Toplam 4 bankanın faaliyette olduğu alanda, bankacılık sisteminin iki
katı büyüme var. Yeni dönemde büyümenin daha da hızlanması bekleniyor.
Hazine’nin gerçekleştirdiği sukuk ihracıyla hem Körfez’den hem batıdan
ilgi arttı. Katılım bankalarının kaynak bulma konusunda önü açıldı.
Ayrıca Türkiye pazarına yatırım yapmak isteyen yeni faizsiz bankacılık
kurumlarının da yolda olduğu konuşuluyor. Faizsiz bankacılık dünyada
70’li yıllardan bu yana yapılıyor. Bu alanda perakende bankacılıktan
yapılandırılmış ürünlere kadar geniş bir yelpazede ürün ve hizmet
sunuluyor. Tüm faizsiz finansal ürün ve hizmetlerin yarattığı yıllık
hacim 1,14 trilyon dolara ulaşmış durumda. Her yıl yüzde 15 düzeyinde
büyüme gösteren alanda, tüm dünyada, 90 ayrı ülkede 600’e yakın finansa
kuruluş faaliyette. Türkiye’de ise faizsiz bankacılık katılım bankaları
aracılığıyla yapılıyor. Halihazırda pazarda 4 banka var. Bank Asya,
Türkiye Finans, Albaraka Türk ve Kuveyt Türk’ten oluşan bu dörtlünün
toplam aktif büyüklüğü 2011 sonu itibarıyla 56,1 milyar TL düzeyine
geldi. Yine 2011 sonu itibarıyla topladıkları fonların büyüklüğü 39,9
milyar TL’ye, kullandırdıkları fonların hacmiyse 41,5 milyar TL’ye
ulaştı. 2003’te 188 olan şube sayısı, şu anda 700’lere yaklaşıyor.
Mevduat bankalarına kıyasla son yıllarda 2 kat daha hızlı büyüme
gösteren katılım bankalarının bu performansı, yeni dönemde de devam
ediyor. 2012 Temmuz verilerine göre toplanan fonlarda bir önceki yılın
aynı dönemine göre yüzde 21 büyüme var. Katılım bankaları, halihazırda
sektördeki aktif büyüklüğün yüzde 4,85’ine sahip. Toplanan fonlarda
yüzde 5,91, kullandırılan fonlarda 5,96’lık bir pay söz konusu. Hedefte
ise söz konusu oranları yüzde 10’lar mertebesine taşımak var.
BÜYÜME HIZLANACAK
Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk, bugünkü verilerin ve yakalanan
ivmenin bu projeksiyonu desteklediğini söylüyor. “Katılım bankalarının
bankacılık sektörünün üzerindeki büyümesi önümüzdeki dönemde de devam
edecek” diye konuşuyor. Katılım bankalarının yüksek performansını
destekleyecek yeni bir gelişme de var. Geçtiğimiz ay Hazine ilk kez
sukuk (kira sertifikası) ihracı gerçekleştirdi. Böylece Türkiye, dünyada
100 milyar doların üzerinde hacmi olan uluslararası sukuk piyasasına
hızlı bir giriş yapmış oldu. 1,5 milyar dolarlık borçlanma
gerçekleşirken bu rakamın beş katından fazla bir talep geldi. Satışın
yüzde 90’dan fazlası yurtdışı yatırımcılara yapıldı. Yabancı para
cinsinden gerçekleşen bu ihracın ardından, kısa süre içinde TL cinsi bir
ihracın da gerçekleşmesi bekleniyor. Bu ihraçların İMKB tahvil ve bono
piyasasında işlem görmesiyle Türkiye’de kira sertifikası piyasası
gelişecek, ikinci el piyasasında derinlik oluşacak ve bu enstrümana
enstrümanlara yatırım yapmak isteyen ve faiz hassasiyeti olan yabancı
yatırımcıların da bu enstrümanlara ilgi gösterecekleri düşünülüyor.~
Hem Körfez Bölgesi hem batı kaynaklı yatırımcılardan talebin artması
bekleniyor. Aslında katılım bankaları sukuk ihracına Hazine’den önce
başlamıştı. Ancak Hazine’nin gerçekleştirdiği ihraç, global sukuk
yatırımcısı nezdinde yasal düzenlemelerin tamamlandığı algısını
pekiştireceğinden yatırımcıların güveni artacak ve daha sonra yapılacak
ihraçlarda talebi artıracak. Derya Gürerk, “Hazine’nin ihracı, yeni
dönemde kira sertifikası ihracı planlayan katılım bankalarının ve
şirketlerin önünü açtı. Bütün bu gelişmeler katılım bankacılığının
büyümesine ve gelişmesine pozitif yönde önemli katkılar sağlayacak”
diyor.
BANKALARIN PLANI
Türkiye Finans, 2013 yılında kendi sukuk ihracını planlıyor. Derya
Gürerk, “Hazine ve finans sektörü ihraçlarının ardından reel sektörün de
benzer bir sürece girerek kira sertifikası ihracı yoluyla fon sağlama
girişimleri olacağını biliyoruz. Bu konuda müşterilerimize destek
sağlamaya da başladık” diye konuşuyor. 2012 Temmuz sonu itibarıyla
katılım bankaları içinde aktif büyüklüğüne göre yüzde 24,7, toplanan
fonlarda yüzde 24,1, kullandırılan fonlarda yüzde 25,4’lük pazar payına
sahip Türkiye Finans’ın hedefinde, kârlı ve sürdürülebilir büyümeye
devam etmek var. Kısa süre önce 800 milyon TL tutarındaki sermayesini
artırarak 1 milyar 775 milyon TL’ye taşıyan banka, yeni dönemde KOBİ’ler
başta olmak üzere perakende bankacılıkta büyümeyi, 193 olan şube
sayısını 200’ün üzerine çıkararak ürün ve hizmetlerini yaygınlaştırmayı
planlıyor. Bank Asya’nın da planında büyüme var. Bank Asya Genel Müdür
Yardımcısı Feyzullah Eğriboyun, “İlk planda kısa süre içinde kritik bir
eşik olarak gördüğümüz 300 şube sayısına ulaşacağız. 2011 başında 175
olan şube sayısını 2012 sonuna kadar 250’ye çıkarmayı hedefliyoruz. KOBİ
bankacılığı ve bireysel bankacılıkta etkinliğimizi artıracağız” diyor.
Katılım bankacılığı alanında faaliyet gösteren 4 banka sadece kendi
aralarında değil mevduat bankalarıyla da rekabet halinde. Eğriboyun,
Bank Asya’nın kredi kartı sayısında 2 milyon rakamına ulaşarak tüm
sektörde önemli bir oyuncu haline geldiğine dikkat çekiyor.
DÜNYADAKİ TREND
Global pazarda faizsiz bankacılık özellikle perakende bankacılık
tarafında hızlı büyüyor. Ancak son yıllarda kurumsal tarafta da hızlı
bir büyüme var. Sukuk pazarı Körfez başta olmak üzere dünyada ciddi
talep görüyor. İslami fonlar 5 milyar dolardan fazla bir hacmi
yönetiyor. Gelecek 5 yılda bu rakamın 2 katına çıkması bekleniyor.
Mevduat bankaları da faizsiz bankacılık alanına yatırım yapmaya başladı.
1993 yılından bu yana faizsiz bankacılık alanında faaliyet gösteren
dünyaca ünlü yatırım bankası Standard Chartered yetkilileri, tüm dünyada
faizsiz finans ürünlerine talebin hızla artmakta olduğunu söylüyor.
Özellikle Körfez’de gelişen orta sınıfın ihtiyaçlarını karşılamaya
yönelik ürün ve hizmetlerin sayısında müthiş artış olduğu ifade
ediliyor. Finansal kriz, faizsiz bankacılık ürünlerine olan talebi daha
da artırmış durumda. Önümüzdeki 5 yıl içinde dünyada faizsiz finansal
hizmetler pazarının 2 trilyon dolarlık bir hacme ulaşması bekleniyor. En
büyük pazar Malezya’da halihazırda 83 milyar dolara ulaşan faizsiz
bankacılık varlıkları, her yıl yüzde 20 büyüme gösteriyor. Önümüzdeki 10
yılda, yüzde 65’i iç talep olmak üzere Malezya’daki faizsiz sermaye
piyasasının 92 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Bank Asya Genel Müdür
Yardımcısı Feyzullah Eğriboyun, Türkiye’nin de yeni dönemde bu anlamda
etkinliğini artıracağını söylüyor. “Önümüzde ciddi miktarda düşünsel ve
fiziksel yatırım yapılmış bir İstanbul Finans Merkezi projesi var.~
Bu proje dahilinde Türkiye’nin küresel pazara sunacağı ürün ve hizmetler
çeşitlenecek. Bu bağlamda, katılım bankacılığı prensiplerine uygun
finansal enstrümanlar doğal bir gelişme alanı. Hem coğrafi konum hem
Körfez, Kuzey Afrika ve Güneydoğu Asya ülkeleriyle olan ilişkileri
açısından Türkiye bu gelişimi gösterebilecek yerde duruyor” diye
konuşuyor.
DERYA GÜRERK / TÜRKİYE FİNANS GENEL MÜDÜRÜ
"BÜYÜMEN��N ÖNÜNDE ENGEL YOK"
PAYIMIZ ARTACAK
Yeni katılımcıların mevcut katılım bankacılığından pay almak bir yana
katılım bankacılığı sektörünün konvansiyonel bankacılık sektöründen daha
fazla pay almasına katkı sağlayacağı görüşündeyim. Şu aşamada somut bir
gelişme olmamakla beraber bunun olması için herhangi bir engel
bulunmuyor. ULUSLARARASI TECRÜBE
Gelecekte faizsiz bankacılık prensiplerine uygun ürün gelişimi ve bu
sayede artan müşteri memnuniyetiyle birlikte genişleyen bir katılım
bankacılığı müşteri tabanına sahip olacağımızı düşünüyorum. Bu anlamda
yeni oyuncular, sektöre uluslararası bir tecrübe katacak ve Türkiye’ye
sermaye girişi anlamında önemli bir katkı sağlayacak. REKABETE KATKI
Diğer yandan katılım bankacılığı sektörüne yeni oyuncuların katılması
sektör dinamizmini ve rekabeti artırır. Bu anlamda mevcut dinamikleri ve
sektör potansiyelini değerlendirdiğimizde yeni oyuncuların varlığının
katılım bankacılığı müşterileri için de faydalı olacağını düşünüyorum.
Katılım bankaları oluşacak rekabet ortamında hem hizmet hem ürün
kalitelerini artıracak ve müşteri memnuniyeti en önemli amaç haline
gelecek.
FEYZULLAH EGRİBOYUN / BANK ASYA GM. YARDIMCISI
"YENİ OYUNCULARA YER VAR"
İHTİYAÇ ARTTI
Türkiye ekonomik olarak gelişiyor, zenginleşiyor. Özellikle Anadolu’da
büyüme potansiyeli büyük. Gaziantep, Kayseri, Konya, Malatya, Denizli
gibi şehirlerin her birisi ekonomik aktivite anlamında 10 yıl öncenin
çok ilerisinde. KOBİ’lerimiz finansman desteği, danışmanlık desteği
ihtiyacı duyuyor. Bütün bunlara cevap vermek için yeni bankalarla ya da
mevcut bankaların büyümesi yoluyla gidilecek çok yol var. MEMNUN OLURUZ
Yeni bankaların sektöre girmesi uzunca bir süredir konuşuluyor. Katılım
bankacılığının bilinirliği, yaygınlığı ve daha geniş kitlelere ulaşması
anlamında biz bunu memnuniyetle karşılarız. Bir iki katılım bankasını
daha kaldıracak potansiyel olduğunu düşünüyorum.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?