MALİYET/GELİR MAKASINDA DENGE ARAYIŞI

Bankacılık, 2024’ü yüzde 42 ile son sekiz yılın en kötü maliyet/gelir makasıyla kapattı. Ancak 2025’te gelir tarafındaki olumlu beklentiler bu tabloyu tersine çevirebilir...

24.04.2025 14:35:370
Paylaş Tweet Paylaş
MALİYET/GELİR MAKASINDA DENGE ARAYIŞI

Elçin Cirik

[email protected]

Yılın ikinci yarısında kademeli faiz indirimleri ve dolayısıyla kredi-mevduat marjlarındaki iyileşmenin gelirleri yukarı çekmesi bekleniyor. Net faiz gelirlerinde yüzde 100’ü aşan artışlar öngörülürken maliyetlerde enflasyona paralel, daha ılımlı bir yükseliş beklentisi hakim. Bu gelişmeler, net faiz gelirlerinin aktiflere oranını yüzde 4-4,5’e taşırken maliyet/gelir makasının yüzde 40’ın altına inme ihtimalini güçlendiriyor.

Bankacılık sektörü, 2024’te maliyet-gelir dengesinde tarihi bir sınav verdi. Oran, yüzde 42 ile son sekiz yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Artan maliyetler karşısında gelirler yetersiz kaldı. Yine de sektör oyuncuları 2025’e daha umutlu bakıyor. Bu yıl faiz indirimleri ve ekonomi politikalarının şekillendireceği maliyet/gelir makası, bankacılık ajandasının ilk sıralarında yerini alıyor. Sektör temsilcileri, 2025’te net faiz marjlarında iyileşme ve gelirlerde artış bekliyor. QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, “Genel olarak maliyet artışının gelir artışını aştığı bir yılı geride bıraktık. 2025 yılı için faiz indirimleri, faiz marjlarını iyileştirerek sektöre gelir anlamında destek olacak” diyor. Ziraat Bankası Genel Müdürü ve Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alpaslan Çakar, düşmesi beklenen faizlerin vade uyumsuzluğu çerçevesinde bu yıl sektörün net faiz marjına olumlu katkı yapmasını, net faiz gelirinin artmasını ve ücret komisyon gelirlerinin kârlılığı desteklemeye devam etmesini bekliyor. 

AÇIK VERİLDİ

Geçtiğimiz yıl, bankalar enflasyonun etkisiyle hem operasyonel maliyetlerini kontrol altında tutmakta zorlandı hem artan fonlama maliyetleri nedeniyle net faiz geliri yaratmakta güçlük çekti. TSKB Genel Müdür Murat Bilgiç, BDDK 2024 Aralık verilerine göre sektörde net faiz gelirlerinde yüzde 3 daralma görüldüğünü söylüyor. Bu süreçte faiz dışı gelirler kurtarıcı oldu. Komisyon gelirlerindeki 1,5 katlık artışla bu kalem yıllık bazda iki katına çıktı. Sektörde toplam gelirlerde yüzde 32 artış yaşandığını aktaran Bilgiç, “Maliyet/gelir makası yüzde 42’ye yükseldi. Bu oran, son 8 yılın en yüksek seviyesi” diyor. Oysa 2023’te maliyet/gelir makası, yüzde 32 ile 10 puan daha iyi durumdaydı. Bu makas direkt kâra yansıdı ve sektörün net kârı yüzde 9,2 ile enflasyonun çok altında kaldı. Alternatif Bank Genel Müdürü Ozan Kırmızı, TCMB verilerine göre 2024’te önceki yıllara kıyasla yüzde 10’un üzerinde ek mevduat faiz maliyeti oluştuğunu belirtiyor ve “Buna ek olarak zorunlu karşılık oranlarındaki artış ve diğer regülatif düzenlemeler, toplam maliyetleri yüzde 12-13 yukarı çekti. Bu gelişmeler, bankaların net faiz gelirlerinde baskı yaratarak kârlılığı sınırlayan bir etki oluşturdu” diyor. Aktif Bank Genel Müdürü Ayşegül Adaca, enflasyonist dönemlerde faaliyet giderlerinin takip eden aylara yansımasını beklenen bir durum olarak değerlendiriyor. Adaca, “Özellikle iş gücü, ekipman-teknoloji yatırımları ve reklam hizmetleri gibi kalemler, maliyet artışı yarattı” diyor. Danışman Tunç Akyurt, önemli kârlılık göstergelerinden net faiz gelirlerinin ortalama aktiflere oranının 2022’de yüzde 6,5’ken, 2023 sonunda yüzde 3,8 ve 2024 sonunda yüzde 3,5’e gerilediğine dikkat çekiyor. Bu tabloyu da faiz gelirlerinin maliyetlerle aynı hızda artamamasına bağlıyor. 

BANKA BAZLI FARKLAR 

BDDK verilerine göre bankacılık sektörünün toplam operasyonel giderleri 2024’te yüzde 74 arttı. Bu artışta, yüzde 85 yükselen personel giderleri ana kalem olarak başı çekti. Aynı dönemde sektörün toplam bankacılık gelirleriyse yüzde 32 arttı. Maliyet/gelir yönetiminde bankalar arası farklılıklar dikkat çekiyor. Hayat Finans Genel Müdürü Galip Karagöz, “Maliyet/gelir makası tüm bankaları etkiledi. Büyüklüğüne, bilanço yapısına göre bankaları ayrı ayrı değerlendirdiğimizde pek çok bankanın 2023 kârlılıklarından uzaklaştığını görüyoruz” diyor. QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, geçen yıl sektör genelinde yüzde 42 olarak gerçekleşen gider/gelir oranının, özel mevduat bankalarında daha da açılarak yüzde 44,7’ye yükseldiğini söylüyor. Özel mevduat bankalarında özellikle küçük ölçekli oyuncu sayısının daha fazla olması bu sonucu doğuruyor. TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, özel bankaların enflasyon nedeniyle bireysel kredi kartı kullanımındaki artıştan ve üye iş yerlerinden sağladıkları gelirlerle komisyon gelirlerini 2-2,5 katına çıkardığını, bu sayede faaliyet giderlerini karşıladıklarını belirtiyor. Bilgiç, “Özel bankalarla karşılaştırıldığında daha düşük komisyon gelir artışı sağlayan kamu bankaları yine faaliyet giderlerinin büyük kısmını komisyon gelirleriyle karşıladı. Ayrıca makro ihtiyati tedbirler kapsamında alınan zorunlu karşılık kararları neticesinde oluşan yükümlülük de ek bir maliyet unsuru oldu” yorumunu yapıyor. Alternatif Bank Genel Müdürü Ozan Kırmızı, sektörün 2024’te maliyetleri dengeleyebilmek için faiz dışı gelir kaynaklarını artırmaya, dijitalleşmeye yatırım yaparak verimliliği yükseltmeye ve bilanço yönetiminde daha proaktif olmaya odaklandığına değiniyor. 

TOPARLANMA GELİR Mİ?

Bu yıl için sektör aktörlerinin beklentisi, faiz indiriminin sektör gelirlerini olumlu etkileyeceği yönünde. Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, “Özellikle yılın ikinci yarısında, sektör için daha pozitif bir tablo bekliyoruz. Kademeli faiz indirimleri, büyüme dinamiklerini, kredi-mevduat makasını ve marjlardaki trendi olumlu etkileyecek” diyor. Akten, bu yıl faizlerdeki düşüş paralelinde kredi limitlerinde esneklik de olacağı görüşünde. Ancak Akten, maliyet kontrolünün çok önemli olduğunu da vurguluyor. “Maliyet artışı bu yıl daha kontrollü olabilir, ancak mesela biz yılda iki kez zam yapıyoruz. Bu hesapla maliyet, enflasyonun üzerinde artıyor. Yine de bu yıl fonlama maliyeti aşağı gelirken marjlar hızlı ve ciddi şekilde düzelecek” yorumunda bulunuyor. Sistema Yönetici Danışmanı Evin Tümay, 2025’te faiz indirimlerinin bankaların fonlama maliyetlerini düşüreceğini ve buna bağlı olarak mevduat maliyetleriyle kredi maliyetlerinin gerilemesini beklediklerini aktarıyor. Bu, hem mevduat hem kredilerin büyümesi demek. Alternatif Bank Genel Müdürü Ozan Kırmızı, “Merkez Bankası’nın faiz indirimleri, sektörde maliyetlerin kademeli gerilemesine zemin hazırlayabilir. Mevduatların ağırlıklı olarak kısa vadeli, kredilerin ise uzun vadeli yapısı, vade farkından kaynaklanan getiri artış imkanı yaratabilir. Ama sadece bunlar değil kredi fiyatlamasındaki stratejik kararlar ve kredi talebindeki değişimler, faiz gelirlerinin seyrinde belirleyici olacak” şeklinde konuşuyor. Pasha Bank Genel Müdürü H. Cenk Eynehan, madalyonun diğer yüzüne dikkat çekerek “Faiz marjları daralabilir, çünkü bankalar düşük faiz oranlarında daha düşük kâr marjlarıyla çalışmak zorunda kalabilir. Ama bu durumda düşük marjların telafisi kredi hacmiyle artar” sözleriyle görüşünü paylaşıyor. 

MAKAS SENARYOLARI

Bu olumlu trendin yanında bankalar, 2024’te zorlu dönemi atlatırken maliyet yönetimi açısından daha dirençli bir yapı oluşturmayı başardı. TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, net faiz gelirlerindeki artışla maliyet/gelir makasının 2025’te daralacağını tahmin ediyor. “Bu yıl 2024’e göre kârlılık yüksek gerçekleşecek” diyor. Alternatif Bank Genel Müdürü Ozan Kırmızı da maliyet/gelir oranında iyileşme bekleyen yöneticilerden. Kırmızı, işletme giderlerinin bu yıl fiyat istikrarının sağlanması ve maliyet yönetimindeki optimizasyonlarla yüzde 36 büyüyeceğini öngörüyor. Toplam bilanço büyümesini de yüzde 35’lerde bekliyor. “2024’e göre mevduat faizlerindeki düşüşün hızlanması ve kredi stok bakiyelerinin güçlü seyrini korumasıyla, net faiz gelirlerinde yüzde 100’ün üzerinde artış görülebilir” diye ekliyor. Sistema Yönetici Danışmanı Evin Tümay, giderlerde artış oranının geçen yıla paralel ya da yılın biraz altında kalacağı beklentisinde. “Gelirlerdeki artışsa 2024’e kıyasla daha yüksek olacak” diye konuşuyor. Aktif Bank Genel Müdürü Ayşegül Adaca, bu yıl maliyet/gelir makasının yine yüksek seyredebileceğini düşünüyor. “Ancak oransal anlamda yükselişin duracağını tahmin ediyoruz. Ayrıca 2025, toplam gelirde net faiz gelirlerinin net kâra en çok katkı yaptığı yıllardan olacak” diyor. Tunç Akyurt, bu yıl gelir-gider makas oranında bankalar açısından daha olumlu bir trend bekliyor ve net faiz gelirlerinin (faiz gelirleri-faiz giderleri) ortalama aktiflere oranının yüzde 4-4,5 arasında çıkabileceğini öngörüyor. Bir diğer önemli gösterge, 2024’te sektörü kârlılığa geçirmede lokomotif olan ücret, komisyon ve bankacılık hizmetleri gelirleri işletme giderlerinin yüzde 121’ini karşılamıştı. Tabii 2025’te net faiz gelirlerindeki yüksek ivme beklentisiyle sektörde bu noktada 2023’e benzer ve daha normalleşen bir oran da öngörülüyor.


“FAİZ DÜŞÜŞLERİ KISA VADEDE MALİYET AVANTAJI SAĞLAYACAK”
LEVENT ATAKAN EY TÜRKİYE FİNANSAL HİZMETLER SEKTÖR LİDERİ

İKİ ÖNEMLİ NOKTA 
Banka gelirlerindeki büyüme iki noktadan ele alındığında, gelirlerin artacağı ve maliyetlerin azalacağından bahsedilebilir. Düşük faiz oranlarının yatırım ve tüketimi desteklediği açık olarak görülürken, bunun kullanılan kredi tutarını da artıracağını söylemek mümkün. Ek olarak, Türkiye’de yeni bir trend olduğunu düşünüyorum. Döviz ve altın gibi alternatif yatırım ürünleri nedeniyle mevduatların vadesi, kredilerin vadelerinden kısa. TBB verilerine göre ortalama vade mevduatta 3 ay, kredilerde 15 ay. Bu nedenle kısa vadede faiz düşüşlerinin maliyet avantajı sağlayacağını düşünmek makul.

2024’TE KARŞILAMADI 2024’te iş gücü maliyetindeki artış, enflasyonun üzerinde gerçekleşti. Arada yüzde 30-40 oranında fark olduğunu söylemek makul bir tahmin olur. Özellikle bankacılık kesiminin yoğun iş gücünü sağladığı İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde hissedilen enflasyon etkisi çok daha yüksek oldu. 2024’te gelirlerdeki artışın, kârlılık üzerinde olumsuz etki yarattığını gözlemledik. 2024 yılı için TL mevduat maliyeti yüzde 37,4; ortalama TL kredi maliyeti de yüzde 37,7 olarak veriliyor. Bu farkla maliyet artışlarını karşılamak, kârlılık mümkün olamaz.



“BU YIL TABLO DAHA OLUMLU”
ÖMÜR TAN / QNB TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ

ARTACAK 
Bu yıl faiz indirimlerinin ve enflasyondaki görünümün iyileşmesinin etkisiyle gider/ gelir oranında geçen yıla kıyasla daha olumlu bir hava göreceğimizi düşünüyorum. Sektördeki büyümenin ortalama enflasyon beklentisine paralel olarak yüzde 30-35 bandında gerçekleşmesiyle birlikte yüzde 50 civarında bir gelir artışı olabileceğini tahmin ediyorum.

FARKLILAŞACAK Öte yandan maliyet artışı tarafında belirleyici unsurların başında enflasyon geliyor. Yıl sonu için enflasyon beklentimiz yüzde 28; ortalama enflasyon beklentimiz ise yüzde 34,7. Bu nedenle maliyet artışında bilanço büyümesi ve dönemsellik etkilerle birlikte yüzde 40-50 aralığında bir artış olabileceğini öngörüyorum. Ancak bankalar arasında özellikle gider büyümesi tarafında farklılıklar olması da muhtemel. Bankaların personel gider artış dönemleri ve politikaları başta olmak üzere gider yönetimi farklılaşabildiği için bankalar arasındaki büyüme oranları farklılaşabilir. Böylece sektörün gider/ gelir oranının geçen yıla göre iyileşmesi ve yüzde 40’ın sınırlı da olsa altına inmesi olası görünüyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz