Süer Sülün’le iş dışı yaşamını, hobilerini ve hayvan sevgisinin onu nasıl beslediğini konuştuk...
Nil Dumansızoğlu
Karşılıksız sevginin varlığını hayvanlardan öğrendiğini söyleyen Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı SÜER SÜLÜN’ün hayatının en önemli parçalardan biri köpeği Leo… Onunla geçirdiği vakitlerin çok kıymetli olduğunu belirten yönetici, “İnsanla hayvanın mucizevi bir şekilde birbirini anlayacağını, birbirlerinin duygularını hissedeceğini ve bunlara karşılık verebileceğini Leo’dan öğrendim” diyor.
İş hayatından geriye kalan zamanda, özel yaşamını kaliteli hale getirmeye büyük önem veren Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, bu durumun yöneticilik kariyerine önemli katkılar sağladığını söylüyor. Motosiklet ve hentbol tutkusuyla iş dışı yaşamını zenginleştiren yönetici, bunların dışında uzun yürüyüşlerle zihnini canlı tutuyor. Bu yürüyüşlerde de kendisine köpeği Leo eşlik ediyor. Hayvanların, insanların en yakın dostu olduğunu düşünen Sülün, Leo’nun da hayatında çok değerli bir yeri olduğunu belirtiyor. “Leo’nun bana öğrettiği en önemli şeylerden biri de karşılıksız sevginin varlığı” diyor. Süer Sülün’le iş dışı yaşamını, hobilerini ve hayvan sevgisinin onu nasıl beslediğini konuştuk:
Yoğun iş hayatında, iş-yaşam dengesini kurmak çok önemli, ancak zor olabiliyor. Siz bu dengeyi sağlayabildiğinizi düşünüyor musunuz?
İletişimin her an her yerden sağlanabildiği günümüz iş dünyasında, zamanı iş ve özel diye ayırmak pek mümkün değil. Uykuyu çıkardığınızda bir günde elinizde 16 saat kalıyor. Ben bu zamanı iş ve özel diye ayırmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü hayattaki önceliklerimizi belirleyen biziz ve bu doğrultuda her şey kendi dengesini buluyor. Teknoloji çağında iş telefonuyla özel telefonumu ayırıp hafta sonu iş telefonuma bakmıyorum gibi bir durumum yok. Müşterilerimiz, bayilerimiz ya da çalışma arkadaşlarım gece 11’de arayıp “Bu işi aldık” diye mutluluklarını paylaştıklarında ben de mutlu oluyorum. Bunun özel hayata müdahale olduğunu düşünmüyorum.
Günde kaç saat çalışıyorsunuz? İş dışında kendinize ve ailenize zaman yaratma planınız nedir?
Normal şartlarda sabah 9.00-9.30 gibi çalışmaya başlıyorum ve akşam 18.00-19.00 gibi mesaimi sona erdiriyorum. Pandemi nedeniyle sıklığı azalsa da toplantı, yemek ve etkinliklere de katılmam gerekiyor. Böyle bir durumda bu saatlerde değişiklikler olabiliyor. Yoğun bir iş hayatım olmasına rağmen her zaman aileme vakit ayırmaya ve mümkün olduğunca onlarla aktiviteler yapmaya büyük bir önem veriyorum. Bu yüzden ailemle yeterli vakit geçirmek her zaman en büyük önceliklerimden biri olmuştur.
İş-yaşam dengesini sağlamanın sizin için olumlu etkileri ne oluyor?
Özel hayatınızda kaliteli zaman geçiremezseniz yoğun şirket yaşamını da sağlıklı bir şekilde yönetmeniz pek mümkün olmaz. Hepimizin hayatında iş, aile, sosyal hayat gibi birçok yanımızın olduğunu unutmamamız ve yaşantımızı tüm bunları dengeleyecek şekilde sürdürmemiz gerekiyor. Dolayısıyla hayatımızda sahip olduğumuz bütün rollere yeterli ve kaliteli süreyi ayırmamız önemli. Ben iş hayatımdan geriye kalan sürelerde özel yaşantımı kaliteli hale getirmeye büyük önem veriyorum. Bu durumun da yöneticilik hayatımda bana çok önemli katkılar sağladığını rahatlıkla ifade edebilirim.
Sizin için iş stresinden arınma, uzaklaşma yöntemleri nedir?
En büyük tutkularımdan biri motosiklete binmek. Bir grubumuz var ve onlarla her yıl yurt dışı motor turları yapıyoruz. Bunun haricinde, lise yıllarında başladığım hentbola, iş hayatına girdikten sonra da devam ettim. Şimdi de 30 yıldır tanıdığım sporcu arkadaş grubumla veteran turnuvaları yapıyoruz. Beşiktaş taraftarı ya da seyircisi değil, iyi bir Beşiktaşlıyım. Beşiktaş maçlarına gitmeye gayret ediyorum. Uzun yürüyüşler yapmayı seviyorum. Ofise gittiğim zamanlarda çok fazla yürüyüş yapamıyorum, haftada 2 gün 8 kilometre yürüyorum. Ama pandemi döneminde o rotayı 12-14 kilometreye kadar çıkardım. Köpeğim Leo’yla yürümek hem ona hem de bana iyi geliyor.
Leo şu an kaç yaşında, birlikte ne kadar vakit geçirebiliyorsunuz?
Leo, 4 yaşında, onunla sık sık uzun yürüyüşler yapıyoruz. Ayrıca evde de bolca vakit geçiriyoruz. Hayatımın önemli bir parçası haline gelen Leo’yla geçirdiğim vakitler çok kıymetli.
Leo’dan önce, hayvan sevgisiyle tanışmanıza vesile olan dostunuzdan bahseder misiniz?
Hayvanlar konusunda her zaman hassas bir insan olduğumu söyleyebilirim. Leo’dan önce Ricky adında Golden Retriever cinsi bir köpeğim ve Fadime ile Pistan adında kedilerim vardı. Onlar sayesinde hayvan sevgimin daha da derinleştiğini söyleyebilirim.
Hayvan sevginin insanı nasıl geliştirdiğini ve dönüştürdüğünü düşünüyorsunuz?
Öncelikle hayvanların, insanların en yakın dostlarından biri olduğunu düşünüyorum. Köpeğim Leo da benim hayattaki en değerli dostlarımdan biri. Onunla çok güzel zaman geçiriyorum. Ayrıca onunla geçirdiğim her dakikadan büyük bir keyif alıyor ve mutlu oluyorum. Onları çokça içtenlikle sevenler çok iyi bilir ki evinde, bahçesinde, kalbinin derinliklerinde hayvan besleyen insanlar için bir müddet sonra onlar hayatlarının ayrılmaz bir parçası oluyor.
Hayvanlarla dost olmak size ne öğretti?
Sanırım köpeğim Leo’nun bana öğrettiği en önemli şeylerden biri, karşılıksız sevginin varlığı. İnsanla hayvanın mucizevi bir şekilde birbirini anlayacağını, birbirlerinin duygularını hissedeceğini ve bunlara karşılık verebileceğini de Leo’dan öğrendim.
“HAYVANLAR BENİM HASSAS NOKTAM” “HER DESTEK DEĞERLİ” Hayvanlar benim hassas noktam, özellikle sokak hayvanlarının yaşam koşullarına ve onlara karşı yapılan haksızlıklara son derece üzülüyorum. Sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirmek için yapılabilecek her iyilik hareketi bana çok değerli geliyor. Ne mutlu bana ki bu konuda benimle aynı hissiyatta birçok çalışma arkadaşım var. Elbette hepimizin desteği oldukça yapabileceklerimiz çok daha fazlalaşıyor. “28 DOSTUMUZ VAR” Genel müdürlük kampüsümüzde 14, Hoşdere fabrikamızın kampüsünde 14 olmak üzere toplam 28 köpek dostumuz var. Uzun yıllardır bu dostlarımızla ilgilenmek adına çalışma arkadaşlarımızla elimizden geleni yapıyoruz. Birbirimizi hemen her gün gördüğümüz için sevimli dostlarımızla aramızda çok özel bir bağ oluştu. Kampüse giriş yaparken her sabah mutlaka otomobilimi durdurup kendileriyle selamlaşıyorum. Güne zinde bir başlangıç için çok keyifli olan bu anlar benim için bir ritüel haline de geldi. “ŞANSLI’NIN YERİ AYRI” Hayvan dostlarımızın her birinin kendine has bir karakteri var. Hepsini çok seviyorum, ancak Şanslı isimli köpeğimizin yeri bende ayrı. Şanslı, diğer arkadaşlarına göre daha cana yakın ve akıllı bir köpek. Kendisini sabah kahvaltısı almak üzere kafeteryada sıra beklerken görebilirsiniz veya sensörlü kapıları açtığına denk gelebilirsiniz. Ofis girişindeki döner kapıyı ustalıkla kullanabilen ve asansöre binebilen Şanslı’nın pek çok kez toplantı odalarımızda önemli kararlar alırken bize eşlik etmişliği var. |
“KENDİMİ MUTLU VE AYRICALIKLI HİSSEDİYORUM” MOTOSİKLET TUTKUSU Motosiklete bindiğinizde bütün odağınızı yola ve motora vermek zorundasınız. Dolayısıyla fiziksel olarak yorucu. Bazen motorun üzerinde bir günde 1.000 km yol yaptığımız da oluyor. Örneğin İstanbul’daki fabrikadan çıkıp Yunanistan’a gitmek 1.000 kilometre yol yapmayı gerektiriyor. Fiziksel olarak yorucu olmasına karşın başka bir şey düşünmediğiniz için düşünsel olarak dinlendirici oluyor. Ben bu yolculuklarda kendimi çok mutlu ve ayrıcalıklı hissediyorum. YAZ PLANI Her yıl yurt dışı motor turu yaptığımız bir grubumuz var. Onlarla bu temmuz ayında Alpler’e bir tur gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Pandemi nedeniyle ara verdiğimiz motosiklet turlarımıza kaldığımız yerden devam edecek olmak beni heyecanlandırıyor. “HAYALİMDEKİ ROTA” Hayalimdeki rota Avustralya ve Yeni Zelanda. Doğası ve insanları nedeniyle büyük bir sabırsızlıkla keşfetmeyi beklediğim Avustralya ve Yeni Zelanda seyahatlerimi en kısa sürede hayata geçirmek istiyorum. |
“HENTBOL, HAYATIMIN RENKLERİNDEN BİRİ” “15 YIL OYNADIM” Hentbola lise yıllarımda başladım. Başarılı bir lise takımımız vardı. Daha sonra Beşiktaş’ta oynadım, üniversitemi Beşiktaş Kulübü finanse etti diyebilirim. İş hayatına girdikten sonra da hentbola devam ettim. Ancak profesyonel olarak sanırım 15 yıl boyunca hentbol oynadım. VETERAN TURNUVASI Benim için çok değerli olan ve 30 yıldır tanıdığım bir sporcu arkadaş grubum var. Bu grubumla Türkiye’nin çeşitli illerinde veteran turnuvaları düzenleniyor ve onlara katılıyoruz. “ZİNDE KALIYORUM” Öncelikle benim lise yıllarından beri büyük bir tutkum olan hentbolun hayatımın önemli renklerinden biri olduğunu söylemem gerekiyor. Ayrıca, fiziki olarak zinde kalmamı sağlamasının yanı sıra hentbol sayesinde sosyalleşme imkanı da buluyorum. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?