Geçen
yıl Türkiye'deki yönetici sayısı yüzde 6 arttı yöneticilerin yüzde
31'lik kısmını kadınlar oluşturdu. Capital'in 12 yıldır gerçekleştirdiği
"Türkiye'nin En Güçlü 30 İş Kadını" listesi de bu yükselişinin önemli
göstergesi... Listeye aday kadın yöneticilerin sayısı her geçen yıl
artıyor, zorlu seçimlerle isim oluşturuluyor. Elbette başarıyı
yakalamak, iş dünyasında gücü sağlamak o kadar kolay değil. Listemizi
oluşturan isimleri bugün bulundukları pozisyonlara, verdikleri doğru
kararların yanında "şans" olarak niteledikleri faktörler de taşıyor.
Güçlü kadınların kariyerlerine bazen iş hayatında yaşadıkları bir
deneyim, bazen de özel hayatlarından rol model aldıkları bir insan yön
veriyor. Emine Kamışlı ve TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner gibi pek çok güçlü
kadın için hayatlarındaki en önemli şansları aileleri. Ümit Boyner,
"Nitelikli bir eğitim almamı önemseyen ve destekleyen, kendimi değil
yaptığım işi ciddiye almamı öğreten ailemin beni hayata hazırlaması en
önemli şansım oldu. Eğitimim konusunda da ailemden fedakarlık
derecesinde destek aldım. Bu nedenle aldığım eğitimi sadece kendim için
değil, topluma yararlı olabilmek için kullanmaya çalıştım" diyor. Demet
Sabancı Çetindoğan ve Begümhan Doğan Faralyalı için de iş hayatlarında
örnek aldıkları insan, en büyük şansları babaları... Suzan Sabancı
Dinçer doğru mesleği seçtiği, Meral Eredenk ise Güler Sabancı ve Burhan
Karaçam gibi başarılı liderlerle çalıştığı için kendini şanslı
niteliyor. Türk iş dünyasına yön veren 30 güçlü isim bugün yakaladıkları
başarıyı doğuran şanslarını ve bu şanslarını kariyer ve özel
hayatlarında nasıl daimi kıldıklarını anlatıyor. BEGÜMHAN DOĞAN FARALYALI / DOĞAN HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"BABAMIN İŞLERİYLE BÜYÜMEK, ÇALIŞMA HAYATINA KARŞI MERAK YARATTI'
ŞANSLI AZINLIKTANIM
Belki birçok insan için böyledir ya da ben şanslı azınlıktanım,
bilemiyorum. Ama benim hayattaki en büyük şansım annem ve babam...
Kendimi bildiğim andan itibaren babamın iş hayatındaki başarısına,
çalışkanlığına ve azmine tanık oldum. Çocukluğumdan aklıma kazınan
hatıraların başında akşam yemeği sohbetlerimiz gelir. Sofrada mevzubahis
hep iş olurdu. ANNEM ÜRETME İSTEĞİ AŞILADI
Daha çocukken bile babamın hayatının sessiz tanığı olmak ve onun
işleriyle yoğrularak büyümek bende çalışma hayatına karşı büyük bir
merak yarattı. O hayata atılmak için hep istek duydum. Annem ise
çalışmamasına rağmen bana hep çalışma isteğini aşıladı. Çalışmaktan
kastı üretmekti ve bunu bana ince ince işledi. NE KADAR TEŞEKKÜR ETSEM AZ
Annem ve babama en büyük minnettarlığım ise bana sağladıkları iyi eğitim
alma fırsatı. Çok genç yaşlardan itibaren hem bana bu eğitim fırsatını
verdiler, hem sorumluluk almamı sağlayarak donanımlı bir şekilde hayata
atılmama ve ayaklarımın üzerinde durmama vesile oldular. Onlara ne kadar
teşekkür etsem az.~
Tabloları görmek için görsele tıklayın. SABANCI'NIN BANKACILIK SEÇİMİ
2011 yılının sonunda toplam aktifleri 140 milyar liraya ulaşan en büyük
özel bankalardan Akbank'ın başındaki Suzan Sabancı Dinçer, Türkiye'nin
en güçlü üçüncü kadını. Sabancı Dinçer'e göre kariyerindeki en büyük
şans, doğru meslek seçimi yapmış olmak. "Bankacılık dinamik, teknolojik
gelişmelere ve piyasadaki hareketlere bağlı olarak sürekli değişim
içinde olan bir sektör. Bu özellikleriyle benim gibi değişime ve
gelişime açık birisi için çok uygun bir kariyer olduğunu ve zamanında
çok doğru bir seçim yaptığımı şimdi daha iyi anlıyorum" diye konuşuyor.
Dinçer, Türk bankacılık sektörünün son 25 yılda geçirdiği değişimin bir
parçası olmayı da kendi adına bir fırsat olarak adlandırıyor. "Türk
bankacılık sektörünün geçirdiği birçok krizin, değişimin bir parçası
olabilmek, bu sürece yön verebilmek de iş tatmini anlamında benim için
büyük bir şans. 2001 krizi sonrasında Akbank'ta yürüttüğümüz yeniden
yapılandırma çalışmaları bu anlamda benim için önemli bir örnek. Sadece
Akbank'ın değil, bugün bankacılık sektörümüzün muadillerine kıyasla bu
kadar sağlam olmasında o günlerde aldığımız derslerin payı çok büyük.
Kariyerimin başından beri Oğuz Karahan, Erol Sabancı, Andrew Buxton gibi
çok değerli mentorlarla çalışmam ve ailemin desteğiyle iş ile özel
hayat arasında kendime göre doğru dengeyi yakalamam açısından da kendimi
şanslı görüyorum."
Tabloyu görmek için görsele tıklayın YİĞİTBAŞI'NIN ŞANSI BABASI
Yaşar Topluluğu'nun kaptan köşkünde oturan İdil Yiğitbaşı da kariyere
doğru adımlarla başlamanın kendisini bugün başarıya getirdiğine
inanıyor. Günümüzde 3 milyar lira konsolide ciroya ulaşan Yaşar Holding
bünyesinde görev almayı hayatındaki en büyük fırsat olarak gören
Yiğitbaşı, şunları söylüyor: "Türkiye'nin en önemli girişimcilerinden
babam Selçuk Yaşar'ın liderliğinde görev almak en büyük şansım. Babamın
girişimciliği sonucu birçok sektöre öncülük eden topluluğumuzda çok
çeşitli alanlarda deneyim kazanma olanağım oldu. Bu da bana
deneyimlerden ders çıkarma şansı sağladı. Babamın Pınar Grubu'nda görev
almamı desteklemesi de kariyerim için büyük fırsattı. Burada kazandığım
deneyimin bana müşteri ve tüketici odaklı yönetim, değer zinciri
yönetimi, marka yönetimi, pazarlama ve insan ilişkilerinde çok katkı
sağladığını düşünüyorum" diyor. Şekerbank'ı kârlı yapıya taşıyan genel
müdür Meriç Uluşahin, iş hayatında şans faktörüne pek inanmıyor.
Başarının en büyük kaynağını, uzmanlaşmak, yaptığın işin en iyisini
yapmaya odaklanmak olarak gören Uluşahin, bu görüşünü şöyle ortaya
koyuyor: "Bu yaklaşımımın kariyerimdeki etkisi, çalıştığım kurumların ve
sektörün performans, verimlilik, yöneticilik kriterlerine değer veren
kurumsallaşmış yapıya sahip olmasıyla çok daha fazla öne çıktı. Bu
değerleri önde tutan kurumlarda çalışıyor olmamın yükselmemde anahtar
unsur olduğunu düşünüyorum. Ayrıca aileniz ve yakın çevrenizin de
kariyerinize sizinle aynı pencereden bakması ve bunu desteklemesi
önemli" diye konuşuyor.~ DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN / MEDİASA YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"SABANCI SOYADIYLA DOĞMANIN,HER ŞEYE YETECEĞİNİ DÜŞÜNENLER YANILIYOR'
BABAMLA ÇALIŞMAK ÇOK DEĞERLİYDİ
Tüm kız çocukları gibi ben de babama hayran olarak büyüdüm.
Beni herkesten biraz daha şanslı kılan, babamın Hacı Sabancı olmasıydı.
