Ünlü televizyoncu Larry King, finans haberleri ajansı Bloomberg’in kurucusu Micheal Bloomberg, BP Türkiye’nin genel müdürü Tahir Uysal ve diğerleri… Bütün bu isimlerin ortak noktası, kariyerlerinin...
Ünlü televizyoncu Larry King, finans haberleri ajansı Bloomberg’in kurucusu Micheal Bloomberg, BP Türkiye’nin genel müdürü Tahir Uysal ve diğerleri… Bütün bu isimlerin ortak noktası, kariyerlerinin bir döneminde kovulmuş olmaları. Ancak kovulmak onlar için bir son olmadı. Hatta belki de yollarına daha başarılı devam etmelerini kovulmaları tetikledi. “We got Fired” (Biz Kovulduk) kitabının yazarı Harvey Mackay de aynı görüşte. Ona göre, bu isimler bugünkü yerlerini daha önceki işlerinden kovulmalarına borçlu.
Tahir Uysal, bugün sektörün önde gelen şirketlerinden biri olan BP Türkiye’nin genel müdürlük görevini yürütüyor. Akaryakıt işinin önemli yöneticilerinden biri. Uysal, bugünkü düzeyine gelmesinde, diğer önemli faktörlerin yanı sıra, yaşadığı büyük bir deneyimin de ciddi katkısının olduğunu anlatıyor. Uysal’ın dikkat çektiği bu faktör, “işten kovulmaktan” başka bir şey değil. “Çok uzun süre önce bir şirkette 10 yıl boyunca çalıştım. Bu sürenin sonunda kontratımı yenilmediler ve işten kovulmuş oldum” diye anlatan Uysal, yaşadığı bu tecrübenin, bugünkü başarısında da önemli rol oynadığını anlatıyor ve “Neredeyse iyi ki kovulmuşum diyorum” şeklinde konuşuyor.
Sakın şaşırmayın. Tahir Uysal yalnız değil. 90’lı yıllarda iş dünyasının en ünlü ikilisi Sandy Weill ve Jamie Dimon’dı. Weill ve Dimon finans sektöründe uyguladıkları farklı modellerle pek çok başarının altına ortak imza attı. Bu ikilinin ilişkileri Weill’in genel müdür olduğu Shearson şirketinde Dimon’ın işe girmesiyle başladı. 1982 yılında Harvard Business School’dan mezun olan Dimon, Goldman Sachs ve Morgan Stanley gibi şirketlerden aldığı iş tekliflerini American Express’de Weill’in yardımcısı olmak için geri çevirdi. Ona büyük güven duyuyordu. İkili 1985’te American Express’den ayrılarak Commercial Credit’in yönetimine geçti. Daha sonra ise Travelers’ı kurdu. 1998’de Citicorp ile Travelers birleşti. Jamie Dimon, Citigroup’un başkanı ve Salomon Smith Barney’nin de yardımcı CEO’su oldu. Sadece bir ay sonra ise sürpriz bir şekilde Weill en iyi öğrencisi olan Dimon’u işten kovdu. Herkes Dimon’un büyük bir yıkım yaşayacağını düşündü. Fakat, Dimon yoluna devam etti. 2000 yılının Mart ayında Bank One’ın CEO’su oldu. Bu hamlesiyle eski akıl hocasının da rakibi haline geldi. Dimon CEO olduğu yıl, bir önceki yıl 1 milyar dolar zarar açıklayan Bank One’ın, 708 milyon dolarlık kâr elde etmesini de sağladı. Şu günlerde de şirketin 65 milyar dolarlık bir transferle J.P Morgan’la birleşmesi söz konusu.
Kovulmaya hazır olun
90’lı yılların en fazla konuşulan bu hikayesi, insanlara “ne kadar güvenilir bir işiniz olursa olsun işten atılabilirsiniz” mesajını net şekilde vermişti. CEO’ların danışmanı olarak ün yapan Harvey Mackey de son kitabı “We Got Fired” (Biz Kovulduk) da bu mesajı tekrar gündeme getirdi.Yaptığı araştırmalarla kovulmanın herkesin başına gelebilecek bir olay olduğunu gösterdi.
