Vakıf Leasing Genel Müdürü Mustafa Erdin, sektör ve şirketi için bu yılın performansını yorumlarken gelecek yılın tablosunu da Capital’e çizdi...
Elçin Cirik
ecirik@capital.com.tr
Ekonomi politikaları bu yıl, leasing alanına yarıyor. Sektörde yılın ilk dokuz ayında yıllık yüzde 160 büyümeyle 3 milyar doların üzerinde işlem hacmi gerçekleşmiş durumda. Sektörün öncü oyuncularından Vakıf Leasing’in genel müdürü MUSTAFA ERDIN, liralaşma ve selektif kredi politikalarının leasinge talebi artırdığını söylüyor. Özellikle bu yıl borçlanmanın TL tarafında ağırlık kazandığını vurgulayan Erdin, “Vadeler de kısalıyor. Daha önce 60-72 ay vadeyle projeleri finanse edebiliyorken şimdi 36 -48 aylarla iş yapıyoruz” diyor.
Leasing tarafında yılın ilk dokuz ayı oldukça olumlu geçti. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 160 büyümeyle işlem hacminde 3 milyar dolar aşıldı. Sektörün öncü oyuncularından Vakıf Leasing’in genel müdürü Mustafa Erdin, bu yıl sonu için 4 ila 4,2 milyar dolar arasında işlem hacmine ulaşılacağını öngörüyor. Yıl sonunda, geçen yıla göre kur etkisinden kaynaklı dolar bazında bir düşüş yaşanabileceğini de söyleyen Erdin, liralaşma ve selektif kredi politikalarının leasinge talebi artırdığını belirtiyor. “Şu anda selektif kredi politikasına ulaşamayanlara uzun kaynaklı fon sağlayan bir tek bizim sektörümüz var” diye konuşuyor. Özellikle bu yıl borçlanmanın TL tarafında ağırlık kazandığını vurgulayan Erdin, “Vakıf Leasing’den örnek vereyim: 2021’de yüzde 60 yabancı para, yüzde 40 TL fonluyorduk. Bu yıl yüzde 85 TL, yüzde 15 yabancı para cinsinden fon verdik” diyor. Vadelerin de kısaldığına dikkat çekiyor ve “Daha önce 60-72 ay vadeyle projeleri finanse edebiliyorken şimdi 36 -48 aylarla iş yapıyoruz. Bu durum fon kaynaklarının vadeleriyle ilgili. Sonuçta leasing şirketi ne kadar uzun vadeli fon kaynağı bulabilirse o kadar uzun vadeyle finansman açabiliyor” şeklinde konuşuyor. Vakıf Leasing Genel Müdürü Mustafa Erdin, sektör ve şirketi için bu yılın performansını yorumlarken gelecek yılın tablosunu da Capital’e çizdi:
Leasing için 2022 nasıl bir yıl oluyor? İşlem hacminde nasıl büyümelere erişildi?
FKB verilerine göre eylül sonunda leasing işlem hacmi, 3 milyar 66 milyon dolara ulaştı. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam, 1 milyar 179 milyon dolardı. İşlem hacminde yüzde 159,9 büyüme görüyoruz. Geçen yılı sektör, 4,7 milyar dolar hacimle kapatmıştı. 2022’yi de 4 ila 4,2 milyar dolar arasında bir hacimle kapatacağız. Muhtemelen bu yıl sonu hacim, dolar bazında geçen yılın altında olacak.
Bu düşüşün nedeni nedir?
Aslında sektörün adet ve tutar bazlı talebinde bir gerileme yok. Ancak kur etkisinden kaynaklı dolar bazında bir düşme kayıtlara geçebilir. Bu durum, döviz kurunun yüksek gitmesinden kaynaklanıyor. Aslında Merkez Bankası’nın liralaşma stratejisi kapsamında yayınladığı regülasyonlar bizlerin de fonlama tür ve kaynağını etkiliyor. Piyasa her ne kadar yurt dışı makine alımlarını yabancı para bazında yapsa da borçlanma saikimiz TL lehine kaydı. Bu da işlem tutarlarımızı dolar bazında düşük gösteriyor. Yoksa sektörün işlem adetlerinde düşüş yok. Sektörün pandemi öncesine göre gidecek yolu var, henüz pandemi öncesi dönemi yakalamadı. Ancak pandemi sonrası Türkiye’ye bir anlamda yeni bir misyon oluştu. Çin krizi, çip krizi, savaş gibi etkenlerle Türkiye, Avrupa’nın ve bazı ürünlerde ABD’nin üretim pazarı oldu. Bu testi esnekliğimizle, üretim yapımızla iyi verdik. Hükümetin üreticiyi, ihracatçıyı destekleyici stratejisi ve liralaşma politikası leasingin doğal müşteri talebini artırdı. İhracatı, üretim ve istihdamı destekleyen selektif kredi politikası uygulanıyor. En son geçtiğimiz günlerde politika faizi 150 baz puan daha düştü. Bu, imalat ve ihracat yapan KOBİ’ler kamudan daha ucuz finansman alabilecek demek. Şu anda selektif kredi politikasına ulaşamayanlara uzun kaynaklı fon sağlayan bir tek bizim sektörümüz var. Bu da doğal olarak müşteri talebimizde ciddi artış yaratıyor. Ancak leasing firmalarının finansman ihtiyacına yönelik henüz bir çalışma yok. Yurt dışından sürdürülebilirlik, yeşil enerji odaklı daha uygun fiyatlı fonlar bulunuyor. Yalnız bu konunun dışında kalan büyük alanda finansman kaynağı için adım atılmalı. Leasing şirketleri uygun finansman kaynağı bulamazsa reel sektöre veremiyor. l Peki sözleşme adetlerinde nasıl bir artış yaşandı? n FKB verilerine göre üçüncü çeyrek sonunda sektörde 10 bin 383 sözleşme yapıldı. Geçen yılın aynı dönemde bu sayı, 4 bin 686’ydı. Burada da yüzde 121 artış mevcut. Sektörün daha tabana yayıldığını görüyoruz. Bu, daha küçük rakamlarla daha çok sözleşme yapıldığını gösteriyor. Bankalar uzun vadeli finansmanı kestikleri için leasing tarafında sözleşme adeti artıyor. Örneğin daha önce şirketler bankalardan taşıt kredisi alıyordu, bu alan selektif kredi politikasının parçası olmadığı için leasinge geliyorlar.
Son çeyrekte hızlanma olacak mı?
İlk yarıda sektörde diğer oyuncular biraz temkinli gitti, biraz yavaş kaldılar. Şimdi onların da hareketlendiğini görüyoruz. Son çeyrekte leasing sektöründe işin doğası gereği hareket artar.
Borçlanmanın TL’ye kaydığına değindiniz, TL’nin nasıl bir ağırlığı var?
Vakıf Leasing’den örnek vereyim, 2021’de yüzde 60 yabancı para, yüzde 40 TL fonluyorduk. Bu yıl yüzde 85 TL, yüzde 15 yabancı para cinsinden fon verdik. Geçmişten gelen işlemler nedeniyle bilançoda durum hala yüzde 50/50. Ancak yeni yapılan işlemlerin büyük ağırlığı TL’de oluyor. Bu, hükümetin liralaşma politikasının ve regülasyonların bir sonucu… Artık dövizle borçlanmanın kuralları var. Bunun yansıması olarak 2022’de TL fonlama oranı arttı. Sektörde de trendin buna yakın olması lazım. 2023’te bu politikalar devam ettiği sürece, trend sürecek. Hem regülasyon buna zorluyor hem yatırımcının kurdaki hareketlilik nedeniyle isteği bu yönde. TL fonlama nispeten pahalı olmasına rağmen yine de tercih ediliyor.
Peki vade tarafında bir değişim var mı?
Vadeler kısalıyor. Daha önce 60-72 ay vadeyle projeleri finanse edebiliyorken şimdi 36-48 aylarla iş yapıyoruz. Vadelerde kısalma var. Bu, leasing şirketlerinin bulduğu fon kaynaklarının vadeleriyle alakalı. Leasing şirketi ne kadar uzun vadeli fon kaynağı bulabilirse o kadar uzun vadeyle finansman açabiliyor.
2023, leasing sektörü için nasıl bir yıl olacak sizce?
2023 yılını biraz gözlemlememiz lazım. Gelecek yılın özel durumu var, seçim olacak. Gelecek yılı öngörmek için seçim sonucu, yatırım iştahı, para ve kredi politikaları nasıl olacak tüm bunları görmemiz lazım. Şu anda hükümet bütçe maratonuna başladı ve yatırımı çok kısmış durumda değil. Mevcut hükümet devam ettiği takdirde mevcut politikaları ve selektif kredi sistemini sonuna kadar deneyecek. Bu durumda imalat ve ihracata dokunan şirketlerin altın yılları olur. 2023’te yüksek hızlı tren projelerinin tamamlanması hedefleniyor. Gelecek yıl sadece bu alanda toplamda 10-15 milyar dolarlık iş var, bunun leasingle yapılabilecek kısmı da 1 milyar Euro olur. 2023’te bu alanda ilerleme olur. Geçen hafta Lizbon’da Leaseurope çatı birliğinin toplantısına katıldık. Toplantıda Paris İklim Anlaşması etkisiyle gelen değişim konuşuldu. 2030 yılına kadar bu alanda 2 trilyon Euro ayrılmış ve 2021-2027 arasında bu tutarın yüzde 30’u harcanacak. Bu alanların hepsi leasinge konu olan mal gruplarında. Türkiye leasing sektörü olarak bu pazardan ne kadar pay alabileceğiz, bu önemli bir soru. Bu da koyduğumuz vizyona bağlı. Burada devlet ve nihai tüketici tarafında irade var. Finansör kurumların da anlaşmanın hedeflerine uyması gerekiyor, birkaç hamleyle tüm finansal kurumlar adapte olur. Geriye üreticilerin bu alanda istekli olmaları ve finanse etmeleri kalıyor. Eksik olan taraf bu, zaman alacak.
Sizce bu ortamda hangi alanlar daha iyi gidecek?
Bu yılın ilk dokuz ayında özellikle çatı üstü GES projeleri, yenilenebilir enerji ve otomotiv sektörü çok iyi gitti. Otomotivde araç fiyatları çok yükseldi. Bu nedenle de finansman kaleminde güçlü artış gördük. Bir de oto kiralamalar arttı. Aynı şekilde iş makineleri, kamu yatırımları, yol ve altyapı projeleriyle yüksek gitti. Deprem önceliklendirilmesine ilişkin binalar, hastaneler, okulların talepleri var. Tekstil sektörü geçen yaz ile bu yaz arası çok hareketliydi, şimdi bu alan biraz duruldu. Pandeminin etkisiyle hijyen ihtiyacı yükseldiği için ambalaj sektöründen ciddi talepler gelmeye başladı. 2023’te de ambalaj, yenilenebilir enerji, otomotiv, elektrikli araç şarj istasyonları önemli büyüme alanları olacak. Devletin ulaşım altyapı yatırımlarına ilişkin iş makineleri talebi devam edecek. TOKİ’nin lansmanını yaptığı “ilk evim, ilk işim” projesinin de başlamasıyla taahhüt sektörünün taleplerini karşılayacağız.
“TEMATİK KREDİLERDE BÜYÜYECEĞİZ” PAYI ARTTI Bu yılın ilk dokuz ayında işlem hacmimiz dolar bazında arttı. Geçen yılı 265 milyon dolar hacimle kapatmıştık, şu an ise 340 milyon doları bulduk. Eylül ayı verilerinde geçen yıla göre dolar bazında yüzde 50’nin üzerinde performansla devam ediyoruz. Yılı 400 milyon doların üzerinde kapamayı planlıyoruz. Genel müdürlük görevini üstlendiğim Mayıs 2021’den bugüne şirket aktifimizi yüzde 241 büyüterek 10 milyar TL’nin üzerine çıkardık. Doğal olarak pazar payımız da FKB sözleşme tescil istatistiklerine göre yüzde 4’ten 10,7’ye çıktı, burada da 2,5 kat artış var. Kârlı büyümek istiyoruz. Öz kaynak kârlılığımızı 10 puanın üzerinde artırarak yüzde 27,7 çıkardık. ODAKLAR JCR Avrasya derecelendirme kurumu tarafından “Uzun Vadeli Ulusal Kurum Kredi Rating” notumuz iki basamak birden yükseldi. Vakıfbank iştiraki ve 30 yıldır sektörde olan bir oyuncu olarak zaten Türkiye’de iyi biliniyoruz. Bu not artışı, uluslararası alanda da bilinirlik getiriyor, öncelikle finansmana ulaşmamızı ve eskiye oranla daha uygun fiyatla almamızı sağlıyor. Dünyada leasing alanında Paris İklim Anlaşması ile yenilebilir enerji konusu gündemde. Biz bu alanda son 5 yılda çok iş yaptık, devam edeceğiz. İç organizasyon yapımızı da buna göre adapte ediyoruz, “Tematik krediler” için özel birim kuruyoruz. IFC, EBRD, AIIB gibi kurumlarla direkt iletişimle ucuz fonlara daha fazla ulaşmayı önceliklendiriyoruz. Ayrıca elektrikli ortama geçiş, yazılım ekipman finansmanı alanlarında da talep var. Şirketimizin dijitalleşmesi için de çalışıyoruz. Kadın istihdamına önem veriyoruz, bugün yüzde 37 olan kadın istihdamı oranını yüzde 50’ye çıkaracağız. |
“HAKSIZ REKABET VAR” KÂRDA GELECEK BDDK, leasing şirketlerinin ağustos sonu itibarıyla net kârının 3,96 milyar TL olduğunu açıkladı. Asıl öz kaynak kârlılığına bakıyoruz. Sektörde öz kaynak kârlılığı yüzde 16’larda. Kârlılığın orta vadede böyle gitmeyeceğini düşünüyorum, kârlılık düşecek. Bugün leasing şirketleri orta vadedeki belirsizliği fiyatlarına risk olarak mecburen ekliyor. Örneğin 3 yıllık finansman yapılıyor, ileride faizin artması halinde yeniden oranı değiştirme ihtimalimiz yok o nedenle riski fiyatlıyoruz. Bugünün bilançosunda kârlı görünüyor. Fonlama maliyetimiz kısa vadede ucuzladı ama uzun vadede nasıl olacağını bilemiyoruz. ÖNEMLİ SORU Leasing şirketleri uzun vadeli kaynaklarla beslenebilse reel sektöre daha fazla finansman sağlayabiliriz. Bir de sektörde haksız rekabet var. Türkiye’de leasing yapabilen kurumlar mevzuatla belli. Leasing şirketleri, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları bu işlemi yapabiliyor. Kalkınma ve yatırım bankaları uzun vadeli büyük ölçekli projeleri, altyapı işlerinin finansmanını gerçekleştiriyor, onlarla rekabet etmiyoruz. Ama katılım bankalarıyla rekabet ediyoruz. Katılım bankalarıyla yani mevduat toplayan kurumlarla leasing şirketleri aynı sahada sözleşmeyi aynı fiyatla nasıl yapabiliyor? Bu, önemli bir soru… |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?