Jim Goodnight / SAS Institute Kurucu Başkanı SAS Instite, dünyanın önde gelen yazılım şirketlerinden... Bankacılık ve sigorta başta olmak üzere, çok sayıda sektöre çözüm üretiyor. 35 bin ...
Jim Goodnight / SAS Institute Kurucu Başkanı
SAS Instite, dünyanın önde gelen yazılım şirketlerinden... Bankacılık ve sigorta başta olmak üzere, çok sayıda sektöre çözüm üretiyor. 35 bin farklı müşteriye hizmet veriyor. 2001 yılı cirosu 1.2 milyar dolar. Bu dev şirketi farklı kılan yanı ise “insan kaynakları” stratejisi... Çalışanlara yaklaşımı nedeniyle örnek gösterilen şirketin kurucu başkanı Jim Goodnight, “Bu şirketin varlığının yüzde 90’ı akşam işten çıkar ve evlerine gider. Benim işim, bu değerleri ertesi gün tekrar buraya getirmektir” diyor.
Yazılımlar, şirketlerin kalbi gibi artık. Bilgi çağı şirketleri, her türlü sorunun çözümüne yönelik yazılımlara son dönemde daha fazla talep gösteriyorlar. SAS Institute, dünyanın önde gelen yazılım şirketleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Ancak, en önemli rakipleri uzun zaman önce halka açıldığı halde, SAS Institute bugün dünyanın en büyük özel bir yazılım şirketi olarak varlığını sürdürüyor. 2000 yılında 1.1 milyar dolarlık ciroya ulaşan SAS Institute’un. 2001 yılı cirosunun 1.2 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor.
1976 yılında kurulan SAS Institute’un kuruluş öyküsü de son derece ilginç. Şirketin kurucusu, yönetim kurulu başkanı ve CEO’su olan Dr. Jim Goodnight, North Carolina State Üniversitesi’nde tarım verilerini analiz etmek üzere bir yazılım hazırlıyor. Bu yazılım oldukça büyük ilgi görüyor. Öyle bir hale geliyor ki, Goodnight’a artık okuldaki odası yetmiyor. Bunun üzerine okul yönetiminden izin alarak karşı binada bir ofis açıyor. İşte bu ofis, SAS Institute’un temellerini de oluşturuyor.
Çok az gazeteci ile görüşmeyi kabul eden şirketin kurucusu, yönetim kurulu başkanı ve CEO’su Dr. Jim Goodnight kendisi ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide 2001 yılında büyüme rakamlarının 24 yıllık tarihlerinde ilk kez tek basamaklı olduğunu belirtti. Bunun en büyük nedeni olarak teknoloji dünyasını derinden etkileyen durgunluğu gösteren Dr. Jim Goodnight 2002 yılında bu açığı kapatmak için çalışacaklarını belirtiyor.
Türkiye’de de daha fazla elemanla büyümeyi hedeflediklerini belirten Dr. Jim Goodnight ile SAS Institute’u pek çok açıdan ele aldık:
SAS Institute’u ne zaman ve nasıl kurdunuz? Kendi sermayeniz var mıydı?
SAS Institue 1976 yılında kuruldu. Yazılım alanında çalışmaya ise 1976’dan birkaç yıl önce, North Carolina State Üniversitesi’nde çalışırken başlamıştık. Ancak, bir süre sonra üniversite içinde çok büyüdük ve ofislerimize sığmaz olduk.
Ayrıca, daha fazla elemana da ihtiyacımız oldu. Bunun sonucunda, üniversite yönetimi ile konuştuk ve ayrılarak yeni bir şirket kurabilmek için izin istedik.
Üniversiteden ayrılıp 1976 yılında kendi şirketimizi, yani SAS Institute’u kendi sermayemizle kurduk. O günden bugüne kadar da büyümemiz iki basamaklı rakamlarla devam etti.
Bugün hangi temel endüstrilere ve sektörlere çözüm üretiyorsunuz?
Çözüm ürettiğimiz en büyük sektörler arasında bankacılık bulunuyor. Dünyada 900 kadar bankaya çözüm üretiyoruz. Bunların yanında, 800 sigorta şirketine de destek oluyoruz.
Ayrıca, ilaç sektörü de, çözüm sunduğumuz büyük sektörler arasında bulunuyor. Tüm yeni ilaç uygulamalarına, klinik test verilerinin analizlerine katkımız oluyor. Telekomünikasyon endüstrisine de destek veriyoruz.
Örneğin, Türkiye’de, Turkcell ve Yapı Kredi Bankası bizim kullanıcılarımız arasında bulunuyor. Biz SAS Institute olarak telekomünikasyon şirketleri için bir analiz uyguluyoruz ve kimlerin onları kullanmayı bırakacağını tahmin ediyoruz. Böylelikle kaybedilmesi muhtemel olan müşterilere odaklanabilmelerini sağlıyoruz. Bu sayede bu müşterileri elde tutabilmek için yeni pazarlama teknikleri geliştirebiliyorlar.
Güç sağlayan ve enerji üreten şirketlerin çoğu da SAS Institute’u tercih ediyorlar. Perakende sektöründen de çok sayıda müşterimiz bulunuyor. Ayrıca, dünyada pek çok hükümet de SAS Institute’un çözümlerini kullanıyor. Toplam olarak 35 bin farklı yerde müşterilerimiz bulunuyor.
SAS Institute dünyanın en büyük özel yazılım şirketleri arasında bulunuyor. Önümüzdeki günlerde halka açılmayı düşünüyor musunuz?
Sizinle bu söyleşiyi gerçekleştirmeden az önce bu konu üzerine konuştuk. SAS Institute’un yönetim kurulu üyelerinin ve çalışanlarının çoğu halka açılmamayı tercih ediyorlar. Eğer biz şu anda halka açık bir şirket olsaydık, o zaman benim bazı insanların işine son vermem gerekebilirdi. Ancak, şu anda içinde bulunduğumuz koşullara bakıldığında, böyle bir uygulamaya gerek olmadığı görülüyor.
Ben bu yıl karımızın, geçtiğimiz yıl ile aynı oranda olacağını farz ediyorum. Şu anda Avrupa’da yeni çalışanlar alıyoruz. Amerika’da da durum aynı. Pek çok şirket eleman çıkarırken, biz yeni eleman alıyoruz. Şu anda iş arayan pek çok yetenekli insan var dışarıda. Dolayısıyla ben de bu insanları işe alma fırsatını kaçırmak istemiyorum.
Siz şirket olarak çalışanlarınıza ve ailelerine büyük önem veriyorsunuz. Bir çalışan sizin için ne ifade ediyor?
Ben her zaman için çalışanlarımıza en değerli varlıklarımız olarak bakarım. Biz bir bilgi şirketiyiz ve yazılımın üretim alanında değiliz. Çünkü, yazılımın üretim kısmı son derece kolay ve basit bir süreçtir. Ancak, burada çalışan insanların yaratıcılığı SAS Institute’u bugünkü durumuna getirmiştir. Bu şirketin varlığının yüzde 90’ını akşam işten çıkar ve evlerine gider. Benim işim bu değerleri ertesi gün tekrar buraya getirmektir.
Bu nedenle de ben her zaman için çalışanlarımın çıkarlarına önem vermişimdir. Onların ailelerine de önem veririm, mutlaka aileleri ile birlikte geçirecek zamanları olmasına özen gösteririm. Burada çalışanlarımıza sağlık sigortası yapıyoruz ve hatta Amerika’da aynı zamanda çocukları için kreşler de vardır.
SAS Institute insan kaynakları konusunda örnek gösterilen şirketlerden bir tanesi. Siz bir çalışanda ne gibi özelliklere sahip olmasını arıyorsunuz?
Biz yoğun çalışmayı seven insanları tercih ediyoruz. Bunun yanında, özellikle yazılım geliştirme ve satış birimlerindeki çalışanlarımızın yaratıcı olmalarını istiyoruz. Satış biriminde çalışanların gerçekten bir yazılımı nasıl satmaları gerektiğini iyi bilmeleri gerekiyor. Çalışanları hangi kategori için işe almışsak, onların bu kategorilerde en iyiyi yapmalarını bekliyoruz. Her iş için en iyi adayı araştırıyoruz.
2001 yılı özellikle çoğu yazılım ve teknoloji şirketi için son derece olumsuz bir yıl olarak niteleniyor. Ancak, SAS Institute 2001 yılı satışlarını yüzde 10 oranında arttırdı. Bunu nasıl başardınız?
Biz bu yıl öncelikle satış gücümüzü arttırdık. Zaten yılın başından beri de ekonominin çok iyi gitmeyeceğini biliyorduk. Dolayısıyla, satış birimi için işe eleman aldık, onlara yatırım yaptık ve onları eğittik. Yıl içinde bu elemanlar işlerini daha da iyi öğrendiler ve tam bir satış gücü oldular.
Bunun yanında, araştırma ve geliştirme harcamalarımızı arttırdık. Bu şekilde daha iyi ve insanların ilgisini daha fazla çeken ürünler geliştirmeye çalıştık. Biz ayrıca şirket olarak müşterilerimizi dinlemeyi, onların bize nelere ihtiyaçları olduğunu söylemelerini tercih ediyoruz. Bu taleplere dayanarak araştırma ve geliştirme çalışmalarımızın bu yönde ilerlemesine özen gösteriyoruz.
2002 yılında da bu başarınızı devam ettirebilmek için nasıl bir strateji izlemeyi planlıyorsunuz? SAS Institute önümüzdeki yıl içinde bir değişimden geçecek mi?
Önümüzdeki yıl için bazı yeni ürünlerimiz piyasaya çıkacak. Biz sürekli olarak yazılımlarımızı yeniliyor ve geliştiriyoruz. Dolayısıyla da, 2001 yılında yakaladığımız başarıyı, 2002 yılında da yakalayabileceğimizi umuyoruz.
Bizim kar modelimizin içinde şöyle bir özellik söz konusu. Eğer bir yazılımın geliştirilmiş bir üst modeli piyasaya çıkıyorsa, o yazılımın eski versiyonunu kullanan müşterilerimiz yeni versiyon için herhangi bir ödeme yapmıyorlar. Müşterilerimiz bizim gelirimizin yaklaşık yüzde 30’unu araştırma ve geliştirme çalışmalarına harcadığımızı biliyorlar.
Türkiye son dönemde ekonomik bir krizin içinde. Bu sizin Türkiye’deki işinizi etkiledi mi?
Hayır, etkilediğini söyleyemem. Bizim geliştirdiğimiz yazılımları kullandıkları için müşterilerimiz her yıl bize bir ödeme yaparlar. Dolayısıyla, ekonomide şartlar çok iyi olmasa da, SAS Institute ürünlerine ihtiyacı olan ve bunları kullanan müşterilerimiz bize ödeme yapmaya devam edecekler.
Geliştirmiş olduğumuz lisans programı bizim ekonomik durgunluk dönemlerinde ayakta kalmamızı sağlamış olan bir programdır. Şu anda pek çok şirketin bizim yazılımlarımızı kullanmaya başladıklarını görüyoruz. Çünkü, SAS Institute’un geliştirdiği yazılımlar, operasyonel sistemlere tam uyum sağlıyor ve şirketlerin daha verimli çalışmalarına katkıda bulunuyor.
Ayrıca, SAS Institute, şirketlere müşterilerini korumalarında yardımcı oluyor. Bu çok önemli. Daha önce de bahsettiğim gibi, biz hangi müşterilerin şirketin ürünlerini kullanmayı bırakmaya meyilli olduklarını, hangi müşterilerin bankalar için kredi konusunda riskli olduklarını, bankaların kimlere kredi kartı başvuru formu göndermesi gerektiğini, hangi müşterileri kabul edip kredi kartı verebileceklerini görebiliyoruz.
Şu anda yaptığımız analitik modellemelerle şirketlere tasarruf yapmalarında yardımcı oluyoruz. Bazı sigorta şirketleri SAS Institute yazılımlarını sahtekarlıkları yakalamak ve önlemek, bazı bankalar da ürünlerimizi para akışını kontrol etmek için kullanıyorlar. Yine şirketler yazılımlarımızı kullanarak kimlerin web sitelerini kırmaya çalıştığını da bulabiliyorlar.
SAS Institute yazılımlarının büyük bir kullanım potansiyeli ve yatırımda hızlı bir geri dönüşü var.
Bugün teknolojinin hangi yöne doğru gittiğini düşünüyorsunuz ve SAS Institute’u bu resimde nerede görüyorsunuz?
Açıkça görülüyor ki, şu anda biz web tabanlı raporlamaya doğru ilerliyoruz. Yaptığımız her şey bu yönde. Bizim yazılımlarımızı kullanan şirketlerin tümü bu yazılımların web üzerinde de iyi bir kullanıcı arabirimi oluşturacağından emin olmak istiyorlar. Bu konu bizim gerçekten de dikkat gösterdiğimiz bir konu. 3G’ye doğru ilerledikçe SAS’ın WAP üzerinde yer alma talebi de giderek artacaktır.
Günümüzde en büyük rakipleriniz olarak kimleri görüyorsunuz?
Aslında birkaç yüz rakibimiz var diyebilirim. Ben rakiplerimizi onlarla kaç kere karşılaştığımızı hesaplayarak sıralıyorum. Örneğin Oracle ve SAP veri ambarı alanında en büyük rakiplerimiz arasında bulunuyor.
“BÜYÜME ORANIMIZ İLK KEZ TEK BASAMAKLI”
SAS Institute’un yıllık cirosu ne kadar şu anda? Şirketinizin büyüklüğü nedir?
Geçtiğimiz yılın yani 2000 yılının cirosu 1.1 milyar dolar idi. Bu yılın sonunda da 1.2 milyar dolar olmasını bekliyoruz. Tabii bu yıl sonuna kadar gerçekleşecek gelişmelere bağlı. Bazı yeni işlerimizde yavaşlamalar gözleniyor ama sanırım dediğim gibi olacaktır. Yine de bekleyip görmek gerek.
2000 yılı ile 2001 yılı ciroları arasında ciddi bir fark görünmüyor. Bunun nedeni nedir?
Bu yıl ciromuzun yüzde 8 ya da 9 artacağını umuyoruz ama evet haklısınız, bu yıl belki de ilk kez iki basamaklı büyüme rakamlarını yakalayamadık. Ancak biliyorum ki İtalya’da yüzde 20’nin üzerinde büyüdük. Fransa ve Almanya’da büyüme oranı yüzde 15 oldu. Özellikle Avrupa ülkelerindeki birimlerimiz bu yıl son derece başarılı oldular.
“TÜRKİYE BÜYÜMEK İÇİN ÇOK UYGUN”
SAS Institute olarak Türkiye’ye nasıl bakıyorsunuz? Türkiye’de yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye’deki ofisimizde oldukça yüksek sayıda çalışanımız var. Aynı zamanda Türkiye’de çok büyük müşterilerimiz var. Bunlar arasında Turkcell, Yapı Kredi Bankası, Türk Havayolları, Commercial Union, Coca Cola gibi şirketler bulunuyor. Biz bundan sonra Türkiye’de yazılım pazarında genişlemeyi amaçlıyoruz.
Genişleme derken kastettiğiniz nedir? Biraz açabilir misiniz?
Türkiye’de daha fazla müşteriye ulaşmaya çalışacağız. Bunun yanında daha fazla teknik destek vermeyi, daha fazla eleman çalıştırmayı istiyoruz. Özellikle satış ve pazarlama departmanına daha fazla eleman alarak müşteri tabanını genişletmeyi hedefliyoruz.
Ben Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda büyümek için çok uygun koşullara sahip olduğuna inanıyorum.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?