Türk iş dünyası, 1 Temmuz’da yepyeni bir döneme giriyor. Aslında bir bankacılık sermaye düzenlemesi olarak getirilen Basel II, yeni kurallarıyla kredi alma esaslarını kökten değiştirecek. Küçük büyük her şirket, aldığı reytinge göre belirlenecek maliyetle kredi kullanabilecek. "Basel Il’nin getirdiği ilk ve en büyük değişiklik, kredi risklerinde olacak. Ayrıca bireysel krediler ve toplam kredisi 2 milyon TL’nin altındaki KOBİ’ler bankalardan kredi almada daha avantajlı olacak” diyen Garanti Bankası Yönetim Kurulu Üyesi CÜNEYT SEZGİN, Basel II’nin Türk iş dünyasını nasıl etkileyeceğini 10 soruda anlatıyor:
1- Basel II, iş dünyasında neleri değiştirecek?
Temmuz 2012 itibarıyla Basel II kredi riski uygulamasına geçilecek. Basel II’nin getirdiği ilk ve en büyük değişiklik, kredi risklerinde olacak. Basel Il’de kredi riski, derecelendirme kuruluşlarının verdiği reytingler veya bankaların kendi derecelendirme modelleri ile hesaplanabiliyor. Ancak Türkiye’deki mevcut uygulamada, yalnızca derecelendirme kuruluşlarının notlarının kullanılmasına izin veriliyor. Bu durumda Türkiye’nin reytingi “BB” olduğundan en yüksek dereceyi alan Türk şirketi de ancak “BB” reytingiyle sınırlı kalacak. Mevcut koşullarda da bu derecenin denk geldiği risk ağırlığı yüzde 100. Herhangi bir geçiş takvimi bulunmamakla birlikte ileride Basel II gelişmiş yöntem uygulamasına geçildiğinde, Türk bankalarının firmalara verdikleri kendi reyting notları, kredilerin fiyatlanmasında belirleyici olacak. Basel II’nin önemli bir farklılığı da müşterilerin ayrıştırılmasında görülecek. Bireysel krediler ve toplam kredisi 2 milyon TL’nin altındaki KOBİ’ler, “perakende portföy” olarak değerlendirilecek ve daha avantajlı risk ağırlığı kullanılabilmesine imkan tanınacak. İpotek teminatı karşılığı kullandırılan krediler için bazı avantajlar sağlayacak. Bugün ipotek teminatları için kullanılabilen yüzde 50 risk ağırlığı, Basel II’ye geçişle ikamet amaçlı ipoteklerde yüzde 35 olarak kullanılacak.
2- Kredilerin teminatında farklılıklar olacak mı?
Basel II standart yöntemde, sermaye yeterliliği ölçümünde kabul edilebilen teminatlar biraz daha kısıtlanıyor. Nakit, altın, iyi derece almış menkul kıymetler, ipotekler gibi teminatlar sermaye hesabında riskin azaltılmasında kullanılabilecek. Ancak, çek ve senetler gibi ülkemizde yaygın olarak kullanılan teminatlar kullanılamayacak. İş dünyası açısından “perakende portföy” içinde bir şirket olmak, ipotek gibi risk azaltımı sağlayan teminatlarla çalışmak diğer firmalara göre sermaye avantajı yaratacak,
3- KOBİ'ler olumlu etkilenecek bu durumda, değil mi?
Evet, KOBİ’lere kullandırılan kredilerin risk ağırlığı yüzde 75 olacak. Geçmiş uygulamada yüzde 100 risk ağırlığında değerlendiriliyorlardı. Yani Basel II ile KOBİ’ler bankalar açısından daha düşük sermaye maliyeti yaratacak. Bu nedenle özellikle KOBİ’lere kaynak sağlamada bir artış yaşanabilir. Kurumsal büyük şirketler ise çoğunlukla yüzde 100 risk ağırlığında değerlendirilmeye devam edeceği için hem bankalar hem şirket bilançolarında önemli bir değişim yaratmayacak.~
4- Basel II'ye geçişte şirketleri etkileyecek riskler neler olacak?
Kısa vadede teminatlar dışında çok önemli değişiklikler beklenmemeli... Ancak uzun vadede ülke reytinginin iyileşmesine paralel firma riskliliklerinin ayrışması veya bankaların kendi derecelendirme modellerine geçmesiyle sermaye yönetiminin öneminin arttığını göreceğiz. Risk bazlı değerlendirme ve fiyatlama daha önem kazanacak.
5- Basel II'den en çok etkilenecek sektörler hangileri olacak?
Basel II, sektörler açısından bir farklılaşmaya gitmiyor. Önemli olan, şirketlerin risk düzeyleri...
6- Bugün Türk iş dünyası, kurumsal şirketler ve KOBİ'ler BASEL II'ye hazır mı?
Aslında Basel II, bir bankacılık sermaye düzenlemesi. Türk bankaları Basel II geçişine büyük ölçüde hazırlar. Dolayısıyla Basel II uyumu açısından bir problem yaşanması beklenmiyor. Ancak, tabii Türk şirketlerinin de hazır olması gerekecek. Basel II’nin gelişmiş yöntemlerine hazırlıklı olmaları için de şimdiden kurumlaşma ve mali yapılarında iyileşme sağlamaları önemli...
7- Peki sağlıklı uyum sağlamak için şirketler neler yapmalı?
Bu aşamada, reel sektörün muhasebe sistemlerine, teknoloji ve insan kaynağına yatırım yapmaları önem kazanacak. Şirketlerin finansal kuruluşlara doğru ve açık bilgiyi zamanında, sağlıklı ve yeterli şekilde vermeleri daha avantajlı kredi imkanları sağlamaları için önemli olacak. Bu nedenle şirketlerin, hem mali yapılarını hem yönetim ilkelerini gözden geçirip düzenlemeleri gerekiyor.
8- Şirket sermayelerini güçlendirmek için hissedarların kişisel varlıklarından şirkete aktarım yapmaları gereği de doğacak mı?
Dönem dönem makro ekonomik koşullar çerçevesinde bu tür ihtiyaçlar doğsa da Basel II’nin bugün tasarlanan sürecinde böyle bir sermaye aktarımı ihtiyacına yol açmayacağını düşünüyorum.
9- Dünyada Basel II'ye geçişte nasıl bir değişim yaşandı?
Dünyada Basel II’nin ilk tartışmaya açılmasıyla uygulamaya konması arasında 7 yıl geçti. Uygulama, AB ülkeleri dışında çok yaygın bir kullanım alanı da bulamadı. Son dönemde Basel II’nin çıkan global krizi önlemede olumlu katkısı olmadığı eleştirileri yapılıyor. Ancak, bunlarda fazla gerçeklik payı yok. Çünkü Basel II henüz yeterli uygulama alanı ve zamanı bulamamıştı. Özellikle ABD, önerileri ortaya atmakla birlikte krizin başladığı tarihe kadar da Basel II’yi gerçek anlamda devreye sokmadı. Tabii Basel II’nin, gerek düzenleyici otoriteler gerekse bankalar açısından özüne ve ruhuna uygun şekilde benimsenmediği son krizde açıkça görüldü.
10- Bugün bankaların büyük çoğunluğu KOBİ bankacılığına yoğunlaşıyor. Basel II ile rekabet nasıl değişir?
KOBİ’ler tarafında olumlu etkiler yaşanır mı?
- Basel Il’de 250 kişiden az çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı 25 milyon TL’yi aşmayan tüm işletmeler, KOBİ olarak değerlendiriliyor. Böylece ülkemizde faaliyet gösteren şirketlerin önemli bir bölümü KOBİ olarak sınıflandırılacak. Sermaye maliyeti açısından ortaya çıkan artı farklılıklar nedeniyle KOBİ kredileri, bankaların büyümek isteyeceği alan olacak. İleride kredi riski hesaplamalarında, bankaların kendi ileri yöntemlerine geçmesiyle kapsamlı değişiklikler olacak. Risklilik düzeyini daha iyi yöneten, şeffaf, güçlü KOBİ’ler kullanacakları kredilerin tutar ve maliyetinde göreceli bir avantaj yakalayacak. Yani krediye erişim ve kredi maliyeti konusunda KOBİ’ler arasında daha fazla ayrışma olacak.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?