Cem Geyik’le bilardodaki başarısını ve iş dışı yaşamını konuştuk...
Nil Dumansızoğlu
ndumansizoglu@capital.com.tr
İş dışı yaşamdaki uğraşlarına zaman ayırma konusunda CEO’lar oldukça yol kat etmiş durumda. Hatta hobilerini dünyada önemli yarışmalarda tescilleyenler bile var. Bir hobi olarak başladığı bilardoda zamanla profesyonelleşen QNET Türkiye, Rusya ve Orta Asya Bölge Müdürü Cem Geyik de bu isimlerden. Dünyada pek çok turnuvaya katılan Geyik, kendini geliştirdiğini fark edince cesaret LIFE kazanarak yarışmalara girmeye karar verdiğini söylüyor. Bugüne kadar Hollanda, Mısır, ABD ve Vietnam’daki yarışmalara katıldığını belirtiyor. Oynadığı 3 bant bilardo disiplininde dünyada ilk 250’ye giren Geyik, önümüzdeki yıl düzenlenecek 7 turnuvaya daha katılıp ilk 150 arasında yer almak istediğine dikkat çekiyor ve ekliyor: “İş hayatında gösterdiğim özeni, hobi amaçlı başladığım bu sporda da gösterince ister istemez güzel sonuçlar da beraberinde geldi. Her işte elimden gelenin en iyisini yapma gayretim vardır. Bunun için de ne tür bir disiplin ve çalışma temposu gerekiyorsa uygularım. Aldığım birkaç güzel sonucun beni bu sporda daha iyiye ulaşmam konusunda motive ettiğini söyleyebilirim.” Cem Geyik’le bilardodaki başarısını ve iş dışı yaşamını konuştuk:
İş, yaşam dengesini sağlayabildiğinizi düşünüyor musunuz?
Bu dengenin kişiden kişiye ve zamandan zamana değiştiğini düşünüyorum. İşim gereği hızlı tempoya alışığım. Bazen üst üste seyahat ediyorum. Yorucu olsa da planlama yaparak iş ve özel hayatımda dengeyi sağlıyorum. Günümü ve hayatımı iyi planladığımda hem işime hem aileme yeterli ölçüde vakit ayırabiliyorum.
Bu dengeyi sağlamanın sizin için olumlu etkileri neler?
Evdeki mutluluğunuz ve huzurunuz tabii ki işlerinize de olumlu şekilde yansıyor. Sağlıklı bir aile hayatı, iş hayatınızda da daha pozitif ve başarılı olmanıza yardımcı oluyor. Özel hayattaki huzur, rahat bir zihinle işlerinize daha konsantre olmanızı sağlıyor. Genelde pozitif düşünen bir insanım. Olaylara pozitif yaklaşmam ve çözüm odaklı olmam hayatımı dengelememde en önemli faktörler arasında yer alıyor.
İş dışında kendinize ve ailenize zaman yaratma planınız nedir?
Günde 10-12 saat çalışıyorum. Zaman zaman bu saatler aşılabiliyor. Genelde bir günüm çalışarak, mesai sonrası ailemle ve hobilere vakit ayırarak geçiyor. Bazen yürüyüş yapıyorum, bazen de evde film izleyip ailemle sohbet ediyorum. Oğlum basketbol oynuyor. Ona bu yolculuğunda eşlik etmek bana keyif veriyor. Tatil günlerimde bilardo oynarım ve bilardo maçlarını izlerim. Ailemle zaman geçirmeye de özen gösteririm. Oğlumla basketbol oynarız ve hafta sonları doğada yürüyüş yaparız. Fırsat bulduğumuz zamanlarda da ailece tatil yapmaktan hoşlanırız. İyi yemek ve tadımlar da başka bir hobim.
Bilardo oynamaya ne zaman ve nasıl başladınız?
2020 yılında tamamen hobi amaçlı olarak pandemi öncesinde bilardo oynamaya başladım. Zamanla keyif aldığımı fark ettim ve daha çok ilgimi çekti. İşin boyutu zaman içinde biraz değişti. Aktif olarak yarışmalara katılmaya karar verdim. Önemli hocalardan ders aldım.
Kendinizi nasıl geliştirdiniz?
Önce il şampiyonaları, sonra Türkiye şampiyonası, ardından da dünya şampiyonalarına katılmaya başladım. Tamamen hobi amaçlı başladığım bu güzide sporda, dünya ilk 250’si içerisindeyim ve çevremde bulunan herkese bu sporu öneriyorum. İş yerinde de bilardo masamız var. Günün belirli zamanlarında kısa süreli oynuyorum. Bu, aynı zamanda daha rahat düşünebilmemi sağlıyor. İlbay Dağdelen ve Ömer Karakurt’dan ders alıyorum.
Şampiyonalara katılmaya karar verme nedeniniz neydi?
Bu sporda kendimi geliştirip yarışmalara katılabilecek seviyeye geldiğimi görünce cesaret kazandım diyebilirim. Dünya kupalarına katılıyorum. Her yıl 6-7 farklı ülkede oynanıyor. Bugüne kadar Hollanda, Mısır, Amerika, Vietnam’daki yarışmalara katıldım. Oynadığım bilardo disiplininde (3 Bant) dünya ilk 250’si içindeyim.
Turnuvalara nasıl hazırlanıyorsunuz?
Turnuvalara vakit bulduğum tüm zamanlarda pratik yaparak hazırlanıyorum. İş dışında, öğle mesailerinde bazen resmi tatillerde bile antrenman yapabiliyorum. Bilardonun bu güzelliği var. Yarım saat öğle yemeği arasında antrenman yapabilirsiniz.
Turnuva gününde rutininiz nedir? Güne nasıl başlıyorsunuz? Stresi nasıl yönetiyorsunuz? Bir toteminiz var mı?
Erken kalkıp hafif bir kahvaltının ardından ruhen ve bedenen kendimi turnuvaya hazırlıyorum. Bir gün öncesinden de erken yatmaya özen gösteriyorum. Bilardo yarışmalarında sporcuların bir totemi olur genelde. Benim yok, sadece heyecanımı yenebilmek adına ısınma turlarına sonradan katılmayı seçiyorum.
Aslında hobi odaklı başladığınız bilardoda dünya sıralamasında ilk 250’ye girdiniz. Bu nasıl oldu? Bir hobiyi böylesi bir başarıya dönüştüren motivasyonun arkasında neler yatıyor?
İş hayatında gösterdiğim özeni hobi amaçlı başladığımı bu sporda da gösterince ister istemez güzel sonuçlar da beraberinde geldi. Her işte elimden gelenin en iyisini yapma gayretim vardır. Bunun için de ne tür bir disiplin ve çalışma temposu gerekiyorsa bunu uygularım. Aldığım birkaç güzel sonucun beni bu sporda daha iyiye ulaşmam konusunda motive ettiğini söyleyebilirim.
Önümüzdeki dönemde hangi turnuvalara katılacaksınız?
Önümüzdeki yıl 7 turnuva var. Hepsine katılıp ilk 150’ye girmeyi hedefliyorum.
Bilardoyla ilgili hedefleriniz ve hayalleriniz nedir?
Hem Türkiye hem dünyadaki tüm önemli organizasyonları yakından izliyorum. Bu alandan Semih Saygıner, Tayfun Taşdemir, Lütfü Çenet, Murat Naci Çoklu, Ömer Karakurt, Berkay Karakurt, İlbay Dağdelen, Dick Jespers, Dani Sanchez gibi ünlü isimleri takip ediyorum. Pozisyon bilgilerini, topa olan hamlelerini doğru bir şekilde öğrenmeye çalışıyorum. Yarışmak değil ama Dick Jespers, Dani Sanchez ve Semih Saygıner’den işin inciliklerini öğrenmeyi çok istiyorum.
Bilardonun iş hayatınıza nasıl bir katkısı olduğunu düşünüyorsunuz?
Nicola Tesla, bilardoyu, “Bilardo; satranç kombinasyonları, fizik yasaları ve insan beyniyle vücut hareketleri arasındaki gözle görülür dikkat çekici bağlantının birleşiminden oluşan algılanması belki de en güç mükemmelliğin oyunudur” diye tanımlıyor. Bu spor; matematik, fizik, geometri ve psikoloji dörtgeninin mükemmel bir şekilde sergilendiği, zarafet ve akıl oyunları üzerine kurgulandığı bir yapıya sahip. Bu güzel spor bana çok şey kattı. Masa başına geçtiğinizde hiçbir atışın bir öncekiyle benzer olmadığı, saç teli inceliğinde sayıların kaçtığı bu spor bana, iş hayatında her şeyin olabileceğini ama sorunları çözebilme yeteneğiyle problemlerin altından kalkılabileceğini öğretti. Yani en çok sorun çözebilme becerilerimi artırdı. Konsantrasyon yeteneğim gelişti. Her şeyden öte bu spor dalıyla uğraşarak kendimle tanışma fırsatı buldum.
Bilardonun sizin için anlamı nedir? Size nasıl hissettiriyor?
Bilardo şampiyonalarını izleme fırsatını bulduysanız kültürünü de gözlemleme şansınız olmuştur. Sporcuların papyonlarını takarak yarıştığı, güzel sayı aldığında rakibini alkışlama nezaketinde bulunduğu, sporcular artış yaparken oyuncuların konsantresinin bozulmaması için tabiri caizse izleyenlerin nefeslerini dahi tuttuğu bir atmosferden söz ediyoruz. Bu spor, saygı, hoşgörü ve hırsın muhteşem ahengiyle sergileniyor. Bütün bu özellikleriyle bilardo kendimi bulduğum ve çok iyi hissettiğim bir spor dalı.
Bilardo dışında hangi sporları yapıyorsunuz?
Pilates yapıyorum, kaslarımı güçlendiriyor ve enerjimin yükselmesini sağlıyor. Haftada 2 kez genelde aksatmadan yapmaya çalışıyorum. Bunun dışında doğa yürüyüşleri de vazgeçilmezim.
Bununla birlikte kendinize nasıl bir beslenme düzeni oluşturdunuz?
Öncelikle keyifli sofraların tutkunu bir insan olarak sağlıklı yemek yemeyi ve bunu bir rutine oturtmayı başardım. Aralıklı oruçla hem kilo verdim hem enerjim yerine geldi. Zaman zaman ucunu kaçırsam da genel olarak beslenme düzenim bu felsefeye dayanıyor. Evde yemek yapmayı da çok seviyorum.
“2 BİNİN ÜZERİNDE VİSKİM VAR” “KOLEKSİYON YAPIYORUM” Çok sık seyahat etmekle beraber Türkiye’de olmayan viskileri satın aldıkça bu merakım arttı ve ortaya şu anki koleksiyonum ortaya çıktı. Yaklaşık 15 yıldır sınırlı sayıda üretilen viskilerden topluyorum. 2 binin üzerinde viskim var. Markalardan bağımsız olarak benim için en güzel ekspresyonlar hep 18 yıllık olanlar. TADIM VE SOHBET Viski hakkında çok detaylı kitapları olan dostum Burkay Adalığ’dan birçok kez eğitim aldım. Aynı zamanda harika viski topluluklarının ve viski tadım gruplarının üyesiyim. Hemen hemen her ay bir araya gelip tadımlar eşliğinde viski sohbetleri gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de bu işin duayenleriyle her yıl 2-3 kez bir araya gelip tadım yapıyoruz. Daha önce tadım için İskoçya’daki dünyaca ünlü damıtım evlerini ziyaret ettim, düzenli olarak etmeye de devam ediyorum. |
“ASYA ÜLKELERİNDEN ÇOK ETKİLENDİM” SEYAHAT TUTKUSU İş için genelde Malezya, Rusya, Kazakistan ve Londra’ya gidiyorum. Onun dışında ailece seyahat etmeyi de çok seviyoruz. Türkiye’de Ege kıyıları favorimiz. Yurt dışındaysa deneyimlemeye çok açığız. Hangi ülkelere gideceğimize spontane olarak karar veriyoruz. Daha önce gitmediğimiz bir yeri merak edip gidiyoruz ya da daha önce gidip sadece turistik yerlerini gördüğümüz için o şehri daha lokal biri gibi deneyimlemek için tekrar gidiyoruz. UZAK DOĞU SEVGİSİ Bugüne kadar Asya, Amerika ve Avrupa’da birçok ülkeye gittik. Özellikle Asya ülkeleri bizi daha çok etkiledi diyebilirim. Gittiğimiz yerlerde yöresel ve yer bulabilirsek yıldızlı aşçıların restoranlarına gitmeyi çok seviyoruz. Uzak Doğu’yu seviyorum ve egzotik buluyorum. Bir de Uzak Doğu’nun kültürel açıdan renkli adalarını fırsat buldukça görmeyi seviyorum. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?