Güçlü olduğumuz yerde büyüyeceğiz

Spurling, global tecrübenin HSBC'yi farklılaştırmaya devam edeceği görüşünde.

1.05.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Güçlü olduğumuz yerde büyüyeceğiz

HSBC, geçtiğimiz yaz Türkiye'de yeni bir sayfa açtı. Ağustos 2010'da görevinden ayrılan genel müdür Piraye Antika'nın yerine bankanın global yönetiminden Martin Spurling atandı. Yeni CEO'nun önderliğinde Türkiye operasyonu mercek altına alındı. Yeni stratejik plana yönelik son 6 aydır devam eden hummalı çalışmalar henüz tamamlanmış değil. Ancak yol haritasının ana unsurları belli. Yeni CEO Martin Spurling, HSBC'nin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en büyük gücünün, uluslararası tecrübe olacağını söylüyor. "Dünyayı Türkiye'ye, Türkiye'yi de dünyaya taşıyacağız" diye konuşuyor. Hatta kendisini bu anlamda bir elçi olarak görüyor. "Benim buraya gelmem HSBC'nin Türkiye'ye olan güveninin bir ifadesidir. Çünkü bugüne kadarki görevlerimde hep gelecek vadeden pazarlarda, gelecek potansiyeline yönelik platformlar hazırlamak için çalıştım. Ayrıca Türkiye'den o kadar çok etkilendim ki Paris ya da Londra'daki merkeze  her gittiğimde oradaki arkadaşlarıma gerçek Türkiye'yi öğretiyorum."diyor. HSBC'nin yeni dönemde lig atlama planı yok. Spurling, "İlk 4 büyük bankayla rekabet edemeyiz. Ancak uluslararası tecrübemizle rekabetçi olduğumuz varlık yönetimi, yatırım bankacılığı, KOBİ kredileri gibi alanlarda iddialıyız" diye konuşuyor. 30 Eylül 2010 tarihi itibarıyla göreve gelen Martin Spurling, ilk röportajını Capital'e verdi. HSBC'nin yeni dönem planlarını, grubun Türkiye pazarına yönelik hedeflerini anlattı. Hoş ve samimi mizacıyla Türkiye'nin geleceğine yönelik beklentilerini de paylaşan tecrübeli yöneticinin, sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Capital: Türkiye'yi ne kadar tanıyorsunuz? Buraya gelmeden önce bildiğiniz Türkiye ile burada gördüğünüz arasında fark var mı?
- Türkiye, bugüne kadar karşılaştığım en yanlış anlaşılmış ülkelerin başında geliyor. Bugüne kadar HSBC bünyesinde 11-12 ülkede Bütün bunlar pozitif, ancak önümüzdeki dönemde bankacılık sektörü üzerinde ciddi bir baskı göreceğiz. Geçtiğimiz birkaç yılda sektör, yüzde 20'lerin üzerinde özkaynak kârlılığı elde etti. Bu oranları önümüzdeki dönemde göremeyeceğiz. BDDK'nın son verileri de bugün gelinen noktada bu performansın gerilemeye başladığını gösteriyor. Bunun 2 nedeni var: Birincisi, hükümetin munzam karşılıkları artırması. Elbette hükümet bunu belli bir amaç için yaptı. Türkiye'de çok hızlı artan kredi büyümesini frenlemek istedi. Ancak bu durum, bankalar üzerinde şimdiden hissettiğimiz bir baskı yarattı. İkincisi, Türk bankacılık sektörü bilançosunun ortalama yüzde 36'sı devlet tahviline yatırılmış durumda. Faizler düştükçe buradaki gelirler de düşüyor. Diğer yandan bir üçüncü kısıtlama da sektördeki rekabet olarak gösterilebilir. Sektördeki rekabet çok ciddi düzeyde, marjlar artık dayanılabilir seviyede değil. Yeni görev yaptım. Türkiye, arkadaşlarım ya da birlikte çalıştığım insanlarca hiçbir zaman yaşanacak, hatta ziyaret edilecek bir ülke olarak görülmedi. Türkiye zor bir ülke olarak düşünülüyor. İngilizcenin çok iyi konuşulmadığı, muhafazakar bir kültürün olduğu, ailenizle ziyaret edemeyeceğiniz bir ülke olarak biliniyor. Buraya gelince arkadaş canlısı insanlardan, son derece sıcak kültürden çok etkilendim. Sadece ofiste değil, ofis dışında da Türk arkadaş edinmek çok kolay. Bu benim bugüne kadar hiçbir ülkede bulamadığım bir şey. Türkiye, bugün dünyanın 17'nci büyük ekonomisi. 2050 yılına kadar 12'nci sıraya yükselmesi bekleniyor. Gelişmiş Batı Avrupa'ya kıyasla oldukça hızlı bir GSYİH büyümesi gösteriyor. Kaliteli iş gücü Avrupa'ya kıyasla ucuz. Ayrıca çok başarılı ekonomik ve politik bir yakınsama var. Bütün bunları Türkiye'ye geldikten sonra gördüm ve şu anda Londra ya da Paris'teki merkez ofislerimize gittiğimde oradakilere Türkiye'yi öğretiyorum.~

Capital: Türkiye'de bankacılık sektörünün bugünkü performansını nasıl buluyorsunuz? Geleceğe yönelik öngörüleriniz ne yönde?
- Türkiye bankacılık ürün ve hizmetlerinden yararlanan nüfus açısından çok büyük bir potansiyel taşıyor. 75 milyonluk nüfusun bugün sadece 25 milyonu bankacılık ürün ve hizmetlerinden yararlanıyor. 2011 itibarıyla banka sayısı 49. Nüfus artışı yaklaşık yüzde 2, GSYİH artışı yüzde 6 düzeyinde. Bütün bunlar pozitif ancak önümüzdeki dönemde kârlılığı koruyabilmek için gerçekten çok akılcı davranmak lazım. Bankalar önümüzdeki dönemde bilançonun hangi bölümünün, hangi bölümle sübvanse edebileceği üzerine çok kafa yoracak. Her ne kadar Türkiye'nin kredi notunun yükselmesi beklense de önümüzdeki 3-4 yılda konsolidasyonun da gündeme gelebileceği zor bir dönem bizi bekliyor.

Capital: Bu ortamda HSBC geleceği nasıl planlıyor? Yeni döneme yönelik planlar nasıl?
- Gelecek için çok umutluyuz. Türkiye'yi, dünyada en güçlü büyüyen gelişmekte olan ekonomilerden biri olarak görüyoruz. Grup stratejimizin odağında da zaten gelişmekte olan ekonomiler var. HSBC olarak kendimizi gelişmekte olan ekonomilerin bankası olarak tanımlıyoruz. Kariyerimin büyük bölümünü bu ülkelerde geçirdim. Önümüzdeki 10-20 yılda ticari hareketin gelişmekte olan ekonomilerde çok hızlı artacağını öngörüyoruz. Türkiye için de bu geçerli. Türkiye'nin ithalat ve ihracat yaptığı ekonomilerin yüzde 80'inde güçlü bir varlığımız mevcut. Diğer yandan Türkiye önümüzdeki dönemde çok önemli özelleştirmelere sahne olacak. Bu da doğrudan yabancı sermaye yatırımı anlamına geliyor. Bugün gelişmiş Batı Avrupa'da çok sayıda şirket, Türkiye'ye yatırım için fırsat kolluyor. HSBC ise Türkiye'de faaliyet gösteren uluslararası bankalar içinde, piyasa değeri bakımından en büyük banka konumunda. Yerel bankalar ise çok büyük. Çok güçlü yerel tabanları var. Onlarla rekabette bir uluslararası banka olarak iki şey yapabileceğimizi düşünüyoruz: Birincisi, dünyayı Türkiye'ye getirebilir, Türkiye'yi dünyaya taşıyabiliriz. Türkiye'de ilişki bankacılığı yapılıyor. Biz de bir ilişki bankasıyız. Türkiye'deki kurumsal müşterilerimizle doğru ilişkiyi kurabilirsek onlara dünyanın her yerinde buradaki hiçbir bankanın veremeyeceği hizmeti verebiliriz. Kurumsal bankacılık çok iyi olduğumuz bir alan. Diğer yandan Türk insanı daha uluslararası düşünebilir hale geldiğinde kişisel bankacılık alanında da çok iyi bir hizmet sunabiliriz. Örneğin Premier International adlı global bir ürünümüz var. Bu ürünü bugün, bankamızda 50 bin dolardan fazla tasarrufu bulunan 150 bin premier müşterimize sunuyoruz. Bu ürünle dünyanın her yerinde seyahatten eğitime ücretsiz premier hizmet veriyoruz. Türkiye'deki yeteneğin de çok yüksek düzeyde olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki döneme yönelik hedeflerimizden biri de buradaki bu yeteneği yurtdışına ihraç edebilmek.

Capital:
Krediler tarafında bir kısıtlama var biliyorsunuz. Burada nasıl bir stratejiyle hareket edeceksiniz?
- Yurtdışındaki arkadaşlarıma, "Türkiye'de kredi büyümesinin yüzde 25 ile sınırlandırıldığını" söylediğimde bana gülüyorlar. Çünkü bu onların hayal bile edemeyeceği bir oran. Biz HSBC olarak Türkiye'de çok güçlü muhafazakar kredi ölçeklerimizle hem bankanın hem müşterilerin faydasına bir oranda kredi büyümesi sağlayabileceğimizi düşünüyoruz.Türk bankacılık sektöründeki önemli zorluklardan biri bilançonun fonlanması. Türk bankacılık sektöründe mevduatın krediye dönüş oranı yüzde 88 düzeyinde. Bu oldukça iyi bir oran. 2008'de yaşanılan krizde, Batı dünyasında pek çok bankadaki çöküşün nedeni likiditeydi. İngiltere'de batan ilk banka olan Northern Rock çöktüğünde mevduat/kredi oranı yüzde 141 düzeyindeydi. Türkiye'de sadece çok büyük bankaların düşük kredi/mevduat oranı var. Biz de HSBC olarak kredi/mevduat oranımızı güçlendirmek için çalışıyoruz. Şu anda yüzde 105 düzeyinde bir orana sahibiz. Hedefimiz bunu yüzde 100'e indirmek yönünde. Geçtiğimiz birkaç ayda bunun için ciddi bazı çalışmalar yaptık.~

Capital: Şubeleşme tarafında planlar nasıl?
- Şu anda 333 şubemiz var. 5 yıl önce bu rakam 158 düzeyindeydi. Şubelerimize global krizin en yoğun hissedildiği 2008'de dahi yatırım yaptık. Bu yıl ve sonrasında planımız şubelerimi güçlendirmek, desteklemek yönünde. Şubeleşmenin pazar payı ve kârlı büyüme için zorunlu olduğunu düşünüyoruz. Bin şubemiz olması gerekmiyor ama yeni şubeler açacağız. Burada 3 ayaklı bir stratejimiz olacak. Birincisi, mevcut şubeleri güçlendireceğiz. İkincisi, yeni şubeler açacağız. Üçüncüsü de şubeleri farklılaştıracağız. Önümüzdeki dönemde şube modelinin değişeceğini düşünüyorum. Maliyet nedeniyle büyük ölçekli, içinde kahve makinesinden oturma gruplarına pek çok tefrişatın olduğu şubeleri artık daha az göreceğiz. Bunlar belki sadece premier müşteriler için olmaya devam edecek.

Capital: Perakende bankacılıkta öngörülen başka yenilikler var mı? Örneğin kredi kartlarında yeni plan var mı? Yeni segmentlere odaklanmak istiyor musunuz?
- Perakende bankacılıkta en rekabetçi olduğumuz ve en çok gelecek potansiyeli gördüğümüz alan varlık yönetimi. Şu anda premier bankacılık konusuna odaklanıyoruz. Bu segment bizim için çok önemli ancak
küçük bir pazar. Dolayısıyla yeni dönemde piramidin daha altına da ulaşmak istiyoruz. Bunun için de elimizde oldukça iyi bir platform var. Bugün HSBC kredi kartında pazarın 5-6 markasından birine sahip. Kart pazarında yeni dönemde daha fazla konsolidasyon göreceğiz. Diğer yandan bugün Türkiye'de banka müşterileri ortalama 2,1 karta sahip. Bu rakam yeni ürünlerle 3-4'e çıkabilir. HSBC olarak kart işine odaklanmaya devam edeceğiz. Burada hedefimiz banka müşterilerinin cüzdanında daha fazla yer alabilmek. Bunun için katma değerli hizmetler üzerinde çalışıyoruz. Bugün pazarda 2,5 milyon kartımız var. Bu rakam ortak platformlarla 3-3,5 milyona çıkıyor. Bu rakamı daha da artırmak istiyoruz. Kartın ayrıca cüzdandaki marka olduğuna inanıyoruz. Ne kadar çok kişi cüzdanını açtığında HSBC kredi kartı görülürse o kadar iyi. Kart işi bizim için önemli bir alan olmaya devam edecek. Sigorta hızlı büyüdüğümüz bir diğer alan. Türkiye'de insanlar daha çok tasarruf biriktirmeye başladıkça sigortacılıkta da aynı ölçüde potansiyel açığa çıkacak. Her türlü sigorta ürününde penetrasyonun çok hızlı büyüyeceğini düşünüyoruz. Şu anda bir sigorta şirketimiz yok. Çok dikkatli bir seçimle pazardaki sigorta şirketleri aracılığıyla ürün ve hizmet sunuyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz