geçti. 2000’lere gelindiğinde Erikli
artık su pazarının lideriydi. Aslanoba, 2006’da
Nestle’ye hisse satarak bir ortaklık gerçekleştirdi,
şirketin ortağı ve CEO’su olarak 6,5 yıl da
bu şekilde çalıştıktan sonra tüm hisselerini sattı.
2013, 2014 ve 2015 yıllarında Türkiye’de start
up’lara yapılan yatırımların yüzde 44’ünü tek
başına yaptı. Aslanoba, bugünlerdeyse tekrar
girişimciliğe odaklandı. 2015’in ikinci yarısında
kurduğu Webnak ile milyar dolarlık bir şirket
yaratmayı hedefliyor. Karayolu taşımacılığı sektöründen
yüzde 10 pay almayı hedeflediklerini
söyleyen Aslanoba, bunun 25 milyar dolarlık
pazarda 2,5 milyar dolar olduğunu ifade ediyor.
Aslanoba, “Sürekli büyüme hedefimiz var.
Kârlı bir şekilde büyümeyi hedefliyoruz. Pazarın
yüzde 10’unu almak istiyoruz. Gittiği yere kadar
gideceğiz” diyor. Hasan Aslanoba’nın sorularımıza
verdiği yanıtlar şöyle:
* Aile şirketi Erikli’de başladınız. Sonra
Erikli’de neyi farklı yaptınız, nasıl başardınız?
Neden sattınız?
İkinci kuşağım. Yurt dışında aldığım eğitimden
sonra baba işine dönüp işin başına
geçtim. 1990’la 2000’li yıllar arasında hızlı bir
büyüme yaşadık. 2000’lere geldiğimizde artık
su pazarının lideriydik. Nestle ile flört etmeye
başladık. Nestle de bu arada Türkiye’de yatırım
yapmış ve Sanko Grubu’yla Türkiye’de bir ortaklık
gerçekleştirmişti. Onlardan ortaklık teklifleri
geliyordu. Görüşmeler 2005’te başladı.
2006’da ortaklık gerçekleşti. Ben lokal partner,
azınlık hisse sahibi ve şirket CEO’su olarak devam ettim. Yüzde 40 azınlık hissem vardı. Toplam
6,5 yıl şirketin CEO’su ve lokal ortağı olarak
kaldım. 2011 yılına gelindiği zaman teknoloji
dünyasında büyük bir dalga geldiğini hissettim.
Hatta o yıl gittigidiyor’un exit’i oldu. Bir şeyler
kaynamaya başladı. Dünyada bir dönüşüm
başlamıştı. 2011 yılında Nestle’ye ayrılacağımı
söyledim. Bir yıl boyunca yerime bir arkadaşı
hazırladım. Haziran 2012’de ayrıldım. Yılın ikinci
yarısını start up dünyasını öğrenmeyle geçirdim.
Erikli’den tamamen çıkmıştım ve yatırım
yapmaya başladım.
* Start up’lara ne kadar yatırımla başladınız?
Önce 20 milyon dolar civarında bir yatırım
öngörüyordum. İşi öğrendikçe ve fırsatları
gördükçe bütçem büyüdü. 2013, 2014 ve 2015
yıllarında Türkiye’de start up’lara yapılan yatırımların
yüzde 44’ünü tek başıma yaptım. Yurt
dışındakiler ve 3 fon da dahil 78 ayrı şirkete
toplam 75 milyon dolar yatırım yaptım.
* Melek yatırımcılığa başladığınızda
Türkiye’de bu anlamda yatırım ortamı nasıldı?
Çok zayıftı ve bu beni çok şaşırttı. Bu
kadar boş bırakılmasına inanamadım. Özellikle
eski ekonomide söz sahibi olan isimlerin bu
derece risk almak istememesine ve meydanı bu
derece boş bırakmalarına çok şaşırdım. Bütün
fırsatlar ayağıma geldi. Bir işe yatırım yapabilmek
için kimseyle rekabet halinde değildim
tam tersine herkes yatırım almak için peşimden
koşuyordu. Herkesten daha akıllıyım demek ki
dedim ve başladım yatırımlara.
* Portföyünüzün ne kadarı elendi?
60 tanesi aktif durumda, 18 tanesi ya faaliyetini
sonlandırdı veya bir gelecek görmediğim için hisselerimi devredip ayrıldım. Batan işlerden
zarar, 16 milyon dolar yani portföyümün
yüzde 21’i batmış gibi gözüküyor. Ancak bu
aldatıcı çünkü portföyümdeki şirketlerden bazılarının
yüksek başarısı sayesinde, portföyümün
genel performansı oldukça iyi. Muhafazakar bir
değerlemeyle bile portföyümün bugünkü toplam
değeri 88 milyon dolar çıkıyor. Yani şimdilik
yüzde 17’lik değer artışı söz konusu.
Ayrıca girişim sermaye fonlarına özgü
hockey-stick (hokey sopası) etkisini unutmamak
gerekiyor. Bu fonların performansı, aslında ilk
yıllarında çok başarılı gözükmez, çünkü başarısız
olanlar erken dökülür, kalan sağlamlar ise
gelecek yıllarda büyük çarpanlı getiriler sağlar.~* Şu anda portföyünüzde en başarılı gördüğünüz
yatırımlar hangileri?
Bitaksi ve Modanisa çok öne çıktı. 100
milyon doların üzerinde değerlemeye ulaştılar.
Bunlar hala yeterli değil. Bunların gideceği yer
“unicorn” dediğimiz milyar dolarlık şirket olabilme
potansiyeli taşıyorlar. Türkiye’de unicorn
yok ama Türkiye’de unicorn olması meselesi
tamamen zaman meselesi. Önünde sonunda
olacak.
* 2016-2017 ekonomik anlamda kötü geçiyor.
Yatırım iklimini nasıl etkiliyor?
Start up’lar ekonominin genel durumundan
daha az etkileniyor. Çünkü daha hızlı manevra
yapabiliyor, esnekler hemen bir yurt dışı
açılım gerçekleştirebiliyorlar. Dijitalde oldukları
için akışkanlık daha fazla. Start up dünyasında
yüzde 10-20 büyüme oranları sağlıksızlık işareti
sayılır. Sağlıklı büyüme için yüzde 50’nin üzerini
görmemiz gerekir. E-ticaret işi yüzde 40 civarında
büyüyor. Geç aşamadaki şirketleri de yüzde
40 büyüme oranları idare eder. 2017 tamamen
politik gelişmelere bağlı. Bir anda ülke terör
saldırılarıyla altüst olabiliyor. Önümüzde bir referandum
var. Her şey şu anda ona kilitlenmiş
durumda. Bir sürü karar verici onu bekliyor.
* Bugüne kadar sizin yatırım dünyasına etkiniz
nasıl oldu?
Çok fazla oldu. Örneğin 2016’yı neredeyse
boş geçirdim. Sadece 1 milyon dolar civarında
yatırım yaptım. 2016’da etkim az olmasına
rağmen start up’lara 67 milyon dolar civarında
yatırım yapıldı. Orta Doğu bölgesinde herkes
bir şekilde benimle tanışmak istiyor. ‘Eski ekonomiden
gelen bu adam kim’ diyorlar. Yeni jenerasyondan
gelen, babalarının, amcalarının şirketlerinde
biraz da sıkılmış olan genç arkadaşlar
da benimle tanışmak, ilham almak istiyorlar.
Hepsi Amerika’da iyi eğitim almış ve yeni ekonomide
yer almak istiyor. Onlara ilham verdim.
Benim ölçeğimde değil ama ufak da olsa yeni
melek yatırımcılarımız türedi. Onların da yatırım
yaptığını görüyoruz. Bir de yatırım yaptığım şirketler
büyüdükçe dışarıdan da yatırım bulmaya
başladılar.
* Melek yatırımcılığın yanı sıra girişimci de
oldunuz. Tazedirekt ve Webnak işlerine nasıl
girdiniz?
İki girişime odaklandım. Biri Tazedirekt
diğeri Webnak. Tazedirekt aslında bir başarısızlık
hikayesi değil, gözüm korktu. O işin başarıya
ulaşması için çok büyük para yakmam
gerektiğini gördüm. Milyar dolar değerinde bir
unicorn çıkarma hayalim vardı ama bunu başarabilmek
için 100 milyon dolardan fazla yatırım
yapmam gerekiyordu. Uzun süre zarar etmeyi
göze almam gerekiyordu. Bu iş 1,5 yıl sürdü.
Ben zaten 4-5 yıl kâr etmez gözüyle bakıyordum
ama zararın bütçemin çok üzerine çıkacağını
gördüm. Çok fazla yatırım gerekiyordu
ve o yatırımı dışarıdan alamayacağımı hissettim.
Amerika ve Avrupa’dan da yatırımcı gelmemeye başlamıştı. Birileri gelip ‘Tazedirekt’e 20 milyon
dolar yatırmak istiyoruz’ da demedi. Birkaç yıl
sonra benim finansal sağlığımı zorlayabilirdi.
Bir love brand olmuştu. Herkes bayılıyordu. Bu
bize özel bir durum değil. Böyle işlerde en az 5
yıl zarar etmeyi göze almanız gerekiyor. Mesela
Amazon böyle bir örnek. Amerika’dan örnek
aldığım Freshdirect yine aynı hikayeye sahip. O
aile parasıyla başlamış. Kurucusu Jason’la tanıştım.
Onlar da 85 milyon dolarla başlamış. Geçen
yıl da 250 milyon dolar civarında yatırım aldılar.
İlk 5 yıl zarar ettikten sonra kâra geçmişler. Ama
ben onu Türkiye şartlarında göze alamadım.
* Tazedirekt’e ne kadar yatırım yapmıştınız?
Fiziksel varlıklar da dahil 30 milyon dolar
yatırım yapmıştım. Bunun bir kısmı duruyor bir
kısmı da zarar olarak gerçekleşti.
* Webnak iş fikri nasıl doğdu?
Webnak projesini ilk defa kafamda tasarlarken
Erikli Su’yu yönettiğim 23 yıl içinde, uygun
fiyatlı ve hızlı nakliye hizmeti bulmada yaşadığımız
sorunlardan ilham aldım. Ambalajlı su
işinde ürünlerin nakliyesi maliyet ve hız olarak
çok önemliydi. Aynı zamanda büyük bir problemdi.
Özellikle suyu en çok sattığımız ilkbahar
ve yaz aylarında uygun fiyatlarda nakliye işimizi
yapacak güvenilir kamyoncu bulmakta büyük
sıkıntımız oluyordu.
Geleneksel nakliye komisyoncusu şirketlerle
çalışıyorduk ancak çok verimsiz süreçlerde
çalışıyor olmaları bizim maliyetlerimizi de artırıyordu.
Sonuçta aracılık hizmeti çok yüksek
maliyetlerle veriliyordu. Gelişen internet ve mobil
teknolojilerinin bu büyük verimsizliğe ciddi
şekilde çare olacağını fark ettim. Özellikle akıllı
telefon fiyatlarının sürekli düşmesi, kamyoncu
esnafında dahi yaygınlaşması bu iş modelini
kurmamda çok yardımcı oldu.
Webnak işimizi, ilk yatırımcısı olduğum Bitaksi
işine çok benzetiyorum. Sonuçta her ikisi
de mobil teknolojleri kullanarak, hizmet alanla
satanı buluşturan modeller. 2015’in ikinci yarısında
uygulamaya geçirdik sistemi.~* Webnak iş modeli hakkında bilgi verebilir
misiniz?
Webnak, R1 belgesine sahip yurtiçi taşıma
işleri organizatörü konumunda. Rakiplerimizden
temel farkımız, özellikle mobil teknolojileri
iş yapış süreçlerimize entegre ediş yöntemimizle
ilgili. Cep telefonuna Webnak uygulamasını
indirmiş ve üye olmuş geniş kamyoncu ağımız
sayesinde, yükünü taşıtmak isteyen şirketlere
uygun fiyatlı, hızlı ve yüzde 100 sigortalı hizmet
sunuyoruz. Yükünü taşıtmak isteyen şirketlerle,
belli bir fiyatta anlaştıktan sonra online yük ilanı
açıyoruz. Sahadaki Webnak üyesi kamyoncular,uygulamamız üzerinden bu ilanları görebiliyor
ve seçtikleri bir işi hemen alabiliyor. GPS teknolojisi
ve akıllı algoritmalarımız sayesinde bir
nakliye ilanını en uygun Webnak kamyoncularına
göstererek, çok hızlı şekilde kamyoncu bulabiliyoruz.
İşi kamyoncuya verdikten sonra yine
Webnak uygulaması üzerinden, yükün teslim
alınacağı şirket adresine yönlendiriyoruz. Şirket,
yükü teslim ettikten sonra da GPS sayesinde,
yükünün nerede olduğunu Webnak sitemizdeki
dijital harita üzerinden takip edebiliyor.
* Webnak’ın hedef müşteri kitlesi nasıl?
Webnak’ta, öncelikle KOBİ’leri hedefliyoruz
çünkü yüksek hacimde çalışmadıkları için
yüklerini taşıtmak istediklerinde fiyat ve kalite
olarak iyi hizmet alamadıklarını gözlemledik.
KOBİ’ler özellikle yüzde 100 sigortalı taşıyor olmamıza
büyük ilgi gösteriyor. Aracılık hizmetlerinden
memnun olmayan bazı büyük sanayi şirketlerinin
de Webnak’tan başta spot daha sonra
ise anlaşmalı olarak hizmet almaya başladığını
görüyoruz. Büyük lojistik şirketleri de bazen tedarik
anlamında sıkıştıklarında, dışarıdan kamyoncu
bulabilmek için Webnak’ın hizmetlerine
başvurabiliyor. 7 bin üye müşterimiz var. Bunlardan
1.200 tanesi ile en az bir kere çalışmışız. Sistemde
70 binden fazla kamyoncu var. Bunlardan
14 bin tanesiyle en az bir kere çalışmışız. Bunlardan
yüzde 10’u, 1.400 tanesi ‘altın tedarikçi’ yani
en az 5 defa taşıma yapmış olanlar.
* Karayolu taşımacılığının büyüklüğü nereye
ulaştı? Yük taşımacılığında kaç kamyoncu
hizmet veriyor?
Karayolu taşımacılığının büyüklüğü yaklaşık
25 milyar dolar. Webnak 2016 rakamlarına
göre ortalama taşıma bedeli olan 400 doları
baz alırsak yılda 62,5 milyon, günde ise yaklaşık
208 bin yük taşıması yapılıyor. Ulaştırma
Bakanlığı’ndan yetki belgesi alanları baz aldığımızda
bu sektöre hizmet veren 350 bin kamyoncu
var. Ancak gerçekte bunun tam 2 katı
yani 700 bin civarında kamyoncu olduğu tahmin
ediliyor.
* Hayaliniz nedir, buradan ne kadarlık bir
pay bekliyorsunuz?
Sürekli bir büyüme hedefi var. İşi öğrenerek
ve kârlı bir şekilde büyümeyi hedefliyoruz.
Pazarın yüzde 10’unu almak istiyoruz. Gittiği
yere kadar gideceğiz. Türkiye’de belirli bir
büyüklüğe geldiğimiz zaman çevre ülkelere de
bakabiliriz. Ama Türkiye zaten çok büyük bir
pazar. 25 milyar dolarlık bir pazarda yüzde 1’i
alsanız 250 milyon dolar yapıyor.
* Sizin kazancınız ne oluyor burada?
Diyelim ki bir müşterimize 1.000 liraya
sattık. O işi kamyoncu esnafından 900 liraya satın
almaya çalışıp aradaki 100 lirayı kazanmaya
çalışıyoruz.
“FİKRİN ÖNEMİ YOK”
ESKİ EKONOMİDEN GELENLER Türkiye’de eski
ekonomiden gelenler arasında yeni teknoloji şirketlerine ilgi
gösterenlerden MV Holding dikkat çekici. Özcan Tahincioğlu
da var. Sayıları çok az. Onlara ‘Yatırımcı olun veya fon kurup
start up mentalitesini anlayın’ diyorum.
DÜŞÜNCE YAPILARI
‘Gençler bir araya gelmiş, internetten
bir şeyler satıyorlar’ yaklaşımı var. Hükümetin kafası da
farklı. Onların kafasında da genç mucitler var. Bir ürün
zannediyorlar. Evet bir üründen ekonomik değer yaratılabilir.
Ama asıl ekonomik değeri yaratan iş modelleridir. Teknolojiyi
kullanan iş modelleri değer yaratıyor.
İLK OLMAK ŞART DEĞİL
Fikrin bir önemi yok. İş modelini
illa ki sizin ilk defa düşünmenize de gerek yok. O iş modeli
başarılı bir şekilde uygulanabilirse sizi yeterince inovatif
yapar. Bir de burada yanılgı var, ‘kopya iş’ deniliyor. Her
şey birbirinin kopyası zaten. Öyle bir mantık yok. Bir fikrin
benim için değeri 1 dolar bile değil. Fikirden bol bir şey yok.
Duymadığımız fikir kalmadı neredeyse... Önemli olan onu
hayata geçirebilmek.
İSTİSNALAR VAR
İstisnalar yok mu var. Geçmişte başarılı
olmuş, çok tecrübeli bir girişimci ‘Benim fikrim var’ dediği
zaman değeri çok daha yüksek olabiliyor. Sırf kişiden
dolayı, fikrinden dolayı değil. Bunun bir örneği Amerika’da
Eren Bali’dir. Udemy’nin kurucusu. Bir fikrim var dediği anda
yatırımcılardan 10 milyon dolar aldı.~“MİLYAR DOLARLIK
ŞİRKET HAYALİM VAR”
YÜZDE 50 BÜYÜME
Webnak, geçen yıl yaklaşık 30 milyon TL
ciroya ulaştı. Bunun üzerinden komisyon gelirlerimiz var. 1.200
müşteriyle çalıştık. 2017’de ciro hedefim 45 milyon TL. Kârlılığı
yükseltmek istiyorum. Birkaç büyük müşteriden çok az para
kazanıyoruz. Onları ya kârlı müşteri haline getirmem ya da
çıkmam lazım. Ciroda yüzde 50 büyüme hedefime rağmen
kârlılıkta daha yüksek hedeflerim var.
ÇALIŞANLARA HİSSE VERECEĞİM
Webnak’ı Aslanoba
Gıda AŞ’den bölerek ayırdım. Lojistik Servisler AŞ olarak 1
Mart’tan itibaren fatura kesmeye başladık. Bunu yapmamın
temel nedenlerinden biri anahtar çalışanlarımı şirketin ortağı
yapma düşüncem. İlk etapta şirketin yüzde 10’luk bir kısmına
çalışanlarımı ortak edeceğim. O anlamda start up ruhuna hakim
bir şirket olacak.
UNICORN HAYALİ
Webnak’la bir unicorn olma hayalim var.
Dünyada yaklaşık 217 unicorn yani halka açılmamış ama milyar
dolarlık değerlemeye ulaşmış şirket var. Bunlara yapılan yatırımla
ulaştıkları değer arasında 6 katı bir ilişki var. Değerleri 700 küsur
milyar dolarlara ulaşmış ama halka açık değiller. Yatırım almayı
şu anda düşünmüyorum ama belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra
bu durumu değerlendirmeyi düşünüyorum.
ASLANOBA’NIN KİLOMETRE
TAŞLARI VE YENİ HEDEFLERİ
Erikli’den sonra 2012’nin ikinci yarısını start up dünyasını
öğrenerek geçirdim ve yatırıma başladım.
20 milyon dolar civarında yatırım öngörüyordum. İşi
öğrendikçe ve fırsatları gördükçe bütçem büyüdü.
2013-2015 arasında Türkiye’de start up’lara yatırımların
yüzde 44’ünü tek başıma yaptım.
Bugün yurt dışındakiler dahil 78 ayrı şirkete toplam 75
milyon dolar yatırım yaptım.
Portföyümdeki şirketlerin 60’ı aktif, 18’i ya faaliyetini
sonlandırdı ya da hisseleri devrettim.
Batan işlerden zararım 16 milyon dolar. Portföyümün
yüzde 21’i batmış gibi gözüküyor.
Ancak portföyümdeki şirketlerin bazılarının başarısı
sayesinde, yüzde 17’lik değer artışı söz konusu.
Muhafazakar bir değerlemeyle bile portföyümün toplam
değeri 88 milyon dolar.
Melek yatırım haricinde son dönemde Tazedirekt ve Webnak’a odaklandım.
Tazedirekt ve
Webnak’a odaklandım.
Tazedirekt kapattım, Webnak’la bir unicorn olmayı
hayal ediyorum.
“TÜRKİYE’NİN
POTANSİYELİ ÇOK YÜKSEK”
DÜNYADA Dünyada teknoloji şirketlerine yapılan yatırımlar
özellikle son 3 yılda çok büyük rakamlara ulaştı. 2011-2013 yılları
sırasıyla 60-65 milyar dolar bandında düz bir seyirde giderken,
2014’te 108 milyar dolara fırladı. 2015’te ise 141 milyar dolarla
rekor kırdı. 2016‘da ise 127 milyar dolar olarak gerçekleşti.
ONBİNDE 5
Türkiye’de, startups.watch’ın rakamlarına göre,
2013’te 66 milyon dolar, 2014’te 39 milyon dolar, 2015’te 64 milyon
dolar, 2016’daysa 67 milyon dolar yatırım yapıldı. Dünyanın 2016
milli gelir toplamı 75 trilyon dolar. Türkiye’nin dünya milli gelirinden
aldığı pay ise 756 milyar dolarla yüzde 1 düzeyinde. 2016’da
girişim sermayesi yatırımı olarak dünyadan aldığımız pay 127
milyar doların sadece 67 milyon doları yani onbinde 5.
20 KAT ARTMALI
Dünyadaki milli gelir payımıza yani yüzde 1’e
ulaşmak için bile teknoloji şirketlerimize 20 katı yatırım gerekiyor.
Bu büyük fark aynı zamanda Türkiye pazarının çok büyük
potansiyeli olduğunu gösteriyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?
23 TEMMUZ 2017, 9:56