New York’ta baş döndürücü bir gezi gerçekleştirdim. Manhattan’ın tam ortasında yer alan ve yakında açılacak olan Virgin Hotels şubesini ziyaret etmek için geçtiğimiz günlerde New York’a gittim. Bu şube, ışığı ve şehrin görüntüsünü yansıtan camdan geometrik dış yüzeyiyle 40 katlı bir sanat eseri. New York’u her zaman sevmişimdir, fakat Virgin logosunun Broadway’e çok yakın güzel bir binanın üstünde pırıl pırıl parladığını ve Times Meydanı, Empire State, Doğu Nehri ve Manhattan şehir merkezinin tamamına baktığını görmek bambaşka bir şey. Ayrıca bu oteli hayata geçiren ve lüks otel konusunda yepyeni bir standart oluşturan ekiple görüşmek de çok güzeldi. Evcil hayvan dostu odalardan çatıda bir havuz kulübüne ve üç tarafı 9 metrelik cam duvarlarla kaplı bir çatı katına kadar, projeye kattıkları enerji ve fikirler çıtayı gerçekten yükseltti. Otelin nasıl işletilebileceğiyle ilgili önerilerini duymak için ekiple bir soru-cevap oturumu yaptık. Odada bu kadar çok ilgili, enerji dolu ve düşünceli insanın bulunduğunu görmek harikaydı ve otelin olabilecek en iyi ellerde olduğuna inanmamı sağladı. Ayrıca New Yorkluların çaylarını nasıl demlediğini görmek de ilginç oldu. Bence ben bundan sonra da İngiliz kahvaltı çayını içmeye devam edeceğim. Ekiple bir gün geçirdikten sonra HBO’nun hayatım hakkındaki belgesel dizisi BRANSON’ın galasına katıldım. Ekiple tanışmak ve yönetmen Chris Smith’le sohbet etmek harikaydı. Bana iyi ve kötü tüm öykülerinizi paylaşmanın ve böylece diğer insanların hayatınızın iyi ve kötü dönemlerinden ders çıkarmasının neden bu kadar önemli olduğunu hatırlattı.
İŞE ALMA KRİTERİ New York’tayken ayrıca LinkedIn’in baş editörü Dan Roth ile telefon üzerinden bir soru-cevap oturumu yapmak için Empire State binasındaki LinkedIn ekibini ziyaret ettim. Sohbet sırasında pek çok şeyden bahsettik; güncellenmiş otobiyografimdeki (Finding My Virginity) yeni hikayelerden doğru kişileri işe almaya kadar her şeyi konuştuk. İşletmenize doğru kişileri getirmek küçümsenemeyecek bir konu, özellikle de kıdemli liderlik seviyelerinde. Biz Virgin’de eleştirmek yerine metheden ve güzel karakteri olan kişileri işe almaya çalışıyoruz. Sonuçta, insanlara yeni becerileri öğretebilirsiniz fakat karakterlerini baştan yaratamazsınız. Ayrıca esnek çalışma ve kariyerim boyunca bunu nasıl teşvik ettiğim hakkında da konuştuk. Virgin 80’li yıllarda büyürken, o zamanlar iki çocuğumla yüzen bir evde yaşıyor ve oradan çalışıyordum, zaten başka türlüsünü de yapmazdım. Ayrıca kariyerimin en zor anlarını ve aşırı stresli zamanlarla başa çıkmayı nasıl öğrendiğim hakkında da konuştuk. Seyahatimin son gününde, Steven Bartlett’in Bir CEO’nun Günlüğü isimli podcast’ine katıldım. Steven’ın, üniversiteyi bırakıp 29 yaşında İngiltere’nin en hızlı büyüyen şirketlerinden birini açmaya uzanan, çok ilham verici bir girişimcilik hikayesi var. Onun nasıl başladığına geri dönüp bakmak da çok güzeldi ve bir noktada Virgin’in de ona biraz destek verdiğini söylemekten gurur duyuyorum. Bu podcast’i hepinizle paylaşmak da heyecan verici. Bu yoğun üç gün New York’ta bir çırpıda bitti, fakat şehirden Virgin Hotels’deki ekip için fazlasıyla heyecan duyarak ve Manhattan’da tanıştığım diğer harika insanlardan bir sürü ilham alarak ayrıldım. Umarım hepiniz BRANSON’ı izlemekten ve Finding My Virginity’i okumaktan mutluluk duyarsınız ve umarım onlardan bir şeyler de öğrenirsiniz.
GİRİŞİMCİNİN GİRİŞİMCİYE GÜÇ VERMESİ
Yıllar içinde tanıştığım girişimcilerle tekrar iletişime geçmek ve ne kadar büyüdüklerini görmek her zaman muhteşem. Geçtiğimiz günlerde bu durum Necker’da Niyc Pidgeon ismindeki bir girişimci/psikologla gerçekleşti. Niyc, 2013’te Virgin Money, Virgin Unite, The Northern Rock Foundation ve İngiltere’nin kuzeydoğusundaki Project North East arasında Virgin Start Up pilot programından finansal destek aldı. Bu program Virgin Start Up’ı İngiltere çapında uygulamaya koymamız için bize ilham verdi ve Virgin Start Up da şimdiye kadar 5 binin üzerinde girişimciye finansal destek verdi. Biz Virgin Start Up’ı inşa ederken, Niyc de aldığı destekle kendi iyi yaşam markasını inşa etmeye başladı. Hem Virgin Start Up hem Niyc iş hayatının ilk günlerinde etkinlik davetiyelerini paylaşarak ve etkileşim fırsatlarından bahsederek birlikte çalıştı. Bu deneyim, Niyc’in topluluk önünde konuşma yapma yeteneğini ve buna duyduğu sevgiyi bulmasına yardım etti. Ve bu yetenek, onun pozitif psikoloji koçu rolünün önemli bir parçası haline geldi. Bu etkinliklerden biri, benim de katıldığım ve liderlik derslerinden bahsettiğimiz online bir atölyeydi.
EŞİT DESTEK SÖZÜ Bu networking deneyimleri ve finansal destekle birlikte, Niyc start up girişimini çoğunlukla kadın girişimcilere online dersler, koçluk, etkinlikler ve akıl hocalığı sağlayan küresel bir şirkete dönüştürmeye koyuldu. Ayrıca pozitif psikoloji üstüne çok satan bir kitap yazmaya da vakit buldu. Niyc’in, start up alanında genellikle yeteri kadar temsil edilmeyen ve yeterli finansal desteği bulamayan kadın girişimcileri güçlendirme konusunda bu kadar tutkulu bir şekilde konuştuğunu duymak ilham vericiydi. Gerçekten de İngiltere’de erkeklerin kurduğu her 10 iş için kadınlar 5’ten daha az iş kuruyor. Geçtiğimiz birkaç yılda, Virgin Start Up bu finansal destek açığını kapatmak için yorulmak bilmeden çalıştı ve kadınlarla erkek kuruculara eşit oranda destek sağlanması için söz verdi. Ekip, artık hedefine çok yakın. Start Up kredileriyle kadın kurucuların yüzde 44’üne ve erkek kurucuların yüzde 56’sına finansal destek veriyor. Mevcut Collective Impact programında yüzde 50 oranında kadın kurucu bulunuyor ve London Accelerator programındaki katılımcıların da yüzde 52’si kadın. Virgin Start Up, Niyc ve kadın girişimcileri desteklemek ve karşılaştıkları engelleri yıkmak için çok çalışan herkese teşekkür ediyorum. Bir dahaki buluşmamızı dört gözle bekliyorum, Niyc!
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?