Borçelik Genel Müdürü Kerem Çakır, Capital’in sorularını şöyle yanıtladı...
Özlem Aydın Ayvacı
Borçelik, Türkiye’nin en büyük galvanizli çelik üreticisi. Türkiye’de otomotiv sektöründe üretilen her 10 aracın 8’inde Borçelik sacı kullanılıyor. Şirket, çelik sektörü için çok zor geçen 2022’de TL’de yüzde 88 oranında büyüyerek 30,4 milyar TL ciroya ulaşmayı ve pazar payını korumayı başardı. Borçelik Genel Müdürü KEREM ÇAKIR, “Sektörde hem kalite hem hizmet hem de malzeme ve büyüklük olarak liderliğimizi koruyacağız. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağız” diyor.
Borçelik, Türkiye’nin en büyük çelik üreticilerinden biri. Galvanizli sacdaysa Türkiye’nin en büyüğü. 2022’de 1,9 milyar dolar ciroya ulaşan Borçelik, 2023’te 2 milyar dolar ciro hedefliyor. Borçelik Genel Müdürü Kerem Çakır, otomotiv sektörünün en fazla çelik tedarikini sağladıklarını söylüyor. Borçelik’in 1,5 milyon ton üretim kapasitesinin yarısını otomotiv ve beyaz eşya sektörlerine sevk ettiklerini, dörtte birini ihracata geri kalanınıysa ısıtma/ soğutma, boru, makine sanayi, yapı sektörü gibi iç piyasada faaliyet gösteren diğer sektörlere yönelttiklerini belirtiyor. Çelik sektöründe çok ciddi bir kapasite fazlalığı sorunu bulunduğuna dikkat çeken Çakır, “Borçelik olarak sektörden farklılaşan yapımız nedeniyle kapasitemizin neredeyse tamamını kullanıyoruz. En büyük ve en yüksek kapasiteli galvaniz sac üreticisi olma konumumuzu koruyacağız. Sektörde hem kalite hem hizmet hem de malzeme ve büyüklük olarak liderliğimizi koruyacağız. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağız” diyor. Çakır, ayrıca bu kapsamda toplam 400 milyon dolarlık yatırımı Gemlik’teki fabrikalarına ek kapasite olarak planladıklarının da altını çiziyor. Borçelik Genel Müdürü Kerem Çakır, Capital’in sorularını şöyle yanıtladı:
Borçelik 2022’de 30 milyar TL’yi aşan ciroya imza attı. Bu, rakama nasıl bir konjonktürde ulaştınız?
2022, kolay bir yıl olmadı. Çelik sektöründe her yıl farklı sorunlar ve zorluklarla karşılaşıyoruz. 2022’de dünya genelinde korumacılık önlemlerinin artması ve ihracat pazarlarımızın kapanması önemli bir zorluktu. Karşı önlem olarak Türkiye’nin açtığı bizim hammaddemiz olan sıcak sacda anti-damping davasıyla hammaddemize ulaşımımız kısıtlandı. Bu durum, hem bize hem alt sektörlere yansıdı. Ana sektörlerimizden otomotiv de geçen yıllara oranla daha düşük bir üretim temposundaydı. Orta ve küçük ölçekli müşterilerin artan kurla baş gösteren kredi teminat sıkıntıları gibi zorluklarla da karşılaştık. Tabii tüm bunlardan daha etkili olarak şubat sonunda Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla çok çeşitli olumsuz faktörler devreye girdi. Yılın ilk iki ayındaki hareketlilik, savaşla birlikte yılın kalanında devam etmedi. Dünyanın iki önemli çelik üreticisi olan Rusya ve Ukrayna’nın büyük oranda pazardan çekilmesiyle özellikle Türkiye ve AB pazarlarında arz sıkıntısı yaşanacağı tahminleriyle yaşanan panik, önce fiyatlara yansıdı. Kısa süre içinde yüksek fiyat artışları sonrasında aynı seviyelerde düşüşler yaşandı. Fiyatlardaki belirsizlik ve enflasyonist çalıbeklentiler de pazarda durağanlık olarak karşımıza çıktı. Savaşın bir diğer önemli etkisini hızla artan elektrik ve doğal gaz fiyatlarıyla katlanan üretim maliyetlerinde hissettik. Bu artışlardan en çok etkilenen ülkelerden biri Türkiye oldu. Kısaca, bunlar bizi en çok zorlayan gelişmelerdi. Fakat pazardaki bu belirsizlik ve olumsuzluklara rağmen pazardaki konumumuzu, pazar payımızı ve müşterilerimizi koruduk, satın alma ve satış kararlarımızı doğru zamanda vererek 30,4 milyar TL ciroya ulaştık.
2022’de üretim miktarınız ne kadar oldu?
2022’de 1,5 milyon tona yaklaşan üretim yaptık. Bunun kabaca yarısını otomotiv ve beyaz eşya sektörlerine sevk ettik. Dörtte birini ihracata, geri kalanını ısıtma/soğutma, boru, makine sanayi, yapı sektörü gibi iç piyasada faaliyet gösteren diğer sektörlere verdik. Sektörden farklılaşan yapımız nedeniyle kapasitemizin neredeyse tamamını kullanıyoruz.
2023, sektör ve şirketiniz açısından nasıl gidiyor?
2023’ün ilk yarısında 2022 yılında yaşadığımız talepte daralma, yüksek enerji fiyatları, dolayısıyla yüksek üretim maliyetleri, ekonomik durağanlık ve yüksek enflasyon konularının etkisi devam etti. Çelik sektörü olarak 2023’ün şu ana kadar kayıtlara parlak bir yıl olarak geçmeyeceği görünüyor. Zaten yılın başında deprem bölgesinde sıcak sac, soğuk sac ve galvanizli sac üreten pek çok değerli tesis, üretime ara verdi. Kapasite, ekipman, zaman ama en önemlisi değerli çalışanlarını kaybettiler. Bu nedenle 2023 başlangıcı problemli oldu. Bu dönemde tüm yassı çelik sektörü tek bir vücut oldu ve konteynere öncelik verdi. Bu, ikinci çeyrekte geçici bir doluluk yarattı. Şu anda kapasiteler doldurulamıyor. Borçelik, Türkiye genelinden biraz daha farklılaşıyor. Servis verdiğimiz sektörlerin ekseriyetle ihracat yapan şirketler olmasıyla kapasite kullanım oranlarımızın diğer oyunculara göre biraz daha yukarıda olmasını bekliyoruz. Mesela iç piyasada yassı çelik tüketen büyük sektörlerden otomotiv, ilk 8 ayda yüzde 14 büyüdü. Beyaz eşya sektörü geçtiğimiz yıla göre hafif bir daralma gösteriyor, fakat beyaz eşya zaten kuvvetli bir 2021-2022 geçirmiş ve rekor rakamlara ulaşmıştı. Bunların dışındaki yassı çelik tüketen makine, yapı, ısıtma gibi sektörler çok kuvvetli bir gidişat sergilemese de Borçelik olarak kapasitemizi daha dolu geçiriyoruz.
İhracat pazarlarında durum nasıl?
İhracat pazarlarımızdaysa ekonomik durağanlık ve korumacılık önlemleri bizi etkiliyor, yine daralmalar gözlemledik. Türkiye olarak yassı çelik ihracatımız ilk 7 ayda geçen yıla göre yüzde 42 düştü. 2023’ün geri kalanına baktığımızda, tabii sadece Türkiye ve Türkiye’nin konjonktürünün ötesinde dünyadaki gelişmeler de demir çeliği etkiliyor. 2023’ün geri kalanında Çin tarafında teşvikler bekleniyor. ABD’de gelecek yıl yapılacak seçim öncesi talepte toparlanma, Türkiye’de deprem konutlarının yapımının hızlanmasıyla ikinci yarıda dünya genelinde de Türkiye’de de daha dengeli bir iyileşmenin başlayacağı tahmin ediliyor. Ancak Türkiye’de iç talepte sorunlar var. Şu anda çoğu sektörde kapasiteler doldurulamıyor. Yılın geri kalanında özellikle alım gücünün düşmesiyle ağırlıklı iç piyasaya hizmet veren yapı, ambalaj gibi sektörlerin nispeten daha zor bir yıl geçirebileceğini söyleyebiliriz.
Otomotivde stratejik bir tedarikçisiniz. Burada yüzde kaç payınız var?
Türkiye’de faaliyet gösteren otomotiv üreticilerinin neredeyse hepsi Borçelik ürünleri kullanıyor. Otomotiv sektörüne en fazla çelik tedariki sağlayan lider marka konumunda yer alıyoruz. Türkiye’de 2022 yılında üretilen tüm marka/modeller için her 10 aracın 8’inde Borçelik sacı kullanıldı. Otomotivde en çok galvanizli çeliğe ihtiyaç duyuluyor, bu da Borçelik olarak uzmanlık alanımız. Borçelik olarak gövde, şasi, iç aksamlar, kapı, kabin, kaput, bagaj içi parçalar, koltuk parçaları, emniyet parçaları gibi yassı çelik gerektiren tüm parçaları yerli ve milli olarak verebiliyoruz. Borçelik, 2022’de otomotiv özelinde yüzde 50’lere varan pazar payına ulaştı. Hem Borçelik hem Türkiye için otomotivde Romanya da önemli bir pazar haline geldi. Ne mutlu ki bu pazarda da müşterilerimiz giderek Türk şirketleri oluyor. Örnek olarak Ford Otosan, Romanya’daki Ford tesisini satın aldı. 2025’te Romanya’da 530 bin araç üretilecekse bunun 230 bine yakın miktarının Ford Otosan’dan gelmesi bekleniyor. Kurduğumuz iyi ortaklıklar, malzememizin bilinmesi, Romanya’nın lojistik olarak uzak olmaması, aynı zamanda Türk yan sanayicilerin de burada yatırımlarını hızlandırmasıyla Romanya, bu bağlamda bizim için Türkiye gibi önem verdiğimiz çok yakın bir coğrafi pazar.
2022’de nasıl bir ihracat performansı sergilediniz?
Satışlarımızın yaklaşık yüzde 20-25’ini ihracata ayırıyoruz. Öte yandan iç piyasada hizmet verdiğimiz sektörler, yaklaşık yüzde 75 oranında ihracat yaptığı için ürünlerimizin büyük çoğunluğu final ürün yani otomobil kaportası, buzdolabı kapağı, radyatör konvektör sacı, kombi olarak ihraç ediliyor. Direkt ve indirekt olarak baktığımızda ürünlerimizin yaklaşık yüzde 65-70’inin ihracata gittiğini söyleyebiliriz. Yaklaşık 40 ülkeye direkt ihracat yapıyoruz ve ağırlıklı olarak komşu ülkeler, Kuzey Amerika ve AB’ye ihracatımız devam ediyor.
Yatırım ajandanızda neler var?
Katma değerli ürün üreten ihracatçı sektörlere destek olmak, ithalatı ikame ederek yerine geçmek ve bu sayede millileşmeye destek vermek temel hedeflerimiz. Bu sayede Türkiye’nin en büyük ve en yüksek kaliteli galvanizli sac üreticisi konumumuzu korumak istiyoruz. Sadece kapasite artırımını yatırım olarak görmüyoruz, hatta bazen bu kontrolsüz büyüme olarak tehlike yaratabiliyor. Servis kalitemizi artıracak, bizi dijitalleştirecek, esnekleştirecek her yatırım, değerli yatırım. Her yıl düzenli olarak insan kaynağı da olmak üzere bu konulara yatırımlarımız oluyor. Organik büyüme olaraksa son yıllarda, 3 yıl içinde devreye girebilecek, ilave 500 bin ton kapasiteli yeni bir galvaniz hattı üzerinde çalışıyoruz. Bu yatırımı yine Gemlik’te planladık. Bu kapsamda aynı zamanda diğer üretim hatlarımızda modernizasyonu hedeflediğimiz bir dizi yatırımı da paralelde bu çalışmaya dahil ettik. Üzerinde çalıştığımız bu yatırımın toplam değeri 400 milyon dolar mertebelerine ulaşıyor.
2023 yıl sonu ve uzun vadede en önemli hedefleriniz neler?
En büyük ve en yüksek kapasiteli galvaniz sac üreticisi olma konumumuzu koruyacağız. Bunun için gerekirse büyüyeceğiz ya da insana yatırım yapacağız. Her zaman fark yaratmak, bir adım önde olmak istiyoruz. 2022’de ciromuz 1,9 milyar dolardı. 2023 yılında 2 milyar dolara yakın ciro hedefimiz var, projeksiyonumuz 1,7 milyar dolar; ancak bu demir çelik fiyatlarına göre değişiklik gösteriyor. Bizim için önemli hedef, değerli sektörlerde pazar payımızı ve o sektörlere sunduğumuz çözümleri geliştirmek. Orta vadeli hedefimiz bu. Müşterimiz için ürettiğimiz patent, ürün, müşteri içinde payımız, müşteride sağladığımız memnuniyet bizim için daha önemli hedefler. Sektörde hem kalite hem hizmet hem de malzeme ve büyüklük olarak liderliğimizi koruyacağız. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağız.
BORÇELİK’İN 10 ÖNCELİĞİ
|
“CİRONUN YÜZDE 12’Sİ YENİ ÜRÜNLERDEN” AR-GE YATIRIMI Ar-Ge yatırımımız her yıl değişiyor. 2022’de Ar-Ge harcamalarımız 39 milyon TL’yi aştı. Her geçen yıl patentli ve yeni ürünlerimizin cirosu Ar-Ge merkezimiz sayesinde büyüyor. Ciromuzun yaklaşık yüzde 12’si yeni ürünlerden geliyor. 38 patent başvurusu, 12 patent tescili, 9 faydalı model tescilimiz var. ÜÇ ANA ODAK Ar-Ge merkezimizde malzeme geliştirme, proses geliştirme ve teknoloji geliştirme olmak üzere üç ana alanda çalışmalar yapıyoruz. Malzeme geliştirme alanında ileri nesil çeliklerin ülkemizde üretilmesi, farklı yüzey özelliklerine sahip korozyon direnci güçlendirilmiş ürünlerin tasarlanması üzerine çalışıyoruz. Proses geliştirme alanında enerji verimliliği, kayıpların azaltılması, zaman ve kapasite kazançlarının sağlanması çalışmalarına odaklıyız. Teknoloji geliştirmedeyse şirket süreçlerinin dijitalizasyonu, Endüstri 4.0 dönüşümü üzerine çalışıyoruz. TEST MERKEZİ Bunların dışında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan onaylı, sertifikalı bir Ar-Ge test merkezimiz bulunuyor. Burada şekillendirme, korozyon, karakterizasyon ve pilot/prototip çalışmaları yapan ve dışarıya da hizmet verebilen bir test merkezimiz var. |
“KORUMACILIK VE MÜTEKABİLİYET ZARAR VERİYOR” EN ÖNEMLİ PAZARLAR Korumacılıkta Türkiye’ye uygulanan önlemler ve Türkiye’nin karşılık için uyguladığı önlemler, sektörü etkiliyor. Birinci grupta bizi en olumsuz etkileyen önlemler arasında AB Safeguard ve 2018’de başlatılan ABD Section 232 önlemiyle AB’nin galvanizli sac ithalatında Türkiye’ye uyguladığı anti-damping vergisi bulunuyor. Dünyada en çok çelik ithal eden ülkeler 48 milyon tonla AB ve 30 milyon tonla ABD. Bu iki pazar, sadece fiyat odaklı değil. Malzeme kalitesine ve servisine de ilave değer verebilen gelişmiş ekonomiler. Afrika’da da talep mevcut ama hem miktarlar bizi göreceli olarak doyurmaz hem orada kritik öncelik düşük fiyat. Dolayısıyla bu önlemlerle en değerli 2 ihracat pazarımız kısıtlanıyor. En büyük sorunumuz bu. RAKAMLARA NASIL YANSIDI? Bu durum sadece sektörümüzü değil Türk ekonomisini de etkiliyor. En yüksek ihracat zamanlarımızda 2017- 2018 yıllarında yassı çelikte ABD’ye 700 bin ton, Avrupa’yaysa 3-4 milyon ton ihracat yapıyorduk. 2022’de ABD ihracatımız 200 bin tonun altına, Avrupa ihracatıysa 2 milyon tona düştü. Yassı çelikte Türkiye’nin üretim kapasitesi çok yakında tüm malzeme grupları için iç tüketiminin kat kat üzerinde olacak. Dolayısıyla ihracat, Türkiye için bir zaruriyet. En büyük pazarların ihracata kapalı olması, galvanizi de sektörü de etkiliyor. |
“TÜRKİYE KENDİ ETS’SİNİ KURMALI” KRİTİK GELİŞME Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ndan (SKDM) en çok etkilenecek sektörlerden biri olacağız. Fakat SKDM uygulamasının otomotiv, beyaz eşya gibi diğer sektörlere ve diğer coğrafyalara genişlemesini de kaçınılmaz görüyoruz. SKDM için Ekim 2023’te geçiş dönemi başlayacak ve 2026’dan itibaren mali yükümlülükler yürürlüğe girecek. AB, demir çelik kullanan tüm sektörlerde Türkiye’nin doğal ticaret ortağı. Bu nedenle Türkiye’nin ihracat pazarlarında rekabet gücünü sürdürebilmesi için yeşil geçiş trendini yakından takip etmek çok önemli. TEŞVİKLER VAR Türkiye, zaman kaybetmeden kendi ETS’sini kurmalı. Bunun AB ile uyumlu olma koşullarını araştırmalıyız. Karbon vergileri AB ile yeknesak olmalı. Böylece AB sınırında ilave vergi ödenmesinin önüne geçilebilir. ‘Kirleten kirlettiği kadar öder’ prensibi benimsenmeli, karbon vergileri üretim kaynağında ödenmeli. Karbon vergisiyle yaratılan fonun, şeffaf ve hızlı bir şekilde, ilgili sektör kuruluşlarının sürdürülebilirlik projelerine destek amacıyla geri aktarılması sağlanmalı. AB son yıllarda karbonsuzlaşma yatırımlarına ciddi teşvikler sağlıyor. Yeşil dönüşüm için karbon vergisiyle yaratılan fonun bu teşviklerde kullanılması gerekli. YENİ TEDARİKÇİ 2030’a kadar operasyon kaynaklı emisyonlarımızı yüzde 47 azaltma, 2050’de net sıfır hale getirme hedefimiz var. Ürünlerimizdeki toplam emisyonlarımızın yüzde 95’i ham malzemeden geliyor. Bu doğrultuda yurt içinde ve dışında yeni düşük emisyonlu tedarikçi geliştirme konularında çalışıyoruz. Birçok karbonsuzlaşma projesi yürütüyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımızı bir çerçeveye oturtmak amacıyla ResponsibleSteel derneğine üye olduk. Önümüzdeki günlerde ülkemizde ResponsibleSteel sertifikasına sahip ilk demir çelik şirketi olduk. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?