FED'in tarihsel tavrı ve piyasalar

“Esnek ve mütevazı olun, hatalarınızdan öğrenin.” Peter Lynch

19.10.2014 18:07:460
Paylaş Tweet Paylaş
FED'in tarihsel tavrı ve piyasalar
Temmuz ayında küresel piyasalarda yükseliş devam etti. FED ve ECB gibi büyük merkez bankaları, büyümeyi desteklemeye kararlı ve hala enflasyon riski görmüyorlar. FED Başkanı Yellen, faiz artırımı konusunda acele edip hata yapmak istemiyor.

Bunun çok önemli bir tarihsel nedeni var: 1929’da tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşayan ABD’de FED, krizin 3-4 yılda bittiğini sanıp parasal desteği azaltınca kriz 10 yıla uzamıştı.

Bu kez aynı hatayı tekrarlamak istemeyen FED, 2015’i bekliyor ve dikkatli açıklamalarıyla piyasaları iyice hazırlıyor. Yellen’in aynı zamanda ABD piyasalarında bir balon olmadığını söylemesi, sadece ABD borsalarının değil tüm dünya piyasaları açısından 2014’ü güçlü bir yükselme yılı yaptı. Türkiye’nin dahil olduğu gelişmekte olan ülke piyasaları da bu güçlü pozitif yatırım ortamında yükselişe devam ediyor.

BORSAYA OLUMLU YANSIYOR
TCMB politika faizini yüzde 10’dan yüzde 8,25’e kadar toplam yüzde 1,75 puan indirdi. Cari açıkta düzelme süreci, TCMB’nin işini kolaylaştırırken enflasyonda henüz fazla bir düşüş olmaması önünü tıkıyor. Bu anlamda yaz aylarında petrol fiyatları ve kuraklığın etkisinde yüksek seyreden gıda fiyatları belirleyici olacak. TCMB faizleri bu seviyede kalsa bile mevduat ve konut kredi faizlerinde bir miktar daha düşüş olabilir.

Faizlerin kademeli düşmesi, ilk planda banka ve gayrimenkul sektörlerine, ilerleyen aylarda ise iç talebe dayalı sektörlere olumlu yansıyacak. İkinci çeyrekte şirket kârları, olumsuz geçen ilk çeyreğe göre hangi şirketlerin iyi gittiğini gösterecek. Kârlarda asıl artışı, yılın ikinci yarısında görmeyi bekliyoruz. Borsa İstanbul bu olumlu beklentileri belli düzeyde yansıttığı için endeks bazında yıllık getiri beklentimizi yüzde 15 civarında belirliyoruz. Ancak iyi hisse ve sektör seçimi yapan fonlarla bu getiriyi aşmak mümkün olabilir.

HİSSE FON SEÇİMİ NASIL ARTAR?
Bireysel emeklilik sisteminde (BES), katılımcı sayısı 5 milyona; biriken para miktarı ise 30 milyar TL’ye yaklaştı. Ancak kişilerin aylık ortalama katkısının 205 TL ve ortalama hesap bakiyesinin 6 bin TL olduğunu düşündüğümüzde hala işin çok başında ve öğrenme aşamasındayız. BES katılımcıları açısından öğrenilmesi gerek en önemli konu ise fon seçimidir. Zira katılımcının kendi sorumluluğunda olan fon seçimi, uzun vadede getiriyi belirler.

Adı üstünde esnek fonu seçerseniz fonun içindeki finansal varlık (hisse, tahvil, mevduat) dağılımına sizin adınıza portföy şirketi karar veriyor. Sorumluluğun tam anlamıyla profesyonellere bırakıldığı esnek fonlar, toplam sistemin yaklaşık üçte birini teşkil ediyor. 2013 sonu itibarıyla esnek fonların içeriğinde yüzde 50 devlet tahvili, yüzde 25 hisse senedi, yüzde 10 mevduat ve yine yüzde 10 özel sektör tahvili bulunuyordu.

Oysa katılımcılar, fon seçimini kendi başlarına yaptığında hisse fonu seçimi yüzde 7,3’te kalıyor. Doğası gereği riski ve getirisi yüksek olan hisse senedi seçiminde 5 milyona yakın katılımcının ürkek davranması normaldir.

Ancak sistemden uzun vadede daha iyi verim almak için hisse oranının benzer ülkelerdeki gibi yüzde 30-40’a kadar yükselmesi, sağlıklı olacaktır. Bunun için emeklilik ve portföy şirketlerin esnek fon çözümlerini artırması hem katılımcıların çoğunu fon seçimi derdinden kurtaracak hem daha optimal bir varlık dağılımı oluşacaktır.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz