İnsana Yatırıma Global Standart

Luciano Barbera / Eğitimci    “Investors in People” (Insana Yatırım Yapanlar), son dönemin gözde yaklaşımlarından… Aslında, İngiltere’de doğan, ancak hızla yayınlan bir yönetim standardı....

1.04.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Luciano Barbera / Eğitimci  
 
“Investors in People” (Insana Yatırım Yapanlar), son dönemin gözde yaklaşımlarından… Aslında, İngiltere’de doğan, ancak hızla yayınlan bir yönetim standardı. Özünde insana yatırım yaparak, şirketi daha verimli çalışır hale getirmek var. İngiltere’de her üç kişiden biri bu standardın olduğun yerde çalışıyor. IIP, bu yöntemle organizasyonunun performansını artıran şirketlere sertifika veren bir kuruluş. 26 ülkede, 41 bin den fazla şirketle çalışıyor. Son olarak da Türkiye’ye gelen kurumun danışmanı Luciano Barbera, “Kişinin kendini organizasyonun bir parçası olarak hissetmesi, motive olması için çaba sarf ediyoruz. Standartlar yükseldikçe verim de artıyor” diyor.  
 
Jonas Ridderstrale ve Kjell Nordstörm, Türkçe’ye “Delifişeklik: Sermayeyi Dans Ettiren Yetenek” adıyla çevrilen kitaplarında, “Organizasyon sıradan insanlarla olağanüstü sonuçlara ulaşma sanatıdır. Günümüzde organizasyon buluşçuluğu ve yaratıcılığı sürekli kılacak koşulları yaratmak demektir” değerlendirmesini yapıyorlar. Yazarlar, günümüzün modern şirketlerine beyin gücünün hükmettiğine dikkat çekiyor ve Microsoft’un sadece 27 bin çalışanla dünyadaki en yüksek piyasa değerine sahip şirket unvanını alabilmesini beyin gücüne bağlıyorlar.  
 
Günümüzde şirketler rekabette en güçlü silahın “nitelikli işgücü” olduğunu kavramış durumda. En iyi adayları seçmek, onları geliştirmek için dünyanın önde gelen şirketleri adeta yarış halinde. Bu koşullar insan kaynakları alanında bazı standartları ve uygulamaları öne çıkardı.  
 
IIP (Investors in People – İnsana Yatırım Yapanlar) yöntemi de bunlardan biri… Bir organizasyonun performansının insan kaynağı ile geliştirilmesini yöntem olarak benimseyen tek insan kaynakları standardı olan IIP, son dönemde giderek daha fazla ilgi görüyor. Çünkü, “insana yatırımı, işe yatırım olarak” nitelendiriyor. Üstelik, bu yaklaşımla, uluslararası alanda bir kıyaslama (benchmarking) anlayışının da geliştirilebileceğini savunuyor.  
Bu sistemin şirketlere kazandırdığı artılar da oldukça fazla. Üstelik, şirkete yararını ölçümlemek ve ortaya koymak da mümkün. TNT Express yöneticilerinden Alan Jones, IIP yöntemini uygulamaya koyduktan sonraki ilk 6 ayda şirket karının yüzde 45 arttığına dikkat çekiyor.  
 
Luciano Barbera, IIP’nin özel sektör ve kamuda uygulamaları konusunda farklı liderlikler üstlenmiş bir eğitimci. 250’den fazla organizasyonun ilk adımdan, belgelendirmesine kadar çok değişik aşamalarda IIP projelerinin dizaynını gerçekleştirdi ve bu projeleri yönetti. İngiltere ve Avrupa'da bugüne kadar 70’den fazla organizasyonun ödül öncesi final değerlendirmesini yaptı.  
 
Barbera, IIP’yi, bireysel eğitim ve gelişim hedeflerinin kurumsal hedeflerle örtüşmesi için pratik bir yöntem olarak nitelendiriyor. Geçtiğimiz günlerde Management Centre Türkiye tarafından düzenlenen 9’uncu İnsan Kaynakları Zirvesi’nde bir konuşma yapmak üzere Türkiye’ye gelen Luciano Barbera ile IIP’yi konuştuk:  
 
IIP’nin tarihinden bahseder misiniz? Bu standart nasıl ortaya çıktı?  
 
1990’ların başında İngiltere’de hükümetin, ticari birliklerin, kooperatiflerin, İngiliz Endüstrisi Konfederasyonu’nun işbirliğiyle ortaya çıktı. O dönemde İngiliz ekonomisi bir resesyon içerisindeydi ve buna karşı bir önlem alınması gerekiyordu.  
 
Bu hedefle birçok kuruluş bir araya geldi. İngiliz işgücünün eğitimi, bilgi ve becerisinin artırılması doğrultusunda bir karar aldılar. 1991 yılında da bu bir kalite standardına dönüştürüldü. Aslında, başlangıçta tamamen İngiltere için düşünülmüş ve düzenlenmişti. Ancak, globalleşmeyle birlikte bu standart başka birçok ülke tarafından fark edildi ve dünya çapında bir standart haline geldi. IIP, 1998 yılından bu yana uluslararası bir kalite standardı ve 26 ülkede kullanılıyor.  
 
Neden bu tür uygulamalara gerek duyuldu, bu bir zorunluluk muydu?  
 
Evet, kesinlikle bu bir gereksinimdi. Çünkü, her geçen gün ihtiyaçlarımız, beklentilerimiz artıyor. Örneğin, bir otele gittiğimizde, en iyi hizmeti almak istiyoruz. Şirketler için de aynı şey geçerli.  
 
Önemli olan maksimum verimi alabilmek. IIP standardı da insana yatırım yaparak, şirketi daha verimli çalışır hale getiriyor. Şu anda İngiltere’de her üç kişiden biri bu standardın geçerli olduğu bir organizasyonda çalışıyor.    
 
Peki “İnsana Yatırım Yapanlar” (IIP) gittikçe yaygınlaşan bir kalite standardı, güçlenen bir trend olarak nitelendirilebilir mi?  
 
Az önce de söylediğim gibi, IIP sadece İngiltere için hazırlanmış bir standarttı. Fakat Avrupa’ya, Asya’ya, tüm dünyaya yayıldı. Değişik ülkelerde lisanslı şirketler var. Ve sürekli yeni yeni ülkelerden talepler gelmeye devam ediyor. Sanırım bu IIP’ın bir trend olduğunun bir göstergesi.  
    
IIP, Toplam Kalite Uygulamaları’na benziyor mu?  
 
IIP’nin diğer modellerle bağlantıları var. Örneğin, ISO 9000’i tamamlayıcı özellikler taşıyor. Biz de verimi artırmak için çabalıyoruz. Kişinin kendini organizasyonun bir parçası olarak hissetmesi, motive olması, böylelikle de daha fazla mesafe kat etmesi için çaba sarf ediyoruz. Standartlar yükseldikçe verim de artıyor. Biz bunu hesaplıyoruz.  
 
Bir şirket “Altı adım” sonucunda IIP standardına ulaşıyor. Bu altı adımı açıklayabilir misiniz?  
 
Evet, 6 adımın sonunda şirket bu ödülü almaya hak kazanıyor. Birinci adım “farkındalık”. Bu aşama insanlara IIP’nin anlatılmasını içeriyor. Burada şirketin her kademesindeki çalışanın bu konuda fikir sahibi olması sağlanıyor.  
 
İkinci adım ise teşhis (diagnose), yani şirketin mevcut durumunun resminin ortaya konulması... Bu adım, insana yatırımın ölçümlenmesini kapsıyor. Şirket çalışanlarına bir memnuniyet anketi yapılıyor.  
 
Üçüncü adım ise taahhüt. Burada şirket, değişimi sağlamak için oluşturulan aksiyon planı uygulayacağına dair taahhütte bulunuyor, bir teyit mektubu imzalıyor.  
Dördüncü adım uygulamayı içeriyor. “Teşhis” aşamasında belirlenen tüm alanlarda eksiklerin kapatılması için yeni uygulamalar başlatılıyor. Beşinci adım da değerlendirme yapılıyor. Burada uygulamaların ne derece hayata geçirildiği değerlendiriliyor. Ve son olarak ödül aşamasına geliniyor.  
 
Ya sonuç olumsuz olursa?  
 
Sonucun olumsuz olması şirketin başarısız olduğu anlamına gelmiyor. Sadece henüz uluslararası standartlara ulaşılmadığı anlamına geliyor. Türkiye’de bu sistemi uygulayan ilk firma JTI oldu. JTI, bu uygulamayı başarıyla tamamladığı için mutluyuz. Çünkü, JTI ilk olması ve IIP’nin yararlarını göstermesi açısından çok önemli bir gösterge oluşturuyor. Zaten henüz Türkiye’de tek katılan firma JTI olsa da yakından ilgilenen birçok şirket var. Onlar da kısa sürede “teşhis” (diagnose) aşamasına geçecekler.  
 
Şirketler neden bu ödülü almaya çalışıyor? IIP’nin şirketlere sağladığı avantajlar neler?  
 
IIP’nin şirketlere sağladığı birçok avantaj var. Ölçülebilen ve ölçülemeyen değerler vardır. Bu sistem insanların değerini artırıyor. Öncelikle çalışanın kendini o organizasyonun bir parçası olarak hissetmesini sağlıyor.  
 
İnsanlar, sabah erken kalkıyor, şirkete daha hevesle geliyor, şirkete faydalı olabilmek için daha hevesle çalışıyor. Yani insana yatırım, işe, şirkete yatırıma dönüşüyor. Eğitim ve geliştirmeyi doğrudan işin hedeflerine bağlıyor. Bu standart eğitim ve geliştirme kaynaklarının verimli şekilde kullanılmasını amaçlıyor.Küçük, büyük ilgili tüm şirketlere kendi gelişimlerini takip etme açısından net bir benchmark oluşturuyor.  
 
Bu standarda ulaşmak iş sonuçlarına nasıl yansıyor?  
 
“Investors In People” standardı yöntemlerle değil, sonuçlarla ilgilenir. Bu da önemli bir üstünlüğüdür…Organizasyonun, insanlarının geliştirilmesi için pratik bir yöntemdir. Yapılan araştırmalara göre, IIP standardına ulaşan şirketlerde takım çalışmasında yüzde 90, motivasyonda yüzde 90, şirket içi iletişimde de yüzde 90 artış olduğu sonucu çıkıyor.  
Ayrıca, müşteri memnuniyetinde yüzde 80, rekabet gelişiminde yüzde 70, üretkenlikte yüzde 70, işgücü kaybı azalmasında yüzde 50 artış olduğu görülüyor. Tabii bu finansal göstergelere de yansıyor. Şirketlerin kârlarında yüzde 40-50 artışlar söz konusu oluyor.  
Bunların yanı sıra, uluslararası bir standart tarafından onaylanmış olmak da şirketlere kurumsal saygınlık kazandırıyor.  
 
Çalışanlara etkisinde de ölçülebilir değerler var mı?  
 
Evet. Araştırmalara göre IIP standardına ulaşan firmalarda çalışan insanlarda işine sevgi yüzde 94 seviyesindeyken, diğer şirketlerde yüzde 37. Bunun yanı sıra, IIP uygulayan firmalarda işe güven yüzde 82, iş arkadaşlarıyla iyi geçinme yüzde 92, işe katkı hissi yüzde 57 iken IIP’yi uygulamayan firmalarda sırasıyla bu oranlar, yüzde 42, yüzde 37 ve yüzde 3 düzeyinde.  
 
IIP ödülünü alan dünya çapında şirketler hangileri?  
 
Mc Donald’s, HSBC, BMW, PricewaterhouseCoopers, BBC, AXA, TNT, Holiday Inn’in de aralarında bulunduğu birçok yüksek profilli şirket bu standart sayesinde dünya çapında tanındı ve kârlarını artırdılar. Eylül 2003 itibariyle IIP tarafından onaylanan, farklı ülkelerden 35 bin şirket bulunuyor. 20 bin organizasyon da halen taahhüt aşamasında.  
 
Jtı, Türkiye’de Sertifika Alan İlk Şirket Oldu  
 
“Türkiye’de IIP almak için ilk başvuran şirket JTI’ın insan kaynakları direktörü Sibel Akaltun, uluslararası bir standartla akredite edilmek istedikleri için IIP’yi tercih ettiklerini söylüyor. Akaltun, bu süreçte yaşadıkları deneyimleri şöyle aktarıyor:  
 
İK’da Kalite Standartı  
 
JTI Türkiye’de iş süreçlerimizle ilgili İSO standartlarımız var. IIP’yi de şirketimizde çalışanlarımızı geliştirerek iş süreçlerimize nasıl daha fazla katkı sağlarız diye düşünerek seçtik. Özellikle IIP alalım diye bir düşüncemiz yoktu. Ama bu tarz bir uluslararası standartla akredite edilmek istiyorduk. Ve bulabildiğimiz en iyi standart IIP olduğu için onu tercih ettik. Belli aşamalardan geçtik.  
 
Adım Adım İlerlendi  
 
Birinci adım olan farkındalık çok önemliydi. Bu adım, tüm çalışanları bilgilendirmeyi içeriyor. “Gerekli mi?, neden böyle bir yatırım yapıyoruz?” gibi sorulara yanıt aradık. Konuyu hem insan kaynakları olarak kendi içimizde sindirdik hem de tüm organizasyona bilgi aktardık.  
 
Sonraki adım olan teşhis (diagnose) sürecinde nelerle karşılaşabileceğimizi bulmaya çalıştık. Bu iç denetimle iç iletişim süreçlerimizi ne kadar etkin yapabildiğimizi gördük. İkinci adıma geldiğimizde yurtdışından bir denetçi bizi denetledi. Türkiye’nin her yerinden çalışanlarımızla bire bir görüşmeler yapıldı.  
 
Görüşmeler sonucunda bu standardın içerisindeki kriterlere uygun davranıp davranmadığımızı ölçmeye çalıştılar. Ve bir hareket planı ortaya çıktı. Biz bu hareket planına uyacağız mesajını verdikten sonra, IIP’den bir bağlılık-taahhüt sertifikası aldık. Ve üçüncü adımı hayata geçirdik.  
 
Sonuç Başarılı  
 
Bağlılık sertifikasından sonra aradaki değişim alanlarında bir takım aktiviteler yapıp tüm çalışanlarınızı  bu doğrultuda bilgilendirdik. Ve ocak ayı başında son aşamamızı geçirdik. Geçtiğimiz haftalarda bir uluslararası bir denetleyici tarafından denetlendik. Bizi pozitif olarak önerdiğini ifade etti. 3 haftaya kadar belgemizi alacağız. Böylelikle Türkiye’de bu belgeyi alan ilk şirket biz olacağız.  
 
Türkiye’de şu sıralarda teşhis (diagnose) sürecinden geçen birkaç firma daha var. Garanti Bankası bunlardan biri. JTI olarak IIP standartlarına daha yakın olduğumuz için ilk alan firma biziz. Arkamızdan diğer firmalar da gelecek.  
 
Geri Dönüş Hızlı  
 
Yaptığımız işlerin çalışanlarımız tarafından nasıl algılandığını görmek en önemli beklentilerimizden biriydi. Çünkü, her ne kadar iç iletişim çok iyi diye düşünseniz de algılama farklılıklarında aslında o kadar da iyi olmadığını görüyorsunuz. IIP aldıktan sonra bize geri dönüşünün çok hızlı olduğunu gördük. İç iletişimde inanılmaz bir artış oldu. İç akışlar içerisinde bilgilendirme sistemleri çok hızlandı. Aidiyet duygusu arttı. Artık daha uzun saatler motivasyonunu ayakta tutabilen bir kitleye sahibiz. Sonuçta daha sertifikayı elimize almadan olumlu etkilerini görmeye başladık.”  
 
“Arçelik, Garanti Bankası Ve Coca Cola Da İlgileniyor”  
 
IIP Türkiye Genel Müdürü Mehmet Özel, IIP Türkiye’nin en büyük avantajının JTI gibi Turkcell gibi Türkiye’de insan kaynakları stratejilerine değer veren firmaların bu sürece sahip çıkması olduğunu söylüyor.  
 
Türkiye’den başka firmalarında bu sistemle ilgilendiğini söyleyen Özel, sözlerine şöyle devam ediyor:  
 
“Pfizer, Garanti Bankası, Temsa gibi Türkiye’nin çok önemli firmaları bu sürecin içerisinde.. Coca Cola, Danone, Arçelik  gibi firmalar da oldukça ilgililer, her an katılabilirler. Bu yıl sonuna kadar Türkiye’de en az 15 şirketin bu sürece sahip olacağını tahmin ediyoruz.”  

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz