Türkiye, 2019’da üç seçim yaşayacak: Martta belediye seçimleri, kasım ayında milletvekili ve başkanlık seçimi. Bu bakış açısıyla 2018’de hükümet ekonomiyi güçlü tutmaya çalışacak. Büyüme ve istihdama destek olmak için kamu desteği devam edebilir. Ancak bu politikanın iki kısıdı var: Devletin bütçe açığı ve borçlanma ihtiyacı artıyor. Bu da faizlerin yükselmesine neden oluyor. Diğer yandan bankaların kredi verme kapasitesi sınırlı, çünkü (TL bazında) kredi/mevduat oranı yüzde 140’a yaklaştı. Bankalar, birkaç ay vadeli mevduatla birkaç yıl vadeli kredileri fonlarken zorlanıyor. Vatandaş ekonominin barometresi olarak dolar kuruna bakar. Dolar kurunun iki tarafı var: Dolar kuruna bakınca sadece Türkiye’nin değil ABD ekonomisinin (dünya ekonomisinin dörtte biri) ve bir ölçüde küresel ekonominin bir özetini görüyoruz. Sadece Türkiye ekonomisinin sağlığını ölçmek için biz enflasyona bakmayı tercih ediyoruz. Enflasyonun yükselmesi, Türkiye ekonomisinin iyi gitmediğini ve halkın satın alma gücünün düştüğünü gösterir. 2017’yi yüzde 12’de kapatan yıllık tüketici enflasyonunun, 2018’de aylık seyri ekonomi yönetiminin en önemli barometresi olacak. Merkez Bankası enflasyonu yüzde 5 olarak hedefliyor; ama gerçekte ilk hedefi tek haneye indirmek. Yanlış politikalar takip edilir ve enflasyon çift hanelerde kalırsa ekonomide kırılganlık daha da artabilir.
2017 PİYASA GETİRİLERİ 2
017, Türkiye sermaye piyasaları açısından olumlu bir yıl oldu. Yüzde 48 yükselen Borsa İstanbul’u, yüzde 23 getiriyle Euro; yüzde 22 getiriyle altın takip etti. Bireysel emeklilik fonları ve yatırım fonları sırasıyla ortalama yüzde 15 ve yüzde 13 getirdi. Buna mukabil TL mevduat, gayrimenkul ve doların getirisi enflasyonun altında kaldı.
2018 İÇİN ÖNERİLER
Sermaye piyasalarında getirilere en az üç; hatta beş yıldan uzun bakmak gerekir. Bu nedenle 2017 getirilerine aşırı anlam yüklemeden basiretli yönetim ilkelerimizi sıralayalım: 12017 başında beklentiler genelde kötüydü. Buna mukabil getiriler iyi oldu. Demek ki ortalama beklenti, piyasanın yönüne dair bizi yanıltabilir. Dolayısıyla kimsenin gelecek tahminine fazla önem atfetmeyin. 2Esas olan ucuz olanı almaktır. Hangi yatırım ürünüyle ilgili aşırı kötümserlik varsa o ürün ucuz ve avantajlı olur. Diğer yandan olumlu beklentilerin aşırıya kaçtığı yatırım ürünleri pahalı hale geldiği için almamak daha iyidir. 3Portföyünüzde, değişik varlıklardan makul bir karışım yapın: Mevduat, gayrimenkul, hisse senedi ve döviz. Hangi varlığa ne kadar pay vereceğiniz, risk algınıza ve getiri beklentinize bağlıdır. Bu konuda finansal danışmanlık almak veya iyi yönetilen bir yatırım fonuna uzun vadeli yatırım yapmak en basiretli yaklaşımdır.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?