Trump'ın başkan seçilmesinin etkileri

9.02.2017 15:41:470
Paylaş Tweet Paylaş
Trump'ın başkan seçilmesinin etkileri
Piyasaların bu yıl yaşadığı şoklara ABD’de başkanlık seçimini Trump’ın kazanması sürprizi de eklendi. Trump’ın ekonomide büyümeyi desteklemek için kamu yatırımlarını artırması beklenirken bundan dolayı ABD Hazinesi’nin daha fazla borçlanması gerekecek. Bu tahmin ABD’de tahvil faizlerini hızlı bir şekilde yarım puan yukarı itti. Dolar değer kazanırken özellikle gelişmekte olan ülkelerin para birimleri değer kaybetmeye devam ediyor. İngiltere’de Brexit sürprizinden hemen sonra ABD’de yerleşik politik sistemin adayı Clinton’ın yenilmesi, Batı dünyasında politik değişim talebini yansıtıyor. Bu eğilim Avrupa’ya da hakim olursa 2017’de AB’nin devamlılığı sorgulanabilir. Türkiye’nin ihracatı Euro, ithalatı ise dolar ağırlıklı olduğu için Türk Lirası (Meksika Pezosu ile birlikte) en hızlı değer kaybeden kur oldu. Peki bu gidişat Türkiye için daha derin bir krize mi işaret ediyor? Kurun hızla yükselmesi yüksek döviz borçlu bazı şirketleri zora sokacak ve bunun sonucunda şirket iflasları artabilir. 2017 ekonomik büyümesi, hedeflenen yüzde 4’ün oldukça altında kalabilir. Bu durum işsizliği hızla artırıp ülke ekonomisini zora sokabilir. Ancak borcu az ve bütçesi sağlam olan kamunun doğru müdahaleleri bu zorluğun bir krize dönüşmesini engelleyebilir. Bunun maliyeti ise 15 yıldır düzelen bütçenin bozulmaya başlaması ve kamu borcunun tekrar artışa geçmesi olacaktır.

2017 BEKLENTİLERİ
ABD tahvil faizlerindeki artış, piyasaların yaklaşık üç çeyrek puanlık FED faiz artışını iskonto etmesine denk geliyor. Yani aralıkta yaşanabilecek şoku, piyasalar Başkanlık seçimini takiben yaşamış oldu. Bundan sonra piyasalar Trump’ın sözlerinden öte Ocak 2017’den sonraki gerçek icraatına bakacak. Türkiye piyasaları için döviz kurlarının istikrar kazanması en önemli konudur. Dolar/TL kurunun 3,40’a yaklaştığı 22 Kasım itibarıyla Türk Lirası reel efektif kuru 94’e gerilemiş durumda. Basit bir yaklaşımla 100’ün altında değerler TL’nin reel olarak ucuz olduğunu gösteriyor. Bu seviyelerden döviz satıp TL’ye dönmek ve ucuzlamış TL varlıklar arasında fırsat aramak isabetli olur. Örneğin borsada hisse senetleri benzer gelişmekte olan ülkelere göre yüzde 35, gelişmiş ülkelere göre ise yüzde 50 daha ucuzdur. Yüzde 11 seviyesindeki faiz, yüzde 7 enflasyon beklentisi çıkartıldığında, yüzde 4 gibi tatmin edici bir reel kazanç sağlamaktadır.

TÜRKİYE’NİN ALGI PROBLEMİ Yurt dışından arayan bir arkadaşım Türkiye’nin her geçen ay daha olumsuz gözüktüğünü söyleyip görüşümü sorduğunda kendisine iki şey söyledim: 1. Doğru analiz için basında algı yönetimine yönelik haber ve yorumların ötesine bakmalıyız. 2. Gerçek durum muhtemelen gözüken kadar uç noktalarda değildir. Çoğu yerli basın politik nedenlerle ekonomik durumu olduğundan iyi yansıtırken yurt dışı basın ise tam aksine yüzeysel bakış ve jeopolitik nedenlerle durumu olduğundan daha kötü göstermektedir. Örneğin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası (zaten düşük tuttuğu) Türkiye kredi notunu tekrar kıran ve görünümü negatife çeken S&P, üç ay sonra kasım başında görünümü negatiften durağana yükseltti. S&P Türkiye için 2017 sonu dolar/TL kur tahminini 3,25; GSYİH büyüme tahminini ise yüzde 3,2 olarak açıkladı. Türkiye ekonomisi 2016’da şok üstüne şok yaşadı ve yatırım yapılabilir kredi notunu kaybetti. Buna rağmen piyasalar, Türkiye’yi Brezilya kadar cezalandırmadı. Çünkü Türkiye 10-15 yıldır bütçe disiplinini oturttu ve kamu iç borcunu düşürdü. Fakat yüksek cari açık ve özel sektörün döviz borcu, Türkiye’yi yurt dışı dalgalanmalara maruz bırakıyor. 2017’de ekonomi yönetiminde istikrarın, siyasette ise soğuk kanlı bir yaklaşımın hakim olmasıyla hem gerçek durumun hem de algının düzelmesini ümit ediyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz