Çağlayan Arkan / Siemens Business Services Genel Müdürü Çağlayan Arkan, Siemens Business Services’in genç genel müdürü... 1962 doğumlu. Eski basketbolcü. Kısa sürede şirketinde başarılı işlere im...
Çağlayan Arkan / Siemens Business Services Genel Müdürü
Çağlayan Arkan, Siemens Business Services’in genç genel müdürü... 1962 doğumlu. Eski basketbolcü. Kısa sürede şirketinde başarılı işlere imza attı, kendi deyimiyle “takım oyununu” oturttu. Krize rağmen, çalışan sayısını artırdı, “outsourcing” ve “e-iş” alanında öncü işlere imzasını attı. Türkiye’deki büyümeye paralel olarak, kendi şirketinin de hızlı performans göstereceğini söylüyor. Ardından da, 2004 yılında lider olacaklarını ileri sürüyor.
Çağlayan Arkan, aslan burcu. Bilirsiniz, aslan burcu, bir liderin taşıması gereken tüm özelliklere sahiptir. Çevresindekileri kolayca etkileyebilir, hızlı karar verir ve asla yanılmaz. Yeniliklerin burcu olan aslanın öngörüsü de kuvvetlidir. Hizmet alanının erbabı olarak nitelendirilen Arkan, görüldüğü kadarıyla burcunun tüm özelliklerini taşıyor.
Çağlayan Arkan, 1962 yılında, Ankara’da doğdu. 35 yaşına kadar Ankara’da yaşadı. ODTÜ Endüstri Mühendisliği’nden mezun. Liseden itibaren profesyonel olarak basketbolle ilgilenerek eğitimini de finanse etti. Şimdi de basketbolü işe yaşamında uyguladığını açıklıyor ve “Artık takım oyununu çok iyi biliyorum” diyor.
Sporu bırakmış değil. Basketbol oynamaya devam ediyor ve sık sık kayak yapıyor. Bununla birlikte tenis oynuyor. Son dönemde yelkene merak saldığını anlatıyor. Hatta tekne almayı planlıyor. Çocuklarıyla beraber yelken yapmayı çok seviyor. Bunun çok öğretici ve bilinç açıcı olduğunu belirtiyor.
Arkan, mezuniyet sonrasında hemen iş hayatına atıldı. Tekofaks şirketinde 1yıl boyunca satıcı olarak çalıştı. “Oldukça öğretici bir dönemdi” diye anlatıyor. 1987 yılında gelen bir teklifi değerlendirerek Kobiteknik Grubu’na geçti. Kobiteknik, üç şirketlik bir grup.
Arkan, bu şirkette büyük değişimler yaptı. Kurumun tüm kültürü ve kimliği değişti. Hatta bu değişim daha sonra Bob Schemel tarafından “case study” olarak ele alındı ve kitaplaştırıldı. Bu kitap halen Amazon.com’da satılıyor.
Sadece Siemens ilgisini çekti
1996 yılı sonunda Kobitek için planladığı dönüşümü tamamlandığını düşünen Arkan, grupla tüm ilişkilerini kesti. Bir süre kendisini dinledi. Altı ay boyunca kitap okuyarak, çeşitli kurslara katılarak eksik gördüğü şeyleri kapatmaya çalıştı. Bu sırada pek çok teklif aldı. Hizmete ve “outsourcing”e yönelmesi nedeniyle, sadece Siemens’den gelen teklif ilgisini çekti.
1 Ekim 1997 yılında iki kontrat ve iki şapka ile SBS iş geliştirme direktörü ve SBS International, yani İngiltere’de uluslararası iş geliştirme direktörü olarak atandı.
İlk günden itibaren amacı, Türkiye’de SBS’i, “oursourcing” pazarının lideri yapmak idi.
Türkiye’de hedeflediğini gerçekleştirmek için çok çabaladı. Garanti.net Projesi, bunun bir örneğidir. Kurum kimliği hariç tüm arka ofisi SBS hazırladı. 20 milyon dolar tutarındaki bu iş ile birlikte 35-40 dolar olan abone maliyeti 20 doların altına çekildi.
Çağlayan Arkan’ın diğer önem verdiği şey ise müşteri odaklı olmak idi. Bu yönde de çalışmalarına devam etti.
Bir buçuk yılda büyük gelişme
1 Ocak 2000 tarihi itibariyle de SBS ve Siemens.net’in başına geçti. Çok kısa bir sürede geliri yüzde 100 Siemens kaynaklı olan SBS’de gelir dengesini değiştirdi. Siemens kaynaklı gelir oranı yüzde 6’lara kadar düştü. Bu büyük bir başarı. Çünkü, 1,5 yıl içinde sağlandı.
Ayrıca, yurt dışındaki SBS’lerin hiç birinde böyle bir oran söz konusu değil. Ayrıca, şirketini, e-iş danışmanlığı alanında Türkiye’de önemli bir konuma yükseltti.
Çağlayan Arkan’ın bu başarılarının arkasında uyguladığı farklı stratejileri yatıyor. Arkan, “Öncelikle kendimizi insan firması olarak tanımlıyoruz. Bilgi sağlayan, çözüm satan bir firmayız ama ham maddemiz insan. Kendimizi sembolik olarak 2047 yılın yerleştirdik. Kurumsal devamlılık açısından” diyerek vizyonunu ortaya koyuyor.
Çağlayan Arkan’a göre, SBS’in beş değeri bulunuyor: “Bireysel mükemmellik, takım çalışması, öğrenme, gelişme için değişim ve bir hizmet firması olmak”...
Bu beş öğe, şirketin vizyonunu oluşturuyor. Bunların karşılığında şirketlere kültürel değişim; ortaklık, risk, bilgi ve performans yönetimi sunuyorlar.
Çağlayan Arkan, yürüttükleri çalışmalarla ciddi bir büyüme ve sinerji yakaladıklarını söylüyor. Şirketin diğer ülkelerindeki ofislerinde başarı ile biten proje oranı yüzde 16 iken Türkiye’de yüzde 100. Arkan ele aldıkları tüm projeleri, bu güne kadar bir uçtan öbür uca tamamlayarak teslim ettiklerini belirtiyor.
Pazara kıyasla yüzde 30 büyüme
Çağlayan Arkan, Siemens bünyesinde katıldığından bu yana iki kriz atlatıldı. Buna rağmen aynı dönemde 75 yeni insanı kadrolarına katarak büyüme yoluna devam etti. Pazardaki yüzde 30-45’lik küçülmeye karşın, SBS yüzde 15 küçüldü. Bu pazara kıyasla yüzde 30 büyüme anlamına geliyor.
SBS bilişim pazarına katma değerli işler sunuyor. Danışmanlık ve tasarım sağlıyor. Sistem entegrasyonu, işletmeciliği ve “outsourcing” hizmeti veriyor. Yani “dönüşüm projeleri” gerçekleştiriyor. Bu güne kadar başarılı bir şekilde ilerledi.
Vizyon ve hedefleri geniş, bu nedenle bundan sonra pazarlarda önemli projelere imza atmayı planlıyorlar. Kamuya mal olacak işlerle ilgileniyorlar. “Vergi Daireleri” otomasyonu projelerini bunun bir örneği olarak gösteriyor Çağlayan Arkan. Bu proje Türkiye’deki en büyük sistem entegrasyonu projesi. Çağlayan Arkan, önümüzdeki dönemde “özellikle uygulamalı servis sağlayıcıları ve mobil iş alanlarında hizmet” vereceklerini açıklıyor.
Ayrıca, “outsourcing” kavramının oturması için çabalamaya devam edeceklerini vurguluyor.
Doğu’daki en ücra kasabada dahi bilgi paylaşımı gerçekleşeceğini açıklayan Arkan, önemli olanın, bunun en kısa dönemde gerçekleşmesi olduğunu savunuyor: “150 küsür yıldır hizmet veren bir şirket olan Siemens’in bu alanda sunabileceği çok şey var. Potansiyeli ve yüksek bilgi birikimi ile...”
Çağlayan Arkan, 2004 yılında, bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe pazar lideri olmayı hedefliyor. Arkan, “Lider şirket olarak algılanmak istiyoruz. Biliyorsunuz algı gerçeklerden daha önemlidir” diyor.
“GÜVENLİK KONUSU ÖNEM KAZANIYOR”
Önümüzdeki dönemden beklentileriniz nelerdir?
Optimist olursak; Türkiye krizi atlatarak daha iyi bir yıl geçirmenin eşiğinde. Bu noktada Türkiye’de çok ciddi dönüşüm projeleri başlatıldı. Vergi daireleri bunun bir örneği. Her yeri kapsamak gerekiyor. Ekonomiyi kurtarmanın yolu da budur. Güvenlik konusu gittikçe önem kazanıyor. 11 Eylül’den sonra bu herkesin ilk gündem maddesi. Sosyal güvenlik de aynı şekilde dikkat çeken bir konu. Özel sektör varlığını ve kimliğini yeniden tanımlamanın eşiğinde. Bankalar birleşiyor. Yepyeni bir sektör oluşuyor. Bunlar önemli.
Ayrıca, liberalleşmenin rekabet açısından ciddi etkileri olacak. Hem yabancıların girişi açısından hem yerli firmalar için. Türkiye’de risk büyük. İhracata yönelik çabalar var. Teknolojiyi kullanabilen ciddi boyutlarda değişim yaşayacak. Hem Türkiye’de hem dünyada teknolojiyi iyi kullanan sektörlerin yıldızı parlayacak.
Yapı Kredi Teknoloji ve Garanti Teknoloji, bunun iki iyi örneği. Bu iki şirket, bağımsız teknoloji şirketlerini neredeyse geride bırakıyor. Trend bu yönde olacak. Bu tür şirketlerin dışarıya hizmet verdiğine tanık olmamız mümkün. Uygulamalı servis sağlayıcıları gibi farklı modeller çıkacak. Farklı ilişkiler ve oyuncular ortaya atılacak.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?