Barbaros Çağa / Çağa&Çağa Hukuk Bürosu Avukatı Eski deyimi hatırlayanlar vardır; “İşin bayıra sürülmesini istiyorsan, avukatını yanında götür”... Ancak, son dönemde trend tersine dönd...
Barbaros Çağa / Çağa&Çağa Hukuk Bürosu Avukatı
Eski deyimi hatırlayanlar vardır; “İşin bayıra sürülmesini istiyorsan, avukatını yanında götür”... Ancak, son dönemde trend tersine döndü. İşadamları, önemli görüşmelerine giderken yanına avukatını, daha doğru bir deyimle, “işletme hukukçusu”nu da alıyor. ABD’de İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayan, oradan Avrupa’ya geçen “işletme avukatlığı” yaklaşımı, son 5 yıldır Türkiye’de de yaygınlaşıyor. Bazı şirketler bünyelerinde, bazıları da hukuk bürolarıyla çalışarak bu eğilime ayak uyduruyor. Avukatlar ise yasal engellerin kalkmasıyla, bu işin daha da gelişeceği görüşünü dile getiriyor.
Son dönemde büyük anlaşma ya da iş görüşmelerine tanık olanlar mutlaka fark etmiştir. Ya da işadamlarından dinleyenler de olmuştur. Artık işadamları, önemli iş görüşmelerine, özellikle de anlaşma müzakerelerine, yanlarında avukatlarıyla gidiyorlar. Bir işadamı, “İtalya’da ortaklık görüşmeleri yapıyordum. İtalyan işadamı, yanında bir avukatla geldi. Ağzından her çıkan sözü, onun yüzüne bakarak ediyordu. Avukatın evet demediğini, o da kabul etmiyordu. Dönüşte biz de sistemimizi ona uydurduk” diyerek trendin yönüne dikkat çekiyor.
Gerçekten de her işadamı yanına bir avukat almasa bile, şirket bünyesinde ya da hukuk bürosu yoluyla, “işletme hukukçusu”yla çalışma eğilimi giderek artıyor.
Bir anlamda, “İşin bayıra sürülmesini istiyorsan, avukatını da yanında götür” sözü artık tedavülden kalkıyor. Şirketlerde “iş avukatlığı”, daha doğru deyimiyle “işletme hukukçuları”nın sayısı hızla artıyor. Ancak, bu tür fonksiyonu üstlenenlerde, hukuk eğitiminin yanı sıra, işletme ve ekonomi formasyonu da önem kazanıyor.
Çağa&Çağa Hukuk Bürosu’ndan avukat Barbaros Çağa da bu tipteki avukatlardan biri... Şirketlerdeki kurumsallaşmayla birlikte, kendilerine yönelik ihtiyacın arttığını söylüyor. Çağa, “Yakın zamana kadar hukukçu ihtilaf çıktığı zaman akla gelirdi. Yani koruyan değil, tedavi eden hukuk ön plandaydı. Ama artık iş öyle bir noktaya geldi ki, joint venture’ların başında bile hukukçular yer alıyor” diyor.
Deneyimli bir işletme avukatı olan Barbaros Çağa ile hukukçunun değişen formasyonunu ve şirketlerin bu konuya yaklaşımını konuştuk:
Dünyada yönetim kurullarında iş avukatlarına da yer veriliyor. Türkiye’de bu konuda nasıl bir tablo var?
Bu biraz karmaşık bir kavram. İş hukuku denince, işçinin hukuku anlaşılıyor. İş avukatı dediğinizde de, normal olarak bizde iş hukuku anlaşmazlıklarıyla ilgilenen meslekler anlaşılır.Sizin kastınız bu değil. Bizim daha çok “İşletme hukuku” diye kullanmak istediğimiz terime yakın olan şeyi söylüyorsunuz.
Bu bütün dünyada yeni bir olaydır. Bizde hukukçu ihtilaf çıktığı zaman akla gelir. Yakın zamana kadar dünyada da bu böyleydi aslında. Yani koruyan hukuk değil, tedavi eden hukuk. Bu yüzden de aslında iş hukukçuya pek fazla danışılarak yapılmaz. Ne zaman ki işler yürümez, durur, anlaşmazlık çıkar, işte o zaman “Biz kavgaya başladık, gel” denir. Bu zaman içinde değişmeye başladı ve özellikle kurumsal yönetimle birlikte patladı. Fakat çağımızda birçok şeyde olduğu gibi çok hızlı gelişti.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?