Tehlikeli yavaşlama!

Ekonomiyi soğutmaya yönelik çalışmalar, sektörlerin çoğuna yansıdı. Şimdiki soru ise buradan dönüşün ne zaman olacağı yönünde...

14.02.2025 14:31:040
Paylaş Tweet Paylaş
Tehlikeli yavaşlama!

Nil Dumansızoğlu

[email protected]

Rakamlar ve genel konjonktür toparlanmanın yavaş olacağına işaret ediyor. 2023 yılından itibaren ihracatta zorlanan ayakkabı sektöründe, daralma oranı yüzde 25’in üzerine çıktı. Makine sektöründe yaşanan üretimdeki düşüş belirtileri sektöre yüzde 17’lik iç pazar daralması olarak geri döndü. Otomotiv, beyaz eşya, tekstil gibi Türkiye’nin lokomotif sektörlerinde ise yavaşlama son 2 yıldır devam ediyor. Sektör temsilcileri toparlanma için 2025’in 2’nci yarısını işaret ediyor. Yine de 5 yıl önceki rakamlara ulaşmanın zor olacağı konusunda herkes hemfikir.

Ekonomi yönetiminin “tek haneli enflasyon” hedefiyle başlattığı “sıkı para” politikası, iç talebi kontrol ve ekonomiyi soğutmaya yönelik önlemlerin etkileri hem üretim hem tüketim ayağında görülmeye başlandı. Hatta pek çok ana sektörde üretim ve iç satışlarda yavaşlama 2023 yılından beri sürüyor. Bu durumda dış konjonktürel gelişmelerin etkisi de büyük. Öyle ki Rusya-Ukrayna ile İsrail-Filistin arasındaki savaş gerilimi jeopolitik riskleri artırdı. Avrupa Birliği (AB) ve ABD’de enflasyonla mücadele için uygulanan sıkı para politikaları nedeniyle Türkiye’nin en büyük pazarlarında talep daraldı. Peki yavaşlamayı sıkı para politikası öncesi yaşamaya başlayan çoğu sektörde toparlanma en erken ne zaman bekleniyor? Sektör uzmanları, 2025 yılının 2’nci yarısını işaret etse de sektörlerin baz göstergelerde 5 yıl önceki rakamları bulmasının hayal olacağı öngörüsü hakim. Öyle ki sektör uzmanları sıkı para politikasının sanayide “duvara toslamayı” beraberinde getirdiği yorumunu yapıyor. Rakamlara göre de sanayiden alarm sinyalleri geliyor. TÜİK tarafından açıklanan Sanayi Üretim Endeksi’ne göre eylül ayında sanayi üretim endeksi yıllık bazda yüzde 2,4 oranında düşüş gösterdi. İhracatta yeniden artış trendine girebilmek için ise yapısal sorunların çözülmesi bekleniyor. Özellikle üretimde TL bazlı girdilerdeki artışlar ve buna karşın döviz kurunun bu artışların altında kalması, ihracatçıyı etkilemeye devam edecek gibi görünüyor. İhracattan umduğunu bulamayan sektörlerin kaçış noktası olan iç satışlarda da durum yine sıkıntılı. Hatta çoğu sektör temsilcisi her iki kalemde de aynı anda düşüş olmasının bir ilk olduğunu belirtiyor. 

EN BÜYÜK DARBE 

Son birkaç yıldır devam eden küresel siyasi iklimdeki belirsizlikler ve jeopolitik gerilimler ticareti olumsuz etkiledi. Pek çok sektörün ihracatında düşüş var. Çimento sektörü ihracatı, 2 yılda yaklaşık 5,1 milyon ton azaldı. Makine ihracatında miktar bazında gerileme, Şubat 2023’te başladı. Bu süreçte, değer bazında yüzde 1,4 ile yüzde 9,2 arasında gerileme oldu. En büyük darbeyi alan sektörlerden biri de ayakkabı oldu. Son 2 yıldır ihracatta ciddi oranda düşüş olduğunu ifade eden Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı, “2023 ve 2024’ün ocak-temmuz dönemi karşılaştırıldığında yüzde 27,1 düşüş gözlemleniyor. İhracattaki daralmanın tek etkeni döviz değil; ölçek ekonomisi, genel giderler, yeterli üretim kapasitesinin olmaması gibi nedenler de bu daralmanın bir parçası” diyor. Ambalaj sektöründe de sıkıntı büyüyor. Türkiye’deki mevcut ekonomik gidişatın, artan maliyetler ve ihracat pazarlarında yaşanan daralmanın rakamlara yansıdığını belirten Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir şu değerlendirmede bulunuyor: “Değer olarak 2023’ün ilk yarısında 3 milyar 455 milyon dolar olan ihracat, 2024’ün aynı döneminde 3 milyar 322 milyon 712 bin dolara geriledi. Ambalaj sektörünün 2024 ilk 6 aylık ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre miktar olarak yüzde 7 artarken değer olarak yüzde 4 azaldı.” 

İLKLER YAŞANIYOR

Pek çok sektör iç satışlarda da sıkıntı yaşıyor. EVSİD Yönetim Kurulu Başkanı Talha Özger, “2023 yılında ihracatın aksine büyüme gösteren iç satışlar, 2024’te daraldı. Yarı yarıya düşüş var diyebiliriz” diyor. Mücevherat takı satışlarının ağustoseylül aylarında yüzde 20 düştüğünü söyleyen Ariş Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş, yıl sonuna kadar düşüşün yüzde 30’u bulacağını belirtiyor. İç satışlarda yavaşlamanın 2023’ün ikinci yarısında başladığını belirten ARMATÜR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan’ın verdiği bilgiye göre ise yüzde 15-25 civarında bir daralma söz konusu. Türkiye’nin en iddialı olduğu sektörlerden tekstilde iç pazar bu yıl yüzde 6’nın üzerinde daraldı. İlk kez hem ihracatın hem iç tüketimin daraldığı bir dönem geçirdiklerini ifade eden TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, “Bu, maalesef devam edecek. Tüm sektörlerde PMI verileri ekside. Kimse önünü göremiyor. Sıkı para politikası sanayide duvara toslamayı beraberinde getirdi” diyor. Yüksek enflasyonun tüm sektörleri etkilediğini belirten Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Davut Karaçak, ekliyor: “İç pazarda yaşanan durgunluk, işletmeler açısından büyük zorluklar getirdi. Yüksek enflasyon ve sıkı para politikasına yönelik alınan tedbirlerin etkisiyle iç piyasa iyice daraldı. Mobilya fiyatlarının bir önceki yıla göre katlanarak artması, bu durumu daha da kötüleştiriyor” diyor. 

ÜRETİM ALARM VERİYOR 

İhracat ve iç pazardaki daralma üretime darbe vuruyor. İstanbul Sanayi Odası’nın verilerine göre üretim faaliyetlerinde bozulma sinyalleri devam ediyor. Ekim ayında üretim, eşik değer olarak kabul edilen 50’nin altında kalarak 45,8 oldu. 10 sektörden dokuzunda üretim azalırken en sert yavaşlama ağaç ve kağıt ürünlerinde görülüyor. Üretimdeki yavaşlama istihdamı da olumsuz etkiliyor. En büyük kaybın tekstil sektöründe olduğuna dikkat çeken S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, “Şirketler, girdi stoklarını son 4,5 yıldır yapmadıkları kadar yüksek oranda azalttılar” diyor. Sanayideki yavaşlama, öncelikle makine ve ekipman üretimini etkiledi. 2024’ün başından itibaren üretimindeki gerileme yüzde 16,9 oldu. Özellikle 2023’ün ikinci yarısından itibaren sektörde küçülme yaşanmaya başladığını belirten ARMATÜR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan, artan maliyetler ve yurt içi talep daralması nedeniyle yüzde 10-25 oranında yavaşlama görüldüğünü söylüyor. Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, ihracat ve dahili pazarlardaki yavaşlamaya paralel olarak bakır sektöründe üretimin yüzde 12 düştüğünü belirtiyor. 2021-2023 yılları arasında üretimin gerilediği bilgisini paylaşan Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, “Bu yıl ocak-eylül döneminde, 2023 yılının eş dönemine kıyasla plastik mamul sektöründe miktar bazında üretim yüzde 7,4 azaldı” diyor. 

TOPARLANMA BAŞLAR MI? 

Pek çok sektörde ihracattaki daralmanın, yakın coğrafyadaki savaş durumunun bitmesiyle gerçekleşmesi bekleniyor. ABD’deki politik ve ekonomik değişimler de ihracat konusunda belirleyici olacak. Yani toparlanma konusu yine belirsiz… Mevcut konjonktürün devam etmesi durumunda ihracatta azalma sürecek. Bağlantı elemanları sektörü ihracatında 2024 yılında bir önceki döneme kıyasla düşüş gözlemlendiğini belirten Hırdavat Sanayici ve İş Adamları Derneği (HISİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, toparlanmanın gerçekleşmesinin bölgedeki siyasi krizlere bağlı olduğunu söylüyor. Faiz oranları düştüğünde büyümeye geçiş olabileceğini ifade eden Modoko Başkanı Koray Çalışkan, şöyle devam ediyor: “Faizin indiriminin yavaş yavaş olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağımızı ve yeniden dengeye oturarak şirketlerin yavaş yavaş toparlanacağını ümit ediyoruz.” 

2025 SENARYOSU 

Yavaşlamanın 2025 yılında sürmesi beklenirken sektör temsilcileri 2’nci yarıdan itibaren toparlanmanın başlayabileceği görüşünde. 2025 yılının özellikle 2’nci yarısında, Avrupa ve Amerika Merkez Bankaları’nın uyguladığı faiz indirimlerinin global pazarlarda ekonomik hareketliliği artırmasını öngören Remet Metal Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Demirtaş, “2025 ilk yarısı için 2024’e göre yüzde 2-3 arası düşüş olacaktır. Ancak yılın ikinci yarısında yüzde 5-6 yükseliş bekliyorum” diyor. Sektörde GSMH büyümesine paralel olarak 2025’te yüzde 3’lük bir büyüme olabileceğini düşünen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, şöyle devam ediyor: “Dolayısıyla yavaşlama, içerde enflasyonu baskılamak için uygulanan yüksek faiz ve düşük kur politikasının yumuşatılacağı noktaya kadar gidecek. 3’üncü çeyrek sonrasında toparlanma bekliyoruz.” Hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının 2025’te istenilen düzeyde olmayacağını düşünen İHKİB Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan, bu yıl 18 milyar dolar olan ihracatın, 19 milyar dolara kadar çıkabileceğini düşünüyor. Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, şu sıralar 15,9 milyar dolar seviyesinde seyreden Türkiye’nin makine dış ticaret açığının, 2025’te yeniden 10 milyar dolar seviyesinin altına gerilemesini hedeflediklerini ifade ediyor. Yavaşlama döneminin, özellikle iç satış ve üretimde 2025’in ilk çeyreğine kadar devam etmesini bekleyen Kutes İcra Kurulu Başkanı Ali Esat Kutmangil, şöyle devam ediyor: “Bu süreç, yüksek maliyetler ve enflasyonist baskıların etkisi altında şekillenecektir. Ancak 2025’in ikinci yarısından itibaren ekonomik toparlanma sinyalleri almayı ve döviz kurundaki istikrarla iç talepteki iyileşme sayesinde büyümeye geçiş yaşanmasını öngörüyoruz. 2025 de 2024 sonuçlarına paralel olacaktır. Bu doğrultuda 2025 ortalama demir döküm üretiminde yüzde 17’lik bir azalma bekliyoruz.”



“2016’DAN BERİ GELİRLER DÜŞÜYOR” HALİL NADİR TEBERCİ SERBEST TELEKOMÜNİKASYON İŞLETMECİLERİ DERNEĞİ (TELKODER) BAŞKANI

AŞAĞI YÖNLÜ SEYİR
Elektronik haberleşme hizmetleri sektörünün gelirlerinde 2016 yılından itibaren her yıl küçülme var. 2013 yılında 18,02 milyar dolar olan sektör büyüklüğü, on yıl sonra 2023 yılı sonunda 9,33 milyar dolara geriledi. Bu yıl da küçülme devam edecek, en iyi senaryoda büyüklüğün 9 milyar dolar olmasını bekliyoruz.

PAY AZALIYOR GSYİH içinde elektronik haberleşme gelirlerinin (EHG) payı her geçen yıl mütemadiyen azalıyor. Türk Telekom’un özelleştirildiği 2005 yılında GSYİH-EHG oranı yüzde 2,51 ve 2013 yılında yüzde 1,88’ken 2023 yılında bu oran yüzde 0,83’e kadar geriledi. Sektörümüzün sorunlarına çözüm getirilmemesi halinde bu oran 2024 yılı için çok daha düşük olacaktır.

MALİYET YÜKSELDİ Dövizde, kredi faizlerinde, personel giderlerinde ve enerji fiyatlarında yaşanan yüksek artışlar, sektördeki maliyeti artırdı. Bir Ailenin Haberleşme Giderleri Raporu’na göre evlerinde bir sabit telefon, bir genişbant internet aboneliği ve her bireyi cep telefonu hattı sahibi olan 4 kişilik bir ailenin aylık ortalama haberleşme gideri, bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 68 oranında yükseldi.



“DÜŞÜŞÜN KALICI OLMASINDAN ENDİŞELİYİZ”
GÖKHAN SIĞIN / BSH EV ALETLERİ YKB VE GELİŞEN PAZARLAR BÖLGESİ CEO’SU

TOPLAM SATIŞ AZALDI 
TÜRKBESD’in verilerine göre 2024’ün ilk 9 ayında, 6 ana ürün grubunda geçen yıla kıyasla iç satışlarda yüzde 4’lük bir artış kaydedildi. İhracatta ise uzun süredir süregelen azalış trendi devam etti. İlk 9 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6’lık bir düşüş oldu. Bu durum, toplam satışlarda yüzde 3’lük bir azalmaya yol açarken üretim miktarlarında da bir önceki yıla göre yüzde 4’lük bir azalma gerçekleşti.

