Satılan Şirketimde Çalışmaya Nasıl Devam Edebilirim? Soru 1. Özellikle satın almalarda, eski kurumsal yapının nasıl olduğu çok önemsenmiyor. Hatta “sırf değişim için değişim” yapma eğilimi var....
Satılan Şirketimde Çalışmaya Nasıl Devam Edebilirim?
Soru 1.
Özellikle satın almalarda, eski kurumsal yapının nasıl olduğu çok önemsenmiyor. Hatta “sırf değişim için değişim” yapma eğilimi var. Bu nedenle de satın alınan tarafın çalışanları, yetenekli yöneticiler olsalar bile, satıştan sonra işten ayrılıyor ya da ayrılmak zorunda kalıyorlar. Yeni satın alma gerçekleştiren bir şirkette çalışan biri olarak bu sorunu aşmam nasıl mümkün olabilir, bunun bir yolu var mı?
Arda Kalaycı/ Denizli
Burada çok önemli bir bulguyu tekrarlamak gerek; sosyal kimlik önemlidir. İnsanlar özellikle kendi gruplarını kayırma eğilimindedir. Örneğin insanlar işe adam alırken kendileriyle aynı okuldan mezun olanları ya da daha önce aynı iş yerinde çalışmış olduğu kişileri işe almaya yatkındır. O insanı kişisel olarak tanımadıkları halde, sırf “benzer” oldukları için bunu yapmak isterler. Bunun tersine, şirketler ve liderler de, “dışarıdan” olarak algılanan insanlara karşı ayrımcılık gösterir. Bu davranışsal eğilimin, kendi gen havuzumuzu yaşatmak ve büyütmek için “bizim gibi” olanlara yardım etmeyi öğrendiğimiz, evrime dayalı bir doğal seleksiyon sürecini yansıttığı ileri sürülebilir. Her durumda tepki adeta otomatiktir. Araştırmalar insanların, bu benzerlikler tesadüfi ve anlamsız olsa bile, kendileriyle aynı doğum tarihine, hatta aynı ilk ad ve soyad harflerine sahip olanları kayırma eğiliminde olduğunu göstermektedir.
Bunun sizin için anlamı şudur: Birincisi, (satın alan şirketin aksine) satın alınan kuruluşun bir üyesi olarak, “dışarıdan” olanların bir parçasısınız ve doğal olarak size şüpheyle bakılacaktır. İkincisi, üst yönetimdeki destekçileriniz ve müttefikleriniz artık gitmiştir. Böylece, mümkün olan en kısa sürede ve toplayabildiğiniz kadar güç ve enerjiyle yapmanız gereken şey, eski liderlerin yerine gelen yeni insanlarla ilişki kurmaktır.
Bu da iki şey gerektirir. Birincisi, dışarıdan gelenlerin eski liderlik konumlarına gelmesi olgusu kaşısında duyduğunuz doğal küskünlüğün ve size yabancı olan ve yanlarında kendinizi rahat hissetmediğiniz yeni liderlerle ilişki kurma konusundaki doğal isteksizliğinizin üstesinden gelmelisiniz. Yapılacak en iyi şeylerden birisi de, yeni iktidar yapısının ve kontrolü elinde tutanların tam bir tablosunu oluşturmak ve bu yeni insanlarla ne sıklıkta iletişim kurmanız gerektiğini belirlemektir. Onlarla sık sık temas kurmalısınız.
Ve ikincisi, onlara ulaşmaya çalışırken bu çabada başarılı olabilmek için, yeni liderlerle ortak yanlarınızı ortaya çıkarmanız gerekir. Bunlar tesadüfi ya da anlamsız şeyler olabilir; hemşeri olmak, aynı okula gitmiş olmak, aynı iş yerinde çalışmış olmak ve benzeri gibi, ya da ilgi alanları, hobiler, takım ve spor beğenileri ve benzeri gibi daha önemli şeyler de olabilir. Eğer önceden bir şey YAPMAZSANIZ, kariyerinizin zarar göreceği gerçeğini kabullenmeniz önemlidir. Ve yapmanız gereken de artık iktidarı ele almış insanlarla yakın sosyal bağlar kurmaktır.
Önceki İşimle İlgili Ne Kadar Bilgi Vermeliyim?
Soru 2.
Bir işte çalışırken başka bir iş bulmak her zaman daha kolaydır denir. Ancak genellikle yeni bir işe başvurduğumda önceki işimden neden ayrılmak istediğim soruluyor. Benim gibi işinizden kendiniz ayrılmak istemiyorsanız fakat mevcut işinizdeki bir durum sizi rahatsız ediyorsa bunu açıklamak iyice zorlaşıyor. Böyle bir durumda izlenmesi gereken doğru strateji nedir?
Şule Çom/ İstanbul
İki tavsiye kırıntısı. Birincisi, siz haklı olsanız bile, size hak verilse ya da size adil davranılmamış olsa bile kimse bu olgularla ilgilenmez. Şirketlerdeki en önemli ilkelerden biri, otoriteye itaat ve hiyerarşiye sadakattir. Neyin neden olduğunu tartışmanız sadece insanların; “oyunu kurallarına göre oynamadığınız” ve bu nedenle de mesele çıkaran birisi olduğunuz yolundaki düşüncelerini daha aşikar ve göze çarpar hale getirecektir. İnsanlar ve şirketler sıklıkla yeteneği sadakatle dengeler. Bunu politikada ve hükümette her zaman görebilirsiniz, bu nedenle de neler olduğunu büyük bir mesele haline getirmeyin. Uzun bir süre işsiz kalmak istemiyorsanız, önceki işinizde neler olup bittiği hakkında da konuşmayın. Ve kesinlikle, mutlaka konuşmak ihtiyacı hissediyorsanız, fazla ayrıntı vermeyin, nötr tabirler kullanın. Örneğin, “Ayrıldım çünkü bazı fikir ayrılıkları söz konusuydu” gibi. Olanları yargılamaya ya da bir anlam çıkarmaya kalkışmayın.
İkincisi, kişinin kendini sunumuyla ilgili bütün durumlarda olduğu gibi, yeni iş vereninizin hakkınızda ne düşünmesini istediğinizi düşünün. Bu da özgeçmişinizde ve başvuru mektubunuzda başarılarınızı ve kariyer geçmişinizi vurgulamanızı gerektirir. Bu aynı zamanda başkalarıyla birlikte çalışabilme ve bir ekibin parçası olabilme yeteneğinizin vurgulanması anlamına da gelir. Sizin o işe uygun ve iş birliğine hazırlıklı olduğunuzu belirtebilecek referanslar sunun (tabii ki bu tabirleri kullanarak değil; ama sizin uygun ve uyumlu olduğunuzu tasdikleyecek, eskiden birlikte çalıştığınız insanları kast ediyoruz.) Ancak ana mesaj, anlaşmazlığı küçümsediğinizi göstermek, eğer kovulduysanız mümkünse bundan söz etmemek ve söz konusu durumda sizin haklı olduğunuzu kesinlikle tartışmamaktır.
Ayrıca, hayatınızı sürdürebilmek için yeni bir işi çabucak bulmanız da sizin için önemlidir. Ve, elbette, bu tecrübeden ders alıp tekrarlanmasını önlemek de.
Aynı Şirkette İş Değiştirmenin Doğru Yolu Nedir?
Soru 3.
Şu anda çalıştığım yöneticim işimde oldukça iyi olduğumu düşünüyor. Ben de şu anda çalıştığım şirkette kariyerime farklı departmanlarda, farklı görevlerde devam etmek istiyorum. Ancak bu isteğimi kendi yöneticime ilettiğimde olumlu yanıt alacağımdan şüpheliyim. Bir üst yöneticime gidip kariyer hedeflerimi onunla paylaşmam ne kadar doğru olur?
Özlem Arca/ İzmir
Bu oldukça hileli bir soru. Patronlar genellikle en iyi çalışanlarını gözetme eğilimdedir. Her şeyden önce onlar da kendi birimlerinin performansıyla değerlendirilmektedir ve yetenekli bireylerini şirketin diğer birimlerine kaptırmak, onları, kendi üstün performanslarını sürdürmek anlamında rekabet dezavantajına sürükler. Böylece de kendileriyle ilgili değerlendirmeler ve terfi beklentileri de zayıflar. Kendisine bağlı olarak çalıştığınız insan için vazgeçilmez hale geldikçe, ironik biçimde, bazen şirket içinde başka yerlere geçebilme fırsatlarınız azalır; basitçe o kişi sizi kaybetmeyi göze alamayacağı için bunu yaşarsınız. Bu nedenle, patronunuzun tepkisi hakkında endişe duymakta haklısınız.
Öte yandan, herhangi bir durumda patronunuzu atlayıp doğrudan üst düzey yöneticilere gitmeniz, pek başarı şansı olan bir yol değildir. Bunun nedeni, bu yöneticilerin, seviyeleri ne olursa olsun, işin yapılması konusunda patronunuza tabi olmaları ve onun otoritesini zedeleyecek şeyler yapmak istememesidir. Eğer kıdemli yöneticiler patronunuzun otoritesini zedeleyecek bir şey yaparsa, açıkçası onu elde tutmaları ya da aksi durumda yerine birini bulmaları daha zor hale gelecektir. Bu nedenle de patronlar, ne yaptıklarına bakılmaksızın, üst düzey yönetimin desteğini alır.
Yapılacak en iyi şey, hamlenizin patronun işine yaracağı ve sizin hamlenizi desteklemenin kendisine üstünlük sağlayacağını görmesini sağlayan bir yol bulmaktır. İlke basittir: Herkes her duruma ve karara kendi filtresinden bakar ve “Bunda benim işime yarayan ne var?”ı gözetir. Patronunuzun doğal tepkisi, sizin hamle arzunuzu sadakatsizliğinizin, ki bu sevmedikleri bir şeydir, kanıtı olarak ya da kendisinin ve performans ve kariyerinin dikkate alınmaması olarak görmektir.
Böylece, yapmanız gereken şey, durumu patronuzunun fayda sağlayacağı bir şekilde çerçevelendirmenin bir yolunu bulmaktır. Sizin gelişiminiz ona da kredi sağlamalıdır ve siz de üst yönetimden kredi alabilmek için yeterince zeki olmalısınız. Belki bunun yolu, patrona daha iyi bir konuma yükselmesi için yardımcı olmak ve bunun için söz vermektir. Belki sizin avantajınız, şirketin diğer bölümlerindeki insanlarla daha büyük ve farklı bir ilişki ağı kurabilmeniz ve bu ağı patronunuzun yükselmesi ve kariyeri için kullanmanızdır.
Böylece, yapabileceğiniz en iyi şey patronu kendi tarafınıza çekmek olacaktır. Onu pohpolayın. Onların çıkarları neredeyse oraya bakın. Ve sizin yapacağınız her hamlenin, onun da işine yaramasına dikkat edin.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?