Amacımız 3 Yılda İki Kat Büyümek

Dr. Erdal Karamercan, Eczacıbaşı Grubu’nun CEO’su… 2004 yılını çok iyi geçirdiklerini, 2,3 milyar dolarlık ciroya ulaştıklarını söylüyor. “Bu ciro olarak yüzde 30’u aşan büyüme anlamına geliyor” di...

1.02.2005 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

hedDr. Erdal Karamercan, Eczacıbaşı Grubu’nun CEO’su… 2004 yılını çok iyi geçirdiklerini, 2,3 milyar dolarlık ciroya ulaştıklarını söylüyor. “Bu ciro olarak yüzde 30’u aşan büyüme anlamına geliyor” diye konuşuyor. En önemli gelişmenin ise yüzde 40 artan ihracatta yaşandığına dikkat çekiyor. Yeni dönemde bu tempoyu korumayı istediklerini, faaliyet gösterdikleri sektörlerde büyüyeceklerini belirtiyor. Karamercan, “Planlarımızı 2007 yılı için yaptık ve hedefimiz de topluluk değerimizi 2004 yılı başındaki seviyeye göre 2007 yılında iki katına çıkarmak” diyor.

Eczacıbaşı Holding’in temelleri 1942 yılında atıldı. İlaçla girdikleri iş yaşamında, yapı malzemeleri ve tüketim ürünleriyle hızla büyüdü. Finans, bilgi teknolojileri ve kaynak elektrotları işleri de holdingin bu yükselişini destekledi. Sosyal sorumluluk projelerine verdikleri desteklerle de kurumsal itibarını sürekli olarak artırdı. Ancak, tüm bu başarıya rağmen 62 yıl boyunca Eczacıbaşı Holding’in en önemli özelliği hep temkinli olmasıydı. Bu nedenle kriz dönemlerinde bile rakiplerine göre daha az küçüldü ve yaralarını da daha çabuk sarmayı başardı.

Sonuçta 2003 yılını 1,7 milyar dolarlık ciro ile kapatan Eczacıbaşı Holding’in CEO’su Dr. Erdal Karamercan, 2004 yılının da kendileri açısından son derece başarılı bir yıl olduğunu söylüyor. Henüz rakamların netleşmediğini, ancak tahminlerine göre yılı yaklaşık 2,3 milyar dolarlık ciro ile kapatacaklarını anlatıyor.

2004 yılında kendilerini en mutlu eden gelişmenin dış satım konusunda ulaştıkları rakamlar olduğunu ifade ediyor. Bir önceki yıla göre yüzde 40’lık büyümeyle 570 milyon dolarlık ihracat rakamını yakaladıklarını vurguluyor. Önümüzdeki dönemde de dış satıma ağırlık vereceklerini belirten Erdal Karamercan, “Yapı malzemeleri ve ilaç sektörlerinde yurtdışında yaptığımız üretimi artırmayı planlıyoruz. Şu anda sadece yurtiçinde üretim yaptığımız kağıt ürünleri sektöründe ise hedef pazarlar belirliyoruz. Bu alanda da yurtdışında üretim yapmak istiyoruz” diyor.

Finans sektöründeki faaliyetlerini genişleteceklerinin sinyallerini veren Karamercan, ticari bankacılık olmasa da, yatırım ya da kişisel bankacılık alanında faaliyet gösterebileceklerinin sinyallerini veriyor. “Hedefimiz, 2004 yılı başındaki topluluk değerimizi, 2007 yılında iki katına çıkarmak” diye konuşan Erdal Karamercan, Eczacıbaşı Holding’in mevcut faaliyetlerini, geleceğe ilişkin plan ve hedeflerini Capital’e anlattı:

2003  yılını 1,7 milyar dolarlık ciro ile kapatmıştınız. 2004 yılında neler yaptınız? Cironuzda ne kadarlık bir büyüme yaşandı?

2004 yılı, bizim açımızdan oldukça başarılı bir yıl olarak tanımlanabilir. Henüz topluluk ciromuz net olarak belirlenmedi, ama yılı yaklaşık olarak 2,3 milyar dolarlık ciro ile kapatacağımızı düşünüyorum. Yani cirosal anlamda yüzde 30’u aşan bir büyüme söz konusu. Bu da başarılı bir yıl geçirdiğimizi zaten gösteriyor.

Cirodaki hızlı büyümenin yanı sıra, 2004 yılında beni en çok sevindiren noktalardan biri de dış satımımızın yüzde 40’a yakın artmasıydı. Dış satım rakamlarımız da henüz netleşmedi, ancak biz 370 milyon dolar civarında olacağını tahmin ediyoruz. Bu, geçen yıla göre yüzde 35’i aşan bir büyüme olduğunu gösteriyor. Bizim açımızdan son derece sevindirici ve son yılların en hızlı büyümesi olması açısından da önemli bir gelişme.

2005 yılı sonunda Eczacıbaşı Holding’i nerede göreceğiz? Yıl sonu için hedefleriniz neler?

Bu yıl çok temel bir amaç ile yola çıktık. Amacımız, 2004 yılı başındaki topluluk değerinin 2007 yılı sonunda iki katına çıkarılması. Gruplarımızın ve şirketlerimizin de bu temel amaç doğrultusunda planlarını oluşturduk. Nitekim 2005-2007 yılı dönemini kapsayan uzun dönemli plan çalışmasıyla da önümüze koyduğumuz temel amacın finansal boyutları oluşmuş oldu.

Hedeflerinizi daha net anlamamız açısından 2004 yılı başındaki topluluk değerinizi verir misiniz?

Bunu vermem yanlış anlamalara neden olur. Bu, çeşitli değişkenleri içeren bir modelleme çalışmasıyla belirlediğimiz bir değer. Yönetsel anlamda bir ifadesi var. Bu şekilde belirlediğimiz Topluluk değerimizin iki katına çıkarılması amaçlanıyor. Büyümemizi, kârlılığımızı ve yatırımlarımızı da hep bu hedef doğrultusunda planlıyoruz.

Faaliyet gösterdiğiniz sektörlerde mevcut durumunuz nedir? 2004 yılını nasıl geçirdiniz?

Hemen her alanda çok iyi bir yıl geçirdik. Eczacıbaşı, ilaçta sektörün lideri. Bugün geldiğimiz noktada bu liderliği açık ara devam ettiriyoruz. Aynı zamanda 2004 yılı, ilaç sektöründe bizim pazar paylarımızı artırdığımız bir yıl oldu. Bu gelişmenin yanı sıra, yurtdışında da önemli ölçüde ruhsatlandırma çalışmamız başarıyla yürütüldü ve ilaç dış satımında da önemli bir noktaya geldik. Bunu çok kısa dönemde daha da ileri götürmeyi düşünüyoruz. Bu kritik bir alan, çünkü ilaç dış satımı diğer ürünlerinkine benzemez.

İlaç dış satımı için çok uzun bir süreçten geçilmesi gerekir. Her ülkenin kendi içinde resmi bir ruhsatlandırma süreci vardır. Bizim ihracat pazarlarımızın başında da Avrupa gelir. Avrupa Birliği’nin önde gelen ülkelerinde ilaçlarımızı ruhsatlandırmaya başladığımızı memnuniyetle söylemek isterim. Bunun satışa dönüşmesi de gerçekleşmekte. Önümüzdeki dönemlerde bu çalışmalarımızı daha da hızlandıracağız.

Yapı ve diğer iş gruplarında nasıl gelişmeler yaşandı?

Yapı grubunda, Türkiye’nin lider markası Vitra’nın dünyanın lider markaları arasında yer alması konusunda yola çıktık. Bugün geldiğimiz noktada da, Vitra hali hazırda dünyanın 75 ülkesine ihraç ediliyor ve bu ülkelerin önemli kısmında güçlü pazar paylarına sahip. Bu güçlü konumunu da hızla artırıyor. Dış satım rakamlarımız içinde yapı grubumuzun dış satımı 290 milyon dolar civarına geldi. Bu da geçen yıla göre yüzde 40 dolayında büyümeyi gösteriyor.

Aynı zamanda tasarım konusunda da dünya pazarında önemli bir konumda olmak istiyoruz. Bununla ilgili olarak da bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde yeni bir atılım başlattık.

Tüketim ürünleri grubundaki liderliğimiz kağıt sektöründe devam ediyor. Aynı zamanda burada yurtdışı yatırımları da değerlendiriyoruz.

Kağıt sektöründe sadece yurtiçinde üretim yapan, yurtdışına önemli oranda ihracat yapan bir kuruluş olma dışında, yurtdışında üretim tesisleri de kuran bir kuruluş olmak istiyoruz. Bu açılımlarımızı başlattık.

Kaynak teknolojileri, elektronik kart, finans ve bilişim sektörlerinde de 2004 yılı son derece başarılı geçti. Onların da büyümeleri 2004 geneline baktığımızda ortalama yüzde 45 civarında oldu. Dolayısıyla topluluk bünyesinde yer alan tüm grup ve kuruluşlarda başarılı bir yıl geçirdiğimizi söyleyebilirim.

İlk üç stratejisi izliyor musunuz? Yani geçtiğimiz dönemlerde Koç Grubu, “İlk üçte olmadığımız sektörlerden çıkacağız” diye bir açıklama yapmıştı. Sizin bu yönde alınmış bir kararınız var mı?

Bizim böyle bir amacımız ya da kararımız yok. Biz, daha önce de söylediğim gibi, planlarımızı 2007 yılı için yaptık ve hedefimiz de topluluk değerimizi 2004 yılı başındaki seviyeye göre 2007 yılında iki katına çıkarmak. Zaten biz içinde bulunduğumuz sektörlerin aşağı yukarı tümünde ya lideriz ya da ilk 3 tanımının içine giriyoruz.

Peki başka faaliyet alanları olacak mı? Eczacıbaşı Holding’i önümüzdeki dönemde farklı sektörlerde görecek miyiz?

İçinde bulunduğumuz faaliyet alanları bizim için her zaman önceliklidir ve bu alanlarda büyük potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Ancak bizim değerlerimiz, temel amacımız ve fizibilite çalışmalarımız sonucunda yatırıma uygun gördüğümüz alanlar olursa ve yetkinliklerimizle bu alanlara olumlu katıklarda bulunabileceğimizi görürsek, tabii ki bunları değerlendirmeye alacağız. Ama şu an için yeni bir alana büyük bir sermaye yatırımı yapmak gibi bir hedefimiz yok. Biz yeni bir alana girerken, söz konusu sektöre katkımızın ne olacağını ön planda tutarız. Hiçbir zaman, “Biz bu sektörden en kısa sürede nasıl yararlanırız” düşüncesinde olmadık. Bu da bizim yatırım kararlarına ve yeni işlere farklı bakmamıza neden oluyor.

Önceliğin içinde bulunduğunuz sektörlerde olduğunu söylüyorsunuz. Bu yıl içinde söz konusu sektörlere ne kadarlık yatırım yapmayı planlıyorsunuz?

Sabit kıymet yatırımları açısından 2004 yılına göre yüzde 50 artışla 150 milyon dolar dolaylarında yatırım gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu yatırımların çoğu mevcut faaliyet alanlarımızdaki yatırımlardır.

Ayrıca, 2005 yılında yurtdışı yatırımlara özellikle ağırlık vereceğiz. Her ne kadar 2005 yılında yatırımlarımızın çoğunu mevcut olduğumuz alanlarda yapmayı planlıyorsak da her zaman yeni olanakları değerlendiriyoruz. Bizim için önemli olan değerlerimize, temel amacımıza ve stratejilerimize uygun olan projeler oluşturmaktır.

Kanyon Projesi ne zaman tamamlanacak?

2005 yılı sonundan itibaren 2006 Mayıs ayına kadar aşamalı olarak devreye girecek. Bu yatırım, konut bölümü, ticari alanlar, ofis bölümü ve eğlence merkezinin bir arada olduğu, dörtlü bileşkeni bir arada içeren bir kompleks. Uluslararası mimari ve Tasarım ödülleri almaya layık bir proje…

Buranın konut bölümünün önemli bir boyutu pazarlanmış durumda. Ticari alan ve ofislerin kiralanması çalışmalarımız da sürüyor. Önümüzdeki dönemde kira sözleşmelerini yapacağız. 2005 yılı sonunda da, burası sadece Türkiye için değil, Avrupa’nın en gözde alışveriş ve ticaret merkezlerinden biri olarak hayata geçecek.

Holding olarak 5 şirketiniz halka açık? Gündeminizde yeni halka arzlar var mı?

Şu an için gündemde olan yeni bir proje yok. Ama tabii ki bu konu gündemimizdedir. Doğru bulduğumuz alanlarda, doğru bulduğumuz oranlarda ve zamanlarda bu projeleri gerçekleştirebiliriz.

Seramik işinde dünya markaları arasında olma hedefiniz olduğunu söylediniz. Bu hedef doğrultusunda bugüne kadar nasıl bir çalışma yaptınız? Önümüzdeki dönemde neler yapacaksınız?

Biz, seramik sağlık gereçlerinde üretim kapasitesi olarak şu anda dünyanın en büyük 7 kuruluşu içindeyiz. Dünyada bu konuda yüzlerce üretici olduğunu düşünürseniz, bu çok önemli bir yere sahip olduğumuzu gösteriyor. Ama biz sadece üretim kapasitesi olarak en üstlerde olmayı yeterli görmüyoruz. Amacımız, Vitra markası ile en üstlerde olmak. Bundan sonraki yatırım planlarımızın temelinde de bu var. Markamıza yatırım yapıp, markamızı dünyanın en bilinir ilk 5 markası içine sokmayı planlıyoruz. Bu çok iddialı bir hedeftir. Çünkü, Türkiye ürün ihraç eder, ama maalesef marka ihracında  zorlanıyoruz. Dolayısıyla, bu hedefin önemi bir kat daha artıyor. Bu iddianın altını da besleyecek yatırımları stratejik olarak planlamış durumdayız. Az önce belirttiğim tasarımı da içeren pazarlama yatırımları ve yurtdışındaki üretim yatırımlarımız da bu hedef doğrultusunda planlanmaktadır.

Bu çalışmalar marka bilinirliliği yaratmada etkili olacak mı?

Markanın başarılı olması için belirli bir satış ve üretim kapasitesine sahip olması gerekiyor. Bunun yanı sıra kullanılan teknoloji de çok önemli. Bu iki faktör üreticiler arasında bilinirliliğinin artmasını sağlıyor. Biz bugün Vitra’daki teknolojimizi kendimiz geliştirdiğimiz gibi, teknolojiyi ihraç edebilir konumdayız. Bir çok rakibimiz de bunu gıptayla seyrediyor. Dünya geneline baktığımızda, üretim teknolojisini kendisi geliştiren kuruluş sayısının son derece az olduğunu görüyoruz. En önemli faktörlerden iri de kalite ki, bizim ürünlerimizin kalitesi, bugün sektörde en üst kalite düzeyinde. Biz, aynı zamanda dünyanın en önde gelen markalarına üretim yapar konumdayız. Dolayısıyla teknoloji, know-how, kalite ve kapasite bir araya geldikten sonra markalaşma yolunda bunlara ekleyebileceğiniz en önemli unsur pazarlama etkinliğidir. Son dönemdeki tasarım atılımımız da bu etkinliğimizi artırıcı bir stratejidir.

Tasarımın marka konseptine katkısı nasıl olacak?

Tasarım için dünyanın önde gelen en önemli tasarımcılarından biri olan Ross Lovegrove ile anlaşma yaptık. Hem kendisi bizimle çalışmaktan son derecede motive, hem de biz kendisiyle çalışmaktan çok mutluyuz. Önümüzdeki dönemde geliştireceğimiz tasarım konseptlerinin alanımızda büyük ses getireceğine inanıyorum. Bu da marka olarak konumlandırmamızı üst düzeye taşımayı hızlandıracak bir atılım olacak.

İpek Kağıt’ta pazar lideri konumundasınız. Ama başarınızın devamı için pazar payınızı korumak ve daha da artırmak ticari anlamda da zorunlu. Bunun için nasıl bir çalışma yapacaksınız?

Doğru, İpek Kağıt’la pazarın açık ara lideriyiz. Bugün İpek Kağıt’ın Karamürsel tesisi Avrupa’nın en büyük ilk üç tesisinin içinde yer alıyor. Bu açıdan bakıldığında İpek Kağıt son derece başarılı bir kuruluş. Geçtiğimiz yıllarda kapasitesinin yaklaşık yarısını ihraç etti. Yani yurtiçi pazarda kullandığı kapasitenin bir o kadarını da yurtdışına ihraç ediyor. Ama yine de biz bunları yeterli bulmuyoruz.

İpek Kağıt’ın sadece ürününü ihraç eden bir kuruluş konumundan, yurtdışı pazarlarda üretim yapan ve markalarıyla tanınan bir kuruluş haline gelmesini istiyoruz. Bu nedenle şu anda üzerinde çalıştığımız coğrafi genişleme projemiz var. Bu proje çerçevesinde hedef pazarları belirleyerek, buralarda üretim tesisi kurmayı planlıyoruz. Yani, İpek Kağıt’ın önümüzdeki dönemdeki büyüme stratejilerini oluşturuyoruz. Bu baktığınızda Vitra’daki modelimizin bir benzeri…

Belirlediğiniz hedef pazarlar hangileri?

İpek Kağıt açısından şu anda belirlediğimiz hedef pazarlar, Türkiye’nin doğusu diyebilirim. Kafkaslar, Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan’ı potansiyel pazarlar olarak görüyoruz. Buralara hem pazarlama, hem de üretim yatırımları yaparak, kalitemizi o ülkelere taşımak ve faaliyetlerimizi genişletmeyi düşünüyoruz.

Kozmetik Türkiye’de çok hızlı gelişen bir pazar. Siz kozmetikte önümüzdeki dönemde hangi alanlarda büyümeyi planlıyorsunuz?

Kozmetikte şu anda faaliyette olduğumuz alanlarda iki büyük yabancı ortakla çalışıyoruz. Biri Beiersdorf. Onlarla ortaklık içinde, Nivea markalı ürünlerimizi pazarladığımız Eczacıbaşı-Beiersdorf kuruluşumuz var. Diğeri de kuaför ürünleri alanında pazar lideri olan Eczacıbaşı-Schwarzkopf kuruluşumuz. Önümüzdeki dönemdeki büyümemizi bu şirketlerin ürün gamı çerçevesi içinde gerçekleştirmeyi düşünüyoruz.

2004’te ekonomide ciddi bir büyüme yaşandı. Bu da tüm sektörleri olumlu etkiledi. 2005 yılında özellikle dayanıklı tüketim ve otomotivde iç talepte azalma bekleniyor. Siz tüketim ürünlerinde bir talep daralması yaşanmasını bekliyor musunuz?

2004 yılı ekonominin biraz ısındığı bir yıl oldu. Büyüme rakamları yüzde 10’lara yaklaştı. Ama yılın sonlarına yaklaştığımızda büyüme nispeten azaldı. Bunun da etkisiyle 2005 yılında 2004 yılındaki kadar hızlı bir büyüme beklemiyorum. Bu nedenle iç pazarda da 2004 yılı kadar hızlı bir büyüme yakalayacağımızı sanmıyorum. Buna karşın dış satımın hızla artacağını düşünüyorum. Türkiye dış satımın önemini 2001 krizinden sonra daha iyi anladı. Buna bağlı olarak, özellikle dışsatım ağırlıklı yatırımların artacağını düşünüyorum.

Elektronik kart işinde hedefiniz nedir? Bu alanda büyümek için nasıl bir planınız var?

E-kart sektöründe lideriz. Bu liderliğimizi de sürdürmek istiyoruz. Elektronik kart kullanımının daha geniş alanlara yaygınlaşmasını bekliyoruz. Burada da coğrafi büyüme hedefimiz var. Sadece Türkiye içinde kalmayıp Moldavya, Gürcistan, Kazakistan gibi civar ülkelere bu hizmetleri yaymak istiyoruz. Bu ülkelerde de amacımız liderlik olacaktır.

Kaynak teknolojileri alanında da faaliyet gösteriyorsunuz. Askaynak’ta işler nasıl?

Bu sektörde çok iyi bir yıl geçirdik. Bugün geldiğimiz konumda ek kapasite ihtiyacımız ortaya çıktı. Bu nedenle biz de acil yatırım kararı aldık. Kapasitemizi yüzde 50 artıracak bir yatırım kararı alındı. Bunun için yer belirleme aşamasındayız. Yer belirlendikten sonra 2005 yılında bu yatırımı tamamlayıp, 2006 başında ek kapasiteyle yeni tesisi devreye almak istiyoruz. Bizim fabrikamız Kartal’da, ancak yeni yatırım orada olmayacak. Hatta mümkünse Kartal’daki fabrikayı da yeni yatırımın içine taşıma planımız var.

Sağlık alanındaki faaliyetlerinizi genişletmeyi planlıyor musunuz?

Bizim dört yıl önce faaliyete geçen Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri kuruluşumuz var. Bu kuruluş hastalara evde bakım hizmetleri veriyor. Şu anda biz bu faaliyetimizi genişleterek hastanelere de hizmet veren bir yapı haline dönüştürmek için çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu alanda coğrafi olarak da büyüme planımız var. 

Eczacıbaşı Holding’in adı sürekli hastane yatırımları ile anılıyor. Bu yönde planınız var mı?

Hastane yatırımı çok değişik dönemlerde değerlendirdiğimiz bir konu. Bizim açımızdan bakıldığında, şu aşamada tam teşekküllü bir hastanenin kendi değerlendirme kriterlerimize göre öncelikli bir alan olmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle güncel yatırım planlarımız içinde hastane projesi yer almıyor.

İLAÇ ŞİRKETLERİ 2005’TE ZORLANACAK

İlaç sektöründe pazarın en güçlü oyuncusu olduğunuzu söylediniz. Ancak bu pazarda yabancı oyuncuların ağırlığı bir hayli fazla ve oldukça yoğun bir rekabet var. Siz bu rekabetten nasıl sıyrılacaksınız?

İlaç pazarında birçok şirket faaliyet gösteriyor. Bunların önemli bir bölümü de yabancı sermayeli kuruluşlar. İlaç sektörü, son yıllarda çeşitli sıkıntılar içindedir. Bu sıkıntılar ve artan rekabet 2005 yılında da devam edecektir. Sosyal güvenlik kurumlarının ilaç ödemelerinde yapmakta oldukları kısıntılar artıyor ve rekabet yoğunlaşıyor. Tüm bu güçlükler içinde pazar payımızı artırmayı başaran bir grup olarak, Eczacıbaşı’nın ilaç sektöründeki varlığı güçlenerek devam edecektir. Sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da en gelişmiş tesislerinden birine sahip, kendi jenerik ilaçlarını geliştirebilen, dünyanın gelişmiş ülkelerine ilaçlarını artan oranda ihraç edebilen, güçlü uluslararası kuruluşlarla işbirliklerini genişleten Eczacıbaşı, önümüzdeki yıllarda ilaç sektöründe daha da güçlenerek gelişecektir .

HEDEF EN MÜKEMMEL İNSAN KAYNAKLARINA SAHİP OLMAK

Eczacıbaşı insan kaynakları konusuna çok önem veren bir grup ve geçmişe baktığımızda hep kendi içinde yetişen yöneticilerle çalıştığını görüyoruz. Ki siz de öylesiniz. Ancak özellikle son bir yıllık süreçte, piyasanın yakından tanıdığı isimleri de kadronuza katmaya başladınız. İnsan kaynakları politikanızda bir değişim mi yaşanıyor?

Özellikle göreve geldikten sonra üç ana hedef belirledim. Biri stratejileri geliştirmek, ki bu her CEO’nun ana görevi olarak kabul edilir. İkincisi değerlerimize sahip çıkmak ve bunları korumak, üçüncüsü ise insan kaynaklarımızı en üst düzeye taşımak. Ancak bu bir önem sırası değil. Çünkü değerler ve stratejiler ancak insanlarla bir anlam kazanır. Bu nedenle özellikle insan kaynaklarını kendi amaçlarım içinde ön planda tuttum. Bizim zaten geçmişten gelen insan kaynaklarıyla ilgili oldukça gelişmiş uygulamalarımız vardı. İnsan kaynaklarını, kendimizi potansiyel adaylara tanıtma ve onları tanıma döneminden başlayarak, emeklilik sonrasında da bir yaşam boyu devam edecek Eczacıbaşı bağlılığını pekiştirme olarak algılıyorum. Sadece işe girme ve emeklilik arasında geçen süreç bizim insan kaynakları tanımımız için yeterli değil. Bu bağlamda bakıldığında, tabii ki önceliğimiz her zaman kendi içimizden yönetici yetiştirmektir. Ancak bir kurumun gereksinim duyduğu en kaliteli insan kaynaklarına ulaşmanın tek yolu bu değil. İhtiyacımız olan ve kalitemizi yükseltmek durumunda olduğumuz noktalarda, topluluk dışından da değerlerimize uygun, amaçlarımızı birlikte gerçekleştirebileceğimiz insan kaynağından yararlanmamız gerekiyor. Biz de bunu yapıyoruz. Nitekim bana bağlı üç direktörlük, son bir yıl içinde yine topluluğumuzun dışından gelen çok değerli profesyonellerce dolduruldu. Bizim amacımız Türkiye’nin en mükemmel insan kaynaklarına sahip topluluğu haline gelmek. Bu bizim vazgeçilmez hedefimizdir.

EV DIŞI ÜRÜN PAKETİNİ GENİŞLETECEĞİZ

Ev dışı kullanım pazarında da iddialı oyunculardan birisiniz. Bu alandaki büyüme hedefiniz nedir?

Ev dışı kullanım pazarında, biz uzunca bir süredir varız. Bu pazara ilk olarak İpek Kağıt ürünleriyle girdik. Bugün bizim ev dışı pazarına Türkiye’de sunduğumuz ürünler, Avrupa’nın bir çok ülkesinde gördüğünüz ürünlere göre daha kaliteli. Biz bu pazarın Türkiye’de daha da gelişmesi gerektiğine inanıyoruz. Tabii Türkiye’deki yapı da buna müsait. Turizmin gelişmesiyle ev dışı kullanım pazarındaki hizmet ihtiyacı da hızla artıyor.

Şunu da belirtmeliyim ki, biz burada sadece kağıt ürünleriyle değil, ev dışı kullanımın ihtiyacı olabilecek diğer ürünleri de kendi bünyemize katarak hizmet vermekteyiz. Nitekim bu alanda temizlik ürünleri konusunda da hizmet veriyoruz. Şu anda Maraton markasıyla kağıt ürünleri, Maratem markasıyla da temizlik ürünleri bazında hızla gelişmekteyiz. Bu ürün paketinin içine yeni ürünleri de katarak, ev dışı pazarındaki gelişmemizi sürdürmek istiyoruz.

FİNANS SEKTÖRÜNDE NASIL BÜYÜYECEKLER?

Finansta büyüme planınız var mı? Mevcut yapıya bakıldığında 5 şirketiniz var. Yatırım ve portföy yönetiminde oldukça iddialısınız. İleride sizi bankacı kimliğiyle görecek miyiz?

Bankacılık, Türkiye’nin çok eskiden beri gündeminde olan ve bir türlü de gündeminden çıkmayan bir sektör. Burada bir banka satın alıp pazara girme gibi bir düşüncemiz bugüne değin olmadı. Bugün için de yok. Ancak, bizim Eczacıbaşı Menkul Değerler ve Eczacıbaşı-UBP Portföy Yönetimi kuruluşlarımız ile aldığımız yol da ortada. Bugün bankası olmayan aracı kurumlar arasında lider konumdayız.

Önümüzdeki dönem bu hizmetlerimizi daha geniş boyuta yaymayı düşünüyoruz. Bu eğer bir bankacılık yönüne doğru gelişirse, ona da hazırız. Ama bu bankacılık şu an için söyleyeyim ki ticari ya da mevduat bankacılığı olmayacak.

Hedefte yatırım bankacılığı mı var?

Değişik tür bankacılık faaliyetleri vardır. Şu anda kesin olan, ticari ya da mevduat bankacılığı içinde olmayı hedeflemediğimizdir. Ancak, finansal alandaki yetkinliğimizi ve oradaki know-how’ımızı daha da geliştirme amacındayız. Bu yetkinliklerimize en üst düzeyde değerlendirebileceğimiz bir atılım olabilir.

Bunun için işbirlikleri olacak mı? Bu alanda da yabancı ortaklık gündeme gelebilir mi?

Şu anda açıklayabileceğimiz bir görüşme süreci içinde değiliz. Ama biz yabancı ortaklığa her zaman sıcak bakan bir grubuz. Mevcut yapı itibariyle 9 yabancı ortaklığımız var. Her biri de alanlarında son derecede başarılı kuruluşlar. Onun için bu alanda da know-how ve pazar bilgimize katkıda bulunacak, değerlerimizin örtüştüğü bir yabancı ortaklığa sıcak bakabiliriz.

BELGİN BAYIR LEVENT
blevent@capital.com.tr

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz