Türkiye’nin en büyük sağlık grubu Acıbadem’in gündeminin en önemli maddesi yurt dışı
yatırımlar. Öncelikli pazar olarak Balkanlar’a odaklanan grup, o bölgede her ülkede hastane
açma hedefi doğrultusunda iddialı çalışmalar yürütüyor. Şu an radarlarında Sırbistan’ın
bulunduğunu ve görüşmelerin devam ettiğini söyleyen Acıbadem Sağlık Grubu Yönetim Kurulu
Başkanı ve CEO’su MEHMET ALI AYDINLAR, ayrıca Rusya ve Ukrayna’yla da ilgilendiklerini
belirtiyor. 2017 yılında Hollanda’da da bir klinik açacaklarını ifade eden Aydınlar, “Hedefimiz,
ciromuzun yüzde 50’sini dolar veya Euro bazına oturtmak” diyor.
Acıbadem Sağlık Grubu’nun ilk hastanesi,
25 yıl önce kurulduğunda
Türkiye’de “sağlık” bir sektör olarak
kabul edilmiyordu. Türkiye’de zincir
hastanelerin öncüsü konumunda
olan Acıbadem Sağlık Grubu’nun bugün 16’sı
Türkiye’de, 4’ü Bulgaristan’da, biri Makedonya’da
ve son olarak Irak’ta işletmesi üstlenilen bir hastane
olmak üzere toplam 22 hastanesi var. Grup,
IHH (IHH Healthcare Berhad) ile yapılan ortaklık
sonrasında Asya ve Uzak Doğu’nun en büyük,
dünyanın ise ikinci en büyük sağlık grubunun
bir parçası haline geldi.
Acıbadem’in, büyüme stratejisi yurt dışına
odaklanmış durumda. En
son Bulgaristan’da yapılan
125 milyon Euro’luk yatırımla
Bulgaristan’ın en büyük hastane
grubu oldu. Balkanlar’da
büyümeye devam edeceklerini
ifade eden Acıbadem
Sağlık Grubu Yönetim Kurulu
Başkanı ve CEO’su
Mehmet Ali Aydınlar, şimdi
radarlarında Sırbistan’ın bulunduğunu
söylüyor. Rusya
ve Ukrayna’yla görüşmelere
devam ettiklerini belirterek
Hollanda’da da yeni bir yatırım
yaptıklarını aktarıyor:
“Bugüne kadar hep gelişmekte
olan ülkelerde faaliyet
gösterdik. Şimdi gelişmiş ülkeleri de denemek
istiyoruz. Bu nedenle Hollanda’nın Amsterdam
şehrinde büyük bir klinik yapıyoruz, onu da yılbaşında
açmayı hedefliyoruz.”
Grubun cirosunun, yüzde 15’i yurt dışındaki
hastanelerden ve yüzde 10’unun ise Türkiye’de
tedavi edilen yabancı hastalardan olmak üzere,
toplam yüzde 25’inin yabancı para cinsinden olduğunu
açıklayan Aydınlar, bunun ağırlıklı kısmının
Euro olarak kazanıldığını ve hedeflerinin,
cironun yüzde 50’sini dolar veya Euro bazına
oturtmak olduğunu söylüyor.
Mehmet Ali Aydınlar’la yeni dönemi ve yatırım
planlarını konuştuk:
* Siz 1991 yılında Acıbadem’le
sağlık sektörüne adım
attığınızda Türkiye’de zincir
hastane modeli gelişmemişti.
Bu sektörün öncülerinden oldunuz.
O dönemden bu yana
zincir hastaneler özelinde,
sağlık sektöründe Türkiye nereden
nereye geldi?
Aslında 25 yıl önce biz
bu işe başladığımızda sağlık
bir sektör olarak kabul
edilmiyordu. Hatta bankalar
hastanelere kredi bile vermiyordu.
Az sayıda özel hastane
vardı. Ancak bugün geldiğimiz
noktada çok farklı bir tablo
var. Başta biz olmak üzere Türkiye’de zincirler oluşmaya başladı. Hatta sektörde
konsolidasyon süreci bile başladı.
Bu konsolidasyon sürecinin daha da devam
edeceğini düşünüyorum. Çünkü sağlık çok dinamik,
sürekli maliyet kontrolü yapmanız gereken
bir sektör. Burada ölçek ekonomisi devreye
giriyor ve maliyetleriniz büyüklüğünüzle orantılı
olarak değişiyor. Ancak sektörün bugüne dek
ulaştığı noktaya baktığınız zaman yine de çok
büyük gruplar yok diyebiliriz.
Sektörde Acıbadem’le birlikte grup olarak
Medicalpark, Memorial, Medipol ve Medicana bulunuyor. Onlardan sonra gelenler daha küçük
hastaneler, yerel girişimler.
* Büyük holdingler de sağlık sektörüne yatırımlar
yaptı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Anadolu Grubu ve Koç Holding gibi büyük
holdingler de bu sektöre girdi. Ancak bu
grupların ikisinin de sadece bir hastanesi var.
Son dönemde ise büyük holdinglerden bir tek
Özyeğin Florence Nightingale’e yatırım yaptığı
göze çarpıyor.
Türkiye’de şöyle bir gerçek var: 2008 yılından
bu yana yeni özel hastanelerin yapılmasına izin verilmiyor. O nedenle yeni hastane açmak
isteyen kuruluşlar, mevcut hastaneleri alarak
büyüyebiliyor. Bazıları hastaneleri, bazıları da
onların ruhsatlarını alıyor. Dolayısıyla artık yeni
oyuncuların sağlık sektöründe yer alması, gelişmesi
çok kolay değil.~* O zaman sağlık sektöründe büyümek denildiğinde
bu yenilerini açmak anlamına gelmiyor?
Evet, açamıyorsunuz. Sadece ruhsatınız
varsa açabiliyorsunuz. O nedenle de ilave hastane
gelmiyor, hastane sayısı artmıyor. Şu anda
600’e yakın özel hastane var. Bunlar sadece el
değiştiriyor.
Biz de yurt içinde, kapanan hastaneleri satın
alarak ya da ruhsatını alarak iki şekilde büyüyoruz.
Genelde hastaneler bizim modelimize
uygun olmadığı için yerini ve cihazlarını değil,
ruhsatı alıyoruz.
* Bu uygulama sizce doğru mu?
Kamu, haklı olarak birtakım önlemler aldığından
regülasyonlar dolayısıyla sağlıkta dilediğiniz
gibi büyümeniz mümkün değil.
Aslında Türkiye’deki sağlık sektörünün büyüklüğü
fena değil. 600’e yakın özel hastane
var. Sağlık Bakanlığı’nın sağlık sektörünün yüzde
30’u özel, yüzde 70’i kamu şeklinde olmalı
gibi bir yaklaşımı var ki bence bu doğru bir
yaklaşım.
* 2012 yılında IHH ile ortaklık anlaşması
imzaladınız. Son durumda ortaklık yapınız nasıl
oldu?
Biz Acıbadem’de 3 ortağız. IHH, Khazanah
ve benim ortaklığım var. Ayrıca IHH aynı
zamanda hakim şirketimiz. Merkezi Kuala
Lumpur’da olan IHH’in yaklaşık yüzde 30’u halka
açık ve hem Singapur hem Malezya borsalarında
işlem görüyor. Benzer şekilde bu şirkette
de 3 ortaklı bir yapı var.
Bu şirketin bir iştiraki aracılığıyla International
Medical University (IMU) isimli bir üniversitesi
bulunuyor. Bunların yanında iki tane
hastane operasyonları yapan ana iştirak daha
faaliyet gösteriyor. Bir tanesi Singapur merkezli
Parkway Pantai Limited (PPL), diğeri de Türkiye
merkezli Acıbadem... O bölgedeki hastanelerin
tamamı PPL’ye, bu bölgedekilerin tamamı da
Acıbadem’e ait.
Ben bu ortaklığı yaparken buradaki bir kısım
hissemi IHH ile takas ettim ve onlardan hisse
aldım. Şu anda Acıbadem’in yüzde 25 hissesi
bana ait. Takas ettiğim hisseler dolayısıyla ben,
halihazırda hem IHH’in hem Acıbadem’in farklı
oranlarda hem doğrudan hem de dolaylı olarak
hissedarıyım. Acıbadem’deki yönetim kurulu
başkanlığı ve CEO’luk görevimin yanı sıra IHH’e
de icra kurulu ve yönetim kurulu üyeliğimle
destek veriyorum.
* Bu ortaklığa karar vermeniz nasıl oldu?
Finansal açıdan baktığınız zaman
Acıbadem’in geçirdiği 3 önemli aşama var. Birincisi
2000 yılında şirketin yüzde 30’unu halka
arz etmemiz, ikincisi 2008 yılında Abraaj Capital
ile sağlık sektöründe ilk özel sermaye ortaklığını
yapmamız, üçüncü ve sonuncusu da 2012 yılında
IHH ile yaptığımız stratejik ortaklık.
Abraaj Capital bir özel sermaye fonu olduğu için yaptığı ortaklığın stratejik bir amacı mevcut
değildi. Bu nedenle belirli bir süre yatırım yapıp
sonra hisselerini satarak çıkış yaptı. Bu satış sırasında
onların hissesine talip olan çeşitli gruplar
vardı. Benim de fikrimi aldılar ve bize en uygun
yapı olan IHH üzerinde karar kıldılar.
* Şu anda Acıbadem’in büyüklüğü ne duruma
geldi?
Acıbadem, Uzak Doğu’nun en büyük,
dünyanın ise ikinci büyük hastane grubun olan
IHH’in bir parçası haline geldi. Ayrıca IHH olarak
da son dönemlerde yapılan satın almalarla
Hindistan’ın ikinci büyük sağlık grubu haline
geldik, birincinin de ortaklık paylarına sahibiz.
* 2012 yılında sizinle yaptığımız bir söyleşide
“Balkanlar’da en azından 3 şehirde daha
Acıbadem’i göreceksiniz. 5-6 yıl sonra bölgede
çok sayıda Acıbadem Hastanesi olacak” demiştiniz.
Bu hedeflerin ne kadarını gerçekleştirdiniz?
Bu hedeflerimiz gerçekleşiyor. Şu anda
Üsküp’te bir hastanemiz, Bulgaristan’da 4 hastane
ve 4 tıp merkezimiz var. Üsküp’teki Acıbadem
Sistina adlı hastanemiz, o bölgenin referans
hastanesi ve çok iyi çalışıyor.
Bulgaristan’a 4 hastane ve 4 tıp merkezini bu
yıl satın alarak girdik. Oradaki markamız da Acıbadem
City Clinic. 125 milyon Euro düzeyinde
yatırım yaparak Bulgaristan’ın en büyük özel sağlık
sunucusu biz olduk; kalp cerrahisinin ve kanser
tedavilerinin yarısını biz gerçekleştiriyoruz.
Irak’ta bir hastanemiz var, ancak hisseleri
bize ait değil, sadece işletmesini yürütüyoruz.~* Yurt dışında büyüme stratejiniz nedir?
Yurt dışında büyümemizi ağırlıklı olarak satın alma yoluyla yapmayı düşünüyoruz. Oturmuş, pozitif ve kâr üreten hastaneleri alıp onları daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. * Fırsat olarak gördüğünüz pazarların hangi özellikleri orayı sizin için avantajlı kılıyor?
Bizim sunduğumuz hizmeti satın alabilecek ekonomik gücü olan insanların olması, kamunun özel sektöre bakışı önemli rol oynuyor. Ama yatırım yaparken dikkate aldığımız birçok etken var: Nüfusu, demografik yapısı, sağlık sektörünün geldiği nokta, bölgede nitelikli hekim ve sağlık personeli olup olmadığı, kamunun özelden sağlık hizmeti satın alıp almaması gibi faktörlerin hepsini inceleyip ondan sonra karar veriyoruz. Bizim için avantajı olabilecek her pazarı takip ediyoruz. * Yurt dışında hastane açmak Türkiye’de açmaktan daha mı kolay?
Türkiye’de kısıtlamalar yeni hastane açılmasını zorlaştırıyor ama bahsettiğim ülkelere baktığınızda sağlık sektörü gelişmiş olmadığı için bu tür yatırımlara ihtiyaçları var. Bu nedenle
Türkiye’ye kıyasla daha kolay oluyor.
* Yurt içinde yapmayı düşündüğünüz yatırımlar
var mı?
Şu anda devam eden 4 yatırımımız var.
Altunizade’de yaptığımız hastaneyi ocak ayında
tamamlamayı, 1 Mart 2017’de de hasta almayı
hedefliyoruz. Bu hastane bizim şu andaki en
büyük hastanemiz olacak; 98 bin metrekare kapalı
alana sahip ve 325 yataklı bir hastane.
Maslak Acıbadem Hastanesi’nin ise ikinci
etabına başladık, hastaneyi genişletiyoruz. 60
bin metrekare ilave hastane binası yapıyoruz.
Ataşehir’de 40 bin metrekare kapalı alanı olan
bir hastane yapıyoruz. Bir de Kartal’da 25 bin
metrekare bir hastane yapıyoruz. Ataşehir, Maslak,
Kartal’daki yatırımların 2018’de faaliyete
geçmesini planlıyoruz.
Açıkçası Türkiye’de bundan başka bir şehre
daha gidersek İzmir ve Antalya’yı tercih edebiliriz.
Onun dışında da daha fazla bir yere yatırım
yapmak şu anda gündemimizde yok, daha çok
yurt dışında büyümeyi düşünüyoruz.
* Acıbadem Grubu olarak başka işleriniz var
mı ve ya ilgileniyor musunuz?
Hayır, biz sadece sağlık işindeyiz. Şöyle
derim hep, sağlık başka bir işin yanında yapılacak
ikinci bir iş değil. Sağlık yılda 365 gün 24
saat konsantrasyon isteyen bir konu. * Sağlık teknolojileri gibi konularda yatırımınız
var mı?
Acıbadem Teknoloji diye bir şirket kurduk,
bu şirketin altında A Store adıyla ilaç yönetim
sistemi oluşturduk. Bu sistem şu ana kadar Amerikalıların
tekelinde olan bir işti, ama biz yazılımını
ve endüstriyel tasarımını kendimiz yaptık
ve piyasa göre maliyet olarak avantajlı konuma
geldik. Bu sistem şu anda hem bizim hastanelerimizde
kullanılıyor hem yurt dışından ciddi talep
görüyor. Örneğin geçenlerde yabancı bir ülkenin
sağlık bakanı geldi ve bu sistemi kendi ülkesinde
2 hastaneye kurmak istediğini söyledi.
* Acıbadem’in sosyal sorumluluk projelerinden,
eğitime ve spora verdiği destekten bahsedebilir
misiniz?
Acıbadem Üniversitesi benim sosyal sorumluluk
projem. Üniversitede okuyan öğrencilerin
yarıdan fazlası yüzde 100 burslu okuyor
ve tek amacım bu ülkeye nitelikli gençler kazandırmak.
Onun dışında ben şahsen birçok okul, kültür
merkezi, cami gibi yatırımlar yapıp kamuya
bağışlıyorum. Ayrıca çok sayıda burslu öğrenci
okutuyorum.
Türkiye’de sağlıkla sporu yan yana getiren
kurum Acıbadem. Daha önce spor kulüpleri
sağlık hizmetlerini kamunun üniversite hastanelerinden
alırdı. Bu geleneği biz, Acıbadem
olarak değiştirdik. Şu anda birçok ülkenin basketbol
ve futbol milli takımlarının sağlık sponsoruyuz.
Türkiye ve yurt dışında 50’nin üzerinde
kulübün sağlık sponsorluğunu yürütüyoruz.
Fulya’da FIFA’dan mükemmeliyet merkezi sertifikası
olan çok gelişmiş bir sporcu sağlığı merkezimiz
var. * Acıbadem Üniversitesi’nin gelişimi nasıl
gidiyor?
4 bine yakın öğrencimiz var ve sayıyı bu
civarda tutmayı planlıyoruz. Yeni bir fakülte açmayı
düşünmüyoruz.
* İşin lideri olarak en çok nelere odaklısınız,
en çok nelerle uğraşıyorsunuz?
Ben her işle ilgilenmeyi seven birisiyim.
Operasyonla da uğraşırım diğer konularla da...
Ama en çok vaktimi ne alıyor derseniz yeni yatırımlar
ve seyahat alıyor.
Seyahat hayatımda önemli bir yer tutuyor, bir
gün Üsküp’te yönetim kurulu toplantısındayken
ertesi günlerde art arda Sofya’da, Singapur’da,
İstanbul’da yönetim kurulu toplantılarım oluyor.
Ayrıca İstanbul’da Acıbadem’in yönetim kurulu
toplantısını yapıyoruz. Her şeyden önce bu bile
ciddi bir zaman alıyor.~“BALKANLAR’DA BÜYÜMEYE
DEVAM EDECEĞİZ”
SIRBİSTAN’LA GÖRÜŞÜYOR
Önce yakın coğrafyadan başlayarak
büyümeyi hedefliyoruz. Balkanlar’da büyümeye devam
edeceğiz, Balkanlar’ın
her ülkesinde olmak
istiyoruz. Şimdi radarımızda
Sırbistan var. Yakın bir
zamanda burada bir
hastane grubunu daha
bünyemize katacağımızı
düşünüyoruz. Ayrıca 2017
yılında Makedonya’da da
2 tane daha hastaneye
bağlı tıp merkezi açmayı
planlıyoruz.
RUSYA’DA YATIRIM OLABİLİR
Daha sonra girmeyi
düşündüğümüz ülkeler
Romanya, Arnavutluk
olabilir. Rusya ve Ukrayna
gibi Türkiye’nin kuzeyindeki
ülkelerle de görüşmelerimiz sürüyor, çeşitli girişimlerimiz
mevcut. Ama bunların ne kadarı gerçekleştirilir şu anda net bir
şey söylemek mümkün değil. Ayrıca Acıbadem olarak Kuzey
Afrika’da da olmak istiyoruz ama tüm bunlar bir süreç işi. Şu an
en yakın hedeflerimiz Balkanlar ve Rusya.
HOLLANDA’DA KLİNİK AÇIYOR
Şimdiye kadar hep gelişmekte
olan ülkelerde faaliyet gösterdik. Şimdi gelişmiş ülkeleri de
denemek istiyoruz. Bu nedenle Hollanda’ya bir yatırım yaptık.
Hollanda Amsterdam’da yılbaşında açmayı hedeflediğimiz büyük bir klinik yapıyoruz.
“TÜRKİYE COĞRAFYANIN
SAĞLIK ÜSSÜ OLACAK”
SAĞLIK TURİZMİ GELİŞİYOR
Türkiye’de sağlık turizmi büyümeye,
gelişmeye devam ediyor ve ben çok iyi yerlere geleceğine
inanıyorum. Biz bu işe 2008’de başladığımızda Türkiye’ye yurt
dışından gelen hasta yoktu. 2008’den bu yana çok büyük bir artış
yaşandı ve şu anda ciddi sayıda yurt dışından hasta geliyor. Bu
eğilim, her gün daha da büyüyerek devam edecek.
TÜRKİYE COĞRAFYANIN EN İYİSİ Türkiye gerçekten kendi
coğrafyasında en iyi sağlık hizmetlerini sunabilen bir ülke.
Avrupa’nın birçok ülkesinden çok daha nitelikli ve kaliteli hizmet
veriliyor. Fiyatları da diğer Batılı ülkelere göre çok daha uygun.
Bu durumun Türkiye’deki sağlık turizmi için büyük bir fırsat olduğu
kanaatindeyim.
TL BAZINDA BÜYÜME KORUNDU
Terör olaylarının yoğun olduğu
dönemlerde yabancı hasta sayısında bir düşüş görülüyor ama
ardından hemen toparlanıyor. Yaşanan terör olaylarına rağmen
TL olarak büyümemizi muhafaza edebilmemiz de çok önemli,
yarın bu işler bittiği zaman Türkiye bence bütün bu coğrafyanın
sağlık üssü olacak.
ACIBADEM’İN BÖLGESEL
BÜYÜME ROTASI NASIL?
1 2012’de IHH ile yaptığımız stratejik ortaklık
Acıbadem için önemli bir aşama oldu.
2 Uzak Doğu’nun en büyük, dünyanın 2’nci büyük
hastane grubu IHH’in bir parçası haline geldik.
3 Ben de bu ortaklığı yaparken buradaki bir kısım
hissemi IHH ile takas ettim ve onlardan hisse
aldım.
4 2016’da her şeye rağmen yılı yüzde 22
büyümeyle kapatıp 2,5 milyar TL ciro
yapacağız.
5 2017’de yüzde 21 büyümeyle ciromuzu 3 milyar
TL’ye ulaştırmayı hedefliyoruz.
6 Ciromuzun yüzde 15’i yurt dışı, yüzde 10’u
yabancı hastalardan geliyor. Döviz gelirinin
payı yüzde 25.
7 Hedefimiz, birkaç yılda ciromuzun yüzde
50’sini dolar veya Euro bazına oturtmak.
8 Şu anda İstanbul’da devam eden 4 tane
hastane yatırımımız var. Maslak Hastanesi’nin
ikinci etabına başladık.
9 Odağımız yurt dışı… Türkiye’de yeni bir şehre
daha girecek olursak ilk sırada İzmir ve
Antalya var.
10 Üsküp’te bir hastanemiz var. Bulgaristan’a ise 4
hastane ve 4 tıp merkezini satın alarak girdik.
11 Balkanlar’ın her ülkesinde olmak istiyoruz.
Radarda Sırbistan var. Sonra Romanya ve
Arnavutluk olabilir.
2017 CİRO HEDEFİ
3 MİLYAR TL
2016’DA YÜZDE 22 BÜYÜDÜ
2016 yılında her şeye rağmen büyüme
yakaladığımızı söyleyebilirim. Yılı
yüzde 22 büyümeyle kapatıp 2,5
milyar TL ciro yapacağız. 2017
hedefimiz de yüzde 21 büyümeyle
ciromuzun 3 milyar TL düzeyine
ulaşması yönünde.
YURT DIŞI GELİRLERİ ARTACAK
Ciromuzun yüzde 15’i yurt dışındaki
hastanelerden, yüzde 10’u ise
Türkiye’deki yabancı hastalarımızdan
kaynaklanıyor. Böylece ciromuzun
yüzde 25’i ağırlıklı Euro olmak üzere
yabancı para cinsinden geliyor.
Hedefimiz, ciromuzun yüzde 50’sini
dolar veya Euro bazına oturtmak.
Birkaç sene içinde bu hedefi
yakalamak istiyoruz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?