Değerli babam, başarılı bir işadamı, üstün özellikleri olan bir
yönetici ve yoğun işlerine rağmen sevgi dolu iyi bir insandı. İkinci
şansımsa onunla birlikte çalışma hayatımın olmasıydı. GİRİŞİMCİLİĞİ ONDAN ÖĞRENDİM
İş yapma kültürünü ve disiplini, sürdürülebilir ve değer yaratan yönetim
anlayışını, geleceği planlayabilen girişimciliği onu izleyerek
öğrendim. Her zaman iş hayatının zorlukları içinde sakin ve huzurlu
kalabilmenin ne kadar önemli bir değer olduğunu anladım. Huzurlu bir
aileye, uyumlu iç dünyaya sahip olmak iş dünyasında çok önemsenen
değerler değil... Oysa ben iç dengesini kurmuş, neyi neden istediğini
bilen insanların başarılı olmak için çok daha fazla şansa sahip olduğunu
düşünüyorum. KENDİ RENGİNİ BULMAK ZOR
Sabancı soyadıyla doğmanın tek başına her şeye yeteceğini düşünenler
yanılıyor. Onca fırsatın içinde kendi farklılığınızı ortaya koymak,
kendi renginizi bulmak çok daha zor... Ben babam sayesinde kendi
önceliklerimi görme şansına sahip oldum. Benden beklenenleri değil,
yapmak istediklerimi yapmam için yönlendirildim. Bugün duygusal zekanın
yükselişine şahitlik ediyoruz. Gelecekte bu zekanın bir rekabet aracı
olduğunu da göreceğiz. Bana bu şansı verdiği için babama minnet
borçluyum.
AKÇAOĞLU'NUN "FARKI" YETİŞMEDE!
Dünyanın en önemli bankalarından Citibank'ın Türkiye operasyonlarının
başında bulunan genel müdür Ser-ra Akçaoğlu, Citibank gibi global bir
kurum içinde farklı kültürlerle bankacılığın farklı alanlarında
çalışmanın bu pozisyona gelmesinde büyük bir fırsat olduğunu düşünüyor.
Akçaoğlu, şanslı kariyer yolculuğunu kendi sözleriyle şöyle aktarıyor:
"En büyük şansım, bankacılık sektöründe farklı alanlarda ve farklı
coğrafyalarda çalışma fırsatı bulmam... 2000 yılında Citibank'a
katıldığımda kurumsal bankacılıkta ürün grupları ve yönetiminden
konusunda görevler aldım. İlk yıllarımda bankanın nakit yönetiminden,
dış ticaret yönetiminden ve saklama hizmetlerinden sorumluydum. Ardından
Citibank Londra'ya transfer oldum ve Avrupa, Ortadoğu ve Afrika
bölgesinde 50 ülkenin dış ticaret yöneticiliğini yaptım. Kariyerimde bu
dönem, kilometre taşı oldu. 15 ayrı milletten oluşan, farklı kültür ve
geçmişe sahip bir ekiple çalıştım. Bunun en önemli katkısı, farklı
kültür ve düşüncelere sahip kişilerin bir araya geldiği ekiplerle en iyi
sonuca ulaşılabileceğini görmem oldu. Türkiye'ye döndüğümde, önce
ticari bankacılık ardından da bireysel bankacılık başkanlığını
üstlendim, her segmentin beklenti ve dinamiklerini gözlemleme fırsatım
oldu. Böylesine çeşitli segment ve ürünleri olan global bir bankanın
farklı alan ve coğrafyalarında deneyim kazanmayı büyük bir şans olarak
değerlendiriyorum. İyi eğitime ve uzman profesyonellerden oluşan bir
ekibe sahibim, bu da bir diğer büyük şansım."~
MOLİNAS'IN, EN BÜYÜK ŞANSI EŞİ
Galya Frayman Molinas da Akçaoğlu gibi global bir şirkette görev almanın
kariyer anlamında büyük artı getirdiğini düşünüyor. Zaten bu artı,
Coca-Cola Türkiye'de yakaladığı yüksek yönetim performansıyla Molinas'ın
bu yıl Kafkasya ve Orta Asya Bölge Başkanlı-ğı'nı alarak 9 ülkeden daha
sorumlu olmasını sağladı. Galya Frayman Molinas için iş hayatında şans,
doğru insanlarla çalışmaktan geçiyor. Yakaladığı fırsatı şöyle
aktarıyor: "İş hayatımda çok özel insanlarla çalışma imkanım oldu. Gerek
bağlı olduğum kişiler, gerekse de takım arkadaşlarım derin deneyime
sahip, liderlik vasıflarıyla öne çıkan kişilerdi. Büyük düşünmeyi,
olayları bir bütün içinde algılamayı, en önemli varlığın insan olduğunu
öğrettiler." Başarılı yönetici, iş hayatında yaşadığı zorlu bir dönemi
de bugün şans olarak görüyor: "En çok etkilendiğim ve beni kişisel
olarak büyüttüğünü düşündüğüm dönem, Coca-Cola Orta Avrupa bölgesinde
görev aldığım dönemdi. Hafta içi Polonya ve Macaristan'da çalışıp hafta
sonlarında İstanbul'a dönüyordum. O dönem, kişisel olarak ve iş
anlamında zorlandığım, bildiklerimi unutup yeni bir düzen kurmaya
çalıştığım paha biçilmez bir tecrübe oldu." Molinas, o dönemde ve
bugünkü başarısında eşinin desteğinin büyük önemi olduğunu da şöyle
aktarıyor: "Kariyer yolculuğunda en büyük şansım eşim. Beni hep
cesaretlendirdi. Entelektüel olarak yeni boyutlar kazandırdı. İş ve özel
yaşam arasında kendimce kurduğumu düşündüğüm, hayata neşeyle yaklaşmamı
sağlayan dengeyi ona borçluyum." EBRU ÖZDEMİR / LİMAK YATIRIM YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"ÇOK ÇALIŞMAK VE TAKİPÇİLİK ŞANS KADAR ETKİLİ"
MARATON KOŞUYORUZ HER METRESİ ÖNEMLİ
Hayatta şans kadar çok çalışmanın, takipçiliğin önemli olduğuna
inanıyorum. Yaptığımız iş bir maraton koşmak ve iyi bir performans
gösterebilmek için ciddi bir kondisyon gerekiyor. Bu koşunun her metresi
önemli... Her biri ayrı bir taktik ve strateji gerektiriyor. Amaç son
100 metreye en avantajlı girip, yarışı önde bitirmek. BABAM BENİ HEP DESTEKLEDİ
Ben 1 Şubat 1997'de Limak'ta çalışmaya başladım. Kurucularımız Nihat
Özdemir ve Sezai Bacaksız, yönetimdeki aile bireylerini profesyonel
çalışanlar gibi değerlendirerek yüksek
performans göstermelerini hep desteklediler. Geriye bakınca
kariyerimdeki hızlı yükselişime yardımcı olan en büyük şansın, babam
Nihat Özdemir ve Sezai Bacaksız'la beraber çalışma imkanım olduğuna
inanıyorum. Her ikisi de girişimci, ileri görüşlü ve lider ruhlu
yöneticiler. İKİNCİ JENERASYONDA TAKIM RUHU
Biz holdingde ikinci jenerasyon olarak 4 kişiyiz. Hepimiz beraber el ele
verdik, Limak'ın büyümek istediği sektörlerde başarılı olma hedefini
kendimize koyduk. Bu takım ruhuyla, İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası
Havalimanı, İskenderun Limanı ve 1 milyar kWh'lik üretimiyle Türkiye'nin
özel sektör tarafından gerçekleştirilen 2'nci büyük hidroelektrik
santrali gibi farklı projelerle farklı sektörlerde önemli işler yaptık.
Daha büyük hedefler için çalışmalarımıza devam ediyoruz.~
YALÇINDAĞ'I ANNESİ MOTİVE ETTİ
Arzuhan Doğan Yalçındağ da başarısını, hayatındaki özel bir insanın
güçlü desteğine bağlıyor. "En büyük şansım annem. O olmasaydı hayatım
boyunca arayış içinde olacaktım" diyen Doğan TV Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, bugün bir kariyer sahibi olmasını nasıl
annesine borçlu olduğunu şöyle anlatıyor: "1989'da grubumuzda büyük bir
istekle çalışmaya başlamıştım. Derken ilk oğlum Doğan dünyaya geldi.
İşe karşı motivasyonum azaldı ama yine de çalışmaya devam ediyordum. İki
yıl sonra ikinci oğlum Alihan doğdu ve ben iş hayatına ara verdim.
Artık neredeyse işi tamamen bırakmaya niyetlendiğimde annem bunu hiç
tasvip etmediğini söyledi. Potansiyelimi, zamanımı ve enerjimi sadece
çocuklarıma ayırmamın ileride beni mutsuz edeceğini, hayatta
yapabileceğim çok daha fazla şey olduğunu hatırlattı. Hem çocuk, hem
kariyer yapılabileceği konusunda ikna etti. Bu destekleyici tavrını
kariyerimin her aşamasında sürdürdü. TÜSİAD başkanlığı teklif
edildiğinde mutlaka kabul etmem konusunda çocuklarımla bile konuştu. Çok
iyi yapmış, anneme çok şey borçluyum. Onu dinlemesem, çok şey
kaçıracaktım. En önemlisi mutsuz olacaktım. Çünkü içimdeki enerji ve
üretme isteğini gerçekleştiremeyecek, sürekli arayış içinde olacaktım.
Doğrusu yıllar içinde işin stresi, iş ve çocuklar arasında kalmaktan
bunaldığımda anneme kızdım. Ama şimdi ona çok teşekkür ediyorum."
EREDENK'İN SIRRI "DOĞRU İNSANLAR"
Bireysel emeklilik alanında lider şirketlerden Avivasa Emeklilik ve
Hayat'ın başındaki Meral Eredenk de iş hayatında iki önemli lideri rol
model almasını en büyük şansı olarak niteliyor. "Bu kişilerden ilki,
daha Interbank yıllarımda bankaya gelerek profesyonel yönetici olarak
nasıl başarıya ulaştığının hikayesini anlatan Güler Sabancı'dır. Çalışma
hayatım boyunca aklımın bir köşesinde Güler Hanım'ın hikayesi kaldı"
diyor. Eredenk'in yöneticiliğini örnek aldığı ikinci kişi ise Yapı Kredi
Bankası'nda yönetici olduğu yıllarda başarılı ve etkin lider örneğini
yakından izleme ve birlikte çalışma fırsatı bulduğu Burhan Karaçam...
"Burhan Karaçam, işi sahiplenmesi, ekip ruhu oluşturması, ekibine hem
yakın hem otoriter duruşu, sürekli kendini geliştirmesi ama bir o kadar
da bilgisini ve görgüsünü ekip arkadaşlarıyla paylaşma arzusu ve
alışkanlığıyla kendime örnek aldığım bir lider oldu. İşle ilgili koyduğu
agresif ve vizyoner hedeflere tutkuyla bağlılığı, heyecanı,
gerektiğinde risk almaktan korkmaması hep daha iyiyi araması, ortalamayı
beğenmemesi, kişisel gelişime değer vermesi bunun için eğitime yatırım
yapması en önemli özellikleriydi. Bunları yaparken yemesi, gezmesi ve
hobileriyle ekibine örnek olması herkesin sevdiği, hayran olduğu ama
yeri geldiğinde titreyip korktuğu bir lider örneği olması nedeniyle
kariyerimde en çok örnek aldığım kişiydi. Birçok alışkanlığımın onun
çizdiği örnekte evrildiğini görüyorum." ~ EMİNE KAMIŞLI "İÇİNE DOĞDUĞUM SERVET YOKMUŞ GİBİ YETİŞTİRİLDİM'
EĞİTİM VE ÖZGÜVEN ÖNEMLİ
Şans tabii ki çok önemli ama o şansı kalıcı kılabilmek bence daha
önemli... Kendi açımdan baktığımda en büyük şansım içine doğmuş olduğum
servet değil de sanki o servet yokmuş gibi yetiştirilmemdir. Gerek aile
içi eğitim gerek akademik eğitim insanların kalıcı şanslar yaratmasında
çok ama çok önemli. Annem ve babamın küçük yaşta bana aşıladığı özgüven,
kendime ve etrafıma saygılı ve dürüst olma görgüsü daha sonra kaliteli
bir akademik eğitimle birleşince şansımı yönetebilme fırsatını
yakaladım. İşte asıl başarı da bu. ŞANSA BEL BAGLASAYDIM ESAS'I KURMAZDIM
Hayat sürekli mücadelelerle dolu ve bunlara göğüs gerebilmek, hatta
mücadeleden keyif almak için huzurlu bir aile ve çalışma ortamı gerekli.
Size huzuru yaratacak doğru kişileri ve ortamları seçebilmek için de
eğitim ve hayatta ders alabildiğin tecrübeler önem kazanıyor. Böyle
olmasaydı, sadece şansa bel bağlasaydım her şeyi bir kenara bırakıp
yeniden başlayıp Esas Holding'i kurmazdım. Birbirini tamamlayan yan yana
yürüyebilen 7 bin kişilik bir aile olmazdık. Benim 'başarılı' olmamda
rol oynayan ailem ve çalışma arkadaşlarım benim kalıcı şanslarım.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?