Hatta Mackey, bir adım daha ileri giderek, kovulmalarının ardından başarı öyküleri yaratmış Dimon gibi örnekleri de kitabında ele aldı. Harvey, bu örneklerle kimi zaman kovulmanın bir kişinin başına gelebilecek en iyi şey olabileceğini de ispatlamaya çalıştı.
“Eğer 30 yaşının altındaysanız, önümüzdeki 20 yıl içinde yüzde 90 kovulma deneyimi yaşayacaksınız” diyen Mackay, bir kişinin işinden kovulmasının hayatında başına gelebilecek en iyi şey olabileceğini düşünüyor.
İşten çıkarılmaya hazır olun
Aslında istatistikler, yöneticilerin büyük çoğunun bir gün işlerini kaybedebileceğini düşündüğünü gösteriyor. Amerika’daki yöneticilerin yüzde 95’i hayatları boyunca devam edecekleri tek bir iş olmadığını düşünüyor. Yüzde 68’i işlerini beklenmedik bir anda kaybedecekleri konusunda endişe duyuyor. Yöneticilerin yüzde 82’si ise şirketlerinde kendilerinin performanslarıyla ilgili samimi bir paylaşım yapılmadığı görüşünde. Ünlü insan kaynakları şirketi Korn Ferry’nin 2004’te yaptığı bu araştırmadan çıkan sonuçlara göre, çalışanların çoğu işlerinin sağlam olduğundan şüpheli.
Harvey Mackey de Amerika’daki CEO’ların yüzde 60’ının sonunda işlerinden kovulacağını söylüyor. Yöneticilerin kovulacaklarını anlamaların farklı yolları olduğunu belirtiyor. Bu konuda ipuçları veren Mackey’e göre, bir kişi işe girdiği ilk andan itibaren kovulabileceğini düşünmeli ve ona göre davranmalı. Buna hazırlıklı olmayanların ise kovulduklarında yaşabilecekleri sorunlarla başa çıkabilmeleri için farklı yollar var. Hemen farklı bir iş koluna yönelmek bunların başında geliyor. Mackey, “Kovulmayı asla kişisel olarak algılamayın. Dolayısıyla, asla eski şirketle köprüleri yakmayın. Önce neden işten çıkarıldığınızı anlayın, ardından da yolunuza devam edin. Bu yolu izleyen yöneticiler, yeni işlerinde başarıyı daha kolay yakalıyorlar” diye konuşuyor.
Takımın dışında kaldı
Türkiye’de de “kovulma” tecrübesi yaşamış ama bundan ders çıkararak yoluna devam etmiş başarılı yöneticiler var. İki yıl deneyimin ardından Unilever’den ayrılmak zorunda kalan Haluk Maga, 14 yaşındayken basketbol takımından atılan Çağatay Özdoğru, HP&Compaq birleşmesinin ardından genel müdürlük koltuğunu bırakmak durumunda kalan Mehmet Nalbantoğlu bu isimlerden birkaçı. Hepsinin işten atılma öyküleri ve sonradan elde ettikleri başarılar derslerle dolu. Adeta onlara “iyi ki kovulduk” dedirtecek kadar faydalı deneyimler…
Sabancı Telekom Genel Müdürü Çağatay Özdoğru, BT sektöründe uzun yıllardır yaptığı çalışmalarla dikkat çeken bir isim. Özdoğru’nun 14 yaşında başından geçen bir olay bütün iş hayatını etkilemiş. Basketbol seçmelerinde elenmiş ve takımın dışında bırakılmış. Kendi deyimiyle bu olayın sonucunda Özdoğru iş hayatında yılmamayı, mücadele etmeyi ve kendine güvenmeyi öğrenmiş.
Özdoğru’nun öyküsü
Çocuk denecek yaşta yaşadığı bu deneyim onun tüm hayatını etkilemiş. Eczacıbaşı Basketbol Minik Takımı’nda 12 yaşında lisanslı oyuncu olan Özdoğru, takımdaki seçmelere 14 yaşında yeniden katılır. Fakat Aydan Siyavuş, Özdoğru ve bir arkadaşını daha seçmelerde takımın dışında bırakır. Bu nedenle o ve arkadaşı İstanbul Teknik Üniversitesi Kulübü’ne geçiş yapar. Bu seçmeler sonucunda takımın dışında kalmak onu hırslandırır ve motive eder. Özdoğru, “Bu motivasyonun etkisiyle minik, yıldız ve genç takım seviyelerinde defalarca İstanbul şampiyonu olduk. Türkiye şampiyonalarında da dereceler elde ettik” diyor. Bu olaydan çıkardığı dersi ise şöyle anlatıyor:
“Ben 20 yaşlarımda basketboldan emekli oldum. Yaşadığım bu tecrübe bana iş hayatında da çok faydalı oldu. Eğer kabiliyet ve potansiyelinizin ne olduğunu bilirseniz, önünüze çıkan hiçbir engel sizi hedefinize ulaşmanızdan alıkoymuyor. Bu arada benimle beraber seçme dışı kalan ve beraberce İTÜ Spor Kulübü’ne geçtiğimiz arkadaşımın adı Levent Topsakal’dı. Bilindiği gibi Levent Topsakal Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi basketbolcuları arasına girmiş ve yüzlerce defa milli olmuş bir sporcu oldu. Şu anda da A Milli Basketbol Takımı’nın yardımcı antrenörlüğünü yapıyor.”
BP’nin CEO’su da kovuldu
Türkiye’de de bugün farklı başarılara imza atmış pek çok ünlü yöneticinin geçmişinde işten çıkarılma tecrübesi var. Bunu açık gönüllülükle dile getirenlerin sayısı ise oldukça az. Yine de bu tecrübesinden ders çıkarmayı başarıp yoluna devam eden örnekler de yok değil.
Tahir Uysal, akaryakıt sektörünün önemli oyuncularından BP Türkiye’nin başındaki isim. Başarılı çalışmalarıyla dikkat çeken Uysal, kariyerinin 10’uncu yılında işten çıkarlıma tecrübesi yaşamış. Çalıştığı şirketin yıllık kontratını yenileyememesi sonucunda işten çıkarılan Uysal, “Şirketin işi alamama nedeni politikti ve bu durum iş yerinin tasfiyesiyle sonuçlandı” diyor. Bu nedenle o iş yerinde çalışan kendisi de dahil kimsenin yapabileceği bir şey olmadığını belirtiyor. 5 ay gibi bir süre işsiz kalan Uysal, başlarda bu durumu iyi bir dinlenme süreci olarak değerlendirdiğini söylüyor.
Elbette tempolu bir çalışma hayatına alışmış bir yönetici için birkaç yıl gönül rahatlığı içinde tatil yapmak mümkün olmuyor. Bir süre sonra ekonomik kaygılarda baş gösteriyor. Nitekim Tahir Uysal’da bir süre sonra “bir şey yapmama” hissinin kendini sıkmaya başladığını söylüyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu deneyim sonrasında daha uzun süreli bakabilmenin önemini kavradım. Konunun sadece bir tek yerine odaklanmak yerine, bütün parçalar arasında dengeler kurmak ve gözetmek gerekliğinin farkına vardım. Hepimiz her zaman en baştan ne yapmak istediğimizi bilemeyebiliriz. Fikrimizi oluşturmak için şanslı olmayabiliriz ya da fikirlerimiz değişebilir. Gençlere, denemekten ve yerine göre risk almaktan kaçınmamalarını öneririm. Elde edecekleri deneyimlerin yararını göreceklerdir.”
Çalışanın korkulu rüyası
Vestel İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül ise hayatında hiç işten atılma korkusu yaşamadığını söylüyor. Özveriyle çalışan herkese her zaman iş olduğunu belirtiyor.Yine de kimi zaman sektörel şansızlıkların da olabildiğine dikkat çeken Yüngül, “ Bizim zamanımızda iş bulmak daha kolaydı. Şimdi daha fazla rekabet var. İş imkanı da az açıkçası. Bu nedenle oyunun adı da değişti. Artık çok çalışan ve sabreden kazanıyor. Şirkete bağlılık ve buna bağlı olarak kıdem önem kazanmış durumda” diyor.
Unilever Genel Müdürü İzzet Karaca da “işten çıkarılma deneyimi” yaşamamış. Onun değerlendirmesi daha çok, şirket yöneticileri hakkında. Karaca, “Özellikle toplu işten çıkarmalarda özenli olunmalı. Geleceği parlak, gözden kaçmış ve çalışkan insanları mutlaka korumayı bilin” diye konuşuyor. Ona göre, yeniden yapılanma ya da benzeri toplu işten çıkarmalarda şirketler konunun uzmanlarıyla çalışmıyor.
Oysa şirketlerin çalışanın işten ayrıldıktan sonraki problemlerini en aza indirmek için çalışmalar yapması tavsiye ediliyor. Bu şirketin itibarını koruyabilmesi için son derece önemli. Karaca, uzman şirketlerin işinden ayrılan kişilere psikolojik yardım yapabileceğini hatta bu kişilerin kariyerlerine nasıl devam edecekleri konusunda da yardımcı olabileceklerini söylüyor.
Dönüm noktası olabiliyor
“İşten çıkarılma” aslında önemli bir yaşam deneyimi. İnsanlar böyle bir durumda kendilerini, yapmak istediklerini sorguluyor, yeni kararlar alıyor ve hedefleri doğrultusunda yepyeni bir yıl haritası çizebiliyorlar. Uzmanların çoğu da işten çıkarılmanın önemli bir yaşam deneyimi olduğu konusunda görüş birliğinde.
Shell Türkiye Genel Müdürü Canan Edipoğlu da aynı şekilde düşünüyor. Edipoğlu, işten çıkarmaların şirketler tarafından büyük bir titizlikle yapılması gerektiğini söylüyor. İşten çıkarmanın çalışan kadar şirket açısından da sonuçlarının öngörülmesinin önemine değiniyor. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan kişilere ise şu önerilerde bulunuyor:
“Bu durumda kişilerin olaya profesyonelce yaklaşmaları gerekir. Vasıflarını, deneyim ve bilgi birikimlerini gözden geçirerek, bundan sonraki yaşamlarını en akılcı şekilde planlamaları da şart. Bu kişiler kariyerlerine devam etmek için ellerindeki tüm imkanları kullanmalı.”
Moralinizi bozmayın
Bu olayı başına gelen “en kötü” değil “en iyi” şeye dönüştürmek ise bireyin kendi elinde. Burada kilit nokta moralini bozmamak ve akılcı davranmak.
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Çağlayan Arkan da işten atılan kişinin mümkünse işten çıkarılma nedenini mutlaka öğrenmesi gerektiğini düşünüyor. Ayrılmanın her iki taraf için de olumlu ve öğretici bir deneyim olması gerektiğini savunuyor. Hatta işten çıkarılan kişinin şirket politikaları el veriyorsa, şirketten eğitim ve yeni bir iş bulma konusunda yardım istemesi öneriyor. Moral bozmamanın burada anahtar nokta olduğuna değinen Arkan sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kişinin yaşananlardan gerekli dersleri çıkararak en kısa zamanda yeni arayışlara girmesi gerekir. Bu sürecin mümkün olduğunca kısa sürmesi için kişi ‘geçmişte ne yaşandığı, neden olduğu’ gibi konularla ilgili değerlendirmeleri de hızla yapmalı. Kritik husus ‘hızla geleceğe odaklanmak’. Zira, duygusal girdaplar kişinin psikolojisini, enerjisini ve hatta sosyal statüsünü aşağılara çekebilir.”
TÜRKİYE’DEN YOLUNA DEVAM EDENLER
SATIŞLARI 10 KAT ARTIRDI Haluk Maga kariyerine 1990 yılında Unilever’de pazarlama bölümünde başladı ve 2 yıl sonra işten çıkarıldı. Bu deneyimin ardından Microsoft Türkiye operasyonunu geliştiren 5 kişilik grubun içinde yer aldı. Maga’yı genel müdürlüğe taşıyan, ürün pazarlama ve korsan yazılımlara karşı gösterdiği başarı oldu. Ayrıca 4 yılda satışları 10 kat artırmak gibi bir rekora da imza attı.
YARDIMCILIKTAN GENEL MÜDÜRLÜĞE Cisco Systems'ta kurumsal müşterilerden ve KOBİ’lerden sorumlu genel müdür yardımcısı olarak göreve başlayan Gökhan Akça, Cisco Systems’da işten çıkarıldıktan sonra Koç Bilgi Sistemleri AŞ’de kariyerine devam etti. 2004’ten bu yana genel müdürlük görevini yürütüyor. Koç Sistem’in e-dönüşüm vizyonunun geliştirilmesinde söz sahibi.
KURUMSAL ŞİRKETİ TERCİH ETTİ Kariyerinin 10’uncu yılında işten çıkarılma deneyimi yaşayan Uysal, bugün akaryakıt sektörünün dev şirketleri arasında yer alan BP Türkiye’nin Genel Müdürü. Bu deneyiminin ardından kurumsal şirketlerle çalışmanın kendi kariyeri için daha faydalı olacağını anlayıp, yoluna bu doğrultuda devam etti.
LOJİSTİKTE BAŞARILARA İMZA ATIYOR HP - Compaq birleşmesinin ardından işinden ayrılmak zorunda kalan Compaq eski genel müdürü Mehmet Nalbantoğlu, kariyerine Ekol Lojistik’te genel müdür olarak devam ediyor. Yeni görevinde, dünyada ilk kez teknolojiyi müşteri adına yaparak değişken maliyetli bir hizmet sunulmasında etkili oluyor. Şirket içinde teknolojik alt yapıyı etkin kullanmasıyla da dikkat çekiyor.
KOVULMAK ONLAR İÇİN YENİ BİR BAŞLANGIÇ OLDU
MICHAEL BLOOMBERG: 1981 yılında Salomon Brothers’taki işinden atıldı. Çoğu kişi onun işinden atılmasının bugün dünyanın en önemli finansal haber ajanslarından biri olan Bloomberg L.P’nin oluşmasını tetiklediği görüşünde. Daha sonra şirketteki görevini bırakıp New York City Belediye Başkanı oldu.
LARRY KING: Radyo söyleşileri yaptığı işinden atıldıktan sonra dünyanın en fazla izlenen şovunun sahibi oldu. Kendi geliştirdiği tarzıyla dikkatleri üzerinde topladı. King’in şovu pek çok farklı ödüle de layık görüldü.
JESE VENTURA: Lokal bir radyo istasyonunda çalışırken işinden kovuldu. Yılmadı ve kendi kariyeri için farklı yollar aramaya başladı. Politikaya atıldı ve şu anda Minnesota valiliği yapıyor.
JOE TORRE: Farklı pek çok beyzbol takımından atıldı. New York Yankees’de gösterdiği büyük başarıyla dikkatleri üzerinde topladı. Kariyerinde o kadar çok kovulma deneyimi yaşadı ki herkes onun iş hayatının bittiğini düşündü. Oysa o Yankees’in Dünya Serisini son 6 yılda üç kez kazanmasını sağlayarak bu düşünceleri haksız çıkardı.
JAMIE DIMON: Finans sektörünün altın çocuklarından biriydi. Sandy Weill’le birlikte dünyanın en önemli finansal servis şirketlerinden Travelers’ı kurdu. Fakat Weill, Travelers Citicorp’la birleştikten sonra onu işten çıkardı. Dimon ise yoluna devam etti ve o dönemde sorunları olan Bank One’ın CEO’su oldu. Yaptığı çalışmalarla şirketi bir yıl içinde kâra geçirmeyi başardı.
TÜRKİYE BU KONUDA HASSAS
Türkiye'de yılda ortalama kaç üst ve orta düzey yöneticinin işten çıkarıldığını düşünüyorsunuz?
Türkiye’nin ilk 500 şirketi için bir genelleme yapmak gerekirse, üst düzey yöneticinin işten çıkarılması ya da mobbing (duygusal taciz) ile istifa etmeye zorlanması oranı yüzde 1-2 civarındadır. Yine de genellikle üst düzey yöneticilerin işten çıkarılması ile ilgili verilerin, Türkiye’de çok sağlıklı olmadığını düşünüyorum.
İşten çıkarma konusunda ne kadar “şeffaf” davranılıyor?
Üst düzeydeki ayrılışların daha çok “anlaşmalı boşanma” formatına sokulmaya çalışıldığını gözlemliyoruz. Batıda bu tip ayrılmalar tüm şeffaflığı ile lanse edilirken, Türkiye’de herkesin bildiği, ancak bilmezden geldiği bir oyuna dönüştürülüyor. Örneğin; tüm dünya HP’nin eski Genel Müdürü Carly Fiorina’nın işten çıkarıldığı için ne kadar tazminat alacağı detayına kadar bilgi sahibi olabiliyor. Biz de ise; birden bire üst düzey yöneticiler emekli olmaya karar verdiklerini açıklayarak koltuklarını boşaltıyor ve kısa bir süre sonra bu emekli olmaya karar veren yöneticiler, bir başka şirketin yöneticisi ya da kendi danışmanlık firmasının sahibi olarak karşımıza çıkıyor.
Şirketin birçok sırrını bilen bir yöneticiyi işten çıkarmak riskli değil mi?
İşten çıkarılan üst düzey yöneticiler için bulunan bir başka kılıf da “yönetim kuruluna atama” yöntemi. Böylece bu kişilere “Sen bu şirketi iyi yönetemiyorsun. Ancak hem şirketi iyi tanıyorsun, hem değerli bir kişisin. Ayrıca birçok da şirket sırrına da sahipsin. En iyisi operasyondan çekil, ama kalben bizimle ol!” mesajı veriliyor. Duygusal bir millet olduğumuz için, işten çıkarma ve çıkarılma olayı Türkiye’de çok zedeleyici/küçültücü bir eylem olarak değerlendiriliyor.
KOVULACAĞINIZI GÖSTEREN 4 SİNYAL
Uzmanlara göre bir kişinin işten atılacağını anlamasının farklı pek çok yolu var. Manpower Türkiye Genel Müdürü Ebru Coş ve HRM Genel Müdürü Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka’ya “Bir yönetici işten çıkarılacağını nasıl anlayabilir” diye sorduk. İşte 4 önemli tehlike sinyali:
1- Performans değerlendirmesi yapılan kurumsallaşmış şirketlerde kişilerin işten atılıp atılmayacağını anlamaları oldukça kolay. Ebru Coş’a göre iki dönem üst üste performans değerlendirmesinden düşük not alan kişi işten çıkarılmayı beklemeli.
2- Kurumsallaşmamış şirketlerde ise, kişiler eğer son 6 ay içinde amirleri tarafından sıkça olumsuz eleştiri alıyorsa ya da ilişkilerde gerginlik hissediliyorsa, işten çıkarılma ihtimali yüksek.
3- Eğer yönetici artık çalışanı eleştirmiyorsa tehlike çanları çalmaya başlıyor. HRM Genel Müdürü Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka’ya göre her zamankinden daha mesafeli bir hava varsa, o zaman çalışanların endişelenmesi gerekiyor.
4- Bunun yanında eğer yönetici yapılan işlerle ilgili çok sık raporlama istiyorsa bu da işten çıkarılmaya yönelik önemli bir işaret. Nazlıaka, bunun çalışan üzerindeki baskıyı artırmak ya da işten çıkarmak için mazeret bulmak gibi gerekçeleri olabileceğini söylüyor.
Şeyma Öncel
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?