HAREKET PLANI Üretim seviyelerinde görülen düşüşün kalıcı olmasından endişe ediyoruz. Bu darboğazın ülkemiz, tüketicilerimiz ve sektörümüzün ortak faydasına olacak bir hareket planıyla aşılabileceğine inanıyoruz. Gelişen teknolojiler ve inovasyonlarla sanayimiz her geçen gün daha fazla enerji tasarrufu sağlayan ürünleri piyasaya sunuyor. Bu ürünler doğal kaynakların yanında tüketicilerimizin cebini de koruyor.

İLAVE BASKI UNSURU Maliyet üzerindeki bir diğer baskı unsuru da Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP). Özellikle 2023 yılından itibaren ÜFE ve TÜFE artış oranlarından daha yüksek oranlarda gerçekleştirilen GEKAP artışları, şirketlerin maliyet yapısında ilave baskı oluşturuyor. Nitekim 2020 yılında uygulanan birim fiyatlar, Eylül 2024 itibarıyla yaklaşık yüzde 900 oranında arttı. ÜFE ve TÜFE’de bu artışlar sırasıyla yüzde 544 ve yüzde 400 olarak gerçekleşti.



“BÜYÜME ORANLARI ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK”
ŞENOL ŞANKAYA / YEŞİM GRUP YÖNETİM KURULU BAŞKANI

YIL SONU TAHMİNİ
Piyasalardaki dalgalanmalar ve enflasyonist baskılar nedeniyle özellikle Avrupa ve ABD pazarlarında talepte belirgin bir yavaşlama görülüyor. 2023’ün son çeyreğinden itibaren hazır giyim ihracatında yüzde 7-8 oranında bir gerileme söz konusu oldu. Bu yılın son çeyreğinde ise yılı yüzde 8-9 arasında bir gerilemeyle kapatmayı bekliyoruz.

ETKİLER SÜRECEK Son dönemdeki küresel ekonomik belirsizlikler ve resesyon riski, tekstil sektöründe özellikle Avrupa ve ABD pazarlarında talebin daralmasına neden oldu. Bu pazarların toparlanması için en azından 2025’in ilk yarısını beklememiz gerektiğini öngörüyoruz. Ancak büyüme oranları 2021- 2022’deki gibi hızlı olmayabilir. Sektörün genel olarak toparlanmaya başlaması bekleniyor, ancak yavaşlama dönemi etkilerini tamamen atlatmak biraz daha zaman alabilir.

BEKLENTİ NE YÖNDE? 2025 yılında, enflasyonun düşmesi ve fiyat istikrarının sağlanması durumunda, özellikle yılın ikinci yarısında ihracatta yüzde 2-4 arasında bir toparlanma bekliyoruz. Fakat mevcut koşullar devam ettiği takdirde yüzde 1-3 arasında bir daralma riskiyle de karşı karşıya kalabiliriz.



“YATIRIM AZALDI, İTHALAT ARTTI”
RECEP PALAMUT PALAMUT HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI

FIRSAT KAÇTI
Ayakkabı sektörü pandemi döneminde ihracata yönelik çok güzel fırsatlar yakalanmıştı. Ancak 2023 yılının başında, ihracata yönelik olmazsa olmaz olan ithal malzemelerde ekstra vergi, damping ve referans fiyat uygulaması politikası başlatıldı. Alınan kararların etkisi, 2023 yılının son çeyreğinde eksi yönlü cari açık olarak rakamlara yansıdı. Eylül sonu rakamlarına göre yüzde 40 oranında düşüş gözüküyor.

ÜRETİM YAPILMIYOR Bu politikalar çerçevesinde düzelme olacak gibi gözükmüyor. Yan sanayi ürünlerine gelen bu vergilerden sonra birçok büyük imalatçı hazır ayakkabı ithalatına yöneldi. Yerli pazarda ithal ayakkabılar ciddi bir pazar payı aldı. 2023’ün son çeyreğinde başlayan ithal ayakkabının pazara girişi artarak devam ediyor. İthal ayakkabılar, yüzde 35-42 arasında pay alıyor.

AKSİYON ALINMALI 2023 yılında alınan bu kararlar devam ettiği sürece fırsatları kaçırdığımız gibi sektörde yatırımlar da azaldı. Bir an önce doğru analiz yaparak sektöre can suyu olacak aksiyonlar alınmalı ve bu yanlıştan dönülmeli. Dünya pazarında rekabetçi bir yapıya dönüştürme yönünde çaba sarf edilmeli ki kaçan fırsatlar yeniden yakalanabilsin.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz