Piyasalar, 15 Temmuz başarısız darbe girişimi
sonrasında toparlanıyor ama diğer gelişmekte
olan ülke piyasalarının gerisinde kalıyor.
Dolar kuru 2,95’e gerilerken borsa son bir
ayda yüzde 9 değer kazandı. Darbe girişimi sonrası
kredi notumuz düşmesin diye atılan acil adımlar ve
oluşan olumlu siyasi iklim yanında küresel negatif
faiz ortamı da Türkiye’ye yardımcı oluyor.
Gelişmekte olan ülke piyasalarına sermaye
girişleri Brexit sonrası iyice arttı. Ağustos ortasında
son bir yılın en yüksek haftalık girişi yaşandı. Yılın
başından beri gelişmekte olan ülke para birimleri
ortalama yüzde 5 değer kazandı. Örneğin dolara
karşı Brezilya Real’i yüzde 19, Güney Afrika Rand’ı
yüzde 12 değer kazandı. Türk Lirası ise yüzde 1
değer kaybetti.
NOT İNDİRME SİNYALLERİ
Fitch, kredi notumuzu yatırım yapılabilir seviyede
(BBB-) tuttu ama görünümü negatife indirdi. Yani
gelecekte indirme işareti verdi. Moody’s ise 18
Temmuz’da (Baa3- olan) notumuzu izlemeye alıp
yüksek ihtimalle üç ay içinde indirme işareti vermişti.
Tasarruf oranını artırmaya yönelik ekonomik
önlemler ve olumlu küresel ortam sayesinde belki
indirmez diye ümit etsek de temkinli bir yaklaşımla
not indirimine hazırlıklı olmak gerekiyor.
Piyasalarımızın benzer ülkelere göre geri
kalması işte bu artan ihtimalin fiyatlara yansımasının
sonucu. Bir örnek vermek gerekirse Brezilya,
yatırım yapılabilir kredi notunu 24 Şubat 2016’da
kaybetti. Ama ilginç bir şekilde, 24 Şubat’tan bugüne
Brezilya’da dolar kuru 3,80’den 3,20’ye geriledi;yani Real yüzde 16 değer kazandı. Çünkü piyasalar,
bu ihtimali önceden fiyatlamıştı. Nitekim Real kuru
not indirimi öncesi 12 ayda 2,90’dan 3,80’e yüzde
30 yükselmişti. Küresel ortam Brezilya’ya yardımcı
olduğu kadar bize de yardımcı olursa olası bir
Moody’s not indirimi sonrası piyasaların üzerindeki
baskı hafifleyebilir.
OTOMATIK KATILIM VE TÜRKIYE VARLIK FONU
Türkiye’de tasarruf oranını artırmaya yönelik her
adım ekonomik bağımsızlık açısından çok önemli.
Özetle ihracatımızı artırmak, daha az ithal mal
tüketmek ve daha fazla kenara para koymak
zorundayız. Örneğin, tasarruf oranı yüzde 28 olan
Tayland’ın cari fazlası 30 milyar dolara ulaşıyor.
Tayland’ın 2,5 katı büyüklüğünde bir ekonomi
olan ülkemizde ise tasarruf oranı sadece yüzde
14 ve Tayland’ın aksine yılda yaklaşık 30 milyar
dolar cari açığımız var. Merkez bankası uluslararası
rezervi Türkiye’de 103 milyar dolar; Tayland’da
ise 182 milyar dolar. Temelde bu veriler sayesinde
Tayland’ın kredi notu, yaşadığı askeri darbeye
rağmen yatırım yapılabilir seviyesini korudu.
Bu çarpıcı örneği vermemizin nedeni, Türkiye
Varlık Fonu ve BES’e otomatik katılım gibi tasarruf
araçlarının önemini vurgulamak. Doğru kurgulanıp
yönetildiği takdirde BES Standart Fonları ve Türkiye
Varlık Fonu, ileride Kıdem Tazminatı Fonu, İşsizlik
Fonu ve Sosyal Güvenlik Kurumu portföylerinin
basiretli yönetimi için örnek teşkil edecektir.
Bu tür büyük fonların piyasayı domine ederek
işleyişini bozmadan düzenleyici bir stratejiyle yatırım
yapmasını sağlamak kritik önem taşıyor. Bu fonların
yatırım stratejisi uzun vadeli, döngü karşıtı ve kurala
dayalı olmalı ve kurumsal olarak sahiplenilmeli.
Örneğin Norveç Varlık Fonu’nun uzun vadeli yatırım
stratejisini Parlamento onaylar.
Basiretli yönetilen büyük fonlar, uzun vadede
katılımcıya daha iyi risk ayarlı getiri sağlamanın
yanında, sermaye piyasalarında dalgalanmayı
azaltıcı ve derinliği artırıcı rol oynayabilir. Ayrıca
makul miktarda döviz alokasyonu, döngü karşıtı bir
yönetim stratejisiyle döviz piyasasına da düzenleyici
(kurlar yükselirken döviz satarak, düşerken alarak)
ve derinliği artırıcı etki yapacaktır.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?