2014'e politik gerginlikle giriyoruz

“Kötümserlik zirve yaptığı zaman alım yapmak için, iyimserlik zirve yaptığı zaman ise satış yapmak için en iyi zamanlardır” John Templeton

26.05.2014 21:44:180
Paylaş Tweet Paylaş
2014'e politik gerginlikle giriyoruz


Bu yılın ilk yazısını, maalesef politik gerginliğin zirveye çıktığı haftada yazıyoruz. Ekonomi ve piyasa analizlerimize politikayı karıştırmamaya çalışırız. Ama bu demek değil ki politika piyasalara karışmasın.

Kısa vadeli ve geçici de olsa politik olayların neden olduğu panik ve aşırı tepkiler, yatırımcılara ve profesyonellere hata yaptırabiliyor. İnsanoğlu para konusunda rasyonel kararlar almak ister ama davranışsal finansın ortaya koyduğu gibi bazen insani zaaflarımız buna engel olur.

Bu zaaflardan biri olan olaylara aşırı tepki, bu tür siyasi tansiyonun yükseldiği ortamlarda piyasalarda aşırı düşüşlere neden olur. Aralık ayının ikinci yarısında yaşananlara bu çerçeveden bakıp yatırımcılara kısa vadede paniğe kapılıp satmamalarını, aksine uzun vadeli bakıp ucuzlayan fiyatlardan sermaye piyasalarına girmelerini öneriyorum.

ÇOK DÜŞEN BORSA YÜKSELİR YÜKSELEN BORSA İSE DÜŞER
Sermaye piyasası yatırımları, mevduata göre risk ve getirisi yüksek olan hisse senedi, tahviller ve ilgili fonlar gibi yatırımlardır. Yani ülkemizde mevduatta yıllık yüzde 8-9 gibi sabit bir getiri söz konusuyken sermaye piyasası ürünleri olan hisse senedi ve bonolarda, bazı yıllar kötü bazı yıllar iyi geçiyor.

Kayıp yıllarında menkul kıymet fiyatları düştüğü için genelde takip eden senelerde kazançlar yüksek oluyor. Çünkü düşen menkul fiyatları cazip hale gelip yatırımcı çekmeye ve bir süre sonra yükselmeye başlıyor. Nitekim Türk sermaye piyasalarının son üç yıl getirileri bu şablona uygun seyretti:

- 2011: Kayıp yılı (Borsa getirisi: -% 22,3, Bono getirisi: % 3,7, Mevduat getirisi: % 9,0)
- 2012: Kazanç yılı (Borsa getirisi: % 52,6,

Bono getirisi: % 15,4,
Mevduat getirisi: % 9,8)

- 2013: Kayıp yılı (Borsa getirisi: -%11,0, Bono getirisi: % 2,4, Mevduat getirisi: % 7,7)
- 2014: Kazanç yılı olmaya aday. Çünkü sermaye piyasalarında kayıp yıllarını genellikle kazanç yılları takip eder.~

Yukarda bahsettiğimiz konu, sadece Türkiye’ye özgü olmayıp finans teorisinde ortalamaya yakınsama (mean reversion) diye bilinen olgudur. Temel analize göre yatırım yapan Warren Buffet, John Templeton ve Peter Lynch gibi pek çok fon yöneticisinin yatırım felsefesi, bu önemli kurala dayalıdır. Biz bunu bireysel yatırımcının kolay anlayabilmesi için şu şekilde ifade ediyoruz: Çok düşen borsa yükselir; çok yükselen borsa ise düşer.

BELİRSİZLİK UZUN VADELİ YATIRIMCININ DOSTUDUR
Nitekim Borsa İstanbul’un 1989’dan beri yıllık getirileri incelendiğinde, hiçbir zaman iki yıl üst üste kayıp yaşanmadığı, kayıp yıllarını mutlaka kazanç yıllarının takip ettiği görülüyor. Bunun gelecekte aynen devam edeceğinin garantisi olamaz. Ama son 15 yıllık tarihçe Türk hisse senetlerinin ortalamaya yakınsama teorisine ciddi şekilde uyduğunu gösteriyor.

Bundan hareketle biz bu köşede bireysel emeklilik sistemine (BES) giren 4 milyondan fazla katılımcıya düşen borsada kademeli hisse fonu alışı yapmalarını; takip eden 1-2 yılda borsa yükseldikçe bunları yine kademeli azaltmalarını öneriyoruz.

Sonuç olarak seçim dönemi öncesi yaşanan politik nedenli düşüşler, BES katılımcıları ve diğer uzun vadeli yatırımcılar için kademeli alım fırsatı olarak değerlendirilirse en tatmin edici getirilerin bu tür kötümser dönemlerde yapılan alışlarla sağlandığı görülecektir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz