Bu yıl bireysel bankacılıkta büyüme
hızı sınırlı kaldı. Ekonomi otoritelerinin
bireysel krediler ve kredi
kartlarına getirdiği kısıtlamalar,
büyümedeki ivmeyi azalttı. Bu da
sektörde kâr marjlarının giderek
daralmasına neden oldu. Uzmanlara
göre bu ortamda sektör oyuncularının verimliliği
ön plana almaktan başka çaresi kalmadı.
DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, yeni
dönemde verimliliğin önemli olduğunu düşünenlerden.
“Türkiye ve dünyadaki yeni düzenlemeler,
finansal piyasaların içinde bulunduğu
durum, dünyadaki tüm bankalar için verimliliği
çok önemli hale getirdi” diyen Ateş, şu anda
Türk bankacılığında ortalama gider/gelir rasyosunun
yüzde 50’lerde olduğunu söylüyor.
Sektörün mevcut kârlılığını sürdürebilmesi için
gider/gelir rasyosunun uzun vadede yüzde 40’a
ulaşması gerektiğine vurgu yapıyor.Aslında Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre son 3 yılda sektör, verimlilikte iyi bir karneye sahip. Öyle ki 2012’nin ilk altı ayı ile 2015 aynı dönemi karşılaştırıldığında şube başına aktiflerde yaklaşık yüzde 54’e, kredilerde yüzde 70’e ve mevduatta yüzde 44’e varan verimlilik artışı yakalanmış durumda. Personel başına düşen verilerde de son 3 yılda aktiflerde yüzde 58, kredilerde yüzde 74 ve kârda yüzde 8’lik iyileşme mevcut. Öncü bankaların genel müdürlerine göre burada farklı verimlilik reçeteleriyle gidilecek daha çok yol var. ŞUBE SAYISI AZALIYOR Yalın organizasyon oluşturma, şube modelinin gözden geçirilmesi, yeni nesil alternatif dağıtım kanal stratejileri geliştirme ve dijitalleşme dünyada bankacılıkta kullanılan verimlilik stratejileri arasında başı çekiyor. Uzmanlara göre burada en önemli maliyet kalemlerini şube ağı ve çalışan giderleri oluşturuyor. ING Bank Genel Müdürü Pınar Abay da bu fikirde. “Artan maliyetlere karşılık kâr marjlarında yaşanan daralma, sektörün dağıtım ağı özelinde optimizasyona 252 CAPITAL 12 / 2015 gitmesini zorunlu hale getiriyor” diyor. Türkiye’de TBB rakamlarına göre son bir yılda özel sermayeli bankalar 71, yabancı sermayeli bankalar ise 29 şube kapatmış durumda. Bu, dünyada da güçlenen bir trend… Peppers&Rogers Group Türkiye Yönetici Ortağı Selim Uçer, son iki yılda dünyanın önde gelen bankalarının şube maliyetlerinden feragat etmek adına şube sayılarını ortalamada yüzde 10, çalışan sayılarını yüzde 15 azalttığını söylüyor. ÇALIŞAN SAYISI ETKİLENECEK Avrupa’da son 5 yılda 30 bine yakın şube kapatıldı. Yakın geçmişte dünya genelinde şube başına 20 bin müşteri düşerken günümüzde bu rakam, 300 bine kadar ulaşmış durumda. EY Avrupa Bölgesi Dijital Hizmetler Direktörü Ahmet Hasanbeşeoğlu, Amerika’da da 2014 yılı ilk çeyreğinden bu yana yaklaşık 2 bin 100 şubenin faaliyetini durduğunu söylüyor. Verimlilik çalışmaları çalışan sayısında da düşüşe neden oluyor. Deloitte Türkiye Finansal Hizmetler Lideri Hasan Kılıç, çalışan sayısındaki azalma trendine dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor: “Süreç değişiklikleri ve iyileştirmeler sonucunda bankalar, eskiden sadece bir iş yapan veya bir süreçten sorumlu kişi veya bölümlere, birden fazla iş veya sorumluluk yüklüyor. İyileştirmeler sürdükçe işten çıkarmalar olmaya devam edecek. Herhangi bir nedenle işten ayrılan personelin yerine de yeni alım yapılmıyor.” Dünyada şubesiz bankacılık yapıları giderek öne çıkıyor. Türkiye’de bu trendi izleyen Aktifbank’ın genel müdürü Serdar Sümer, 8 olan şube sayılarını 3 yıldır değiştirmediklerini belirtiyor. Sümer, “Bu şubelerimizden kurumsal bankacılık, yatırım ve özel bankacılık odaklı servis vermeyi sürdürdük. Düşük ve esnek maliyet odaklı stratejimizin meyvelerini de aldık. Bugün bireysel kredi hacimlerimiz ve kredi kartı, debit kart adetlerimiz 300-400 şubeli bankalarla yarışır seviyede” diye konuşuyor.~ÇÖZÜM DİJİTALDE Mİ?
Bankacılık uzmanlarına göre günümüzde verimliliğin
anahtarı dijitalleşmeden geçiyor. BCG Türkiye Genel
Müdürü ve Yönetici Ortağı Burak Tansan, yaptıkları
“Bireysel Bankacılıkta Operasyonel Verimlilik 2015”
çalışmasında dijitalleşme konusunda daha yetkin
olan bankaların rakiplerine göre gider/gelir oranlarında
yüzde 15 daha iyi olduğunu söylüyor. Ahmet
Hasanbeşeoğlu’na göre de bankalar dijital ile müşteri
hizmet ve operasyon maliyetlerinde yüzde 20-30’lara
varan verimlilik sağlıyor. Burada Peppers & Rogers
Group Türkiye Yönetici Ortağı Selim Uçer dünyadan
güçlü bir örnek veriyor: “Avrupa’nın önde gelen bir
bankası, 2011-2013 yılları arasında şube satış ve servis
süreçlerinin çevik hale getirilmesi sonucunda toplam
şube verimliliğini yüzde 30 ve satışlarını yüzde 70 artırdı.
Banka, önümüzdeki 3 yılda da 600 milyon dolar
tasarruf planlıyor.”
Türk bankalarının dijitalleşme süreciyle yakaladıkları
sonuçlar da bu trendin başarılarını net olarak ortaya
koyuyor. Örneğin
Akbank Genel Müdürü
Hakan Binbaşgil, dijitalleşme
sayesinde hem işlem
maliyetlerinde hem
satışlarda önemli tasarruf
elde ettiklerini söylüyor
ve ekliyor: “2014 yılında
13,5 milyon, 2015 yılında
ise yaklaşık 26 milyon
işlem, direkt bankacılık
kanallarımıza kaydı. Bu
sayede 400 şubemizde
yapılan işlem maliyetinden
tasarruf etmiş olduk. 2015’te banka kârlılığımızın
yüzde 15’ini direkt kanallardan sağladık.”
20 KAT TASARRUF MÜMKÜN
Bu tablo diğer bankalar için de geçerli… Öncü katılım
bankalarından Türkiye Finans’ın genel müdürü Osman
Çelik, bankalarında internet ve mobil şube kanallarından
yapılan finansal işlemlerin toplam finansal işlemler
içindeki payının yüzde 20 olduğunu söylüyor. Bu sayede
işlem maliyetlerinde yüzde 50 tasarruf sağladıklarını
belirtiyor. Çelik elde ettikleri verimliliği şöyle anlatıyor:
“Şube ve internet- mobil şube işlem maliyetleri arasında
1’e 20 oranında maliyet tasarrufu fırsatı var. Bu
yeni kanallardan yapılan satışları, finansal olmayan işlemleri
ve diğer maliyet kalemlerine doğrudan etkileri
de düşündüğümüzde bankaların dijitalleşme için yapacakları
yatırımları gündemlerinin ilk maddelerinde tutmaları gerektiğini düşünüyorum.” DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş ise gelecek yıllarda dijital dönüşümün sonucu olarak şubelerin üzerindeki işlem yükünde ve maliyetlerde çok ciddi düşüşler yaşanacağını öngörüyor. Ateş, “Yapılan analizler ve bizim öngörülerimize göre önümüzdeki 5-6 yılda bankalar dijital üzerinden gelirlerini yüzde 30 artıracak, maliyetlerini yüzde 20-25 azaltabilecekler” diye konuşuyor. BANKAYA ÖZEL FORMÜLLER Her bankacının verimliliği yakalamada özel bir reçetesi bulunuyor. “Bu dönemde masrafların iyi yönetimi çok önem kazanıyor” diyen Citibank Türkiye Genel Müdürü Serra Akçaoğlu’nun formülü şöyle: “İlk olarak bankanın katma değer yaratacağı alanları bulmak gerekiyor. Yani ‘ben de’ mantığıyla her alanda olmak değil de belirli bankacılık alanları seçerek, o alanlarda servisi, ürün kalitesini en üst seviyeye getirmek şart. İkincisi bu süreci de mümkün mertebe otomasyonla yapmak, bankanın maliyetlerini minimuma indirmeye çalışmak önemli. Bir de müşterilerin yaş, gelir grubu, hangi kanaldan hizmet istedikleri, şirket ise ciroları gibi farklı kriterlerde segmentasyon yapmak faydalı oluyor. Buna göre çok net çözüm önerileriyle operasyonel verimlilik artıyor. Şubede doğru lokasyona sahip olmak ve doğru model kurmak da önemli. Biz şubelerimizi bireysel bankacılıkla birlikte devrettik. Ama 8 merkezde hedef kitlemize uygun kurumsal merkezler kurduk.” Aktifbank Genel Müdürü Serdar Sümer de verimlilik stratejisini 3 ana perspektifte özetliyor: “İlki bankamızın büyüme stratejisinin kârlılık ve uzmanlaşma ilkeleriyle belirlenmesi. Bünyemize uygun, kârlılık dönüşü görece yüksek alanları benimsiyoruz. İkincisi ürün ve kanal optimizasyonu. Özellikle bireysel bankacılık stratejimiz müşterilerimizin ihtiyacının başladığı noktada hazır olmak. Diğer odağımız süreç maliyetlerimizi azaltmak ve çalışanlarımızın üretkenliğinin artırılması. 40 işlem sürecimizde baştan uca iyileştirme yaptık ve bu yıl operasyonel giderlerimizde yüzde 25, personel zamanında yüzde 30 tasarruf sağladık.” ~YÜZDE 20’YE VARAN HEDEFLER
Verimlilik bankalar için o kadar hayati
hale geldi ki banka yöneticileri her yıl
kendilerine bu alanda iddialı hedefler
koyuyor. TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici,
mart ayında verdiği röportajda,
“Büyük bankalarda verimlilik, orta büyüklükteki
bankaların 2-2,5 katı kadar
oluyor. Şube ve personel başına kredi
ve mevduat gibi verimlilik kalemlerinde
ciddi bir fark var. Ama aradaki fark hızla kapanıyor. Biz her yıl verimliliğimizi yüzde 10 artırmak istiyoruz” diyor. Leblebici, bu agresif hedefi teknoloji yoluyla yapacaklarını belirterek “Türkiye’de çok sayıda bankasız müşteri var, bu kesimi sisteme hangi metodolojiyle almak lazım ona bakmalıyız. Belki büyük şehirlerde başka modeller yaratmalı ve Anadolu’da fiziki şubelere ağırlık vererek devam etmeliyiz” diyor. Orta ölçekli bir diğer banka Deniz- Bank da önümüzdeki üç yılda yıllık yüzde 20 verimlilik yakalamayı hedefliyor. Aktifbank Genel Müdürü Serdar Sümer, dijital stratejilerini daha iyi kurgulamış küçük ölçekli bankaların binlere yakın şubesi olan büyük bankalarla benzer rekabet avantajlarına sahip olacağına inanıyor. Yöneticinin planlarında verimliliği her yıl yüzde 10 artırmak bulunuyor.
HAKAN ATEŞ / DENİZBANK GENEL MÜDÜRÜ
OPERASYONEL MÜKEMMELLİĞE ODAKLANDIK”
ŞUBE BAŞINA 100 MİLYON TL DenizBank Finansal Hizmetler Grubu olarak, Eylül 2015 konsolide finansal sonuçlarına göre şube başına kredi ve mevduatta 100 milyon TL’yi geride bıraktık. 3 yıl öncesine göre şube başına mevduat hacmimizi 2 katından fazla artırırken, şube başına kredilerde ise neredeyse 2 katına ulaştık. Burada banka ve iştiraklerimizle tüm finansal ürünlerimizi pazarladığımız fiziksel ve alternatif dağıtım kanallarını bir portal olarak görme ve yönetme anlayışımız önemli rol oynadı. Biz 2011’de 600 şube iken mevcut durumda şube ağımızı yüzde 25-26 büyüttük ve bugün toplam 757 şubeyiz. OTOMASYON VE DİJİTALLEŞME Yeni teknolojilerle müşteriye en iyi hizmeti daha düşük maliyetle sunmayı hedefliyoruz. Bunun için “operasyonel mükemmelliğe” odaklandık. Bunun yolu da otomasyon ve dijitalleşmeden geçiyor. Amacımız sadece yapılan işleri otomatikleştirmek ve insan hatasının önüne geçmek değil. Yaptığımız işleri dijitalleştirirken aslında bu işi böyle mi yapmalıydık yoksa bunun müşteriye değer katacak daha başka yolları var mı diye düşünerek süreçlerimizi dijitalleştiriyoruz. Önümüzdeki üç yılda aynı yaklaşımla yıllık yüzde 20 verimlilik yakalamayı hedefliyoruz.
HAKAN BİNBAŞGİL / AKBANK GENEL MÜDÜRÜ
KÜÇÜK ŞUBELERİ BİRLEŞTİRDİK”
SÜREKLİ İYİLEŞTİRME YAPIYORUZ Hizmet kalitesi ve verimliliği birlikte geliştirmeye çalışıyoruz. İşlem sürelerini, direkt kanallarımızın kullanım oranlarını ve müşteri memnuniyetini sürekli ölçüyoruz. “İyileştirmeler Sizin İçin” programı kapsamında son 3,5 yılda 1200’e yakın süreç iyileştirmesi yaptık. “Yalın Şube Programı” sayesinde de hizmet veren gişe sayısını, bekleyen müşteri sayısına bağlı olarak esnek şekilde yönetiyoruz. Süreç iyileştirmeleri ve artan verimlilikle müşterilerimize yılda 2,5 milyon saat daha fazla zaman ayırabiliyoruz. Bundan sonra da dijitalleşmeye odaklanmaya devam edeceğiz. Şubelerimiz, genel müdürlüğümüzde süreç iyileştirme çalışmalarımızda dijitalleşmeye odaklanıyoruz. OPTİMİZASYON NEREDEN? Son bir yılda şube ağımızda yaptığımız optimizasyon, küçük şubelerimizi yakınlardaki şubelerimizle birleştirmek yoluyla gerçekleşti. Kapanan şubelerdeki insan kaynağımızı da yine büyük oranda birleştiği şubeye aktardık. Çalışan sayımızdaki azalmanın temelini ise şubelerimizde hala bizimle çalışmaya devam eden özel güvenlik görevlisi arkadaşlarımızı sektördeki pek çok örnekte olduğu gibi bu konuda uzman bir şirkete devretmiş olmamız oluşturdu. Bankamız işlem adetleri her yıl yüzde 15- 20 artıyor. Önümüzdeki 3 yıl verimliliğimizi daha da artıracak süreçleri uygulamaya devam edeceğiz. ~OSMAN ÇELİK / TÜRKİYE FİNANS GENEL MÜDÜRÜ
YÜZDE 20 ARTIŞ HEDEFLİYORUZ”
ORGANİZASYON YAPISI DEĞİŞTİ
Genel müdürlük
görevine geldiğim Haziran 2015’ten bugüne verimliliği
artırmak için önemli adımlar attık. Organizasyon yapısını
değiştirdik. 10 genel müdür yardımcılığı kadrosunu 9’a
indirdik. Bireysel ve işletme bankacılığını birleştirerek
perakende bankacılık modeli oluşturduk. Bu ekibin
sepetindeki ürün sayısını artırarak sahada daha etkin
olmalarını sağladık. Ayrıca KOBİ, ticari ve kurumsal
bankacılık müdürlüklerini tek bir genel müdür yardımcılığı
altında topladık. Bu süreçte performans sistemimizi
değiştirdik. Karne sistemine dayalı bir notlandırma
sistemi oluşturduk. Bu yıl iki program başlatarak risk
programıyla tahsilat modelinin geliştirilmesini sağladık ve
gider optimizasyonuyla da birçok kalemde iyileştirmeler
yakaladık.
GELİR GİDERİN 2 KATI OLACAK
En önemli verimlilik
göstergelerinden gelir/gider oranında, bu yılın 3’üncü
çeyrek rakamlarında sektör ortalamasının 1,85, katılım
bankaları ortalamasının ise 1,68 olduğunu görüyoruz.
Bankamızdaysa bu oran 1,89. Üç yıl içinde hedefimiz
bunu 2’ye yakın seviyelere ulaştırmak. Katılım
bankalarında ortalama şube başına kullandırılan fonlar
yani krediler 79 milyon TL ve toplanan fonlar yani
mevduatlar 74 milyon TL olarak görülüyor. Bankamızda
ise şube başına düşen kullandırılan fonlar rakamı 99
milyon TL ve toplanan fon ise 76 milyon TL. Bu rakamlarda
da önümüzdeki üç yılda yıllık ortalama yüzde 20 artış
hedefliyoruz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?