Yatırım konusunda tavsiyelerimizi siyasi analizlere dayandırmaktan kaçınırız. Çünkü siyasi analizler büyük ölçüde subjektif ve tahmini imkansız değişkenler içerir. Bununla birlikte 7 Haziran seçimleri için şu iki önemli soruyu gündeme almak zorundayız: 1. HDP, yüzde 10 ülke barajını aşabilecek mi? 2. AKP’nin oy oranı tek parti hükümetine yetecek mi? HDP’nin oy oranı yüzde 10’a çok yakın seyrettiği için seçim sonuçlarına kadar her iki soruya da sağlıklı bir cevap verilemez. Bu nedenle piyasaların seçime yakın kararsız bir seyir izlemesi olasıdır. Seçim sonuçlarına göre hükümet kurulması ne kadar kolaysa piyasalar o kadar olumlu tepki gösterir. Koalisyon veya dışarıdan destekli hükümet formüllerine ilk tepki negatif olur. Orta vadede ise piyasaları, hükümetin atayacağı ekonomi yönetimi ve politikaları etkiler. Bu anlamda Türkiye ilk ciddi sınavı ağustostaki Moody’s değerlendirmesinde yaşayacak. Seçim sonuçları istikrarsız bir hükümete yol açarsa veya TCMB bağımsızlığı, mali disiplin gibi önemli ekonomik kriterleri hafife alan bir ekonomi yönetimi atanırsa Türkiye yatırım yapılabilir kredi notunu kaybetme riskiyle karşılaşabilir. Hatırlatmak gerekirse Moody’s Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin en alt seviyesinde, notun görünümünü ise negatifte tutuyor.
İLK YARIDA TÜRKİYE VE KÜRESEL EKONOMİ Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte hem büyüme hem enflasyon açısından hedeflenen performansı gösteremiyor. 2015’te dolar kurunda yaşanan yüzde 15’e yakın yükseliş seçim öncesi moralleri bozdu. Dolar karşısında zayıflayan Euro’nun Türkiye ihracatına verdiği zarar nedeniyle cari açıktaki düzelme süreci yavaşladı. Yine de petrolde yaşanan ciddi düşüşün olumlu etkisiyle cari açığın yılın ikinci yarısında düzelmeye devam etmesi Türkiye ekonomisini yaklaşan FED faiz artışına karşı koruyacak. Yılın ikinci çeyreğinde ABD’de de veriler zayıf geldi ve piyasalar ilk faiz artış beklentisini 2016’ya erteledi. FED ise dünya piyasalarını alıştırmak için ilk artışın 2015 içinde geleceğini ama faiz artışlarının çok yavaş adımlarla yapılacağını açıkladı. Sonuçta FED, ilk faiz artışını eylül-aralık arası yaparsa, o zamana kadar Türkiye’de hükümet kurulmuş ve cari açık (bizim tahmininizle) 35 milyar dolara kadar düşmüş olacağı için bunun ekonomik bir krize neden olmasını beklemiyoruz. Döviz kurlarında son iki yılda yaşanan yükseliş, bu senaryoyu büyük ölçüde yansıttı. FED yönetimi de 2013 benzeri sert bir dalgalanmaya neden olmamak için yoğurdu üfleyerek yemeyi tercih ediyor.
HANEHALKI PORTFÖY DAĞILIMI ÖNERİSİ Son 10 yılın disiplinli maliye politikaları Türkiye’de faizlerin düşmesini sağladı. Bundan en olumlu etkilenen varlık sınıfı gayrimenkul oldu. Konut kredi faizleri yıllık bazda yüzde 10-11’e kadar gerilerken, konut değerleri yıllık bazda bunun 2-3 katı artış gösterdi. Dolayısıyla krediyle konut alanlar, koydukları özkaynağı çok kısa sürede katladı. Ancak son 1-2 yılda, yükselen fiyatlar nedeniyle talebin yavaşladığını, zira yatırım amaçlı alınan konutların kira getirisinin düşük kaldığını gözlemliyoruz. Gayrimenkul dünyanın her yerinde hanehalkı portföyünde en büyük varlıktır. Uzun yıllar yüksek enflasyon ve krizlerle boğuşan ülkemizde de gayrimenkul, döviz ve mevduatla birlikte vatandaşın tasarruflarını korumak için ilk tercihi olmuştur. Dalgalı seyreden piyasalar nedeniyle sermaye piyasası ürünleri ortalama hanehalkı portföyünde yok denecek seviyedeydi. Ancak son 10 yılda bireysel emeklilik sistemiyle birlikte 5 milyondan fazla kişi sermaye piyasalarıyla dolaylı olarak tanıştı. Türkiye piyasalarının gelişmeye devam edeceği varsayımıyla kentte yaşayan tipik bir Türk hanehalkına, portföylerinin yüzde 50’sini gayrimenkule, yüzde 25’ini mevduata, yüzde 25’ini ise BES ve hisse senedine ayırmalarını öneriyoruz.
• Yaşadığınız konut haricinde imkan varsa kiraya verilmek üzere yatırım amaçlı ikinci bir konut veya ofis veya dükkan sahibi olabilirsiniz.
• Mevduatta portföyünüzün yüzde 15’ini TL, yüzde 5’ini dolar ve yüzde 5’ini Euro olarak yönetebilirsiniz.
• Portföyün yüzde 25’ini oluşturmasını önerdiğimiz BES ve hisse senedi yatırımlarının ise yatırım fonları vasıtasıyla yapılmasını tavsiye ediyorum.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?