Krize rağmen karneler parlak

CEO'lar, 2009'da olduğu gibi 2011'de de krize rağmen sınıfı geçti.

1.04.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Krize rağmen karneler parlak
5 önemli göstergeye göre bankaların yıllık performansını çıkarıp CEO'ların karnelerini ortaya koyduğumuz araştırmamızı bu yıl 7'nci kez tekrarlıyoruz. 2004'ten 2009'a kadar yüksek bir büyüme trendi gösteren Türk bankacılık sektörü, 2009'da global krizin etkisiyle durağan bir yıl geçirmişti. 2010, toparlanma yılı oldu. 2011'e ise Avrupa'nın borç krizi damgasını vurdu. Kârlar artırılamadı, kredilerdeki artış yavaşladı ama banka CEO'ları zoru başardı. CEO'lar, 2009'da olduğu gibi 2011'de de krize rağmen sınıfı geçti. Türk bankacılık sektörü açısından 2011 zor bir yıl oldu. Aslında bankaların planı, 2010'un başından itibaren daralan faiz marjlarını telafi etmek amacıyla güçlü bir kredi büyümesi sağlamaktı. Ancak cari açığı kontrol altına almak isteyen kamu otoriteleri, kredi büyümesini sınırladı. Hem zorunlu karşılıklar tarafında yapılan düzenlemeler hem kredi karşılıklarına ilişkin yönetmelik değişiklikleri ilave bir maliyet oluşturdu. Krediler yeniden fiyatlandı. Bu büyüme, özellikle yılın ikinci yarısından itibaren hız kesti. 2011'in ilk yarısında yüzde 18 büyüyen krediler, ikinci yarıda yüzde 9 büyüdü. 2011'de yakalanan toplam büyüme bir önceki yıla göre yüzde 30 düzeyinde gerçekleşti. 2011 yılında bankacılık sektörünün toplam bilanço Rakamlar, 2011'de banka CEO'larının kâr ve kredi büyümesi tarafında zayıf not aldığını gösteriyor. Ancak yine de Avrupa'daki borç krizinin dünyayı yerinden oynattığı 2011'de iyi iş çıkarıp sınıfı geçtiler.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Bilançolar yine büyüdü

Sektörün bilanço büyüklüğü 2009 yılında 833 milyar 900 milyon TL düzeyindeydi. 2010'da rakam 1 trilyon TL'nin üzerine çıktı. Aktiflerini bir önceki yıla oranla yüzde 20,8 oranında artıran sektör, 1 trilyon 7 milyar 600 milyon TL büyüklüğe ulaştı. Sektör 2011'de yine yüzde 20'nin üzerinde bir büyüme yakaladı ve bilanço büyüklüğü 1 trilyon 217 milyar TL'ye ulaştı. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, özellikle aktif kalitesindeki iyileşmenin dikkat çekici olduğunu söylüyor. Sektörün bu konuda 2011'de son derece başarılı bir duruş sergilediğine işaret ediyor ve ekliyor: "Avrupa'daki pek çok bankanın aksine, Türk bankaları aktif kalitesindeki iyileşmeyi 2011 yılında da sürdürebildi. Yüksek ivmeyle büyüyen kredi performansıyla beraber, takipteki krediler oranı 2000'li yılların en düşüğüne gerileyerek yüzde 2,7 seviyesinde kaldı." 2011 yılında aktif büyüklüğünü en çok artıran banka TEB oldu. Bu performansta hiç şüphesiz Fortis birleşmesinin rolü büyük. TEB-Fortis birleşmesinin ardından 2011'de aktiflerini iki katına çıkardı. TEB'in ardından dikkat çeken en iyi performansı, aktif büyüklüğünü yüzde büyüklüğü yüzde 20,96 artışla 1 milyar 217 milyon TL'ye ulaştı. Krediler tarafındaki zorlu rekabet mevduatta görülmedi. Sektörün toplam mevduatı yüzde 12,72 artışla 695 milyar 500 milyon TL'ye ulaştı. Kâr ise geçtiğimiz yılın en sıkıntılı bilanço kalemiydi. Sektörün net kârı 2011 yılında bir önceki yıla göre yüzde 10,25 azaldı ve 19 milyar 800 milyon TL düzeyinde gerçekleşti.30,1 düzeyinde artıran Denizbank'ın yakaladığı görülüyor. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, "Aktif büyüklüğümüz 45 milyar TL'ye çıktı ve özel bankalar içindeki 6'ncılığımızı koruduk. Bunu yaparken 88 yeni şube açtık, 1.200 kişiyi bünyemize katarak Türkiye'nin en fazla istihdam sağlayan bankası olduk" diye konuşuyor.~

Krediler hız kesti
Vakıfbank Genel Müdürü Süleyman Kalkan, 2011'deki tabloyu şöyle özetliyor: "TCMB ve BDDK tarafından alınan önlemlerin etkisiyle yıl sonuna doğru kredilerin yıllık artış hızında yavaşlama görüldü. Ayrıca yılın son çeyreğinde Avrupa kaynaklı risklerin gelişmekte olan ülkelere sermaye akımlarında yarattığı sıkıntılar, kurlarda artışa neden olarak bankacılık sektörüne olumsuz etki yaptı. Kalkan'ın işaret ettiği gelişmeler, bankaların kredi büyümesinde istedikleri performansa ulaşamamasına sebep oldu. Sektörün toplam kredi büyüklüğü bir önceki yıla göre yüzde 29,87 artışla 682,9 milyar TL'ye ulaştı. Ancak 2009 rakamlarının çok daha kötü olduğunu hatırlamakta fayda var. Global krizin etkisiyle bankacılık sektörü 2009'da toplam kredilerini sadece yüzde 6,9 düzeyinde büyütebilmişti. 2010'da ise büyüme 33,9'du. 2011'de söz konusu konjonktür nedeniyle kredi büyümesi yüksek bankaları taçlandırmak pek mümkün değil. Ancak yine de 2011'in bir kredi büyümesi lideri var tabii. Halka açık bankalar arasında en yüksek kredi büyümesini, bir önceki yıla göre yüzde 42,6 oranında artışla İş Bankası'nın gerçekleştirdiği görülüyor. İş Bankası'nı sırasıyla Akbank ve Yapı Kredi izliyor. Yapı Kredi Bankası CEO'su Faik Açıkalın, kredilerde sağlıklı bir büyüme gerçekleştirdiklerini söylüyor. Bankanın kredi büyüklüğünün 69 milyar 326 milyon TL'ye ulaştığını söyleyen yönetici, "Bireysel ihtiyaç kredileri alanında sektörden 2 kat hızlı büyüdük. KOBİ kredilerinde yüzde 50 artış kaydettik. Kredilerimizin aktiflerimize oranı yüzde 59'a ulaştı" diyor.

ERGUN ÖZEN / GARANTİ BANKASI GENEL MÜDÜRÜ
"UZUN VADELİ BAŞARI İÇİN ŞUBEYE YATIRIM ŞART"
2012 NE GETİRECEK?

Şu ana dek elde ettiğimiz veriler ve global ekonomideki çalkantılar 2012'nin de en az 2011 kadar zor bir olacağına işaret ediyor. Avrupa kaynaklı sorunlar konusundaki gelişmelerin Türkiye ekonomisine etkileri, Merkez Bankası ve BDDK tarafından alınan ve alınmakta olan yasal ve düzenleyici aksiyonlar 2012 yılını şekillendirecek başlıca unsurlar olacak.
GARANTİ'NİN PLANI
Bu yıl en öne çıkaracağımız konular müşteri odaklılık ve fonlama tarafıyla ilgili olacak. Müşteri memnuniyetini daha da artıracak adımlar atmayı, müşteri şikayetlerini en aza indirmeyi ve bu yolla mevcut müşterilerimize daha iyi hizmet vererek müşteri hacimlerini artırmayı hedefleyeceğiz. 2012'de de kurumsal bankacılıktan bireysel bankacılığa kadar faaliyet gösterdiğimiz tüm iş kollarında güçlü olan sektör konumlanmamızı korumak ve kârlı olduğu müddetçe geliştirmek temel hedefimiz olmaya devam edecek.
KREDİLERİN YÖNÜ
Kredilerde, özellikle kar marjı yüksek KOBİ ve bireysel segmentlerde odaklanmamız sürecek. Fonlama tarafında da özellikle tabana yaygın mevduat konsantrasyonumuz artacak. Uzun vadeli başarı için şubeye yatırım şart. 2012 yılında 30'u aşkın yeni şube açarak en az 950 şubeye ulaşacağız. Bu sayede daha fazla yeni müşteriye ulaşacağız. Personel tarafında da 17 bini aşkın bir rakama ulaşmayı hedefliyoruz.~


SÜLEYMAN KALKAN/ VAKIFBANK GENEL MÜDÜRÜ
"ARTIK DAHA UZUN VADELİ PLAN YAPIYORUZ"
5 YILLIK PLAN

2011 'de VakıfBank'ta ilk defa 5 yıllık stratejik plan çalışmaları yapıldı. Bu doğrultuda, banka olarak artık sadece yıllık değil, daha uzun vadeli planlar yapıyoruz. 2012'yi de bu uzun vadeli planların sonucunda varılmak istenen noktaya ulaşmak için bir basamak olarak görüyoruz. Temel hedefimiz, kârlı bir şekilde büyüyerek daha tabana yaygın, daha fazla müşteriye ulaşan bir banka haline gelmek. Uzun vadede bankanın bilanço kompozisyonunu önemli ölçüde değiştirmeyi planlıyoruz.
YENİ BİLANÇO
Aktif kalitesinin yüksek olduğu, bireysel kredilerin ve KOBİ kredilerinin belirleyici rol üstlendiği, kaynak yapısının çeşitlendirildiği ve vadesinin uzun olduğu bir bilanço hedefliyoruz. Bu doğrultuda şube ağımızı genişleteceğiz. Sektöre yön veren banka olmak istiyoruz. Bireysel bankacılıktaki öncülüğümüzü KOBİ bankacılığına da taşıyacağız. Şube sayımızı, yeni şubelerin büyük bir çoğunluğunu İstanbul'da açarak 750'ye, personel sayımızı da 13 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Bu yıl yaklaşık 1.000 kişiyi işe alacağız.
İSTANBUL ÖNCELİKLİ
Şube ağını özellikle İstanbul'da genişletilerek daha tabana yaygın, daha fazla müşteriye ulaşan bir banka haline gelmeyi ve sektöre yön veren banka olmanın yanı sıra bilanço kompozisyonumuzu stratejik planımız doğrultusunda şekillendirerek aktif kalitemizi daha da yükseltmeyi ön planda tutuyorum. Tüm bunların yanı sıra İstanbul'daki pazar payımızı artırmak da en önem verdiğim konuların başında geliyor.


Kârda negatif trend

Banka kârlarındaki sıkıntı yeni değil. Son 2 yıldır izlenen negatif bir trend var. Marjlar 2010 başından bu yana daralıyor. 2010, global kriz yılı 2009'un yaralarını sarmakla geçmişti. Hedef 2011'de daha yüksek bir performans yakalamaktı. Ancak beklenen olmadı. 2011 kârlılık açısından son yılların en kötü performansının sergilendiği yıl oldu. Bankaların pek çoğu 2011'de zarar açıkladı. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, 2011'de yaşanan bu olumsuz tabloyu şöyle özetliyor: "Faiz gelirleri, rekabet ve zorunlu karşılık oranlarındaki artış gibi sebeplerle güçlü bilanço büyümesine rağmen sabit kaldı. Ücret ve komisyon gelirleri tarafında yüzde 16'lık büyüme yaşandı ama kredi karşılıklarındaki ve faaliyet giderlerindeki yüzde 10'un üzerindeki artışlar, sektörün 2011 net kârının yüzde 11 oranında düşmesine neden oldu." Sektördeki bu tablodan ayrışan bir tek banka var: Denizbank. Bankanın 2011'de kârını bir önceki yıla göre yüzde 91 artırdığı görülüyor. Denizban Genel Müdürü Hakan Ateş, "2011'de sigorta şirketimizin satışından yaptığımız kârı dışarıda bıraksak dahi yüzde 20'nin üzerinde net kâr artışıyla kapatmamız sektördeki farkımızı ortaya koydu" diyor.

2012 ne getirecek?

Dünyanın içinde bulunduğu belirsizlik ve durgunluk devam ediyor. Türkiye içinse farklı senaryolar var. Yapı
Kredi Bankası CEO'su Faik Açıkalın, "Bankacılıkta yavaşlama sürecek. Bu yıl kredilerde yüzde 15-17 civarında büyüme öngörüyoruz" diyor. Banka yöneticileri kârlılık baskısının da devam edeceğini söylüyor. Faiz marjlarındaki düşüş trendinin sonlandığı düşünülüyor. Net faiz gelirlerinde 2012 yılında kısmen bir artış olması bekleniyor. Ergun Özen, "Buradaki artışın büyüklüğünü, kredi tarafındaki büyümenin oranı ve mevduat maliyetlerinin ne kadar iyi kontrol edildiği belirleyecek" diyor. ~
Takipteki kredi oranlarında artık en dibi gördüğümüzü söyleyen bankacılar, burada yıllardır süregelen hızlı büyümenin doğal sonucu olarak kısmi bir artış öngörüyor. Tüm bu faktörler sonucunda da sektörün net kârının 2011 seviyelerinde, belki biraz üzerinde gerçekleşmesi öngörülüyor. Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, "Son 10 yıllık istikrar, Türkiye'de uzun vadeyi öngörülebilir hale getirdi. Uzun vadenin teşviği, finansal sektörün derinleşmesi, reel ekonominin sürdürülebilirliği açısından önemli katkılar sağlayacak" diye konuşuyor.

HAKAN BİNBAŞGİL / AKBANK GENEL MÜDÜRÜ
5 ÖNEMLİ TREND
YENİ TRENDLER ETKİLİ

2012 ve sonrasıyla ilgili öngördüğümüz 5 temel trend var. "Kalıcı liderlik" yolunda trendleri iyi okumak ve faaliyetlerimizi bu paralelde doğru yönlendirmek zorundayız. Önümüzdeki dönem için faaliyetlerimizi bu trendleri de dikkate alarak şekillendirdik:

- Türkiye'de bankacılık hizmet ihtiyacı giderek artacak.
- KOBİ'ler, büyümenin temel kaynağını oluşturacak.
- Dünyada likidite sorunu öne çıkarken Türkiye'de tasarruflar daha da önem kazanacak.
- Değişen tüketici profili ve beklentiler, bankacılık ürün ve hizmetlerinin farklılaşmasını gerektirecek.
- Topluma ve çevreye duyarlı kurumlar tüketici tercihlerinde öne çıkacak.

YENİ DÖNEMDE ÖNCELİK

Önümüzdeki dönemde "Kalıcı liderliğe" odaklandık. Önceliğimizi "karlılık içinde büyüme"ye verdik. Ajandamızın üst sıralarında bunlar yer alıyor. Bu sebeple göreve geldiğimin birinci ayı dolmadan 15 bin çalışanımızla biraraya geldim. Bu süreçte her bir Akbanklının katkısıyla giderek daha da müşteri odaklı, hizmet kalitesi yükselen, modern, dinamik, yenilikçi, en son teknolojiyi en iyi şekilde kullanan bir Akbank bulacaksınız.
SEKTÖRÜN PERFORMANSI
Bankacılık, 2012'de de büyümeye devam edecek. 2012'de aktif ve kredi artışının yaklaşık yüzde 15 seviyesinde, mevduat artışının ise yaklaşık yüzde 12-13 seviyelerinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz. KOBİ kredileri ise yüzde 15'in üzerinde büyüyecektir.
VERİMLİLİK YILI
Sektörde aktif kalitesi sağlam, sermayesi güçlü, likiditesi yüksek ve etkin risk yönetimine sahip olan bankalar avantajlı olacak. Ayrıca marjlardaki daralma nedeniyle operasyonel verimlilik öne çıkacak. Bu bağlamda da rekabet şube, ATM gibi klasik kanalların yanı sıra internet, mobil bankacılık, sosyal medya üzerinde yoğunlaşacak.~

FAİK AÇIKALIN / YAPI KREDİ CEO
"AJANDAMIN 1 NUMARASI SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK"
AKILLI BÜYÜME STRATEJİSİ

2011'de uyguladığımız "Akıllı Büyüme" stratejisinin başarısını teyit eden güçlü bir performans sergileyerek sağlıklı ve sürd��rülebilir bir büyümeye imza attık. Konsolide bazda 2 milyar 291 milyon TL net kâr elde ettik. Net ücret ve komisyonların toplam gelirlere oranı yüzde 30, net ücret ve komisyonların giderleri karşılama oranı ise yüzde 68 ile en yüksek seviyede gerçekleşti. 2011 sonu itibarıyla piyasa değerimiz 11,7 milyar TL'yi buldu. Kaynaklarımızı çeşitlendirdik. 2,7 milyar dolar tutarında sendikasyon kredisini daha iyi şartlarda yeniledik ve 510 milyon dolar tutarında uzun vadeli seküritizasyon kredisi temin ettik. Ayrıca 1,2 milyar TL tutarında banka bonosu ihraç ettik.

2012 PLANINDA NELER VAR?
Bu yıl da Akıllı Büyüme stratejimizi devam ettireceğiz. TL kredilerde özellikle tüketici ve KOBİ kredilerine öncelik vermeyi sürdüreceğiz. Yabancı para kredilerde ise proje finansmanı kredilerinde sektördeki önemli konumumuzu koruyacağız. Özellikle uzmanlık alanımız olan enerji projelerine yoğunlaşmaya devam edeceğiz. 2011'de 39 yeni şube açarak toplamda 907 şubeye ulaştık. Yeni şube açılışları için 5 yıllık bir hedefimiz var. Her yıl yaklaşık 50-60 civarı açılış yaparak 5 yılda 300 yeni şubeye ulaşmayı planlıyoruz. 2013'ün ikinci yarısında bin şubeli bir banka haline gelmeyi arzu ediyoruz.

3 ANA ODAĞIM OLACAK

Sürdürülebilirlik, verimlilik ve müşteri memnuniyeti konuları ajandamda öncelikli yer alacak konular... 2012 yılının Türkiye'de ekonomik büyümenin bir miktar yavaşlayacağı ve Avrupa'da devam etmekte olan krizin etkisiyle belirsizliğin yansımalarının olacağı bir yıl olmasını bekliyorum. Bu ortamda sürdürülebilir kârlılığı koruyabilmek ve verimlilik önceki yıllarda olduğundan da fazla önem kazanacak. Ayrıca müşterilerimizle olan ilişkilerimizi derinleştirmek adına çapraz satış kapasitesini arttırmaya, yeni ürün ve hizmetler sunmaya devam edeceğiz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz