Penti,
küçük ölçekli bir çorap üreticisiydi. 1999’da perakendeciliğe giriş
kararı aldı. 2006’ya kadar benzeri olmayan, çorap odaklı mağaza konsepti
denendi. Model yeniydi ancak oldukça başarılı oldu. Bu başarı, yeni
kategorileri devreye soktu. Bugün Türkiye’de 151, yurtdışında 38
mağazayla çalışan şirket, 4 kategoride derinleşme hedefiyle hareket
ediyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı SAMİ KARİYO, 300 mağazaya
ulaşana kadar agresif büyüyeceklerini söylüyor. 2013’te 500 milyon TL
ciro hedefleyen Kariyo, şimdi de bölgede bu modeli denemek istiyor. Aday
ülkeler arasında ise Almanya, Fransa ve Rusya var. Aslında her sektörde
devrimci bir şirket var. Bu şirketler, yarattıkları iş modelleriyle
kendi alanlarında oyunun kuralını yeniden yazıyor. Bunlardan biri de
Penti. 1950’lerden beri çorap üretimine odaklanan bu küçük ölçekli
firma, 1999’da yeni bir iş modelini pazarda denemeye başladı. Sistem,
satış noktalarında iyi sergilenemeyen çoraba, hak ettiği değeri vermek
üzerine kuruldu ve çorap odaklı mağazalar kurulmaya başlandı. 2006
yılına kadar süren 4-5 mağazalı deneme süreci başarılı olunca devreye,
sırasıyla iç giyim, plaj ve ev giyim kategorileri girdi. 4 ana
kategoride, dünyada olmayan bir perakende modeli yaratıldı. Penti
Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo ve ekibinin yarattığı bu modelin
dünyada benzeri yok. Bu geçiş süreci, şirketi de A’dan Z’ye değiştirdi.
Sami Kariyo, bunu tüketici odaklı bir kültür değişimi olarak tanımlıyor.
“Biz tepe yöneticiler, hayat tarzlarımızı değiştirdik. En basiti,
eskiden üretici konumundayken cumartesi-pazar tatil yapıyorduk. Şimdi
perakendeci olarak hafta sonları, artık en yoğun çalışma günlerimiz
haline geldi” diye anlatıyor. 13 yılda gerçekleştirilen bu değişim,
şirketi bambaşka bir noktaya taşıdı. Türkiye’de 151, yurtdışmda 15
ülkede 38 mağazaya ulaşıldı, Bugün Sami Kariyo ve ekibi, dünyaya yayılma
planları yapıyor. “Bir Avrupa ülkesine Penti markasını taşıyarak orada
da yaygın bir mağaza ağına sahip olmak istiyoruz. Fransa, Almanya ya da
Rusya’dan birini seçip bu süreci başlatacağız” diyen Kariyo, dünyada da
Türkiye’de olduğu gibi bir öğrenme sürecinden geçeceklerini söylüyor.
Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, perakendeciliğe geçiş
serüvenlerini ve deneyimlerini Capital’le paylaştı:~
İKİ FAZLI GİRİŞ
Aslında bizim perakendeye girişimizin iki fazı var. Birinci fazda, daha
çok örnek teşkil edecek az sayıda mağaza açtık. 1999 ila 2006 yılları
arasında hepsi İstanbul’da bulunan, 4-5 mağazamız vardı. Bu mağazalarla
perakende işini öğrenmeyi amaçlıyorduk. Bir diğer amacımız da yeni
inovatif ürünlerimizin tüketici tarafında nasıl tepki gördüğünü
anlamaktı. Bu süreç, 2006 yılına kadar böyle devam etti. Ardından 2006
sonu, 2007 başında perakende alanında ciddi anlamda büyümeye karar
verdik. Böylece ikinci faza girdik. Kendimize 300 mağazaya ulaşma hedefi
koyduk. Bunun için de yılda yaklaşık 50-60 mağaza açmamız gerekiyordu.
Yıllık mağaza açma hedefini, çok agresif bir şekilde yerine getirerek
2011 yılını 139 mağaza ile kapattık. Bugün ise 151 mağazaya ulaştık. Bu
yılın sonunda mağaza sayımız 180 kadar olacak. Bunun yanında Türkiye
dışında 15 ülkede 38 mağazamız var. Bu mağazalar içinde sadece
Romanya’da bulunan 4 tanesi kendimize ait. Ağırlıklı olarak komşu
ülkelerde bulunan diğer mağazalarımız, franchise olarak işliyor.
Büyük değişimin kilometre taşlan 1- 1999-2006 arasında hepsi İstanbul’da bulunan, 4-5 mağazamız vardı. Bu mağazalarla perakende işini öğrenmeyi amaçlıyorduk. 2- 2007 başında perakende alanında ciddi anlamda büyümeye karar verdik. Kendimize 300 mağazaya ulaşma hedefi koyduk. 3- Piyasadaki eksikliği gördük. Çorap ürünleri iyi
sergilenemiyordu. Çorap, tüketici ve mekandan oluşan bir deneyim
yaratmamız gerekiyordu. 4- Bu modelde 4 ana kategoriyi bir araya getirmemiz gerektiğini düşündük. 5- Ana işimiz olan ince kadın çorapları kategorisinin içine,
kalın çoraplar dediğimiz soket ve pamuklu çorapları da kattık. Bu iş,
mağaza ciromuzun yüzde 57’sini oluşturuyor. 6- Bu ana kategoriye, çok kuvvetli bir iç giyim bölümü ekledik.
Bu alanı 2008’de sıfırdan başlattık. Bugün ciromuzun yüzde 23’ünü iç
giyim sağlıyor. 7- Ardından plaj giyim kategorisine girdik. Bu kategori de bugün satışlarımızın yüzde 16’sını oluşturuyor. 8- Buna bir kategori daha ekledik. Ev-gece giyimi de satışların
yüzde 4’ünü oluşturur hale geldi. Plaj ve ev giyiminde fason üretim
yapıyoruz. 9- Böylece 4 ana kategoride, dünyada hiçbir markada olmayan bir
perakende modeli yarattık. Bu 4 kategoriyi aynı mağaza ortamında, aynı
mantıkla yerleştirmeyi temel alan bir iş modeli oluşturduk. 10- 4 ana kategoride derinleşme yoluna gideceğiz. İç giyim ve plaj giyiminde derinleşmek istiyoruz.~
BU MODELİN BENZERİ YOK
Türkiye’de bu tip bir perakende modeli yoktu. Ama biz piyasadaki
eksikliği gördük. Ürünlerimiz, mevcut satış noktalarında bizim
istediğimiz şekilde sergilenmiyordu. O yüzden büyümemizi sürdürmek
istiyorsak Türkiye’de, tüketicilerin çorap alışveriş deneyimini
farklılaştırmal��yız diye düşündük. Bunu da yapmanın yegane yolu 3
boyutlu bir konsept oluşturmaktan geçiyordu. Yani sadece çorap ve
tüketiciden değil, çorap, tüketici ve mekandan oluşan bir deneyim
yaratmamız şarttı. Zengin ve hoş bir deneyim yaratmanın da yolu
mağazalaşmaydı. İlk mağazalarımızdan aldığımız tepkiler, ilk günden beri
her zaman çok iyiydi. Mağaza açma sürecinde bir saniye bile
tereddüdümüz, endişemiz olmadı. Korkunun ecele faydası yok diye
düşündük.
"AVRUPA'NIN İKİNCİ BÜYÜK ÜRETİCİSİ OLACAĞIZ"
CİRO HEDEFİ
2010’da ciromuz 163 milyon TL, 2011 ’de ise 248 milyon TL oldu. Bu yıl
ciromuzu yüzde 25 büyütmek istiyoruz. Şu anki gidişata göre bu hedefi
tutturacağız. Gelecek yıl sonu içinse hedefimiz, 500 milyon TL. Penti,
2011 yılında cirosunun yüzde 36’sını dış pazarlardan elde etti. Bir
mağaza için ürünle birlikte ortalama 100 bin Euro yatırım yapıyoruz.
Tabii bu rakam mağazanın lokasyonuna göre değişiklik gösterebiliyor. Her
yıl mağaza ve üretim tarafına toplamda 12 milyon dolarlık yatırımımız
oluyor.
GÜNLÜK ÜRETİM
2013’e kadar üretimle ilgili önemli bir projemiz var. 2013’te
Avrupa’daki ikinci en büyük üretime sahip şirket olma yolunda toplam 20
milyon dolarlık bir yatırım yapıyoruz. Geçtiğimiz ay üretimimizde yüzde
25 kapasite artıracak yeni bir yatırıma başladık. Bir ay evvel günde 250
bin adet çorap üretiyorduk. Bu yeni kapasite artışı yatırımıyla 1-2 ay
içinde günlük üretimimiz 300 bine çıkacak. 2013 yılı sonunda ise
kapasitemizi yüzde 25 daha artıracağız. Günlük 400 bin üretime çıkacağız
ve bu rakamla Avrupa’daki ikinci büyük çorap üreticisi haline
geleceğiz.
NASIL BİR MODEL YARATTIK?
Dünyada çorap perakendeciliği yapan İtalyan Calzedonia markası var. Ama
biz bu markadan farklı olarak mağaza sistemi içine yenilik getirdik. Biz
model olarak Türkiye’de kadınlar nasıl alışveriş yapar, neler ister
diye baktığımızda 4 ana kategoriyi bir araya getirmemiz gerektiğini
düşündük. Bunlardan biri, ana işimiz olan ince kadın çoraplarıydı. Bu
kategori içine, kalın çoraplar dediğimiz soket ve pamuklu çorapları da
kattık. Bu iş, bizim toplam mağaza ciromuzun yüzde 57’sini oluşturuyor.
Bu ana kategoriye, çok kuvvetli bir iç giyim bölümü ekledik. Bu alanı
2008 yılında sıfırdan başlattık. Bir tane bile iç giyim ürünümüz yoktu.
2008 yılından bugüne geldiğimizde ciromuzun yüzde 23’ünü iç giyim
sağlıyor. İç giyimde sadece ürünlerin tasarımını yapıyoruz. Türkiye’de
ve yurtdışında bu ürünleri ürettiriyoruz. Ardından plaj giyim
kategorisine girdik. Bu kategori de bugün satışlarımızın yüzde 16’sını
oluşturuyor. Buna bir kategori daha ekledik. Ev-gece giyimi de
satışların yüzde 4’ünü oluşturur hale geldi. Plaj ve ev giyiminde de
fason üretim yapıyoruz. Böylece 4 ana kategoride, dünyada hiçbir markada
olmayan bir perakende modeli yarattık. Bu 4 kategoriyi aynı mağaza
ortamında, aynı mantıkla yerleştirmeyi temel alan bir iş modeli
oluşturduk. 4 ana kategoride derinleşme yoluna gideceğiz. Yeni bir
kategori eklemektense iç giyim ve plaj giyiminde derinleşmek istiyoruz.~
EN BÜYÜK YANLIŞIMIZ
Perakendeciliğe yeni giriyoruz, yeni kategorilere başlıyoruz ve
tecrübemiz de yok. Perakendecilik işini iyi bilen profesyonelleri şirket
bünyemize katarak öğreniriz diye düşündük. Ancak bunun yanlış bir
strateji olduğunu, 1 yıl sonra idrak ettik. Anladık ki bir işi
yapabilmek için şirketin en tepesindeki adamların çalıştığı alanı
bilfiil öğrenmesi gerekiyor. Bu, her iş için geçerli tabii... Ben ve
yönetimin en başındaki yöneticiler, 4-5 yıldır perakendeciliği
öğreniyoruz. Daha da öğrenecek çok şeyimiz var. Ayrıca bu süreçte
perakendenin yanında iç giyim ve plaj giyimini de öğrenmek ve
içselleştirmek durumunda kaldık. İç giyim ve plaj giyiminde talepler
doğrultusunda daha katma değerli ürünler yaratma yolunda süratle
ilerliyoruz.
ŞİRKET KÜLTÜRÜMÜZ DEĞİŞTİ
Öncelikle şirket, kültür değiştirdi. Biz tepe yöneticiler, hayat
tarzlarımızı değiştirdik. En basiti, eskiden üretici konumundayken
cumartesi- pazar tatil yapıyorduk. Şimdi perakendeci olarak hafta
sonları artık en yoğun çalışma günlerimiz haline geldi. En tepeden
başlayarak bir kültür değişikliği yaşadık. Bayramlar, bizim işimizde
ürünlerin satışı için en kritik zamanlardır. Üretici firmayken
bayramlardan 3-4 gün önce işimizi tamamlar, ofisimize çekilirdik. Buna
karşın perakendeci olarak bayram ya da arife günü satış noktasında eksik
ya da geç yolladığınız bir modelin ne kadar önem kazanabileceğini ve
bunun esasında tüketici açısından en belirleyici nokta olduğunu gördük.
Bu yüzden bütün bakış açımızı, iş süreçlerimizi tüketiciyi anlamak
üzerine kurduk. Tüketicinin isteklerinin “hizmetçisi” durumunda
olduğumuzu çok net olarak anladık. O yüzden bütün çabamız, ‘Tüketicimi
daha iyi nasıl anlarım’, ‘Yerine getirmediğim bir isteği var mı’, ‘Onun
düşünmediği ama benim düşünüp sunmam gereken bir şey var mı’ sorularına
yoğunlaştı. İnsan kaynaklarında da değişim yaşadık, Zaten üretim
firmasıyken de kendimizi çabuk reaksiyon konusunda şekillendirmek
durumunda kalmıştık. Perakende ağımızı da sıfırdan oluşturduğumuz için
bu alanda insanları bünyemize kazandırabildik. Şirket içi değişim ve
iyileştirme zaten devamlı süregiden bir olgu...
PEŞİMİZDEN GELEN MARKALAR OLACAK
YENİ BİR MODEL
Çorap perakendeciliği konseptimizi takip edenler çıkacaktır.
Türkiye’deki çorap satışının içinde bizim çorap perakende mağazalarla
payımız, yüzde 6-7 kadar. Biz yeni bir model oluşturduk. Türkiye’de
peşimizden gelen markalar olacaktır. Türkiye’de bu işin güçlü bir
geleceği var. Biz Türkiye için potansiyeli 300 mağaza olarak koyduk. Bu
mağaza sayısına ulaşınca ‘oyun nedir’, ‘nasıl bir manzara var’ bakarak
yeniden değerlendirme yapacağız.
ÖRNEKLERİ İNCELİYORUZ
Dünyada bu işin geleceğini görmek adına her ülkede farklı markalara
bakıyoruz. İngiltere, Amerika ve Japonya gibi farklı pazarlarda, bu
alanda neler oluyor, onu inceliyoruz. Burada trendler farklı... Her
markanın stratejisi değişik. Hızlı mağazalaşan da var, küçülen de.
Burada bizim kendi yolumuzu çizmemiz gerekiyor. Türkiye’de bizim gibi
dünya pazarlarına açılma planı yapan hiçbir marka yok. Dünyada da örneği
olduğunu sanmıyorum.~
İNTERNET GÜÇLENECEK
İnternet kanalıyla yaptığımız satışlara talep var ama daha da
güçlendiriyoruz. Daha çok tüketiciye ulaşmak için çalışıyoruz. Bugün
internetten yaptığımız satış, toplam satışın yüzde 1’i kadar. Henüz oran
düşük. Dünyada bu alanda İngiltere en gelişmiş pazar. İngiltere
pazarında tekstil sektörünün e-ticaret içinde yüzde 8’lik bir payı var.
Bu yüzde, sadece çorap ele alındığında daha düşüktür diye tahmin
ediyorum. Türkiye’de tekstil sektörünün e-ticaretteki payı yüzde 3-4.
Daha gidecek çok yol var. Biz de zaman içinde internet satışlarımızın
payını ciroda yüzde 3-4’e çıkaracağız.
YILDA 50 MAĞAZA AÇACAĞIZ
300 mağazaya ulaşana kadar her yıl 50-60 mağaza açmaya devam edeceğiz.
Biz Türkiye markasıyız. Türkiye’de kendimize ait 151 perakende noktamız
var. Ama zaten tuhafiyeler, çok katlı mağazalar gibi farklı konseptlerde
30 bin noktada satılıyoruz. Mağazalarımızın ağırlıklı bölümü İstanbul,
Ankara, İzmir’de ama Uşak, Mardin, Diyarbakır, Erzurum, Rize, Samsun ve
Çankırı gibi pek çok ilde de bulunuyoruz, İleride mağazalarımızı
Türkiye’nin her iline yayılacağız. 2012’de yurtdışında da franchising
sistemiyle 26 yeni mağaza açmayı hedefliyoruz. Ancak asıl hedefimiz, bir
Avrupa ülkesine Penti markasını taşıyarak orada da yaygın bir
mağazalaşma sürecini başlatmak. Şu an için hangi ülke olduğunu
bilemiyorum. Çalışmalarını yapıyoruz. Fransa veya Almanya olabilir.
Tabii Rusya pazarı da bu plan için uygun... Çünkü Türk perakendecileri
Rusya pazarına yoğun olarak giriyor. Fransa, Almanya ya da Rusya’dan
birini seçip yaygın mağazalaşma süreci başlatacağız. Aslında bunun
denemesini Romanya’da yapıyoruz. Romanya’daki 4 mağaza da bize ait,
orada antrenman yapıyoruz. Bu çalışmalarımız, gelecek için bir baz
teşkil edecek diye düşünüyorum. Ama Türkiye’de perakendeye girişimizdeki
gibi bir süreçten geçeceğiz. Yeni pazarda işi öğrenme, ülkeyi ve
tüketicilerini tanıma yolunda sıkı bir çabamız olacak.
AVRUPA KRİZİ OLUMSUZ ETKİLER Mİ?
Yurtdışında mağazalaşmak için bence en uygun zaman... Tüketim daralıyor
ama mağaza kiraları da krizden dolayı düşük seyrediyor. Biz Türkiye’de
en hızlı büyümeyi, 2008 yılında, kriz döneminde gerçekleştirdik. Kiralar
inanılmaz ucuzlamıştı, bir sürü marka AVM’lerden çıkıyordu. Biz de tam
zamanı diye o dönemde büyüdük. Avrupa pazarına girmek için de en uygun
zaman, şimdi. Amerika’da Boston ve New York’ta 2 mağazamız var. New York
mağazamız daha yeni açıldı. Amerika’daki franchise’ımız inanılmaz
memnun. Markanın bu pazarda daha da tutulmasını bekliyoruz. Ama Amerika
çok farklı bir pazar. Amerikalı tüketici için çorap, daha niş, lüks bir
ürün. Çorap özellikle iş kıyafetinin bir parçası olarak görülüyor ya da
doğal bir ürün olduğu takdirde talep buluyor. Ben önce etrafımızdaki
ülkelerde büyümeyi tercih ediyorum. ~
"REKABETTE HIZ ÖNE ÇIKIYOR"
RAKİPLER GERİ Mİ KALDI?
Evet, bir uyum sorunu oldu. Türkiye toplam çorap pazarı içinde payımız
yüzde 40’larda. Bu pazar payıyla tüm yerel ve yabancı markaları
kendimize rakip olarak görüyoruz. Sonuçta rekabette artık belirgin bir
kural var: Küçük- büyük ikileminden ziyade artık hızlı olmak öne
çıkıyor. Geçerli olan çeviklik, tüketiciye yakın olmak... Pazardaki uyum
farkına, hızlı ve çevik olanlar ve olmayanlar açısından bakmak gerekir
diye düşünüyorum. Bizim büyümemiz agresif devam edecek. Yılda 50 mağaza
açma projemizde sayıyı artırabiliriz ama azaltmayı düşünmüyoruz.
HEDEF KİTLESİ KİM?
Pek çok araştırma yaptık ve her defasında Türkiye’de 5 yaşından 75
yaşına kadar bütün kadınların bizim tüketicimiz olduğunu gördük. Bizim
her segmentten müşterimiz var. En üstten alt gelir grubuna kadar herkese
hitap ediyoruz. Değişik ürün gruplarıyla Türkiye’deki bütün
tüketicilere ulaşıyoruz. Zaten Türk tüketicisinin satın alma
alışkanlıkları enteresan. Ülkenin doğusundan batısına, kuzeyinden
güneyine tüm tüketiciler, çok benzer tüketim alışkanlığına sahip. Biz
sürekli karşılaştırmalar yapıyoruz. Urfa’da satılan desenli modellerle
İstanbul’da satılanlar aynı. En beğenilen ilk 3 model her yerde aynı
oluyor. Ülkenin her yerinde zevkler inanılmaz tutuyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?