Yasa Zoruyla Kadın Yönetici

“Cam tavan” (Glass ceiling), iş dünyasında kadınların önündeki engeli tanımlamak için kullanılır. Bu konuda yıllardır mücadele verilir, çalışmalar yapılır. ABD’de bile 9 yılda 500 büyük şirketteki ...

1.07.2002 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
“Cam tavan” (Glass ceiling), iş dünyasında kadınların önündeki engeli tanımlamak için kullanılır. Bu konuda yıllardır mücadele verilir, çalışmalar yapılır. ABD’de bile 9 yılda 500 büyük şirketteki yönetici kadın oranı yüzde 8.2’den yüzde 12.2’ye yükselebildi. Türkiye’deki durum Avrupa’dan daha iyi... Norveç gibi bazı ülkelerde yasalarla yönetim kurullarına kadın alınması zorlanıyor...

 

Ünlü pazarlama profesörü Roy Adler’i hatırlayanlar olacaktır. Kadınların iş hayatında karşılaştıkları engeller üzerine çalışmalarıyla tanınıyor. Adler, Capital’in Şubat 2002 sayısındaki söyleşisinde, kadınların şirket yönetimindeki yeriyle ilgili önemli tahminlerde bulunmuş, 2020 yılına işaret etmişti. Ona göre, 2020 yılında her üç yöneticiden en az biri kadın olacaktı. Adler, bunun şirketler için gerekli olduğunu belirtirken, gerekçe olarak da kadınların tepe düzeylerde bulunduğu şirketlerin daha karlı olduğu sonucunu gösteriyordu.

 

Bu gerçek sadece Roy Adler tarafından dile getirilmiyor. Son dönemde ekonomi basını ve kadın yöneticilerin yanı sıra, bazı ülkelerde yasal düzenlemelerden bile söz ediliyor. Örneğin, Norveç’te, şirketlerin yönetim kurullarında kadınların yer almasını zorunlu kılan bir yasa teklifi hazırlandı. Yasa, Norveç’te faaliyet gösteren şirketlerin yönetim kurullarındaki kadın yönetici oranını yükseltmeyi ve bir standarda oturmayı öneriyor. Yasa hayata geçirilirse, 2005 yılına kadar kamu kuruluşları dahil, tüm şirketler, yönetim kurullarındaki kadın yönetici oranını yüzde 40’a yükseltmek zorunda kalacaklar.

 

Gerekçe ise her ülkeyle aynı: Kadınlar, şirket yönetimlerinde, özellikle yönetim kurullarında neredeyse hiç temsil edilmiyorlar...  Örneğin ABD’nin en büyük 500 şirketinin yönetim kurullarında kadın oranı 1993 yılında yüzde 8.2 düzeyinde idi. Bu oran, 2001’de ancak yüzde 12,2’ye ulaşabildi.

 

Türkiye’de kadın yöneticiler ise Avrupa’dakilere göre nazaran çok daha şanslılar. İnsan Kaynakları danışmanlarına göre, bu gerçeğin arkasında, Türkiye’de kalifiye yönetici sayısının sınırlı olması var. İyi eğitim almış ve başarılı kadın yöneticilerin kariyer yolu Avrupa’da olduğundan çok daha açık olabiliyor. 

 

Sosyal baskı çok önemli

 

Profil İnsan Kaynakları Danışmanlığı Şirketi yönetici ortağı Ayşe Öztuna, kadın yönetici sayısındaki azlığın, sosyal faktörlerden de kaynaklandığına dikkat çekiyor. Üst düzeyde ciddi bir cam tavan sendromu (Glass ceiling) olduğunu söyleyen Öztuna, aileden gelen sosyal baskının kadın yöneticilere iş hayatında belli ödünler verdirdiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor:

 

“Aile, kadınlar için iş hayatını etkileyen önemli bir unsur. Onlar, aile içinde erkeklerden daha fazla sorumluk alıyorlar. Aile konusundaki duygusallıkları kariyerlerine ara vermelerine sebep olabiliyor. Kadınların bu tutumu iş hayatında bazı önyargıları da ortaya çıkarıyor. Her an kariyerlerine ara verme ya da bitirme olasılıkları olduğu düşünülüyor ve bu düşünce terfilerinde de etkili oluyor. Üst düzey pozisyonlar aralıksız sorumluluk gerektiren pozisyonlar. Patronlar kadınlardaki iş bırakma riskini göze almak istemiyorlar”.

 

Kadına daha az ücret

 

Profil International İnsan Kaynakları Şirketi’nin 100 bin kişi üzerinde yaptığı araştırmanın sonuçları, ilginç mesajlar içeriyor. Mesaj, iş dünyasında kadın-erkek yönetici eşitliği ile ilgili. Buna göre, genel müdür ve genel müdür yardımcısı pozisyonlarında görev yapan erkek yöneticilerin yüzde 59’u, aynı pozisyonlardaki kadınlardan daha fazla maaş alıyorlar. Orta kademeye inildiğinde bu oran yüzde 30-40 arasına geriliyor. Yaş ortalamasına bakıldığında, erkek yöneticilerin yüzde 35’i 30 yaşın üzerinde. Kadınlar yöneticilerde ise 35 yaşın üzerinde olanların oranı yüzde 22 düzeyinde. Profil International’ın yönetici ortağı Ayşe Öztuna bu tabloyu şöyle değerlendiriyor:

 

“Kadın yöneticilerin sadece yüzde 22’sinin 35 yaşın üzerinde olması oldukça ilginç. Çünkü, bu  devam etmediklerini gösteriyor. Belli zaman dilimlerinde, örneğin çocuk sahibi olduklarında, işyerinden kopuyorlar ve geri döndüklerinde çoğunlukla aynı noktadan devam edemiyorlar. Avrupa’da bunun yolu nasıl açılabilir diye çalışmalar yapıyor. Bizse toplumun nitelikli ve iyi yetişmiş bir kesiminin potansiyelini kullanamıyoruz. Böyle durumlarda kadınlara pek fazla fırsat sunulmuyor”.

 

Hizmetlerde ağırlık onlarda

 

Planet Ernst Young’den Ali Midillili, hizmet sektöründeki kadın yöneticilerin, erkeklere oranla daha fazla terfi şansına sahip olduğuna dikkat çekiyor. Midillili, sektörel değerlendirmesinde şu noktalara dikkat çekiyor:

 

*Kadın genel müdürleri daha çok servis sektörünün finans, medya, danışmanlık, perakendecilik, turizm ve bilgi teknolojileri gibi alanlarında görüyoruz. Buralarda erkeklerden daha iyi kariyer yapabiliyorlar.

 

*Bu alanlarda diğer alanlara nazaran sayıca da oldukça yüksek seviyelerdeler. Halen tüm hizmetler sektöründe görev yapan üst düzey yöneticilerin yüzde 20’si kadın.

 

10 yıl öncesine göre Türkiye’de kadın yönetici sayısında ciddi bir artış var. Bunun en önemli nedeni de yeni iş alanlarının doğmasıdır.

 

*Koç ve Sabancı gibi büyük gruplara baktığınızda, geleneksel iş kollarında kadın genel müdür sayısının çok az bir artış göstermiş olduğunu göreceksiniz. Ancak, yeni iş kollarında daha fazladır.

 

Türkiye’de olanak çok

 

Yurtdışında kadın yöneticiler üzerindeki baskılar, Türkiye’de olduğundan çok daha fazla. İnsan kaynakları uzmanlarına göre, Türkiye’deki kadın yöneticilerin en büyük avantajı, şirketlerin üst düzey pozisyonlar için çok fazla alternatiflerinin olmaması. Ayşe Öztuna bu durumu şöyle açıklıyor:

 

“İngiltere ve Avrupa ile karşılaştırdığımızda, Türkiye’de üst düzeyde daha fazla kadın var. Kadınlar giderek kendilerini kabul ettiriyorlar. Almanya’da, İsviçre’de üst düzey pozisyonlarda çok az kadın yönetici görebilirsiniz. Avrupa ülkelerinde kadın yöneticilerin kariyerlerini geliştiren çalışmalara ağırlık veriyorlar. Çünkü, kadınların önünde çok fazla engel var. Türkiye’de zaten çok fazla yönetici yok. Şirketler mecburen en iyi alternatifi kullanmak durumundalar...Avrupa’daysa durum böyle değil. Onlar bu konuda tamamen kapalılar. Kadınların tepe pozisyonlara çıkmasına izin verilmiyor. Kendimden örnek verebilirim. Ben Ray Bernthdson’un 22 Avrupa ülke operasyonunda tek kadın yönetici ortağım. Almanya’daki ofisimizde 150 danışman çalışıyor, 23 tanesi partner bunlardan sadece biri kadın”.

 

Sayı artıyor

 

Türkiye’de yerli ve yabancı çok sayıda şirket, Avrupa’dakilere göre kadınlara çok daha olumlu bakıyor. Bu doğrultuda yönetim kurullarında ve üst düzey yönetimlerinde Avrupa’da ve Amerika’daki pek çok şirkette olduğundan daha fazla kadın var. Örneğin, Teba Sirketler Grubunda toplam 13 üst düzey kadın yönetici var. Bütün şirketlerinde kadınlar ve erkekler için eşit fırsatlar sağlandığı belirten Teba İnsan Kaynakları yetkilileri, “Herhangi bir farklı değerlendirmenin söz konusu değil”diyor.

 

Boyner Grubu, kadın yöneticisi bol olan şirketlerden. Holding ve bağlı şirketlerde, orta kademede, genel müdür yardımcılığı veya direktörlük seviyelerinde de yoğunlukla kadınlar yer alıyor. İnsan Kaynakları yetkilileri, “Bu durum ileride genel müdürlük ve yönetim kurulu üyeliklerinde daha da fazla kadın olacağını gösteriyor”diyor.

 

Şişecam'da da toplam çalışanlarında özellikle beyaz yakalı çalışanların yüzde 21.7'si kadınlardan oluşuyor. Bugün üst kademede kadın yöneticilerin gerekli ağırlığı taşıdığını ifade eden İK yetkilileri, bu politikalarını sürdüreceklerini ifade ederken “Bugün olduğu gibi gelecekte de gerektiği kadar kadın yöneticimiz olacaktır”diyor.

 

Otomotiv sektörü genel olarak erkek egemen sektörlerden biri... İnsan Kaynakları yetkilileriyle görüştüğümüz Toyota ve Renault’nun yönetim kurullarında hiç kadın yönetici yok. Genel Müdür Genel Müdür Yardımcısı Renault’nun üst düzey yönetiminde ise sadece bir kadın yönetici görev yapıyor.

 
YASAL DÜZENLEMELER GÜNDEMDE

 

Son dönemde Avrupa’nın pek çok ülkesinde kadınların üst düzey pozisyonlara terfilerine olanak sağlayan yasal düzenlemeler gündeme geliyor. Bu ülkelerden biri de Norveç oldu. 2002 yılı başında Norveç’te meclise bir yasa teklifi sunuldu. Bu yasa, şirketlerin yönetim kurullarında kadın yönetici bulundurmalarını zorunlu kılıyor.

 

Yasa, Norveç’te faaliyet gösteren şirketlerin yönetim kurullarında yüzde 40 oranında kadın olması zorunluluğunu getiriyor. Uygulamaya konulduktan sonra yasada belirtilen söz konusu oranı yakalamaları için kamu kuruluşlarına 2003’e, diğer şirketlere ise 2005 yılına kadar zaman tanınacak.

 

Şu anda Norveç’te faaliyet gösteren 250 büyük şirketin hemen hemen yarısının üst düzey yönetiminde hiç kadın yok. Kamuda ise durum biraz daha parlak. Özellikle parlamentodaki kadın oranına çok dikkat ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Harlem Brundtland, 1981 yılında Norveç’in ilk kadın başbakanı olduğunda kabinesinin yüzde 40’ını kadın bürokratlardan oluşturmuştu.

 

TÜRKİYE’DE OLANAKLAR DAHA FAZLA

 

Müge Kansu

 

Andersen İnsan Kaynakları Danışmanlığı Bölüm Yöneticisi Müge Kansu, Türkiye’de kadın yöneticilerin terfi olanaklarını şöyle değerlendiriyor:

 

*Yurtdışında bulunduğum dönemlerde gözlemlediğim kadarıyla, Türkiye’de yönetici olarak çalışan kadınlar, pek çok Batı Avrupa ülkesindekilere göre daha fazla yükselme şansına sahip.

 

*Ayrıca, şu anda orta kademede çok başarılı, ne istediğini bilen, hedeflerini iyi belirlemiş pek çok kadın yönetici var. Bu kişiler de belli bir süre sonra şirket organizasyonlarının tepelerinde yerlerini alacaklar.

 

*Önümüzdeki yıllarda iş piyasasına baktığımızda çok daha fazla kadın genel müdür göreceğimizi düşünüyorum. Andersen’ın web sayfası insankaynaklari.com’un veri tabanından da bu gelişimi takip etmek mümkün. Yaklaşık olarak 125 bin kişiden oluşan insankaynaklari.com’un bilgi bankasının yüzde  4.1’i üst düzey yöneticilerden, yani genel müdür ve genel müdür yardımcısı olarak görev yapan kişilerden oluşuyor. Bu üst düzey yöneticilerin yaklaşık olarak 20’si kadın.

 

*Sektörel dağılımlara baktığımızda, üst düzey kadın yöneticilerin medya, iletişim, kamu/kar amacı gütmeyen kurumlar, profesyonel hizmetler,ve sağlık sektörlerinde yoğunlaştığını görüyoruz. Bu kişiler arasında, hiç de küçümsenmeyecek oranda, kendi işlerini kurmuş ve kendi şirketlerinde genel müdürlük yapanlar da var. Bu da kadınların girişimcilik alanında da söz sahibi oluğunu gösteriyor”.

 

ÖNCE YÖNETİM DEĞİŞMELİ

 

Ali Midillili

 

Kadınların azlığından önce, bizzat yönetim kurullarında sıkıntılar olduğunu belirten Planet Ernst Young İnsan Kaynakları şirketi yönetici ortağı Ali Midillili, Türkiye’de daha fazla kadın yönetici için neler gerektiğini şöyle yorumluyor:

 

“Özellikle halka açılmış olan şirketlerde henüz AB standartlarında yönetim kurulları oluşturulamıyor. Bu da bana kalırsa iyi yönetişim kavramının henüz kabul görmemesinden kaynaklanıyor. GYIAD ve Planet Ernst Young olarak ‘Good Governance’ ile ilgili bir rapor hazırladık.. Bu raporun içinde yapmış olduğumuz bir ankette var. Buradan çıkan sonuç, genç iş dünyasının konuyu bilmekle beraber, uygulama konusunda hazırlıksız olduğunu gösteriyor.


Bugün bırakın kadın yönetim kurulu üyelerini, Türkiye’de henüz sistemin kendisi işlemiyor. Üst düzey yönetim yani icra pozisyonlarındaki kadınların oranına baktığımızda bunun yüzde 10’u geçmediğini görüyoruz. İSO 500 de bu oran daha da az”.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz