Eskimeyecek liderlik önerileri

5.09.2018 11:47:000
Paylaş Tweet Paylaş
Eskimeyecek liderlik önerileri

Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ikinci günkü panelistlerinden İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, konuşmasının bir bölümünde dijitalleşmeye ayak uyduramayan, değişimi öngöremeyen şirketlere dikkat çekti. Bunlardan biri de “hesap makinesinin” anası sayılan mekanik hesap makinesi markası Facit idi. Belli yaşın üzerindekilerin çok iyi bildiği ya da kullandığı Facit, muhasebeciden iş insanına kadar herkesin hayatını kurtaran cihaz olarak bilinir. Adnan Bali, bu şirketle ilgili şu saptamaları yaptı: “Şimdinin gençleri hatırlamayacaktır. Ama ben o döneme yetiştim. Facit diye bir hesap makinesi vardı. Muhteşem bir cihazdı. Bu cihazın üreticisi şirket, o kadar kibirli ve nobrandı ki artık bu işi ondan başka kimsenin yapamayacağına inanıyordu. Bu da bir körlük yaratmıştı. Etrafta olan biteni göremiyorlardı. Öyle ki Facit’in doğru hesaplayıp hesaplamadığını kontrol eden mühendisleri, elektronik hesap makinesi kullanıyormuş. Yani tehdit avuçlarının içine karar gelmişti ama onlar hala farkında değillerdi.” 

BAŞARI HASTALIĞINA TUTULMAK! 

Gerçekten de Facit dönemin en muhteşem cihazlarından biriydi. 1922 yılında İsveç’te AB Atvidabergs Industrier adıyla kurulmuştu. 1920’lerde İsveç’i etkileyen kriz sonrasında Elof Ericsson adlı iş adamı tarafından satın alındı. 1928 yılında ilk hesap makinesi patentini aldı ve 10 haneli hesap makinesini üretmeyi başardı. 1932 yılında ise Facit adıyla ilk hesap makinesi piyasaya sunuldu. Kısa sürede büyük bir başarı sağladı ve 1930’ların sonunda şirket, “İsveç’in en kârlı şirketi” haline dönüştü. 1965 yılında şirket, markasının adı olan Facit’i alarak yoluna devam etti. Sonraki yıllarda Halda ve Original-Odhner adlı daktilo üreticilerini de bünyesine katıp ofis gereçleri alanında İsveç’in hakimi haline geldi. 1960’lara gelindiğinde Facit’in 100’den fazla ülkede temsilcisi vardı. 1960 yılında şirketin cirosu 299 milyon Kron’a ulaşmıştı. 1970 yılında ise tüm zamanların en yüksek düzeyini, 1 milyar Kron’u yakalamıştı. Sonra ise önlenemeyen düşüş başlamıştı. Çünkü mühendislerin kontrol amacıyla kullandıkları “elektronik hesap makineleri” ciddi bir ivme kazanmıştı. 1970’lere gelindiğinde 20’den fazla pazardaki boşluğu görmüş ve elektronik hesap makinesi işine girmişlerdi. Bunların önemli bölümü de Japon şirketlerinden oluşuyordu. 1970’te pazarın liderliğini yüzde 36,5’le Sharp, yüzde 15,5’le Canon elinde tutuyordu. Bu önemli değişim Facit’i işin dışına itti. 1973’te el değiştirdi. Değişim de başarı getirmeyince 1989’da tekrar satıldı, ancak bu kez de olmayınca kapatıldı. 

“BAŞARI BERBAT BİR ÖĞRETMENDİR” 

Facit’in iş dünyasına örnek olacak hikayesini analiz eden IMD’nin profesörlerinden Knut Haanaes, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Facit, başarı tuzağına yakalanmıştı. Bu da onun sonu oldu. Şirket mekanik hesap makinesi üretiminde çok başarılıydı. Fakat bir türlü değişimi görmediler ve değişmediler. Neyi iyi biliyorlarsa ona saplanıp kaldılar. Kısa vadede aynı şeyi yapmanın riski olmayabilir. Ancak orta ve uzun vadede bunun riskli olduğunu göremediler.” Prof. Haanaes, sözünü Bill Gates’in bu konuyu iyi özetleyen şu sözüyle tamamlıyor: “Başarı, berbat bir öğretmendir. Başarısız olamayacağımızı düşünmemize neden olarak bizi baştan çıkarır.”

Hayır diyebilmenin önemi

Evan Spiegel, 2011 yılında henüz üniversitede öğrenciyken ortağı Bobby Murphy ile Snapchat’i kurmuş, girişimcilik dünyasına adımını atmıştı. Yakın zamanda girişimcilere önemli öneriler içeren konuşmasını izledim. “Dünyanın en genç milyarderi” unvanını elinden tutan Spiegel, bu başarısında “Hayır” diyebilmenin önemli rol oynadığına dikkat çekiyor. Hatta bu yetkinliğinin, şirketin geleceğini etkileyecek düzeye geldiğini de hatırlatıyor. Spiegel’in bu önemli konuşmasından benim dikkatimi çeken başlıklar şöyle oldu: l “Özellikle şirketin ilk kuruluş döneminde her şeye ‘Hayır’ diyebilmek çok önemlidir. Çünkü kaynak ve zamanın sınırlı olduğu ilk günlerde odaklanma ihtiyacı vardır. l Snapchat’i ilk kurduğumuz aylarda çok sayıda teklif ve öneri aldık. Bunların hangisinin önemli, hangisinin önemsiz olduğunu değerlendirecek vaktimiz yoktu. O nedenle önemli bölümüne ‘Hayır’ demeyi tercih ettik. Bu dönemdeki kuralım, gelen önerilerin yüzde 99’una ‘Hayır’ demek oldu.” 

ZUCKERBERG’E “HAYIR” DEMENİN BEDELİ!

Spiegel’in önemli “Hayır” yanıtlarından biri de Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’e verilmişti. Zuckerberg, 2013 yılında satın almak istediğinde,henüz şirketini geliştirme aşamasında olan Spiegel, ‘Hayır’ yanıtını vermişti. Zuckerberg, o dönemde 3 milyar dolar ödemeye hazır olduğunu belirtmişti. Spiegel, bunun ne kadar doğru olduğunu da zamanla anladı. Çünkü Mart 2018’de şirketin değeri 21 milyar dolar düzeyinde seyrediyordu. O dönemde satsa alacağı 3 milyar dolarla belki bir başka girişime hayat verecekti, belki de servetini harcayarak kalan hayatını geçirecekti. Ancak sonuçta şirketi şimdi 18 milyar daha fazla değere sahip. Bu nedenle de konuşmasında “Hayır” diyebilme yetkinliğiyle gurur duyduğunu söyleyecekti girişimcilere…

Şirket satın almak neder zor?

Geçtiğimiz günlerde büyük bir grubun CEO’sundan dinledim. Benzer görüşleri başka patron ve CEO’lardan da duymuştum. Özetle şunu dile getiriyordu: “Türkiye’ye benzeyen gelişmekte olan ülkelerde ‘şirket satın almak’ göründüğü kadar kolay değil.” Yani cebinizde paranız var ya da dış kaynağınız hazır olsa bile hedefteki şirketin kurucusunu, hissedarlarınızı ikna etmeniz gerekiyor. Benim konuştuğum CEO, şu görüşü dile getiriyordu: “Şirketin kurucusunu ikna etmek, şirketi doğrudan kurucusundan almak çok zor. Çünkü şirketini/fabrikasını çocuklarından biri olarak görüyor. Başarılı olmak için önce onun güvenini kazanmanız gerekiyor. Kendisinden sonra şirketin sahipliğini üstlenecek en iyi seçenek olduğuna inandırmalısınız.” Bana bu bilgiyi aktaran şirketin CEO’su, yurt dışında doğrudan kurucusundan alınan bir şirket için 5 yıl çalıştıklarını belirterek işin zorluğuna dikkat çekmişti.

Aile şirketi bireyleri bu kulube mutlaka katılın

Türkiye’nin önde gelen ailelerinin genç bireylerini buluşturduğum NextGenClub’a ilgi artıyor. Biliyorsunuz bu oluşumda, Türkiye’nin büyük gruplarının yanı sıra Anadolu’nun aile şirketlerinin bireylerini bir araya getiriyorum. Yakında yeni projeleri sizlerle paylaşacağım. Bu konudaki en yeni haberim ise www.nextgenclub.net adlı site olacak. Yayına başladı. Sizlerin görüş ve önerilerini bekliyorum. Ayrıca eğer aile şirketi bireyiyseniz lütfen bana yazın.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz