Kredi notu piyasayı baskılıyor

25.10.2016 13:08:130
Paylaş Tweet Paylaş
Kredi notu piyasayı baskılıyor
Piyasalar, 15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonrasında toparlanıyor ama diğer gelişmekte olan ülke piyasalarının gerisinde kalıyor. Dolar kuru 2,95’e gerilerken borsa son bir ayda yüzde 9 değer kazandı. Darbe girişimi sonrası kredi notumuz düşmesin diye atılan acil adımlar ve oluşan olumlu siyasi iklim yanında küresel negatif faiz ortamı da Türkiye’ye yardımcı oluyor. Gelişmekte olan ülke piyasalarına sermaye girişleri Brexit sonrası iyice arttı. Ağustos ortasında son bir yılın en yüksek haftalık girişi yaşandı. Yılın başından beri gelişmekte olan ülke para birimleri ortalama yüzde 5 değer kazandı. Örneğin dolara karşı Brezilya Real’i yüzde 19, Güney Afrika Rand’ı yüzde 12 değer kazandı. Türk Lirası ise yüzde 1 değer kaybetti.
NOT İNDİRME SİNYALLERİ
Fitch, kredi notumuzu yatırım yapılabilir seviyede (BBB-) tuttu ama görünümü negatife indirdi. Yani gelecekte indirme işareti verdi. Moody’s ise 18 Temmuz’da (Baa3- olan) notumuzu izlemeye alıp yüksek ihtimalle üç ay içinde indirme işareti vermişti. Tasarruf oranını artırmaya yönelik ekonomik önlemler ve olumlu küresel ortam sayesinde belki indirmez diye ümit etsek de temkinli bir yaklaşımla not indirimine hazırlıklı olmak gerekiyor. Piyasalarımızın benzer ülkelere göre geri kalması işte bu artan ihtimalin fiyatlara yansımasının sonucu. Bir örnek vermek gerekirse Brezilya, yatırım yapılabilir kredi notunu 24 Şubat 2016’da kaybetti. Ama ilginç bir şekilde, 24 Şubat’tan bugüne Brezilya’da dolar kuru 3,80’den 3,20’ye geriledi;yani Real yüzde 16 değer kazandı. Çünkü piyasalar, bu ihtimali önceden fiyatlamıştı. Nitekim Real kuru not indirimi öncesi 12 ayda 2,90’dan 3,80’e yüzde 30 yükselmişti. Küresel ortam Brezilya’ya yardımcı olduğu kadar bize de yardımcı olursa olası bir Moody’s not indirimi sonrası piyasaların üzerindeki baskı hafifleyebilir.
OTOMATIK KATILIM VE TÜRKIYE VARLIK FONU
Türkiye’de tasarruf oranını artırmaya yönelik her adım ekonomik bağımsızlık açısından çok önemli. Özetle ihracatımızı artırmak, daha az ithal mal tüketmek ve daha fazla kenara para koymak zorundayız. Örneğin, tasarruf oranı yüzde 28 olan Tayland’ın cari fazlası 30 milyar dolara ulaşıyor. Tayland’ın 2,5 katı büyüklüğünde bir ekonomi olan ülkemizde ise tasarruf oranı sadece yüzde 14 ve Tayland’ın aksine yılda yaklaşık 30 milyar dolar cari açığımız var. Merkez bankası uluslararası rezervi Türkiye’de 103 milyar dolar; Tayland’da ise 182 milyar dolar. Temelde bu veriler sayesinde Tayland’ın kredi notu, yaşadığı askeri darbeye rağmen yatırım yapılabilir seviyesini korudu. Bu çarpıcı örneği vermemizin nedeni, Türkiye Varlık Fonu ve BES’e otomatik katılım gibi tasarruf araçlarının önemini vurgulamak. Doğru kurgulanıp yönetildiği takdirde BES Standart Fonları ve Türkiye Varlık Fonu, ileride Kıdem Tazminatı Fonu, İşsizlik Fonu ve Sosyal Güvenlik Kurumu portföylerinin basiretli yönetimi için örnek teşkil edecektir. Bu tür büyük fonların piyasayı domine ederek işleyişini bozmadan düzenleyici bir stratejiyle yatırım yapmasını sağlamak kritik önem taşıyor. Bu fonların yatırım stratejisi uzun vadeli, döngü karşıtı ve kurala dayalı olmalı ve kurumsal olarak sahiplenilmeli. Örneğin Norveç Varlık Fonu’nun uzun vadeli yatırım stratejisini Parlamento onaylar. Basiretli yönetilen büyük fonlar, uzun vadede katılımcıya daha iyi risk ayarlı getiri sağlamanın yanında, sermaye piyasalarında dalgalanmayı azaltıcı ve derinliği artırıcı rol oynayabilir. Ayrıca makul miktarda döviz alokasyonu, döngü karşıtı bir yönetim stratejisiyle döviz piyasasına da düzenleyici (kurlar yükselirken döviz satarak, düşerken alarak) ve derinliği artırıcı etki yapacaktır.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz