LIFE Onur Özyurt’la koşu tutkusunu, iş yaşam dengesini ve hobilerini konuştuk...
Nil Dumansızoğlu
ndumansizoglu@capital.com.tr
Balparmak Genel Müdürü ONUR ÖZYURT için koşu, hayatının vazgeçilmezleri arasında… 2017 yılından beri yılda 1 kez tam maraton koşma hedefiyle antrenman yapan Özyurt, “Koşan CEO” adlı Instagram hesabından da “bir genel müdürün Ironman olma yolculuğu”nu paylaşıyor. Koşmanın, kendisi için bir meditasyon hissi yarattığını belirten Özyurt, “Düzenli sporun gerektirdiği disiplin, kendime özen göstermemi teşvik ettiği gibi etrafıma da daha pozitif, sabırlı ve yapıcı yaklaşmamı sağlıyor” diyor.
Zihinsel rahatlamanın ve stresten arınmanın formülünü sporda bulan Balparmak Genel Müdürü Onur Özyurt için koşu, hayatının ve günlük rutininin bir parçası haline gelmiş durumda. Son 15 yıldır düzenli olarak haftada 3 ya da 4 kez koştuğunu belirten Özyurt, 2017 yılından bu yana da her yıl bir tam maraton, bir ya da iki kez de yarı maraton koşma hedefiyle antrenman yapıyor. Birçok kez katıldığı İstanbul Maratonu’nun yanı sıra Güney Doğu Asya’da, Boston’da farklı maraton ve koşulara katılma fırsatı bulduğunu anlatan Özyurt, bugünlerde önümüzdeki yıl Hollanda’da yapılacak Triatlon Ironman yarışına hazırlanıyor. Hem motivasyonunu artırmak hem ilham vermek amacıyla “Koşan CEO” adlı Instagram hesabından da maratonlarla ilgili anılarını ve antrenmanlardan görüntülerini paylaşan Özyurt, “Bu hesapla çalışma programı yoğun olan bir beyaz yakalı profesyonelin, eğer isterse ciddi miktarda zaman ve emek gerektiren triatlon yarışlarına hazırlık sürecini idare edebileceğini göstermek istedim” diyor. LIFE Onur Özyurt’la koşu tutkusunu, iş yaşam dengesini ve hobilerini konuştuk:
Yoğun iş hayatında, iş yaşam dengesini kurmak çok önemli ancak zor olabiliyor. Siz bu dengeyi sağlayabildiğinizi düşünüyor musunuz?
İş ve yaşam dengesi denilen kavramın bir bütünselliği ifade etmesi gerektiğini düşünüyorum. Hayat bir bütün ve zaman zaman onu kompartımanlara ayırmaya çalışma yanılgısına kapılıyoruz. Oysaki aynı gecenin gündüzü ya da mevsimlerin birbirini takip etmesi ve tamamlaması gibi iş ve sosyal hayat da birbirini takip eden ve tamamlayan kavramlar. Ben konuya bu bakış açısıyla yaklaştığım için ikisi arasında bir denge kurmaktan ziyade bir bütünlük sağlamaya çalışıyorum.
Günde kaç saat çalışıyorsunuz? İş dışında kendinize ve ailenize zaman yaratma planınız nedir?
Her günün kendine ait bir temposu var. İşin ve günün ihtiyacına göre çalışma sürem 10 saate de çıkabiliyor 14 saate de… Zaman yaratmaktan ziyade sahip olduğum zamanı doğru kullanmayı hedefliyorum. Bu nedenle birlikte zaman geçirme konusunda öncelik sıralamam ailem, kendim ve dostlarım.
Sizin için iş stresinden arınma, uzaklaşma yöntemleri nedir?
Stresten korunmak ve zihin berraklığımı muhafaza etmek için düzenli spor yapıyorum. Özellikle koşmak, bana adeta bir meditasyon hissi ve büyük bir keyif veriyor.
Ne zamandır ve ne sıklıkla koşuyorsunuz?
2007 yılından bu yana, arada kısa molalar verdiğim dönemler haricinde, düzenli olarak haftada 3 ya da 4 kez koşuyorum. 2017 yılından bu yanaysa her yıl bir tam maraton, bir ya da iki de yarı maraton koşma hedefim var.
Bu spora ilginiz nasıl başladı?
2011 Ocak’ta İsviçre’ye yaptığım bir iş seyahatinde, toplantı sonrası sohbet ederken toplantı katılımcılarından biri pencerenin dışını işaret ederek öğlen yemeği molalarında ilerideki tepeye kadar koşup geri geldiklerini söyledi. Tahminen 10 kilometre kadar olduğunu düşündüğüm bu mesafeyi kış aylarında bile koşmaları beni hem şaşırttı hem bana ilham verdi. O seyahatten sonra koşu bandını ve spor salonunu, mecburi haller dışında terk ettim ve outdoor koşulara başladım. Bu merak ve çaba birkaç yıl sonra maraton mesafesi koşulara dönüştü.
Yoğun temponuzda koşmaya vakit ayırmak zor oluyor mu?
Koşmayı hayatımın ve günlük rutinimin bir parçası olarak gördüğüm için zaman ayırmak zor olmuyor. Zaman yönetimi açısından kısa mesafeleri hafta içi, uzun mesafeleri ise hafta sonu koşuyorum. l Günde kaç kilometre koşuyorsunuz? n Bu aralar maraton hazırlığı içinde olduğum için haftada 60-70 kilometre koşuyorum. Önümüzdeki yıl Hollanda’da yapılacak olan Triatlon Ironman yarışına hazırlanıyorum.
Nerelerde koşmayı tercih ediyorsunuz?
Çoğunlukla oturduğum yer olan Kilyos’ta veya seyahat ediyorsam bulunduğum yerde koşuyorum.
“Koşan CEO” adlı bir Instagram hesabınız da var. Böyle bir hesap açma fikri nasıl oluştu?
Bu, Balparmak Apitera pazarlama ekibimizin üyeleriyle geliştirdiğimiz bir fikir ve proje oldu. Çalışma programı yoğun olan bir beyaz yakalı profesyonelin, eğer isterse ciddi miktarda zaman ve emek gerektiren triatlon yarışlarına hazırlık sürecini idare edebileceğini göstermek istedim. Aynı zamanda zor olduğu düşünülen her şeyin irade ve sabırla gerçekleştirilebileceğini esprili bir biçimde anlatmak istedik.
Hesabınızın açıklamasında, “Bir genel müdürün Ironman olma yolculuğu” diyorsunuz. Bu yolculuk nasıl ilerliyor?
Yolculuk son derece yoğun bir antreman programı doğrultusunda ve çok keyifli bir şekilde ilerliyor. Haftanın 7 günü, 1-2 saat koşu ya da bisiklet antrenmanı yapıyorum. İş yerindeki günlük tempom da herhangi bir ara vermeden devam ediyor.
Sporun beraberinde beslenmenize de dikkat ediyorsunuz. Nasıl bir beslenme programınız var?
Beslenme, spor performansını doğrudan etkileyen bir durum. Bu nedenle performansımı geliştirmek ve korumak için çok yağlı, çok şekerli, çok tuzlu gıdalardan uzak durmaya, sağlıklı ve doğal ürünleri yeterli miktarda tüketmeye özen gösteriyorum.
Seyahat ettiğiniz yerlerde de koşar mısınız? Mesela yurt dışına çıktığınızda koşmaktan keyif aldığınız ülkeler ya da yerler var mı?
Seyahat çantamda mutlaka koşu ayakkabım ve kıyafetlerim olur. Mezunlar günü için gittiğim Boston’da, distribütör ziyaretine gittiğim Filipinler, Kamboçya ve Vietnam’da, tatile gittiğim Assos’ta, Çeşme’de, kısacası seyahat ettiğim hemen her yerde koştum, koşarım. Zaman zaman koşmak için seyahat ettiğim de oldu. Örneğin ilk maratonumu Amsterdam’da koştum.
Bir koşucu gözüyle Avrupa ve Türkiye’yi spor aktiviteleri açısından nasıl karşılaştırırsınız?
İzleyici ve destekçi açısından Avrupa ülkelerindeki organizasyonlar daha kalabalık ve daha renkli oluyor, zira spor buralarda günlük hayatın bir parçası. Sevinerek söyleyebilirim ki Türkiye’deki organizasyonlarda da son yıllarda bu anlamda katılım artmaya başladı. Eskiden “yalnızlar maratonu” dediğimiz İstanbul Maratonu’nda artık son kilometrelere kadar destekçi gruplarını görebiliyoruz.
“HEM FİZİKSEL HEM MENTAL OLARAK HAZIRLANIYORUM” MARATONA HAZIRLIK Birçok kez katıldığım İstanbul Maratonu’nun yanı sıra Güney Doğu Asya’da, Boston’da farklı maraton ve koşulara katılma fırsatım oldu. Maraton hem fiziksel hem mental bir hazırlık gerektiriyor. DÜZENLİ ANTRENMAN Düzenli olarak yapılan koşu antrenmanları da maratonun en önemli parçası. Her gün 1-2 saat koşu ya da bisiklet antrenmanı yapıyorum. Hafta içi genellikle kısa mesafe koşarken hafta sonları bu mesafeyi artırmayı hedefliyorum. BESLENME DESTEĞİ Maraton hazırlık sürecinde ayrıca beslenmeye de dikkat etmek gerekiyor. Bu nedenle her gün antrenman yapmayı ihmal etmezken yediklerime de dikkat ediyor, sağlıklı ve doğal ürünleri tüketmeye özen gösteriyorum. |
NE ÖĞRETTİ? SON ADIM ÖNEMLİ Uzun mesafe koşuları bana hayatın temposunu ayarlamanın ve “son adım”ın ne kadar önemli olduğunu öğretti. Yarışı bitirebilmek için hızlı değil, aynı tempoda sabırlı koşmak gerekiyor ve 40 kilometre koşmak yeterli olmuyor. 42,2 kilometrenin sonundaki o son 200 metreyi bitirdiğinizde maratonu tamamlamış oluyorsunuz. YÖNETİCİLİĞE KATKI Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi, “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” Düzenli spor yapmak hem fiziken hem ruhen iş ve özel hayatıma çok olumlu katkıda bulunuyor. Düzenli sporun gerektirdiği disiplin, kendime özen göstermemi teşvik ettiği gibi etrafıma da daha pozitif ve daha yapıcı yaklaşmamı sağlıyor. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?