Selim Yaşar, 2000 yılı Nisan ayındaki
Yaşar Holding Genel Kurulu’nda Yaşar
Holding’deki görevlerinin tamamından
ayrıldı. Bundan sonra grupla
ilişkisi sadece hissedar olarak devam
etti. ESİAD, EBSO, İzmir Kalkınma Platformu ve
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde yönetim rolleri
üstlendi. Kendi girişimlerini hayata geçirdi. Aradan
14 yıl geçtikten sonra gruba babası Selçuk
Yaşar’ın davetiyle geri döndü. 2015’in Nisan
ayında ise Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı
oldu. Selim Yaşar, aslında bugüne kadar
aile ilişkileri hakkında yanlış anlaşılmaların olduğunu
düşünüyor ve “Babamın bana güveni
önceden de tamdı, şimdi de tamdır” diyen Yaşar,
şöyle devam ediyor:
“Boya, kimya ve içecek grubunu 8 yıl yönettim.
8 yıl boyunca 11 şirketi idare ettim. 11’i de
kârdaydı. Babam bana bir gün olsun ‘Bu işi neden
böyle yapıyorsun’ demedi. Hepsi başarılıydı.
Biz aynı düşüncede olan insanlarız, milliyetçiyiz,
milli markaları, dürüst çalışmayı severiz.
Devlet ihalesi peşinde koşmayız.”
Selim Yaşar, grubun 2015’te elde ettiği yüzde
10’luk büyümeyi 2016 yılında da tekrarlayacağını
hatta yüzde 15’e çıkarabileceğini söylüyor.
2016 Haziran’ı itibarıyla hayata geçecek pek çok
yeniliğin haberini veren Yaşar, ürün çeşitlerini
600’den 660’a taşıyacaklarını, zeytin gibi yeni
kategorilere gireceklerini, dondurulmuş ürün ve
diğer ürün kategorileri de çeşitlendireceklerini
belirtiyor. Enerji, tarım, boya ve gıdada 2016’da
toplam 200 milyon TL yatırım yapacaklarını sözlerine
ekliyor.
Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim
Yaşar’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: *14 yıl yönetimden ayrı kaldıktan sonra yönetim
kurulu başkanı olarak gruba döndünüz.
Bu süreçte neler yaşandı?
Evet, gruptan 2000 Nisan’ında gerçekleşen
genel kurulda ayrıldım. 14 yıl yönetimden ayrı
kaldım ama Yaşar Holding’de ortaklığım devam
etti. Geçen yıl nisan ayındaki genel kurulda babam
Selçuk Yaşar’ın isteği üzerine yönetim kurulu
başkanlığını üstlendim. Yaşar Holding’de
eş ortaklarız. Babam, iki kız kardeşim ve ben.
Rahmetli dedem Durmuş Yaşar kurmuş, babam
ve amcam ikinci kuşak, biz üçüncü kuşağız. * Şu an iş bölümünü nasıl yapıyorsunuz?
İdil Hanım; Pınar Süt Yönetim Kurulu Başkanı;
Feyhan Hanım Pınar Et’in yönetim kurulu
başkanı; ben DYO’nun ve Pınar ürünlerini dağıtan
dağıtım şirketinin yönetim kurulu başkanıyım.
Gayet işbirliği içinde çalışıyoruz. Zaten
tek kişinin vakti yetmiyor, dolayısıyla onların da
şirketlere sahip çıkmasıyla el birliğiyle güç birliği
yapmış oluyoruz. Kardeşlerimle uyumlu bir
şekilde çalışıyoruz.
* Bu 14 yıl içinde grubu izlediniz mi? Yönlendirmeleriniz
oldu mu?
Hissedar olarak evet.
* Gruptan uzak kaldığınız dönemde neler
yaptınız?
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) başkanlığı
yaptım, Odalar Birliği’yle meşgul oldum.
Ege Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ESİAD)
8 kurucusundan biriyim. Sanayi Odası’yla beraber
üniversite-sanayi işbirliği konseyini kurduk.
Onun başkanlığını yaptım. 6-7 yıl Karşıyaka Belediye
Meclisi’ne girdim. Beş yıl İzmir Büyükşehir
Belediye Başkan Vekilliği yaptım.
Bu arada 4 şirket kurdum. Biri İzmir Tekno
Park A.Ş. Bu şirketi EBSO’da sanayicilerle birlikte
kurduk. Orada 32 tane proje geliştirdik. Ufak
bir inşaat şirketim, bir danışmanlık şirketim,
bir de gıda şirketim var. Yabancı yatırımcılara
Türkiye’ye yatırım yapmaları konusunda danışmanlık
veriyorum. Bu arada İzmir Kalkınma
Platformu’nun başkanlığını yürütüyorum.~* Hangi konularda danışmanlık veriyorsunuz? Türkiye’nin yenilenebilir enerji konusunda çok büyük potansiyeli var. Biyogaz çok büyük fırsatlar sunuyor. Öyle bir potansiyel ki bu, 5’inci bölge teşviği verilse ve biyogaz yatırımları yapanlar bu teşvikten faydalandırılsa Türkiye’nin Rusya’dan ithal ettiği doğalgazın 4’te 1’i yenilenebilir enerji olarak Türkiye’den karşılanır. * Grupta enerji yatırımları gündeminizde mi? Yaşar Holding’de 15 megavatlık enerji santralimiz var. Daha yeni bir toptan alım satım şirketi kurduk, onun lisansıyla uğraşıyoruz. Hazirana kadar lisansını alacağız. Yenilenebilir enerjide 3 tane fizibilite yaptık, 3 tane biyogaz tesisi kuracağız. Küçük bir bölüm ama biyogazı ve yenilenebilir enerjiyi önemsiyoruz. * Biyogaz tesisi kurmak için ne kadar yatırım gerekiyor? Bir çiftlik, 1 milyon Euro’nun altında bir yatırım gerektiriyor. Beşinci Bölge teşviği uygulandığı taktirde Türkiye’de tahminen 5.000-6.000 biyogaz tesisi yapılır. * Gündeminizde başka hangi yatırımlar var? Hindide lideriz. 150’ye yakın hindi çiftliğimiz
var. Kesinlikle GDO yemi kullanılmaz. Hindi
4 ayda yetişir. Türkiye’ye yeni bir hindi türü
getirdik. Hindi şişlik, hindi tandıır, hindi döner
ve hindi but çeşitleri çıkaracağız. Donuk hindinin
yanı sıra taze hindi alanına da gireceğiz.
Türkiye’de tavukta da kırmız ette de maalesef
ürün çeşitliliği yok. Bu protein kaynaklarını
çeşitlendirmek ve seçim şansı sunmak lazım.
Gelecekte et, türleriyle sat��lacak. Angus bonfilesi
veya limuzin köftesi gibi etiketler göreceksiniz.
* Türkiye’de kırmızı et fiyatları yüksek. Bu
çeşitliliğin et fiyatlarına etkisi ne olur?
Çeşitlilik, seçenek sunmayı sağlayacak.
Türkiye’de hayvan kütlesinin pahalı olmasının
bir tek sebebi var. Türkiye’de yem çok pahalı.
Yem hammaddelerinin yüzde 50’si dışarıdan
alınıyor. Bizim meralarımız kuzu merasıdır, yani
kısa ot yetişir. Büyükbaşların beslenmesi için
daha uzun ot gerekir. Meralarımızın yeniden tohumlanması
gerekiyor. Ege Bölgesi’nin iklimine
uygun yem bitkileri yetiştirmek için bir AR-GE
çalışması yapıyoruz. Buraya bir Kazak profesör
getirdik, şimdi 2 tane Çinli profesör getiriyoruz.
Bunlar Gobi Çölü’nü yeşillendiren profesörler.
Kurak iklime dayanıklı yem bitkisi konusunda
AR-GE yapıyoruz ve önemli aşamalardan geçtik.
Bu konuda bildiğimiz her şeyi paylaşmaya
hazırız.~* Siz de babanız Selçuk Bey gibi toprağa, çiftliklerinize çok bağlısınız değil mi? Tabii rahmetli dedem çiftliği 1963’te almış.
Yedi yaşında orada ata binerdim. 60 yaşındayım,
çiftlikte büyümüş insanlarız. Biz toprakla haşir
neşiriz. Bakmayın sanayiciyiz ama biz ekeriz.
Domates de ekeriz, biber de ekeriz, tadından
da anlarız. Ören’de, Manisa’da ve Seferihisar’da
olmak üzere 3 çiftliğimiz var. Bu işler hem geriye
doğru hem ileriye doğru entegre olmadan
yapılmaz. Örneğin biz balık yemini de üretiriz
balık çiftliğimiz var ve balığımızı ihraç da ederiz.
Şimdi kulaklarına etiket asmak üzereyiz. Artık
markalı balık çıkaracağız. Tarımı olması gerektiği
gibi yapıyoruz.
* Boyada ve gıda dışı diğer sektörlerde gündeminizde
neler var?
Mobilya, sanayi ve inşaat boyalarında
Türkiye’de lideriz. Rakiplerimiz, izolasyon satışlarında
bizden daha güçlü. Mürekkep boyalarının
çoğunluk hisselerini sattık. Teknoloji
gerekiyordu o konuda, rakipler daha güçlüydü.
Japon Toyo’ya sattık. Teknolojik bakımdan yeterli olmadığımız alanlarda AR-GE yapamıyorsak
o alandan çıkarız. Gıda, içecek, inşaat, mobilya
ve sanayi boyalarında teknolojik bakımdan tamamen
yeterliyiz.
* Şu anda grubun gelirlerinin sektörel dağılımı
nasıl? Değişim olur mu?
Grubun gelirlerinin yüzde 70-75’i gıda ve
içecekten geliyor. Temizlik kağıdı, satışlarımızın
yüzde 3’ünü oluşturuyor. Geri kalanını da boya.
* 2015 yılı ciro ve ihracat rakamları açısından
nasıl geçti?
2015 yılı iyi geçti, çift haneli büyümemize
devam ettik. Yüzde 10 gibi büyümemiz var
Ciromuz 4,3 milyar TL’ye ulaştı. İhracatımız
aşağı yukarı 100 milyon dolar civarında. Dubai
ve Almanya’da şirketlerimiz var. Aşağı yukarı 50
milyon dolar da onların cirosu... 2015’te toplam
yurtdışı gelirlerimiz 138 milyon dolar oldu.
* İhracatta en büyük pazarlarınız nereler? En
çok hangi ürünleri ihraç ediyorsunuz?
En büyük iki pazarımız Ortadoğu ve Avrupa.
Aşağı yukarı her bir bölgeye 50 milyon dolar
civarında ihracat yapıyoruz. Labne, balık, temizlik kağıdının yarı ham hali, boya, su, işlenmiş hindi en önemli ihraç kalemlerimiz.~* Geçen yıl İdil Hanım, İngiltere ve Rusya’ya
giriyoruz demişti. Sonra Rusya’yla yaşanan gelişmeler
bu planları nasıl etkiledi?
Rusya’ya her ay 1 milyon dolarlık mal
gönderiyorduk. Üç-dört ay gönderdik sonra
kriz oldu. Krizde bir malı gönderiyorduk ‘Şimdi
gümrükte problem çıkarırlar’ dediler. Onu hemen
Gürcistan’a verdik. Ruslar biraz yumuşasın
diye bekliyoruz ama Rusya’da ürünlerimiz çok
iyi satılıyordu. Rusya’da boya fabrikamız da var.
Orada da satışlar düştü.
* Peki 2016 yılı nasıl gidiyor?
2016’da daha da büyüyoruz, ürün yelpazemizi
daha da çeşitlendiriyoruz. Yüzde 10-15
büyüme hedefi koyduk. İnşallah bir kere daha
bu hedefe ulaşacağız. Nisan sonu itibarıyla bütçe
paralelinde gidiyoruz. Hedeften sapma yok.
* Hangi alanlarda ürün çeşitliliğine gidiyorsunuz?
Dondurulmuş gıdada yeni ürünlerimiz olacak.
Ayrıca, yeni peynir çeşitleri çıkarıyoruz. Ev dışı gıda pazarında daha hızlı büyümek istiyoruz.
Lokanta, otel, okul gibi ev dışı tüketime yönelik
ürün gamımız da büyüyecek. Çok yakında
bu pazara yönelik zeytin çeşitlerimiz çıkacak.
Yine bu pazara yönelik ikinci bir şemsiye marka
yaratıyoruz. Nar’ca markası altında 15 yeni ürünümüz
olacak.
*Turizmde yaşanan ve yaşanacak kayıplar
sizi nasıl etkiliyor?
Tabii bizi de etkileyecektir. Bilhassa temmuz-
ağustos rakamlarını çok etkileyecek. Buna
rağmen telafi için planlar ortaya koyuyoruz.
* Ev dışı pazarda büyüme potansiyelini nasıl
görüyorsunuz?
Şu anda ev dışı gıda pazarında gıda ve
içecek satışlarımızın yüzde 23’ünü gerçekleştiriyoruz.
Bunu yüzde 40’a getirmek istiyoruz.
* Gıdada hangi alanlarda lidersiniz?
Uzun ömürlü süt pazarında yüzde 31,3
pay ile, sade süt pazarında yüzde 29, light sütte
yüzde 64,1, zenginleştirilmiş çocuk sütünde yüzde
75,5, sürülebilir peynir pazarında yüzde 36,2,
labnede yüzde 48,6, krem peynir pazarında yüzde
19,8 ile ciro pazar payı liderliğimiz 2015’te
de sürdü.
Pınar Et’te ise toplam şarküteri pazarında
yüzde 23,7 pazar payıyla lideriz. Sucukta, yüzde
14,8, salamda yüzde 45,4, sosiste yüzde 41,9
pazar payıyla lideriz. Dondurulmuş et ürünleri
kategorisinde yüzde 56,5 ciro pazar payı ile
tüketicilerin en çok tercih ettiği marka olduk.
Dondurulmuş unlu ürünler kategorisinde yüzde
22,1 ile ikinciyiz. Dondurulmuş deniz ürünleri
kategorisinde ise yüzde 39,9 ciro payı ile liderliği
sürdürüyoruz. * İhracatta hedefler nasıl?
İhracatımızı dolar bazında yüzde 2-3 artırmayı
planlıyoruz.
* Satın alma ve ortaklık fırsatlarına bakış açıcınız
nasıl?
Fırsatları izlemeye devam ediyoruz. Boyada
mevcut liderliğimizi devam ettirmek, gıdada
ise büyüme hedefimiz var. Gıdada ürün çeşitlendirmesi
yaparak büyüyeceğiz.
* 600 kadar çeşit var demiştiniz. Bunu önümüzdeki
dönemde kaça çıkaracaksınız?
Bir yılda 660 çeşide ulaşırız. Dondurulmuş
gıdada paçanga böreği, içli köfte ve soğan
halkasını, bitkisel kremayı haziranda ev dışı
tüketim pazarına sunmuş olacağız. Her zaman
gıdada yenilikçi ürünlerle sektörde yeni kategoriler
yaratıyoruz. Rakipler de bizi izliyor. Şimdi
üzerinde çalıştığımız kahvaltıyla ilgili 4 yeni
ürün var. Laktozsuz ürünlerde de lideriz, şimdi
laktozsuz ayran çıkarmayı planlıyoruz.
* Önümüzdeki dönem için ne kadar yatırım
yapmayı planlıyorsunuz?
2015’te 158 milyon TL yatırım yapmıştık.
2015 kriz yılıydı ama 2016’da 200 milyon TL civarında
yatırımımız olur.
* İş dışında neler yaparsınız?
Avcılığımız var, balık avlarız. Çok kitap
okurum. Arkeoloji ve tarih ilgi alanım. Şimdi
Batman tarafında bir kazı yapılıyor, yeraltındaki
şehrin 13 bin yıllık olduğunu söylüyorlar. Yani
Göbeklitepe’den de eski bir yerleşim yeri bulundu.
Bu beni çok heyecanlandırıyor.~ANAYASA YOK ANLAYIŞ VAR
GİRİŞİMCİLİK SINIRI
Aile anayasamız yok ama şöyle bir anlayış
var; Yaşar Holding’de yapılan işlerle ilgili olarak herhangi bir işe
dışarıda ilgi duymayız, ortak olmayız. Bu konuda hassasız. Aile
kültürümüz, aile görgümüz var ama oturup da 3 kardeş bir şeyler
yazıp ona imza atmadık.
ÖNCE DIŞARIDA ÇALIŞMA
Aileden gençlerimizi işe alıyoruz,
genç çocuklarımızın belli bir süre çalışmaları lazım. Mesela
ben 1981’de Amerika’dan mezun olunca ilk Danimarka’da 2
yıl çalıştım. İdil’in kızı şu anda İngiltere’de çalışıyor. Bir iki yılı
geçmemek kaydıyla aile bireylerinin önce dışarıda çalışmasında
büyük fayda olduğunu düşünüyorum.
20 YIL PROFESYONEL GİBİ
Bir de grupta aile üyelerinin 20
yıl profesyonel olarak çalışıp sonra yönetim kuruluna girme
prensibimiz var. Aile bireyi profesyonel olarak çalışıyorsa kimseye
patronluk hissettirmemeli. Hissedar olsa dahi çocuklarımız en alt
kademeden işe başlıyor. Ben de aşağıdan geldim. 1983-1984
yıllarında İstanbul’daki bir şirketimizde 2 yıl ihracat müdürlüğü
yaptım
BU YÜZDEN AYRILDIM
Benim işten ayrılışım da profesyonel
ligden ayrılışım oldu. 2000 yılında o sırada Otak İnşaat’ın
başındaydım. 30 milyon dolar ciro yapıyorduk, her yerde
şantiyelerimiz vardı. Mc Kinsey uzmanları şirketlerin başına
profesyonellerin geçmesi gerektiği yönünde fikir verdi.
“İZMİR’E YATIRIM BEKLİYORUZ”
İSTANBUL’UN PROJELERİNE İMRENİYORUZ
Sivil toplum
örgütlerindeki görevlerim devam etmiyor ama ilişkilerim devam
ediyor. Bilhassa İzmir’in kalkınması konusu çok önemli. Binali
Yıldırım İzmir’i çok sever. Kendisi iki defa İzmir’den belediye
başkan adayı oldu ve yüzde 36 da oy aldı. İzmir için güzel
projeleri vardı. Açıkçası İstanbul’un projelerine imreniyoruz.
BİNALİ BEY BAŞBAKAN OLDUĞUNDA
İzmir muhalefette
kaldığı için yatırım alamıyor. Bunlar büyük projeler, belediyelerin
bütçesi yetmiyor, devlet yatırımı gerekiyor. İnşallah Binali Bey
başbakan olduğunda İzmir’e yatırım yapar diye düşünüyoruz.
MUHALEFETİN BEDELİ
İzmir’in İstanbul’un gerisinde kalmasının
nedeninin siyasi olduğunu düşünüyorum. İzmir’e teşvik yok,
Manisa’ya var. İkincisi İzmir’in altyapı ihtiyaçları var. Muhalefette
kalan şehir olarak çok fazla yatırım alamadık.
ANLAŞMAZLIK NEDEN DEĞİL
İzmirli aileler içindeki birtakım
anlaşmazlıkların İzmir’in yeterince büyüyememesinde bir etken
olduğu söyleniyor ama ben buna katılmıyorum. Aile içinde
yönetim önce birinde sonra öbüründe olur. Mesela İnci Holding
sürekli başkanını değiştiriyor. Bu şirketler ailelerin değil ülkenin
şirketleri. Devamlılık esastır. Biz sadece onlara liderlik yapıyoruz,
yönlendiriyoruz.
SIKINTI YÖNETİCİLERDE
Yöneticiler kolay yetişmiyor. Burada
bir sıkıntı var. Pek çok yönetici çok uzun bir süre aynı işi yapıyor.
Halbuki bir yöneticinin rotasyona girmesi, kariyer planlaması
yapması lazım. Aynı işi 6 ya da 7 yıldan fazla yapmamak
gerekiyor. Yöneticilerin değişik konularda yetişmesi lazım ki o
şirkette ileride üst kademe yönetici olabilsin.~“BABAM GİBİ YAŞARIM”
HAFTA SONLARI BİRLİKTEYİZ
Babamla hafta sonları
buluşuyoruz. Cumartesi günleri balık çiftliğini konuşuyoruz.
Pazar günü de inek çiftliğini, zeytin yağ üretimini konuşuyoruz.
Ondan sonra babam çiftliklerle ilgileniyor, daha çok da balık
ve büyükbaş çiftliklerle ilgileniyor. Hafta sonlarımızı baş başa
geçiriyoruz. İşten de ülke gündeminden de konuşuruz.
İŞLERE KARIŞMAZ
Babam bugün işlere hiç karışmıyor. Babamın
bana güveni önceden de tamdı şimdi de tamdır. Boya, kimya
ve içecek grubunu aşağı yukarı 8 yıl yönettim. 8 yıl boyunca 11
şirketi idare ettim. 11’i de kârdaydı. Babam bana bir gün olsun,
“Bu işi neden böyle yapıyorsun” demedi. Tüm işler başarılıydı.
AYNI DÜŞÜNCEDEYİZ
Biz aynı düşüncede olan insanlarız,
milliyetçiyiz, milli markaları severiz. Yabancı ortakları da ancak
teknoloji getirecekse azınlık olarak kabul edebiliriz. Dürüst
çalışmayı severiz. Devlet ihalesi peşinde koşmayız. Mütevazıyız,
benim yatım katım yoktur. Benden çok daha az parası olan
insanların Boğaz’daki yatlarını görüyorum ama benim sosyete
merakım yok. Aileme, evime ve işime bağlıyım. Akşam oldu mu
evime giderim, ne içkim ne sigaram ne de kumarım var. Babam
gibi yaşarım. Babam da böyledir.
GIDA TÜKETİMİNDE YENİ TRENDLER
- Dışarıda yemek alışkanlığının artması ev dışı gıda pazarını
büyütüyor.
- Dondurulmuş ve pratik ürünlere ilgi giderek artıyor. Normalde
fırına gidip alınabilecek ürünü buzdolabından çıkarıp 5-10
dakikada sofraya koyabiliyorsunuz.
- İnsanlar eskiden uzak yerlerden alışveriş yapardı. Haftada bir
alırlar ve çok alırlardı. Nielsen’e göre şimdi tüketiciler evlerine
en yakın yerlerden alıyorlar ama bir defa değil de üç defada
alıyorlar.
- Artık alışveriş sepeti küçüldü ama sıklığı arttı. İnsanlar artık
büyük marketlere gitmiyor. Bu biraz da güvenlik sebebiyle
olabilir. - -- Ayrıca buzdolaplarının dondurucu kısmı büyüyor. Beyaz eşya
şirketleri de tüketici tercihlerini dikkate alarak dondurucu
kısmını büyütüyor.
- Dondurulmuş ürünler konusunda Avrupa’nın çok gerisindeyiz
ama büyüme potansiyeli çok yüksek.
YAŞAR HOLDİNG’İN YENİ RAKAMLARI
- 2015’te yüzde 10 büyüdük ve ciromuz 4.3 milyar TL’ye ulaştı.
- Bu yıl için yüzde 10-15 oranında büyüme hedefi koyduk,
mutlaka yakalarız.
- Cironun yüzde 70-75’i gıda ve içecek, yüzde 3’ü temizlik
kağıdı, kalanı ise boya.
- Uzun ömürlü sütte yüzde 31,3, şarküteri pazarında yüzde 23,7
ile pazar lideriyiz.
- Hindide de lideriz, 150 çiftliğimiz var. Bu alanda yeni ürünler
çıkaracağız.
- Dondurulmuş gıdada özellikle ev dışı alana yönelik yeni
ürünlerimiz olacak.
- Mobilya, sanayi ve inşaat boyalarında lideriz. Bunu
sürdüreceğiz.
- Enerjide 15 megavatlık enerji santralimiz var. Yeni yatırımlar
yapacağız.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?